Yeni Üyelik
6.
Bölüm

🪶🖤Beni kıskanıyor

@verahare

Attığım son bölüme seksen dört kişi bakmış ve on kişi de oy vermiş. Eğer emeğimin karşılığını alamayacaksam ne diye yazıyorum ki ben? Oy vermek ücretli değil arkadaşlar hatırlatayım. Canım çok sıkılırsa diğer uygulamadan nasıl ayrıldıysam bu uygulamadanda ayrılırım. Benim için hiç sorun değil. Ben her türlü yazarım.

 

 

 

 

Duvarların ötesinde ağaç dallarında öten yaramaz kuşların sesiyle uyandı Sinan. Göğsünde Aylin'in başı vardı. Ilık nefesi göğsünü rüzgar gibi yalayıp geçmişti. Sadece soluğunu hissetmek bile kasıklarını sertleştirebiliyordu. Tüm gün boyunca seğirmiş bir organla başbaşa kalacaktı maalesef. Bu kadın tam ona göre yaratılmıştı. Kendisininde Aylin'e göre yaratılması gibi. Bir an ona karşı çok mu sert davrandığını düşündü. Ona ait olmayan bir kadını hangi hakla kıskanmıştı. Aylin onun kadını değildi ki. O Aylin'in isteklerini yerine getirmek için bir araçtı sadece. Aylin'in canı sıkıldığında başka bir erkek arayışına girdiğinde onu bırakacağını biliyordu. Onlar gerçek dünyada birbirlerine iki yabancıydılar.

 

Huzursuzca kıpırdanıp yavaşça onu kendinden ayırıp ayaklandı.

 

Gözlerini aralamış giyinen Sinan'ı izledi Aylin. Geniş sırtına, muhteşem kürek kemiklerine, sıkı kaslı kalçalarına baktı. Ayak uçlarına kadar ağrıyordu. Yataktan kalkacak gücü bulamıyordu kendinde.

 

"Nereye?"

 

Dönüp Aylin'e baktı "Taksiye çıkacağım." Dedi Sinan.

 

"Beni banyoya taşır mısın her yerim ağrıyor."

 

"Peki"

 

Kendisine doğru gelen Sinan'a "önce jakuzinin suyunu ayarla" dedi Aylin.

 

Jakuziyi sıcak suyla doldurup yabancı markalı kokulu banyo köpüğünü jakuziye döktü Sinan. Odaya dönüp Aylin'in yanına gitti.

 

"Çok mu ileri gittim? Canını çok yakmış olmalıyım"

 

Sinan'ın ona yaşattığı şeyler güzeldi. Aylin hiçbirinden pişmanlık duymuyordu. Kalbi değil ama bedeni deli gibi Sinan'ı istiyordu. Hiçbir erkek ona bu kadar çekici gelmemişti. Bedenine hükmetmesini seviyordu.

 

Kollarını uzattı adama. Sinan kucakladı Aylin'i banyoya geçip jakuziye oturttu onu.

 

"Sen başka bir kadınla birlikte oldun mu?"

 

"O gece ilklerini yaşayan bir tek sen değildin Aylin."

 

Aylin şaşırdı. Böylesine bir adamın hiçbir kadınla ilişkiye girmediğine inanamadı. "Yalancısın" diye sırıttı.

 

"Sen güledur ben gidiyorum."

 

"Bekle. Bir şey daha soracağım hiç sevgilin oldumu?"

"Ne yapacaksın olup olmadığını?"

"Sen benim eskiden sözlü olduğumu ve kısır olduğumu biliyorsun. Ben birini sevip sevmediğini sorunca mı sorun oluyor?"

"Oldu." Deyip kestirip attı Sinan.

 

"Ne oldu ona?"

 

"Başkasıyla evlendi"

 

Bir merak dalgası Aylin'in içini yaladı. Birazdan soracağı sorunun yanıtından korktuğunu hissetti. "Hâlâ seviyor musun onu?" Diye sordu boğazında anlamdıramadığı bir ağrıyla. Yanıtın hayır olmasını diledi. Neden böyle bir şeyi düşündüğüne kendiside anlam veremedi. Sinan'ın bir kadını sevip sevmemesi onu neden ilgilendiriyordu ki. Sorduğuna pişman olmuştu. Ama yinede bütün arzusuyla Hayır demesini istedi.

 

"Hayır." Dedi Sinan "Aldatan bir kadının nesini seveyim?"

 

Duydukları Aylin'i çok mutlu etti. Fakat hiçbir şekilde dışına yansıtmadı bunu. "Gidebilirsin" diye mırıldandı. O gittikten sonra gözlerini kapatıp başını arkaya yasladı. Hayır.Birdenbire yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. Hayır demişti. Hayatında duyduğu en güzel hayırdı bu. Üst üste çalan telefona küfretti. Hışımla kalkıp odasına gitti. Telefona baktı. Ozan'dı.

 

"Ne istiyorsun?"

 

"Kapıdayım" deyip ayağıyla kapıya tekme attı Ozan.

 

Giyinmeye fırsat bulamadan yerdeki bornozunu aceleyle giyip aşağı indi Aylin. Kuşağını sıkıca bağlayıp kapıyı açtı. Ozan içeri geçmek isteyince göğsünden sertçe itti onu. "Ahıra mı giriyorsun hayırdır?"

 

"Aylin lütfen konuşalım."

 

"Konuşacak hiçbir şeyimiz yok seninle." Diye nefretle soludu Aylin. İçi acıdan yandı. Kısır olduğunu bir kusurmuş gibi yüzüne haykırmıştı. "Kısırım ben unuttun mu?"

 

"Özür dilerim bir tanem. Ne olur affet beni canım."

 

Tiksinerek baktı Ozan'a. Bu pislik için göz yaşı döktüğü günler olmuştu. Şimdi ne büyük bir aptallık yapmış olduğunu gördü. Kolunu sertçe kaldırıp avucunun içini Ozan'ın yanağında patlattı. "Siktir git!"

 

"O herif mi girdi kanına?"

 

"Gitmezsen polisi arayacağım."

 

"Çocuk falan umurumda değil her kadın doğurmak zorunda değil ki. Cahillik ettim barışalım artık bir tanem"

 

Uzatılan gül demetine alayla baktı. Ozan'ın şirketinin batmakta olduğunun haberini o da duymuştu. Ozan'ın neden özür dilediğini biliyordu.

 

Gülleri alıp Ozan'ın yüzüne hınçla fırlattı "Şirketinin batmakta olduğunu öğrenmediğimi mi sanıyorsun sen? Oh olsun sana sokaklara düşüp dilenirsin inşallah" diye bağırıp tükürdü yüzüne.

 

"Yine görüşeceğiz seninle ölmemek için köpek gibi yalvartacağım seni kahpe!" Nefretle tehditlerini savurup gitti Ozan.

 

Aylin korktu birden. Ölmek istemiyordu hele böyle bir pisliğin elinden ölmeyi hiç istemiyordu.

~~~~~~

 

İlhan bey torununun durgun halini merak edip "Neyin var canım?" Diye sordu.

 

"Hiç"

 

"Bir şey var sende. Seni ben büyüttüm Aylin. Eğer hastalığını düşünüyorsan merak etme yurtdışına götüreceğim seni."

 

"Bana bir daha doktor lafını etme dede." Dedi Aylin yorgun bir sesle. "Olmuyorsa olmuyor dünyanın sonu değil ya." Dedi ağzının kenarıyla gülümseyip. Masadan kalkıp "Biraz uyumak istiyorum"

 

"Bende çıkacağım şimdi dışarda işlerim var"

 

Odasına çıkıp kendini yatağa attı. Yorganın altına girdi. Kendini bir zavallı gibi hissediyordu. Bütün kötülükler üst üste gelmişti. Ozan'ın gerçek yüzünü görmüştü. Kısır olduğunu öğrenmişti. Anne olamamak ne acıydı. Rahminde bir bebek yetişmeyecekti. Sessizce göz yaşı döktü. Gözleri yorgunca kapandı.

 

Kuşların cıvıltılarını dinlemeye, biçilmiş taze çimlerin kokusunu ciğerlerine çekmeye bayılıyordu Aylin. Sinan'la beyaz bir örtünün üstünde oturmuş göldeki kuğuları izliyorlardı. Bir ara Aylin'in gözleri Sinan'ın parmağındaki alyansa kaydı. Sonsuzluk işaretiyle kaplı bir alyanstı. Aynı alyanstan onda da vardı. 'Bu gerçek' diyordu Sinan Aylin'in saçlarını kulağının arkasına sıkıştırıp. Aylin gülüp geçiyordu. Sinan'ın papatyadan taç yapmaya başladığını görüp 'Bana taç yaptın zaten. Onu kime yapıyorsun Sinan?' Diye sordu. 'Kızımıza' dedi Sinan. Burukça Sinan'a bakıp 'Bizim kızımız yok ki Sinan' üzgünce mırıldandı Aylin. Sinan anlayışla gülümseyip elini karnına koydu 'Annesin sen'. Hiçbir şey anlamayıp kafasını önüne eğince karnını top gibi şişmiş olduğunu gördü Aylin.

 

Rüyadan sıçrayarak uyandı Aylin. Karnını yokladı birden. Hayal kırıklığıyla ellerini çekti karnından. "Rüyaymış" diye mırıldandı. Cama bakınca sokak lambalarının yanmış olduğunu gördü. "Akşam olmuş" telefonu çalınca kaldırdı.

 

Lamia hanım "Nasılsın Aylin?" Diye sordu.

 

"İyiyim sen nasılsın Lamia teyze?"

 

"Ben çok iyiyim kızım. Seni özledim gel biraz oturalım sohbet edelim diyecektim"

 

"Gelirim birazdan"

 

"Bekliyorum canım" deyip telefonu kapattı Lamia hanım.

 

"Anne bu yaptığın doğru değil bilmiş ol" dedi Feride.

 

"Sinanıma Aylin'den başkası yakışmaz "

 

"Ya sabır anne kız zengin abimi ne yapsın?"

 

"Şimdi terliği ağzına yapıştıracam ha! Abinin neyi var kız ne eksiği var?"

 

"Parası yok anne. Davul bile dengi dengine. Boş yere üzme abimi"

 

"Ne boş yerine kız . Aylin'in bu eve Sinan için geldiğini anlamadın mı?"

 

"Abim çok kızacak"

 

Lamia hanım kızını duymamış gibi "Baban kahveye gitti çocuklarda maça. Meryem arkadaşına ders yapmaya gitti. Bizde komşuya gittik mi tamamdır." Deyip kızının koluna girip mutfaktan çıkardı. "Sen bebeğini al. Ben Ali 'ye sesleneyim çıkalım"

 

Feride annesinin arkasından "Ah anne ah" diye söylendi.

~~~~~~~

 

Çalan kapıyı açtığında karşısında Aylin'i görmeyi hiç beklemiyordu Sinan.

 

"Beni içeri almayacak mısın?"

 

Kapının önünden çekilip "şaşırdım bir an kusura bakma"

 

Ceketini çıkarırken "Lamia teyze nerede?" Diye sordu Aylin.

 

"Bilmiyorum evde benden başka kimse yok Aylin."

 

"Yaa" Lamia'nın onlara küçük bir oyun oynadığını anladı Aylin.

 

Gözleri Aylin'in zarif boynuna kaydı. Kendisinin yaptığı izlere baktı. Sanki kolyeymiş gibi izleri taşıyordu boynunda. Saklama gereği duymuyordu bile. Onun pembe dudaklarını yeniden tatmak istedi delice. O dudakların bir gün kasıklarında gezineceğini biliyordu.

 

Sinan'la bakışırken gördüğü rüya gözlerinin önüne gelince gülümsedi birden. Hararetli bir şekilde kan yüzüne hücum etti.

 

Aylin'e baktıkça ızdırap çekti Sinan. Kalbinin ısındığını hissetti. Avuçları sıcacık oldu birden. Kalbinin ritmini değiştiriyordu bu kadın.

 

"Çay demledim içer misin?"

 

"İçerim" dedi Aylin.

 

Birlikte çaylarını yudumladılar. Koyu bir sohbete dalmışlardı.

 

"Peki Ali'nin annesi nasıl öldü?"

 

"Ali'yi doğururken kan kaybından öldü"

 

Aylin'in gözleri doldu "çok üzüldüm"

 

"Üzülmek Zeliş'i geri getirmiyor bize. Biz sadece onun hatırasını canımız pahasına koruyoruz. Ali bizim her şeyimiz. O bize kardeşimizi hatırlatıyor"

 

"Peki babasına ne oldu?"

 

"Araba kazasında öldü"

 

"İyi ki sizler varsınız yoksa Ali'nin hali ne olurdu?"

 

Bir sigara yaktı Sinan.

 

"Aklıma geldi kahvedeki adamı neden dövdün?" Merakla baktı.

 

"Boşver" dedi Sinan. Dövdüğü adamın mahalleden onun korkusundan taşındığını görmüştü bugün.

 

"Cevaplasan iyi edersin"

 

"Hayırdır sorguda mıyım?"

 

Sinan'ın konuşmayacağını anlayıp "İçme şu zıkkımı ya kokusu berbat" diye söylendi Aylin.

 

"Burası benim alanım. Bir daha da buraya gelme Aylin."

 

Böyle bir tepkiyi beklemediği için dudakları aralandı "Kovuyor musun?" Diye mırıldandı masumca.

 

"Güzel kadınsın. Giyimin kuşamında farklı"

 

Omuzlarını silkip "Ne varmış kıyafetlerimde?" Şimdiye kadar hiç kimse kıyafetlerini eleştirmemişti.

 

"Kıyafetin beni ilgilendirmez sonuçta benim hiçbir şeyimsin. Ama bu mahalleye ayak basmanı istemiyorum. Sen ara ben istediğin zaman gelirim sen gelme"

 

Birdenbire diklenip "Bana bak sen kim oluyorsunda kıyafetlerimi eleştiriyorsun? Kendini benim sahibim mi sandın sen?"

 

Ağır, soğuk bir tavırla "Elimi kana bulama benim. Yanımda laf atıyorlar sana" dedi Sinan.

 

"Eee?"

 

Şakakları sinirden zonklarken "Ne ee si ulan laf atıyorlar diyorum laf anlamıyor musun?"

 

"Sanane bundan bana laf atıyorlar sana değil. Bende senin hiçbir şeyin olmadığıma göre sorun yok demektir."

 

"Kimse benim yanımda tanıdığım kadına laf atamaz. Atanda cezasını çeker"

 

Sinan onu kıskanıyordu demek.

 

Gözleri iri iri açılıp "Yoksa sen bu yüzden mi kahvedeki herifi dövüyordun?"

 

"Hele şükür anladın."

 

Aylin birden ürperdi. Kalbinin atışları hızlandı. Sinan onun için adam dövmüştü. Eli ayağı titredi birden. Ne diyeceğini bilemedi. Hışımla kalkıp çıktı evden. Arabasına bindi "Beni kıskanıyor iyi ama neden?"

 

Bölüm sonu.

 

 

Loading...
0%