@verahare
|
Neden hiç oy vermiyorsunuz?
İki hafta sonra...
Ali'ye uygun kalp bulunmuştu. Almanya ya uçak biletini almıştı Aylin. Sinan ve Ali'yle birlikte gitmişti Almanya ya. Hastane masraflarının hepsini o karşılamıştı. Ali'nin ameliyatı sürerken Sinan'ın yanında durmuş ona moral vermeye çalışmıştı. Eve döndüklerinde Aylin'i hayırsever biri olarak ailesine tanıtmıştı Sinan. ~~~~~~~
Ellerinde oyuncak dolu poşetlerle Sinan'ın evine gitti Aylin. merdivenleri çıkıp zile bastı. Etrafına bakınca genç ve orta yaşlı kadınların kendisini merakla süzüp hararetle konuştuklarını gördü.
Kapıyı evin küçük kızı Meryem açtı. Aylin'i karşısında görünce yanakları yukarı kalktı birden "Hoş geldin Aylin abla" deyip içten sarıldı.
İçeri geçtiler.
Kucağındaki bebeğini pış pışlarken "Hoş geldin Feride ben Sinan'ın kardeşiyim " dedi Feride güler bir yüzle.
"Hoşbulduk. Ali nerede?" Diye sordu Aylin.
"Salonda" dedi Feride.
Birlikte salona geçtiler. Lamia hanım ve Osman bey yerlerinden kalkıp Aylin'i karşıladılar.
"Hoş geldin kızım" dedi Lamia hanım mutlu sesiyle.
"Hoş buldum nasılsınız?"
Osman bey "Sayende çok iyiyiz kızım. Ne yapsak hakkını ödeyemeyiz"
"Estağfurullah efendim" dedi Aylin. Ali'nin yanına gitti.
"Kahramanım" dedi Ali coşkun bir sesle.
Aylin güldü . Yatağın kıyısına oturup Ali'nin yanaklarını avuçlayıp "Nasılsın küçük adam?"
Ali "İyiyim hemde çok iyiyim" deyip küçük ellerini uzatıp Aylin'e sarıldı. Yanaklarına öpücük kondurdu.
Evden çıkarken Sinan'ı taksiden inerken gördü Aylin. İçi huylanıp kıpır kıpır oldu birden. Fade kesimi siyah saçları, esmer tenli, ince sakallı, kemerli bir burun, geniş elmacık kemikleri, kare alın, köşeli ve kemikli bir çenesi olduğundan çehresi sert duruyordu. Geniş omuzları,uzun bacakları vardı. İstiyordu işte bu adamı. Arzuları uyanmıştı bir kere. Bu adama sahip olmanın özgürlüğünü istiyordu. Eliyle kendini uyarmaktan çoktan sıkılmıştı.
Yanına gidip kulağına yaklaştı "Ben istediklerini yaptım. Sıra sende Sinan." Diye fısıldadı.
Kadına baktı öylece. Süt beyazı teni, ince küçük burnu, dar bir alın , küçük dar sivri bir çene,yüksek uçlu geniş elmacık kemikleri, ince tatlı bir yüzdü bu. Öpülesi sevilesiydi. Küçük bir ağız,hafif dolgun dudakları, biçimli kaşları, bop kesimi siyah parlak saçlara sahipti.
"Merak ediyorum benim gibi bir adamla ne işin olur senin?"
"Orası beni ilgilendirir. Akşam sana attığım mesajdaki adrese gel." dedi Aylin arabasına binip.
~~~~~
Bade "Sen delirdin mi Aylin?" Diye çığırdı birden. "Tanımadığın adamla böyle bir işe nasıl kalkışırsın?"
İçkisinden bir yudum alıp dudaklarını büzüp "Ozan'ı tanıdım da ne oldu sanki?" Diye mırıldandı Aylin.
"Yapma Aylin göreceksin bak Ozan pişman olacak. Belki de affedersin onu"
Gözleri alev topu gibi parladı birden. Yerinden fırlayıp içki bardağını duvara fırlattı. "Asla!" diye sesini yükseltti Aylin. "O piçi asla affetmem." Aldatılmayı hazmedemiyordu bir türlü. ~~~~~~
Gece olunca banyoya girdi Sinan. Tıraş bıçağını değiştirip kasığındaki ve koltukatlarındaki kısa tüyleri tıraşladı. Yıkandı banyodan sonra saçlarına fön çekip temiz kıyafetlerini giyinip evden çıktı. Taksisine atlayıp Aylin'in yazdığı adrese doğru gitmeye başladı.
Gece için hazırlandı Aylin. Kırmızı saten elbisesini giyindi. Aynadan aksine baktı. Aldatılacak kadar çirkin miydi? Ozanın ona sarf ettiği çirkin sözcükler onu beyninden vurulmuşa çevirdi. Nasıl olur da ona kadın olmadığını söylemişti. Kısır olması onu tam kadın yapmıyordu demek ki.
Kapı çaldı.
Karşısında siyahlara bürünmüş Sinan'ı gördü. Heyecandan karnı guruldamaya başladı. Kara gözlerine baktıkça içinde kasılmalar boy gösterdi. Şimdi istese onu geri çevirebilirdi. Fakat o Sinan'ı istiyordu. Karşısındaki Sinan değilde başka bir adam olsaydı hiç tereddüt etmeden geri çevirirdi. Ses etmeden elini uzattı adama el ele tutuşup yukarı yatak odasına gittiler. Önce Aylin soyundu. Bir an bile olsun tereddüt etmedi. Ozan eğer ona ihanet etmeseydi dünyanın en yakışıklı erkeği de gelse dönüp bakmazdı bir kere. Şimdiyse işler değişmişti. Aylin kısırdı ve Ozan doğurgan olmayan bir kadını istemiyordu.
Yeryüzünde gördüğü en güzel kadınla yan yanaydı Sinan. Kusursuz çıplak vücudundan gözlerini alamadı. Uzvu seğirdi birden. Şakakları zonklamaya başlamıştı. Göğsü koşmuş gibi gürül gürüldü. Ağır sessiz bir nefes çekti. Sinirleri uyarılmış kasları sertleşmişti. Aylin'in titrediğini görünce "istemiyor musun?" Diye sordu. Kaşları bir soruyu çözmek ister gibi çatılmıştı. "Titriyorsun" diye ekledi.
"Üşüdüm birden" diye yalan söyledi Aylin. Erkeğin soyunduğunu görünce gözlerini kaçırdı. Cesaretini toplayıp gözlerini kaldırdı. İnce tüylü geniş göğsüne, uzun kaslı bacaklarına baktı. Karın kaslarına, üçgen kasıklarındaki dolgun damarlara bakınca içini bir titreme tuttu. Bu yabancı adamla en mahrem şeyleri yaşayacaklardı birazdan. Kalbi çarpmaya başladı. İçi ateş gibi oldu. Yüzü nemlendi birden. Yorganın içine girip erkeği izledi. Uyluklarının arasındaki şehvetli eti gururla dikilmişti. Sinan'ın eğilip pantolonun cebinden küçük bir paketi çıkardığını gördü. Öfkeyle doğrulup "Korunmana gerek yok!" dedi çenesi titreyip.
"İkimizden birinin korunması gerek. Sen korundun mu? Hamile kalabilirsin"
Gözleri doldu. Hamile. Bu sözcüğü sürekli duymaktan yılmıştı artık. Kaçtıkça daha çok duyuyordu bu sözcüğü. "Bu asla olmayacak" dedi acıyla yutkunup.
Sinan bir şey anlamadı. Esasen kafa yormadı. Bu kadın onda akıl bırakmamıştı. Elindekini indirip Aylin'e yaklaştı. Bir dizini bükerek yatağa çıktı.Yatak ağırlığıyla çöktü. İlk defa bir kadınla birlikte olacaktı. Aylin'in kehribar gözlerine baktıkça ruhu sızlıyordu. İlk kez bir kadına karşı böyle oluyordu. İncecik vücudundan gözlerini alamadı. Birlikte bağdaş kurarak oturdular. Küçük elleri kaba ellerinin içine alıp okşadı Sinan. Eğilip öptü dudaklarından. Ezelden beri onu istiyormuş gibi öpüyordu. Bu dudakların tadına bakan ilk erkek olduğundan haberi bile yoktu. Ilık ve yumuşaktı dudakları. Taze ve tatlıydı. Ensesinde onun ellerini nazik bir kuvvetle kendine çektiğini görmek büyük bir lütuftu. Dilini sıcacık dudaklarının arasından kaydırdı. Verdikçe alıyordu. Derinlerinde yakıcı bir haz tutuşur gibiydi.
Sinan ve Aylin bu gece birbirlerinin her şeyleriyle ilkleri olacaklardı.
Adamın sakalları Aylin'in boynunu gıdıkladı. Adam doyulmaz bir açlıkla boynunu öpüp emiyordu. Tırnaklarını adamın kaslı beline atıp çizmeye başladı. Öpücükleri Aylin'in kalbini yerinden çıkaracak kadar kuvvetliydi. Ellerini Sinan'ın ensesine götürüp kendine bastırdı. İnledi. Kadının her bir zerresini öptü Sinan. Öptükçe ona acıktı. Vahşileşti birden. Tek isteği Aylin'di. Onun pembe dudaklarından kopan iniltileri heyecanlandırıyordu onu. İkisinin gözleri kenetlendi. Burnunu Aylin'in burnuna sürttü Sinan. Aylin kısa kesik bir nefes verip "Rahatlat beni" dedi uzanıp bacaklarını ayırdı. Bacaklarının arasında Sinan'ın başı vardı. Dili özenle onu tatmaya başlamıştı. Kalçaları kasılıp titrerken inledi. Vücudu kıvrandı. Sanki zamanın hepsine sahipmiş gibi bir hali vardı adamın. Aylin kendini hazdan patlayacakmış gibi hissetti. Topukları Sinan'ın baldırlarına sürtünüp duruyordu. Bir an sonra ayrılıp kesik kesik inleyen Aylin'e baktı. Göğüslerini avuçlayıp uçlarını sertçe ovdu. Kendini dizginleyemiyordu. Anlamdıramadıkları bir tutkuyla birleştiler. Tanıdık. Hiç çekinmeksizin. Sanki önceden de birleşmiş gibi halleri vardı. Bir an sonra Aylin acıdan göz yaşı döktü. Tırnaklarını Sinan'ın kaslı kollarına batırdı. Aylin'in ağlamasına anlam veremedi Sinan. Az sonra sıcaklığı hissedince kendini biraz çekip baktı. Gözleri iradesinin dışında açıldı. Bu gece ilklerini yaşayanın bir tek kendisi olmadığı gördü. Alnından öptü birden. Adamın terden ıslanmış göğsü parıl parıl parlıyordu. Aylin başını kaldırıp dudaklarını uzatıp öptü göğsünü. Teri dudaklarına bulaştı. İkisinin de açlığı dinmiyordu. Attıkları nida odadan taşıyordu. Nefes nefese uzandılar. Çarşafın altına girip Sinan'a sokuldu Aylin. Göğsünü okşadı.
Sinan bir sigara yaktı. Dumanı ciğerlerine çekip usulca dudaklarından üfledi. Yanıbaşındaki kadının soluğu tüylerini ürpertti. "Beni şaşırttın sanıyordum ki sen.. Niye ben Aylin? Neden evlenmek istediğin adam değilde ben söylesene?"
Aylin'in canı sıkıldı "Ben hiçbir zaman evlenmeyeceğim"
Sinan birden ayaklandı.
Aylin merakla "Ne oldu?" Diye sordu.
"Eve gideceğim" dedi Sinan.
"Yaa" diye mırıldandı Aylin. Gök gürültüsünü duyunca "Hih!" Diye irkildi.
Sinan'ın kaşları çatıldı "Korkuyor musun?"
Gözlerini kaçırıp "Kalmak zorunda değilsin" diye mırıldandı Aylin. Kalmasını istiyordu.
Aylin'in korkudan dişlerinin zangırdadığını görünce yatağa geri döndü Sinan. Aylin çok mutlu oldu buna. Gök gürültüsünden hep korkmuştu. Şiddetli bir yağmur yağıp şimşekler çakınca korkup Sinan'a sokuldu. Sıkıca sarıldı.
"Şşş korkma" merhametle göğsündeki başı okşadı Sinan. Aylin'in burnundan saldığı nefesi göğsünü ısıtıyordu. Kanı kaynamıştı ona.
Bölüm sonu.
|
0% |