@verahare
|
Çiğdem, Kadir'le beraber evinin koltuklarına beyaz çarşafları seriyordu. İçi bir tuhaftı. Koskoca yirmi beş yılını bu evde geçirmişti. Bir daha bu evde uyumayacak,dükkandan çıkıp, evine girer girmez kendini koltuğa atıp, kumanda elde kanalları dolaşmayacaktı. Gerçi çok uzağa da gitmiyordu. Üç sokak arkadaydı Kadir'in evi.
"İyi misin?" dedi Kadir.
"Çok değişik bir his." dedi Çiğdem televizyonu çarşafla örterken, "Mutlu ve hüzünlüyüm."
"Bu çok normal." dedi Kadir Çiğdem'in elini öperken.
~~
"Ne güzeller." dedi Zülüf harabe binanın damında güvercinlere doğru koşarken "Baksana baba, paçalarına." Eline aldığı kahverengi paçalı güvercini Garip'e uzattı, "Manzarası çok güzelmiş buranın. Keşke daha önceden görseydim burayı."
"O kadar söyledim sana mahalleyi gez diye."
"Gece buraya gelmeme izin verir misin?"
Kızının yüzünü okşayıp "Tamam." dedi Garip "Senle bir yere gidiceğiz bugün."
"Nereye?" dedi Zülüf kucağındaki güvercini okşarken.
"Gidince göreceksin." dedi Garip. Aniden gözleri karardı. Hafiften sendeledi.
"İyi misin baba?" dedi Zülüf babasını kolundan tutarken, "Gel." deyip koltuğa beraber oturdular, "Neden Doktora görünmüyorsun? Uzun zamandır böylesin. Fark etmediğimi mi sanıyorsun?"
"İyiyim." dedi Garip koltuktan kalkarken "Hadi gidelim." deyip kızına elini uzattı.
~~
Düğün alışverişi başlamıştı. Asiye, annesi ve kardeşleriyle beraber Kenan'ın arabasına binip çarşıya gitmişlerdi.
Turna kucağında Leyla'yla ön koltuğa geçti. Zeynep , İpek vevFırat arka koltuğa geçmişlerdi.
"Beyaz mı olacak elbisem?" dedi Leyla arka koltuğa başını çevirirken.
"Kaç defa sordu? Ben saymayı bıraktım artık" dedi İpek gülerken.
"Evet, beyaz olacak." dedi Zeynep
"Tacım da olacak mı?" dedi Leyla başını Turna'ya doğru kaldırırken.
"Evet." dedi Turna sarı saçları okşarken.
Beraber çarşıya geldiler. İlk önce Leyla ve Fırat'a elbiseler aldılar. Daha sonra kendilerine kıyafet seçmeye başladılar. Baran dışarıda onları bekliyordu.
"Bak dayı." diye Baran'a koştu Leyla. Prenses modeli beyaz elbisesinin eteklerini tutup dönmeye başladı.
"Çok güzelsin." deyip Leyla'yı kucağına aldı Baran. O sırada Fırat mağazadan çıkmıştı. Leyla onu görünce kahkahayı bastı. "Ne oldu?" dedi Baran gülümserken.
"O şey çok komik." dedi Leyla Fırat'ın boynundaki papyonu işaret ederken.
"Anne çıkar şunu artık!" diye bağırarak mağazaya koşarak girdi Fırat.
"Abi gelir misin?" dedi İpek.
"Alışveriş bitti." dedi Baran kucağında Leyla'yla kalkarken.
Yolda kestane almışlardı. Mahalleye geldiklerinde, Turna kestanelerin yarısını alıp, Baran'la beraber evine gitmişti.
"Sen sobayı yak, ben çayı demleyeyim." dedi Turna mutfağa giderken.
Turna evden çıkmadan önce, soba kovasını odunla doldurmuştu. Baran sobayı yakıp mutfağa geçti. Kestanelere bıçakla çizik atmaya başladı. "Nasıl bir elbise aldın?"
Turna gülümsedi, "Yarın göreceksin." deyip bardakları hazırlamaya başladı, "Sen neden kendine bir şey almadın?"
"Almadığımı kim söyledi?" deyip hazırladığı kestanelerle mutfaktan çıktı Baran.
"Aldın yani?" dedi Turna elinde tepsiyle mutfaktan çıkarken.
"Evet." dedi Baran kestaneleri sobanın üzerine dizerken.
Turna radyoyu açıp, Baran'ın elinden tutup koltuğa yöneldi. Baran'ın dizine başını yasladı. Baran onun saçlarını okşamaya başlamıştı. Bu Turna'ya çok iyi geliyordu.
"Çok güzel kokuyor." dedi Baran Turna'nın saçlarını koklarken.
Baran'ın avuç içinden öpüp, "Su kaynamıştır." diyerek kalkıp çayı demlemeye başladı Turna.
Baran sigarasını içmeye başlamıştı.
"Çok içmiyor musun?" dedi Turna ince belli bardaklara çayı dökerken.
"Haddinden fazla."
"Öyleyse neden?" deyip Baran'ın yüzünü okşadı Turna, "Sağlığın için korkuyorum."
Baran gülümsedi. "Senden sonra daha çok içmeye başladım." diyemedi.
~~
"Gereğinden fazla aldın oğlum." dedi Aysel aldıkları kıyafetleri bagajdan çıkartırken.
"Yiyecek değil ki bozulsun, anne." dedi Kenan.
Aysel gülümsedi. Kenan Buke'den başka kimseye anne dememişti.
"Kenan abi sen neden bu kadar uzunsun?" dedi Irmak gülerken.
"Küçükken çok zıpladım." diyerek güldü Kenan.
Irmak siyah gözlerini irice açarak, "Gerçekten mi?" dedi.
"Yok kız, şaka yaptım." dedi Kenan Irmak'ı kucaklarken.
"Leyla'ya gidelim." dedi Nehir.
"Tamam." dedi Aysel, Kenan'la Asiye'ye dönüp "Siz eve geçin." deyip her iki kızını alıp uzaklaştı oradan.
"Annene ne oldu?" dedi Kenan şaşkınca.
Asiye gülümsedi, Kenan'a sarılarak "Bir evladı daha oldu." diyerek aldıkları kıyafetleri eve taşımaya başladı.
"O kadar çok seviyor yani?" dedi Kenan kapıyı kapatırken.
"Evet." dedi Asiye Kenan'ın elinden tutup salona geçerken, "Sana bir şey söyleyeceğim."
"Ne oldu?"
Asiye gözlerini kaçırarak "Annem, evlenince burada beraber yaşamamızı istiyor. Ama sen istemezsen eğer..."
Kenan Asiye'nin sarı saçlarını okşadı "Sen istiyor musun?" dedi.
"İstiyorum. Biz babamdan sonra daha çok bağlandık birbirimize. Babam varken rahattık. Mesela avlu kapısını kapatmıyor, ev kapısını hiç kilitlemiyorduk." diyerek Kenan'ın ellerini tutup, "Beni anlıyorsun değil mi?"
"Hep merak ettim aile olmak nasıl bir şeydir diye." deyip Asiye'nin elini öpüp, "Annen, annem kardeşlerin kardeşimdir." Asiye'nin boynunu öpüp "Sen neredeysen benim evim orasıdır." dedi Kenan.
Kenan'ın başını göğsüne yasladı Asiye. Parmaklarını ipeksi saçların arasından geçirmeye başladı. "Söylesene." dedi Kenan'ın elini sıkarken.
"Neyi?"
"Beni sevdiğini."
Alnını, Asiye'nin alnına dayayıp, gözlerinin içine bakarak, "Seni seviyorum." dedi Kenan sıcak nefesi Asiye'nin yüzüne çarparken.
"Kalacağımız odaya göstereyim sana." dedi Asiye Kenan'ın elinden tutarken.
"Senin odan mı?" dedi Kenan kapı girişinde duruyorken.
"Evet." dedi Asiye "Diğer odaları da gezelim."
"Eviniz büyükmüş." dedi Kenan.
"Evimiz." dedi Asiye imalı sesiyle.
"Evimiz." deyip gülümsedi Kenan.
"Senin için bir şey yapmıştım." diyerek odasına gitti Asiye, "Sana ördüm. Umarım rengini beğenirsin." deyip poşetten beyaz yün kazağı çıkarıp Kenan'a uzattı.
"Bana mı yaptın?"
"Tabi sana yaptım." dedi Asiye.
~~
"Ne güzel." dedi Zülüf çiftlik kapısından geçerlerken.
"Beğendin mi?" dedi Garip.
"Beğenmemem için deli olmam lazım." dedi Zülüf. "Çok büyük bir çiftlik. Her türlü ağaçlar ve meyveler var" deyip botlarını çıkarttı , "Burası kimin?"
"Evin hayırlı olsun kızım." dedi Garip anahtarı kızına uzatırken.
"Ne?" dedi Zülüf şaşkınca "Burası benim mi şimdi?"
"Tabi senin."
"Teşekkür ederim baba."
"Sen benim kızımsın. Yabancılara teşekkür edilir. İnsan babasına teşekkür etmez, onu öper."
Zülüf babasını öpüp, sarıldı. Sonra ağaçlara doğru koştu.
"Hoş geldiniz Beyim." dedi Yaşlı adam.
"Gelmedi mi daha?" dedi Garip.
"Yolda arabanın tekeri patlamış." dedi yaşlı adam mahçup sesiyle "Geldiler işte." diyerek sevinçle çiftlik kapısına doğru koşar adımlarla gitti.
Kamyonetin arkasından, kar beyazı yarış atını çıkartıyordu işçiler.
"Zülüf buraya gel." dedi Garip.
Zülüf babasına doğru baktı.
"Dolunay!" diyerek koşmaya başladı.
"Dikkat edin Zülüf hanım. Dolunay vahşi bir attır." dedi genç adam.
"Hiçte değil." dedi Zülüf Dolunay'ın başını her iki eliyle okşarken.
"Sizi sevdi." dedi genç adam şaşkınlıkla.
"Çünkü beni zaten tanıyor. İlk defa görmüyor yani." dedi Zülüf.
Çiftlik evi ve Dolunay'ın, Zülüf'ün ruhuna iyi geleceğini biliyordu Garip.
Yaşlı adam Zülüf'e baktı, "Hoş geldiniz hanımım."
"Demeyin öyle." dedi Zülüf kaşları çatılırken, "Adımla hitap edin bana."
"Ama..."
"Ne söylüyorsa onu yap, Tahir." dedi Garip.
"Peki Beyim." dedi Tahir.
Tek katlı,taştan villaya girdiler. Ev otantik dekorasyonluydu. Tıpkı Zülüf'ün istediği gibiydi.
"Çok güzel." dedi Zülüf.
"Çalışanlarla tanış." dedi Garip salona gelen üç kadın ve Tahir'le yanındaki genç adamı işaret ederken, "Tahir'in karısı, kızı, ve gelini." dedi kadınları işaret ederken, "Buda oğlu Mehmet, Dolunay'la o ilgilenecek." deyip salondan çıkarken "Birkaç işçi daha alınacak." dedi.
"Ne güzel yemek kokusu geliyor." diyerek kokunun geldiği yöne koştu Zülüf. Çeşit çeşit yemekler vardı. Sarmadan bir tane aldı. "Adınız ne?" dedi orta yaşlı kadına bakarken.
"Narin." dedi orta yaşlı kadın, "Bu da kızım Ceren ve gelinim Yeşim." dedi.
"Memnun oldum." diyerek sarmaları yemeye başladı Zülüf. "Çok güzel olmuş, ellerinize sağlık."
"Eviniz hayırlı olsun, hanımım." dedi Narin.
"Teşekkür ederim." diyerek ellerini yıkadı Zülüf, "Yalnız bana hanımım demeyin, Zülüf deyin yeter."
Akşam yemeğine dört tane yaşlı adam gelmişti. Zülüf hiç birini tanımıyordu. Masanın bir ucunda babası vardı. Karşı karşıya oturuyorlardı. Azrak Zülüf'ün yanındaydı. Rakılar sek içiliyordu. Dört tane adam Zülüf'e mucizeymiş gibi bakıyorlardı. Hepsinin yaşı altmışı geçiyordu ve bu yaşlarına kadar hiç biri evlenmemiş, evlat sahibi olmamıştı. Daha doğrusu buna cesaret edememişlerdi.
"Evin çok güzel." dedi Rıza rakısını tazelerken.
"Teşekkür ederim, efendim." dedi Zülüf.
Rıza ötede bekleyen gence işaret etti. Genç adam elinde büyük bir paketle geldi.
"Umarım beğenirsin." dedi Rıza paketi kendi eliyle Zülüf'e uzatırken.
Çok güzel ve çok pahalı bir tabloydu Rıza'nın hediyesi.
"Teşekkür ederim." dedi Zülüf.
"Çillerin olmasa seni tanımazdım." dedi Rıza gülümserken.
Zülüf gülümsemekle yetindi.
~~
Turna yeni aldığı davul fırından pişen keki çıkarttı.
"Dayımda gelecek mi?" dedi Leyla.
"Sadece kızlar gelecek." diyerek keki kesmeye başladı Turna.
"Peki ben dayıma gitsem olur mu?"
"Uyuyordur şimdi."
"Ya uyumuyorsa?" diye heyecanla atıldı Leyla.
Turna güldü, "Hiç pes etmez misin sen?" diyerek küçük masadan telefonunu alıp Baran'ı aradı. Telefonu İpek kaldırmıştı "Uyuyor mu?"dedi Turna.
"Evet." dedi İpek.
"Tamam." diyerek telefonu kapattı Turna. "Uyuyormuş." dedi Leyla'ya bakarken.
"Uyumuş mu?" dedi Leyla dudaklarını büzerken.
Turna bir dilim keki Leyla'ya uzattı.
"Canım çekmiyor." dedi Leyla mutfaktan çıkarken.
Turna yeniden İpek'i arayıp, Leyla'nın az sonra kapıda olacağını söyleyip, mutfaktan çıktı. Leyla koltuğa uzanmıştı.
"Hadi bakalım dayının evine." diyerek güldü Turna. "İpek teyzen seni karşılayacak." deyip Leyla'yı kapıdan geçirdi. Leyla koşarak eve girdi. Tahta kapı açıktı ve İpek kapıda Leyla'yı bekliyordu.
"Dayım nerede?"
"Uyuyor." dedi İpek.
Leyla koşarak yukarıya çıktı. Loş ışıklı odaya girdi. Yatağa tırmanıp, Baran'ın yanına uzandı. Onu öpücüklere boğdu. Küçük elleriyle Baran'ın yüzünü okşadı.
Baran gözlerini açtığında, Leyla'ya göz göze geldiler, "Ne yapıyorsun?" deyip gülümsedi.
"Sakalını düzeltiyorum." dedi Leyla sakalları her iki eliyle okşarken.
Baran gülümseyip, Leyla'nın saçlarını okşadı, "Teşekkür ederim, küçük hanım." diyerek doğruldu, "Turna aşağıda mı?"
"Ben tek geldim."
"Turna'dan habersiz mi?"
"O beni kapıya kadar geçirdi." deyip sakalları okşamaya devam etti Leyla.
"Fön çekmiş gibi oldu" diyerek güldü Baran. Leyla'da gülmeye başladı.
"Annemden sonra en çok seni seviyorum." diyerek Baran'ı öptü Leyla.
"Bende seni seviyorum." dedi Baran Leyla'yı kolunun altına alırken.
"Dayı?"
"Hım?"
"Bu akşam yanında uyusam olur mu?"
Baran gülümsedi "Olur."
Leyla'nın yaşadığı en güzel duygulardan biri, Asmin'in hala rüyalarına girip, onunla oynamasıydı. İkincisiyse Baran'la uyumaktı.
"Bana masal anlatacak mısın Turna abla gibi?" dedi Leyla.
"Turna masal mı anlatıyor sana?"
"Her gece bir tane."
Baran'da anlatmaya başladı. Leyla ona sarılmıştı. Az sonra her ikisi esnemeye başlamıştı. Leyla uyumuştu. Baran onun başını okşadı. Leyla'nın babasını düşündü. Onu görmeyi öyle çok istiyordu ki. Yakasına yapışmayı, bu küçük bedende açtığı onarılmaz hasarın hesabını sormayı.
~~
Zeynep'le İpek, Turna'nın evine gittiler.
"Hamarat gelinimiz bize kek de yapmış." diyerek güldü Zeynep.
"Çiğdem'le Asiye gelmedi mi?" dedi İpek.
"Birazdan gelirler." diyerek sobaya odun attı Turna, "Leyla ne yapıyor?"
"Abimle uyuyor." dedi İpek.
"Sattı beni." diye güldü Turna.
"Bardaklar eksik." dedi Zeynep.
"Yoo tam." dedi Turna "Beş kişiyiz."
"Zülüf'le Yasemin'de gelecek" dedi Zeynep.
"Ne?" dedi İpek kaşları çatılırken, "Sen manyak mısın?"
"Canım ne var bunda?"
"Allah'ım sabır ver." dedi İpek.
Turna güldü, "İyi yapmışsın."
"Zeynep'in niyeti başka, Turna." dedi İpek başını olumsuzca sallarken.
"Ne yani fena mı olur bizim gelinimiz olsa?" dedi Zeynep Turna'ya dönerken.
"Çok güzel olur." diyerek güldü Turna.
"Kız da zaten dünden razı, değil mi kardeşim?" diyerek göz devirdi İpek.
"Neden öyle konuşuyorsun ki abla? Aralarında çekim var. Bu gözle görülen bir şey sonuçta. İnkar edemezsiniz."
Asiye'yle , Çiğdem gelmişlerdi. Kapının yanındaki askıya ceketlerini asıyorlardı.
Yasemin'le Zülüf , Turna'nın kapısına gelmişlerdi. Zil olmadığından dolayı, Yasemin kapıyı tıklattı.
"Hoş geldiniz." dedi Turna yüzünde geniş gülümseyişiyle.
"Hoş bulduk." diyerek içeri geçtiler Yasemin'le Zülüf.
"Ne güzel sıcacık." dedi Yasemin sobanın yanına otururken.
"Gel yanıma otur." dedi Zeynep Zülüf'e gülümserken.
Zülüf Zeynep'in yanına geçti.
Turna İpek'le beraber çayı getirdi.
Çiğdem gergindi. Asiye onun haline gülmeye başladı.
"Gül sen, gül. Yakında sıra sana gelince bakayım böyle gülebilecek misin?" dedi Çiğdem.
"Kızım sevdiğin adamla evleniyorsun. Silah zoruyla değil yani." diye kahkaha attı Asiye.
"Bir şey mi kaçırdık?" dedi Yasemin İpek'e bakarken.
"Yok kız. Her şey daha yeni başlıyor." dedi Zeynep.
Turna gülmeye başladı.
"Zeynep, ilk geceyi düşündükçe korku ve heyecana esir oluyorum." dedi Çiğdem gergince çayını içerken. "Ne yapacağım kızım ben?"
"Sen yapma..."
"Sus valla bak saçını yolarım." dedi Çiğdem Asiye'ye işaret parmağını sallarken.
Kızların hepsi gülmeye başlamıştı. Zülüf gözleri donuk, yere bakıyordu.
"Bende senin gibiydim. Öyle çok korkuyordum ki, dudaklarım uçukla kaplanmıştı adeta. Ama Asiye'nin dediği gibi, sevdiğin adamla evleniyorsun." deyip kalkıp Çiğdem'in yanına oturdu Zeynep. Onun ellerini avucunun içine alıp, güven verircesine sıktı. İlk gecede üzerine düşen görevleri anlatmaya başlayınca, Zülüf bu konuşmaları duymamak için, hemen Azrak'a onu araması için mesaj atmıştı.
"Hemen geliyorum." diyerek kalktı Zülüf.
"Ne oldu?" dedi Yasemin.
"Babam acil çağırıyor." diyerek evden hızla çıktı.
"Bekle bende geliyorum." dedi Yasemin kapıdan çıkmaya hazırlanırken.
"Ben birazdan yine geleceğim." diye yalan söyledi Zülüf.
"Ha tamam öyleyse." dedi Yasemin içeri geçerken.
|
0% |