Yeni Üyelik
9.
Bölüm

Belki onun kalbinde atan sensindir

@verahare

Bir hafta sonra...

Dilda'ya iftira atan kızları işten atmıştı Savaş. Dilda'yı en son ona hayal kırıklığıyla bakarken görmüştü. Evin dışında Dilda hızlı adımlarla otobüs durağına ilerlerken onu fark etmiş arabadan inip yanına gitmiş neden erken çıktığını sormuştu. Dilda hiçbirşey söylemeyip sadece bakmıştı. Gözlerinde hayal kırıklığı, kızgınlık, tükenmişlik vardı. Ruhunun hali gözlerine yansımıştı.

"Kızları neden attın ki işten iyi çalışıyorlardı."

"Tuğba teyzeyi duymadın herhalde?" dedi Savaş Zahide'ye.

Zahide "Dilda için değil ama senin hakkında doğru konuşmuşlar" dedi.

Savaş'ın yüzü düştü.

"Hiç öyle bakma." deyip Savaş'ın karşısındaki koltuğa oturdu Zahide "Senden bir isteğim var."

"Nedir?"

"Dilda'dan uzak durmanı istiyorum Savaş. Dilda senin görüştüğün kadınlardan farklı. Sende farklı bir adamsın."

"Senden adam olmaz diyorsun yani?"

"Sen tek bir kadına bağlı kalamazsın diyorum."

"Bağlandım bile Dilda'yı seviyorum" dedi Savaş kendinden emin kararlı bir duruşla "Bildiğim tek kadın Dilda. O kalbimin içinde attığından beri diğerlerini gözüm görmüyor duymuyor. Yalnızca Dilda var."

"Yeterince kırıldı kız cağız. İlk kocası cehennemi yaşatmış . Aldatıldı oğlunu kaybetti hayatı alt üst oldu resmen. Şimdi azıcıkta olsa Robin sayesinde yüzü gülüyor. Benim korkum senin bunu mahvetmen Savaş."

"Ben onu üzeceğime ölmeyi yeğlerim. Ona soyadımı vermek istiyorum."

Savaş'ı ilk kez bu kadar kararlı görüyordu Zahide. Dilda onu yavaş yavaş değiştiriyordu.

~~~~

Yarı açık camdan dışarıya izliyordu Sevim. Aras kucağında oturmuş kaldırımda ekili palmiyeleri işaret ediyor başını kaldırıp "Anne bak." diyordu. Sevim oğlunun başını öpüp "Bakıyorum anneciğim." dedi.

Devran karısına döndü. Yüzü hala asıktı. Yıllar sonra eski flörtüyle karşılaşmak nasıl bir talihsizlikti. İçinden şansına sövdü.

"Sevim?"

"Ne?"

"Yaw karıcığım Allah aşkına uzatma."

"Ben mi uzatıyorum? Kocamın eski sevgilisi hastane sırasında karşıma çıkıyor nasıl bir tepki verme mi isterdin senin gibi hal hatır soracak değildim herhalde"

"Kadın evli kocasını sende gördün. Kocasından bahsederken gözlerinin içi gülüyordu. Sen gereksiz yere kıskançlık yapıyorsun"

Sevim kıskançlıktan dudaklarını dişledi. "Annemin evine gideceğim." diye kesin bir dille konuştu. "İndir beni burada otobüsle giderim ben. Sen arkadaşınla yarım kalan sohbetine devam et" dedi kızgın bakan gözleriyle.

"Niye bu kadar kıskançsın?"

"Kadın beni resmen ezikledi. Liseyi bitirmedin mi hani doktor olacaktın sadece ev kadını mısın? Ve sen sadece sustun Devran bey. Keşke annemi babamı dinleyip okusaydım. Evlilik bekler ama eğitim ertelenmezmiş."

"Konuşmama fırsat vermedin ki. Kadını bir dövmediğin kaldı."

"Okul çıkışı Avzem'i yanıma getir. Birkaç gün annemlerde kalacağız"

"Sevim sen şaka mı yapıyorsun ortada kızacak bir şey yok ki. Bir daha o hastaneye gitmeyiz karşılaşmayız kadınla olur biter."

Sevim elini ağzına götürdü. Safra boğazına doğru yükselmişti "Midem çok kötü bulanıyor" dedi yüzünü ekşitip.

Devran Aras'ı Sevim'in kucağından alıp arabayı durdurdu. Sevim aceleyle indi acı suyu kusmak istedi ama kusamadı. Devran'ın eli sırtını okşayınca geri çekildi. Kocasının onu çok sevdiğini biliyordu. Hamilelik hormonlarından mı kaynaklanıyordu bu aşırı kıskançlığı? Diğer hamileliklerinde olmadık şeylere üzülüp ağlıyor bazen de aşırı mutlu oluyordu. Kocasının gidip arabadaki su şişesini alıp yanına gelişini kayıtsızca izledi. Devran avucunu su doldurup Sevim'in yüzünü yıkadı. Suyu içmesine yardım etti.

Yeniden arabaya geçtiklerinde, "İyi misin?" diye sordu Devran ilgiyle Sevim'in yanaklarına yapışan ıslak saçlarını geriye doğru itip. Karısının sessiz kalışına tebessüm etti. Tişörtünü yavaşça sıyırıp elini karnına koydu. İçinde bir kalbin attığını bilmek heyecanlandırıyordu onu. Dudaklarını karnına değdirdi. Tişörtünün altından dolgun göğüslerini okşayıp sıkıştırdı. Karısının sessizce inleyip dudaklarını ısırdığını gördü. Dayanamayıp boynunu öptü "Evimize gidelim" diye fısıldadı kulağına. Dudaklarını kulağına değdirip "Uzun zaman oldu" dedi göğüslerini daha da sıkarken. Sevim dudaklarını içine çekip ıslattı. Kocasını özlemişti. Ateşli bir cinsel hayatları vardı. Ellerini göğsünün altına getirip kocasının elini tutup "Dışardayız biri görecek." dedi kısık bir sesle. Telefonu çalınca kendini toparladı Sevim. Babasıyla konuştuktan sonra telefonu kapatıp "Babam Aras'ı bize getir diyor" dedi. Kocasının asılan yüzünü avuçladı. "Hadi sür arabayı."

Üzüm bağlarına gittiler. İşçiler üzüm kasalarını kamyona yüklüyorlardı. Sevim'in anne babası İşçilerle beraber sabahtan ikindi vaktine kadar üzüm topluyorlardı. Aras dedesini görür görmez "Dede" diye çığırmaya başlamıştı.

Halis bey torununu kucakladı. Kızına sarıldı. "Hoş geldiniz."

Devran "Hoş bulduk baba" deyip Halis beyin elini öptü. Sonra kaynanasının.

Zekiye hanım kızına sarılıp koluna girip bağ evinin yolunu tutarlarken "Aşeriyor musun kızım?" diye sordu. Kızının mutlu bir evliliği olmasına seviniyordu. O kocasıyla çocuklarıyla beraber güler yüzle evlerine geldiği zaman dünyalar onun oluyordu sanki.

"Şu tulumbanın buz gibi suyunda yıkanmış üzüm istiyorum anne." dedi Sevim.

Zekiye hanım yorgunca gülümsedi. Güneşten kızarmış tombul yanakları yukarı kalktı. Gidip kızına üzüm toplayıp tulumbanın buz gibi suyunda yıkayıp kızına uzattı.

"Ellerine sağlık anne." dedi Sevim üzümleri ağzına atarken.

"Akşama mangal yapacağız birlikte mahalleye gidelim. Devran Avzem'i okuldan alıp bize getirir. Özlemişim hepinizi."

"Bende özledim sizi. Filiz'le abim nasıllar?"

Zekiye hanım gülümsedi "Abinin Azerbaycanlı sevdiği bir kız vardı ya hani."

Sevim meraklandı "Aysima mı?" diye sordu. "Ne olmuş ona?"

"Abin dün evlenme teklifi etmiş ona Aysima'da kabul etmiş evlenmeyi."

Sevim şaşkınlıktan güldü "Çok sevindim anne. Abim Nazlı'dan sonra hiç evlenmeyecek sanıyordum."

"Bahsetme o yılandan. Oğlumun kalbiyle oyuncak gibi oynadı o canı sıkılınca da bir köşeye fırlattı. Efe'nin toparlanması uzun bir zaman aldı. Oğlum günden güne eridi." diye kederle konuştu Zekiye hanım. Bir süre sonra mutluluktan dolan gözlerini yumdu gülümseyip "Sonra Aysima çıktı karşısına. bir güneş gibi aydınlattı Efe'nin kalbini. Allah'a ne kadar şükretsem azdır." dedi.

"Akşama Aysima'da gelecek öyleyse" diye güldü Sevim.

"Evet artık abinin çeyizini yapmama yardım edersin"

"Etmem mi?"

"Zekiye hadi hazırlanın gidiyoruz" diye karısına seslendi Halis.

Sevim uzaktaki kocasına baktı. Onu çok özlemişti. Bacaklarının arasındaki sıcaklık bedenini kaplamıştı.

"Hadi Sevim hazırlan."

"Ben biraz daha üzüm yiyeceğim anne. Siz Aras'ı alın gidin biz arkanızdan geliriz." dedi Sevim.

Birlikte eve geçtiler kocasının tişörtünü bir çırpıda çıkarıp boynunu açlıkla öptü Sevim. Kocasının elleri göğüslerini avuçlayıp sıkıyordu. Düzensiz nefesleri birbirine karışırken "Hamilesin zararlı değil mi?" diye sordu Devran karısının göbek çukurunu öpmeye başladı. "Doktorla konuştum dikkatli davranırsak zararlı değil." dedi Sevim titrek bir sesle. Uzun öpüşmelerden sonra birleştiler. İnlemeler aşklarının doruğa çıktığı andaki attıkları nidalar hiç bitmeyecek bir tutkuyla yeniden sevişmeleri devam etti.

~~~~~

Simal'in evinde oturmuş Avşin'i kucağında pışpışlayıp seviyordu Dilda "Teyzesinin güzeli." deyip yanakları öptü.

Simal yaptığı keki ve çayı salona taşıdı. Kızının anne dediğini duyunca seviçle güldü "Geliyorum anneciğim" deyip bardakları getirmek için mutfağa döndü.

"Söylesene nasıl geçtiğini?" diye sordu Rojin kekten bir çatal alırken.

Dilda usançla ablasına baktı "Nasıl geçecek işte adam çocuğunu sevdi sonra eve döndük." dedi ve ekledi "Sandığın gibi bir şey yok aramızda."

"Bir şeyi kaçırmışım" dedi Simal çayı doldurmaya başlarken. "Hangi adamdan bahsediyorsun Rojin."

"Dilda Robin'in babasından hoşlanıyor."

"Yok öyle bir şey." diye kızdı Dilda. Sonra Simal'e dönüp "İnanma ona" diye ekledi.

"Öyleyse sana getirdiği çiçekler neden duvarda asılı duruyor? İnsan sevdiğinden gelen çiçekleri saklar yabancı bir adamınkini değil." dedi Rojin.

"Niye öfkeleniyorsun ki birinden hoşlanmanın ne zararı var ki?" diye sordu Simal.

"Abla aramızda bir şey yok inan bana."

Rojin "Biz senin ablalarınız bir adamdan hoşlandığını neden saklıyorsun anlamıyorum Dilda. Simal Renas'la sevgiliyken ilk senle bana söyledi bunu. Aynı şekilde bende Ferman'la sevgiliyken senle Simal'e söyledim. Sense Savaştan hoşlandığını saklıyorsun. Bunu neden yapıyorsun kardeşim? Biz senin mutlu olmanı istiyoruz yeniden evlenmeni çocuğunun olmasını istiyoruz." dedi tatlılıkla.

Dilda'nın boğazı tıkandı gözleri doldu "Aldandım tamam mı." dedi kırgın bir sesle. Burukça tebessüm etti "Ben hep aldanırım zaten. Bedir'de olduğu gibi."

"Ne olduğunu anlat bize o evden döndüğünden beri iyi değilsin." dedi Rojin.

Dilda olduğu gibi her şeyi anlattı.

"Adam değişmiş olamaz mı?" diye sordu Simal "Bana öyle geliyor ki kardeşim sen Savaş'ı tanımadan yargılıyorsun. Başkalarının ağzından çıkanlara hemen kanmışsın. Dedikleri gibi adam çok çapkın olabilir ama unutma ki sana deli gibi de aşık olabilir. Kim bilir belki onun kalbinde atan sensindir." dedi Simal.

Dilda durup düşündü.

"Şans ver ona." dedi Rojin.

Dilda iyice korkmaya başladı. Yine aynı şeyleri yaşmak istemiyordu. Bedir'le yaşadığı karanlık günleri gözlerinin önünden geçmeye başlamıştı. Bedir'i tanıdığını sanıyordu evlendiği gece kocasının gerçek yüzünü görmüştü. Hasta bir adamdı olmayan bir şeyi olmuş gibi sanan takıntılı bir psikopattı. Evlendikleri gece Dilda'ya kabusu yaşatmıştı. İftiralara bakire olmadığı yalanına başvurmuştu. Onu soyup içine girmeden boşalmıştı. Dilda'yı başka erkeklerle düşündüğünü ona göre kullanılmış bir bedenle işi olmadığını söylemişti Bedir. Ruh sağlığı bozuk bir kocayla yaşamak Dilda'nın da psikolojisini bozmuştu. Dışarıdan bakıldığında mükemmel bir evlilik gibi görünüyordu onlarınki. Bedir düşünceli sevgi dolu bir adam oluveriyordu dışarıdayken. Evde ise kıyametleri koparıyordu. Dilda'yı başka erkeklere bakmakla, gülmekle suçluyordu. Dilda'yla hiçbir zaman cinsel birleşme yaşamamışlardı. Sadece birkaç kez içine girmeden vajinasına boşalmış onu hamile bırakmıştı. Olmayan yaşanmamış şeylerle Dilda'nın ruhunu yaşama sevinci sünger gibi emmişti Bedir.

Robin'in ağlamasıyla kendine geldi Dilda. Avşin'i Simal'in kucağına verip ayaklanıp Avşin'in beşiğine koyduğu Robin'i dikkatle kucağına aldı. "Gel anneye bakalım" deyip sıcacık kulağına öpücüğünü kondurdu. Elbisesinin fermuarını indirip göğsünü açtı. Robin iştahla sütünü içerken "Robin'in varlığı yeterli benim için" dedi Dilda. "İlk evliliğim cehennem gibiydi biliyorsunuz. Yeniden bir adamdan hoşlanmakla aptallık ettiğimi anladım. Aynı şeyleri yaşamak istemiyorum bunu kaldıramam."

"Aynı şeyleri yaşayacağını kim söyledi sana?" diye kızdı Rojin. "Belki Savaş sana en güzel günleri yaşatacak kim bilir. Daha adamı tanımadan yargılıyorsun. Yok çok çapkınmış zamparanın tekiymiş falan. Bekar adam o. Ayrıca bir tek erkekler çapkın olmuyor canım. Kadınlarında çapkını var. Onlar çapkın diye evlenmiyorlar mı sanıyorsun sen?"

"Dilda fazla önyargılı davranıyorsun" diye araya girdi Simal.

"Ben Savaş'ın ruhumu değil bedenimi sevdiğine inanıyorum."

"Buna o aptal kızların söylediklerinden sonra inanmaya başladın" dedi Simal.

"Neyse boş verelim bunları önemsiz şeylere kafa yormayalım." dedi Dilda.

Rojin iyice sinirlendi öfkeyle "Önemsiz dediğin şey senin hayatın" dedi "Ve sen önemsiz değilsin."

Akşam yemeğinden sonra Asmin hanım kızının evine gitti. Torunlarını dizlerine oturtup sevip öptü. Damadı ve kızıyla beraber çay içtiler. Boşalan bardakları tepsiye dizip mutfağa geçti Rojin. Asmin hanımda çaydanlığı alıp arkasından gitti.

"Ne oldu anlat bana Rojin. Dilda'nın nesi var?"

Rojin annesinin sorusuna kaşlarını çattı "Savaş'a aşık."

Duydukları Asmin hanımı şaşırtmadı. "Biliyorum."

"Nereden biliyorsun kim söyledi anne?"

Asmin hanım gözlerini devirip "Anneyim ben evlatlarımın halinden anlarım."

Rojin sırıttı. Annesi üç kızının da aşık olduklarını onlar söylemeden anlamıştı.

"Dilda neden üzgün?" diye sordu Asmin hanım.

Rojin Dilda'nın onlara söylediklerini eksiksiz anlattı.

"Korkuyor anne. Dilda hem çok aşık hem çok korkak. Savaş'ın da Bedir gibi çıkmasından korkuyor. Biliyorsun çok yıprandı aynı şeyleri yaşamaktan deli gibi korkuyor. Bir yanı da Savaş'ı tanımak istiyor."

"Onların kaderi çoktan yazılmış Rojin. Savaş Dilda'yı seviyor"

"Nereden biliyorsun anne daha doğru düzgün tanımıyoruz adamı"

"Doğru düzgün tanımadığımız adam bebeğinin yabancı bir ailede kalmasına izin verdi ama. Dilda'yı sevmese Robin'in iki yaşına kadar bizde kalmasını ister miydi sanıyordun?" diye sordu Asmin hanım. Kızının cevap vermesini beklemeden mutfaktan çıktı "Allah'a emanet olun oğlum."

Ferman ayaklandı "Biraz daha kalsaydın anne." dedi.

"Evde yapmam gereken işler var. Sende sabah işe gideceksin dinlen biraz." dedi Asmin hanım.

Şilan nenesinin bacağına sarıldı "Bende geleyim senle beraber uyuyalım ne olur" diye yalvardı "Yarın tatil"

Asmin hanım torunun çenesini avuçlayıp "Babanla annen izin veriyor mu peki?" diye sordu tatlılıkla.

Ferman "Kalabilir tabi" dedi.

Rojin mutfaktan çıkmış yanlarına gelmişti "Eşofman takımını götür kendinle." dedi kızına. birlikte sokağa çıktıklarında Şilan bir kaç adım öteden yürüyordu. Rojin annesinin koluna girdi "Önce biz sonra torunlarınız yatakta beraber uyumanıza müsaade etmiyoruz" diye sırıttı. Asmin hanımda gülümsedi. "Dilda mutlu olsun istiyorum Rojin. Çok fazla acı çekti hala da çekiyor. Artık yüzü gülsün istiyorum."

"Sen Nergis teyzeyle Zahide teyzenin ağızlarını yokla bir. Savaş hakkında bilgi edin. Bende Janya'ya söyleyeyim Güneş'e abisi hakkında sorular sorsun"

Eve geldiklerinde Dilda'nın odasına gitti Asmin hanım. Kızı uyumaya hazırlanıyordu. "Saat daha erken."

"Robin uyudu bugün biraz yoruldum erken uyumak istiyorum."

Yatağın köşesine oturup kızının yüzünü avuçlayıp saçlarını öptü "Canım kızım canımın içi yavrum." dedi içi titreyerek kızına sarıldı.

"Ne oldu anne?"

Kızının ellerini kendi avuçlarına alıp öptü Asmin hanım "Kaderin sen ummadığın yerde çıkar karşına Dilda. Her şey birdenbire oluverir. Korkuyorsun sakın korkma kızım. Gündüzü mavi olan gökyüzü gece siyah olduğunda gökyüzüne yıldızları seren Allah senin de kalbinden haberdardır. Çok acı çektin ama belki çektiğin acıları unutacak kadar mutlu olacaksın kim bilir"

Bölüm sonu.

Loading...
0%