Yeni Üyelik
32.
Bölüm

Evlenelim

@verahare

Camdan vuran güneş hüzmesi doğrudan Dilda'nın çıplak vücuduna yansımıştı. Savaş sandalyeye oturmuş karısını seyrediyordu. Hafif aralık bacaklarına, yüzünün bir yanını kapatan altın saçlarına, her soluğunda inip kalkan memelerine hayranlıkla bakıyordu. Yuvasının ıslak ve pembe renkli olması kemiklerini ağrıtacak kadar azdırıyordu onu. Kusursuzdu karısı. Kalkıp parmağının boğumunu boynundan ayaklarına kadar sürdü hafifçe. İçi ürperdi birden.

Dilda gıdıklanmaya başlamıştı "Ay yapma öyle gıdıklanıyorum Savaş." Dedi kıkır gülüp.

Dizlerini büküp yatağa çıktı Savaş. Karısının üstüne eğilip karnını gıdıklamaya başladı " Benim gönül verenim gıdıklanıyor demek"

Dilda kahkaha atıyor kendini yan çeviriyordu. Ayakları havayı dövüyordu. Az sonra Savaş'da onun kahkahasına eşlik etti. Dilda kocasını ilk defa kahkaha atarken görüyordu. Kahkahasını sevmişti.

Karısının gözünden yaş gelince durdu. "Banyoya geçelim mi?"

Dilda yıkanmak istemiyordu. Kocasını içinde istiyordu. Alt tarafında sancı vardı ama birleşmeyi çok istiyordu. Bunu kocasına açıklamaya utanıyordu.

Safça "Yoruldun tabii ama merak etme. Sırtına kese atarım kuş gibi hafiflersin ." Dedi.

Karısının sözleri güldürdü Savaş'ı. Sırtına kese atmak istemesi yoruldun demesi ve şimdi şaşkınca bakması onu daha çekici yapmıştı.

"Komik bir şey mi dedim ben?"

Karısını elinden tutup banyoya doğru götürdü Savaş. Dilda evin içinde çıplak yürümekten utandı bir an. Banyo kapısının yanında durdular. Yere kırmızı gül yaprakları serilmişti. Dilda şaşkınlığını gizleyemedi. Yerde birkaç tane mum yanıyordu. Ruha iyi gelen bir müzik çalıyordu. Ve geniş bir küvetin içi su ve çiçeklerle dolup taşmıştı.

Karısını belinden tutup " Hadi girelim küvete" dedi Savaş.

Hayatında ilk kez küvete giriyordu Dilda. Ilık su onu rahatlatmıştı. Kocasının kucağına oturdu. Erkekliği kalçasının altındaydı. Savaş bir an önce yuvasına girmek istiyordu ama karısınında zevk almasını istiyordu. Zevk almayacaksa seks yapmak anlamsızdı.

Karısının boynunu hafifçe yaladı. "Seksi hatunum benim. " Öptü başının tepesini. Kulağının içine "Kendine hiç dokundun mu?" Diye fısıldadı.

Dilda şaşırıp kaldı "Nasıl yani?" diye sordu. Kocasının neyden bahsettiğini anlamadı.

Savaş derin bir nefes çekti ciğerlerine. Her şeyiyle karısının ilki olmak onu gururlandırıyor çocuk gibi mutlu ediyordu. Karısının bacaklarını aralayıp elini eşsiz yuvasına götürdü. Hasas noktasını tuttuğu vakit. Dilda kasıldı kalçası yukarı doğru kalktı.

"Savaş ne yapıyorsun?"

Öptü kulağını "İşte bundan bahsediyorum jinamin." okşamaya başladı.

Dilda kocasının akımına kapılmıştı. Titriyor, bacaklarını kısıyor, tatlı bedeni hazdan kıvrılıyordu. Daha önce böyle bir şeyi hiç yaşamamıştı doğrusu. Vajinasına sadece tüylerini almak için dokunmuştu o kadar. Şimdiyse yuvasındaki saklı sır kocası tarafından ağır ağır çözülüyordu. Göğsünde bir heyecan dalgası coşuyordu adeta. Kocası bir eliyle yuvasını okşuyor diger eliyle memelerini sıkıyordu. Dilda inliyor daha fazlasını istiyordu hep. Bacaklarını kapatıp kocasının elini kıstırıyordu yuvasında daha çok hissetmek için. İnsan bedeni ne tuhaftı.

"Nasıl hissediyorsun söyle?"

Dilda'nın nefesi tıkanır gibi oldu bin türlü duyguyu hissetmişti. Hangisini açıklayabilirdi ki? Varlığından bi haber yaşadığı binlerce siniri içeren yuvası kocası tarafından uyarılmış onu deli etme üzereydiler.

"Söyle" dedi Savaş daha güçlü okşarken.

"Çok..." Dilda kasıldı birden. Boşalıyordu. Yüksek sesle inledi. Bedeni sağa sola dönmeye başladı

Savaş karısını göğsüne iyice yaslayıp okşamaya sürdürdü. Zevk alsın istiyordu.

"Çok güzeldi" dedi Dilda bedeni hâlâ titreyip. "Bu nasıl bir şey ya böyle. Aklımı başımdan aldın resmen."

"Zevk almanı istedim"

"Yine yapar mısın peki?"

"Her zaman" dedi Savaş. O anda karısının attığı sevinç çığlığı ona tebessüm ettirdi.

Dilda birden döndü. "Beni hemen hamile bırak. Senin çocuklarına gebe kalmayı istiyorum Savaş."

Savaş yuvasına girdi yavaşça. Dilda onu sımsıkı sardı. Kalçalarından sıkıca tutup kendini yuvasına itti. Karısı inledikçe daha güçlü itiyordu kendisini. Sıcacıktı karısı. Hani kışın dışarıda kalıp sıcacık bir yeri ister ya insan. Dilda tam olarak Savaş'da bu hissi uyandırıyordu.

Kocasının boynuna sıkıca sarıldı Dilda. Savaş bir eliyle onu kalçasından tutup hareket ettiriyor diğer eliylede memesini avuçlamıştı. Pembe tomurcuğu dudaklarının arasına sıkıştırdı. Yalayıp çekiştirdi. Sütünü hoyratça emdi.

Dilda için elbiseler almıştı Savaş. Karısı yatak odalarında giyinirken "Beğendin mi bakalım?"

"Çok" dedi Dilda siyah, dizlerinin hizasında biten elbisesinin kuşağını bağlayıp.

Birlikte mutfağa geçtiler. Savaş Dilda'ya pankek yapmaya başlamıştı. Dilda bacaklarına sarılı siyah pantolonu ve üstü çıplak kocasını tutkuyla izledi. Kocası her haliyle seksiydi. Birden kalkıp kollarını göğsünün altına getirip sarıldı. Sert göğsündeki seyrek tüyleri avuçlarını gıdıkladı. Öptü sırtından. "Sen ve oğlumuz bana o kadar iyi geliyorsunuz ki.."

"Dilda Güner. Savaş Günerin karısı diyecekler sana."

Dilda tebessüm etti.

Savaş karısının yanağını avuçlayıp "Gururla seni koluma takacağım."

Kahvaltıdan sonra kalkıp bulaşıkları yıkadı Dilda. Savaş yatak odasında giyiniyordu. Telefonu çalınca kaldırdı. Ne söyleyeceklerini bildiği için Savaş duymasın diye kapıyı kapattı.

Rojin kahkaha atmamak için zor tuttu kendini "Vuslatınız gerçekleşti mi kız?"

"He abla gerçekleşti ne yapacaksın?"

Simal Rojin'in elinden telefonu aldı "Nasıldı?"

Dilda'nın yüzünü ateş bastı. Evde, komşuda, kuaförde sadece kadınların bir araya girdikleri alanda sadece cinsellik hakkında sohbet edip gülüşüp konuşmalarını hâlâ anlamış değildi o. İnsan ablaları da olsa mahremini nasıl anlatırdı ki. Kocasıyla çok güzel anlar yaşamıştı ve bu onunla kocası arasında kalacaktı hep.

"Ee hadi anlatmayacak mısın?" Diye sordu Sevim hoperleri açık telefona.

"Yahu neyi anlatayım gerdeğe girdik işte. Daha ne anlatayım."

Rima "Nasıldı öpüp okşadı mı seni yoksa hemen işini mi bitirdi?" Diye sordu.

"Yuh yenge yuh ya"

Kızlar hep birlikte gülüştüler.

"İnşallah bekar kızlar yoktur yanınızda"

"Söyleyene bak. Biz sen bekarken her şeyi konuşuyorduk yanında ama Dilda hanım." Dedi Rojin.

"Anlatmasaydınız o zaman abla."

" Yoksa nazar değecek diye mi söylemiyorsun bize?" Diye sordu Simal. Kız kardeşini kızdırmayı umarak "Korkmuşsundur sen şimdi kocandan. Sadece uyumuşsunuzdur o kadar."

Dilda öfkelendi birden "Ne uyuması be saatlerce birbirimizin içinden çıkmadık. Bu sabah ta karıştık kocamla birbirimize. Her yerimde kocamın izi var. İnanmazsanız geldiğim de gösteririm size."

Kızlar hep bir ağızdan güldüler.

"Ateşli çiftler sizi." Dedi Sevim "Robin'e kardeşin gelmesi yakındır o vakit."

"Duyacağınızı duydunuz hadi tutmayın beni kocamı bekletmek istemiyorum." Deyip telefonu kapattı Dilda.

Evden çıkıp arabalarına bindiler. Savaş Dilda'yı şirkete getirmişti. Dilda görkemli binaya baktı bir süre. El ele içeri geçtiler. Herkes selam veriyordu onlara. Genç güzel kadınları görmek Dilda'nın kıskançlık damarlarını öfkeyle şişirdi. Kocasını binanın içinde bu kadınlarla birlikte çalıştığını düşündükçe kudurmaya başladı.

"Sekreterin kadın mı erkek mi?"

Karısının sorduğu soruya güldü Savaş. Dilda somurttu. "Kadın kadın"

"Peki niye erkek değil de kadın?"

"Ne bilim Dilda ben. İş başvurusuna gelenlerin hepsi kadınlardan oluşuyor"

"Sende bundan pek hoşnutsun"

Karısının tatlı asabi tavırlarına dayanamıyordu Savaş. Her haliyle güzeldi işte karısı.

Asansöre geçtiklerinde kapı kapanınca karısının dudaklarına eğildi. "Senin kıskanan yüreğine kurban olayım ben" belinden tutup kendine çekti karısını. Burunlarını birbirine sürttüler. Karısının etli dudağını ağzına hapsetti Savaş. Vahşi bir açlıkla öpüştüler. Karısını kalçasından tutup kaldırdı. Dilda bacaklarını beline doladı. Kocasının ensesindeki kısa saçlara elini daldırıp okşadı. Asansör durunca hızla ayrıldılar.

Savaş'ın sekreteri yaşlıca bir kadındı. Dilda bunu öğrenince kendini tutamayıp kahkahayı başmıştı. Kocasına sımsıkı sarılıp beraber odasına geçmişlerdi.


Uzandığı yerden Ece'ye masal okuyordu Ceylan.

Ece birden elini Ceylan'ın karnına koyup yumuşak bir şekilde okşadı "Senin buranda bebek varmış abim öyle söyledi."

"Evet bir tanem"

"Bebeğini de masal okuyacak mısın peki?"

Ceylan konuşmaya hazırlanırken Bahadır araya girdi.

"Kızıma masalları ben okuyacağım."

Ceylan göz devirdi. Nerden biliyordu kız olacağını

Zühre salona geçip "Ece patates kızartması yaptım sana " dedi.

Ece mutfağa koştu.

Bahadır Ceylan'a yanaştı "Ne o masal okuyacağımı duyunca yüzünün hali pek bi değişti. "

Ceylan sitemle güldü. "Bir çetenin başı olduğunu anlatırsın bebeğimize. Silahları nasıl iyi kullandığını onlarla adamları nasıl öldürdüğünü de anlatırsın tabii" sinirden hafifçe güldü.

Bahadır fena bozulmuştu "Önceleri yaptığım işten rahatsızlık duymuyordun."

"Önceden hiçbir şeyindim şimdiyse bebeğinin annesiyim. Sense tehlikelisin Bahadır. Uzak durulması gerekensin."

"Ben bebeğimize senden daha iyi bakarım merak etme Ceylan."

"Keşke Emre'yle evlenmeyi kabul etseydim. En azından çocuğuma birileri zarar verecek mi diye düşünmezdim."

Bahadır resmen delirmişti. Önündeki iç içe geçmiş sehpalara tekme attı birden. Ceylan onu umursadı bile.

"Yeter artık ben sen iyi ol diye uğraşıyorum sense damarıma basıyorsun. Evlenmeye çok can atıyorsan doğumdan sonra kiminle evlenirsen evlen Ceylan hanım"

"Beni bebeğimden ayırmaya senin gücün yetmez Bahadır"

"Ben sana da bebeğimize de rahat bir yaşam vadediyorum sen hademeyle evlenmediğine yanıyorsun"

"Bağırma bana insan gibi konuşsana"

Ceylan'ın üstüne eğilip "Beni sınama Ceylan. Kışkırtmaya kalkma bir daha yoksa yemin ederim gider o piç herifi gebertir leşini önüne sererim."

Ceylan korktuğunu belli etmedi. Gözlerini kaçırıp "Sen anca öldürmekten anlarsın zaten bildiği en iyi şey bu"

Bahadır büyük adımlarla bahçeye yürüdü. Bugün ona aşık olduğunu söyleyecekti Ceylan'a. Gidip yüzük almıştı ona. Az önceki konuşmayı yapmasaydı evlenme teklifinde bulunacaktı. Ama vazgeçmişti.

Ceylan eve gelen güzel genç bir kadına bakıyordu. Bahçede oturuyorlardı. salonun açık kapısına doğru masa kurmuş sohbet ediyorlardı. Bahadır'ı ciddi ve gergin gördü Ceylan.

"Kim bu abla?" Diye sordu Ceylan ona su getiren Zühre 'ye.

Zühre kim olduğunu biliyordu ama söylemedi.

"Sıla gelmiş" diye çığırdı Ece ellerini birbirine vurup gülerken.

"Sıla kim?"

Zühre kekeleyip "Aman kimse kim bizene sen yemeğini yemeye bak"

"Abimle Sıla bir keresinde sarsılmışlardı." Dedi Ece.

Ceylan'ın boğazına taş gibi bir yumru oturdu. Kalkmak isteyince. Bakıcısı ve Zühre onu zor durdurdular.

"Salak salak hareketler yapma Ceylan bebeğine zarar gelecek yoksa." Diye kızdı Zühre.

Şimdi anlamıştı Bahadır'ın doğumdan sonra onu neden istemediğini. Bebeklerine Sıla bakacaktı. Buna kendini inandırdı Ceylan. Kaptığı sürahiyi bardağı ne varsa fırlattı.

Bahadır Ceylan'ı ellerinden tuttu. Ceylan elini kurtarıp tokat attı ona.

"Sen git Sıla. Bir daha da çıkma karşıma" dedi Bahadır onları şaşkınca izleyen Sıla 'ya.

Ceylan bildiği bütün küfürleri Bahadır'ın yüzüne haykırarak söyledi.

"Neye delirdin sen yine?"

"Sanane"

"Ceylan evin içine ettin."

Ceylan sessizce gözyaşı döktü. "Bebeğimi o kadınla mı büyütmeyi düşünüyorsun?"

Ceylan'ın yüzünü avuçlayıp okşadı Bahadır. "Korkuların yersiz Ceylan. Bebeğimizi biz ikimiz birlikte büyüteceğiz."

"Yalancı."

Bahadır sabırla nefesini saldı. "Bir kere ben öyle bir şeyi hiçbir zaman düşünmedim Ceylan. Bunu aklına sok tamam mı. Ama sen daha doğmamış bebeğimize başka bir adamın babalık yapmasını istiyorsun. Seni uyarıyorum Ceylan benden başka bir erkeğin adı dilinden dökülmeyecek."

"Yoksa ne yaparsın?"

"Seni öperim. Her yerinde izim varken dolaşırsın etrafta."

Belli etmese de Bahadır'ın böyle konuşması hoşuna gitmişti "Sen beni öpemezsin ben istersem öperim."

"Diğer konuya geçeyim. Yaptığım iş beni ilgilendirir Ceylan. Ne bebeğimize ne de sana asla bir zarar gelmeyecek."

"Anlamıyorsun ben bebeğime zarar gelecek diye korkuyorum Bahadır. Babası sen olduğun için korkuyorum. Yazlıktaki ev tarandığında yanındaydım. Adamları fark etmeseydin çoktan mezardaydık."

"Ne istiyorsun bütün her şeyi bırakıp normal bir işe girip emir almamı bekliyorsun benden. Ben bu değilim Ceylan. Sen bunu bilerek hamile kaldın. Babasının ben olduğunu bile bile hamile kaldın. Şimdi benden kendimi değiştirmemi bekleme sakın. Evet doğru hamile kalmanı hiç istemedim. Çünkü
Çağla gibi kürtaj olacağından korktum. Ama senin bebeğimize hamile olduğunu öğrenince bebeğimizi benden çok sevdiğini görünce benimde bir kalbimin olduğunu anladım Ceylan. Bebeğimizi de seni de sonsuza dek koruyacağım hiçbir zarar gelmeyecek ikinize de." Öptü yanağını ellerini kavrayıp okşadı. Baktı kara gözlerine "Seni seviyorum Ceylan." Diye fısıldadı yüzüne. Öptü dudaklarını.

Bahadır'ın ensesini tutup kendine daha da çekti Ceylan. Bahadır'ın onu sevdiğine gerçekten inanmıştı. "Sev beni Bahadır" diye inledi.

Bahadır çarşafın altına girip Ceylan'ın yanına uzandı. Onu göğsüne çekip saçlarını okşadı merhametle. "Evlenelim Ceylan" dedi.

Bölüm sonu.

 

Loading...
0%