@verbart
|
13.08.2021/ Oslo,Norveç Hava kararmak üzereydi. Teras henüz serinlemişti. Esen akşam rüzgârı Frida’nın omuzlarından uçup giderken. Magnus koltukta sigara yakmaya çalışıyordu. Frida başını hafif yukarı kaldırdı ve derin bir nefes aldı. Sonra da arkasını dönerek “ Havadan da bulaştığını söylüyorlar sence doğru mu?” diye sordu. Magnus dumanını havaya doğru üfledikten sonra dudaklarını büzdü. “Bilmem. Şu anda terastayız. Bulaşmış olma ihtimali yüksek” dedi gülümseyerek. Frida tedirgin olmuştu. Magnus durumu farkedince hızlıca ayağa kalkarak Frida’nın omuzundan tutup kendine çekti ve yüzünü kendi göğsüne bastırdı. “ Frida’m, günlerdir buradayız bir şey olacak olsa çoktan olurdu, değil mi?” diye sordu. Frida’nın başını yukarı aşağı salladığını hissedebiliyordu. Tekrardan omuzlarından tutarak gözlerinin içine baktı. “ Burada güvendeyiz. Kimseyle görüşmüyoruz. Ayrıca buranın havası o kadar da kötü değil.” Frida dudaklarını tekrardan büzdü “biliyorum ama yine de içim rahat değil.” Magnus tekrardan sarılırken “anlayabiliyorum” dedi. “Hadi içeri geçelim istersen?” Frida hırkasını sıkı sıkı sarılırken kapıya doğru yürüdü. Arkasından da Magnus gelerek kapıyı kapattı. “Bu kadar süre havasız kalamayız sonuçta değil mi?” Ya havasızlıktan öleceğiz ya da hava alarak, seçim senin” dedi gülerek. Bu Frida’yı güldürmeye yetmişti. Merdivenlerden inerken Frida arkasını dönerek “yine de sonucunda ölüm varsa nefes alarak ölmeyi tercih ederim” dedi. Ani bir refleksle Magnus Frida’nın kolundan tuttu. “dikkatli ol” dedi. Frida son basamağı görmemişti. Kitap yığınlarının arasından geçerek arkadaki küçük, mavi bohem tarzdaki koltuğa oturdu. Magnus ise kitaplıktan bir kitap seçerek Frida’nın yanına geldi. “Uğultulu Tepeler” dedi gülümseyerek. Frida “En sevdiğim.”dedi. Magnus gülümsedi, eğilerek Frida’yı öptü. “Biliyorum” dedi. Frida gülümsedi. “Biraz okur musun?”dedi. Magnus kafasını öne doğru eğdi. “Zevkle” dedi. İlk basımlardan olan kitabın eskimiş sayfalarını dikkatlice çevirerek rastgele bir sayfa açtı. Tepedeki loş ışığa rağmen gözlerini kısarak, kitaba odaklanmaya çalıştı. Boğazını temizledi ve okumaya başladı. “Hiç kitabınız yok mu?” dedim. “Burada kitap olmadan nasıl yaşıyorsunuz, diye sorabilir miyim? Doğruyu söylemek gerekirse, kitaplarımı elimden alsalar çıldırırım.” |
0% |