@verbart
|
14.08.2021/ Timpu,Butan Güneşin, aheste aheste karanlığı ikiye bölüp sarı ışınları yeryüzüne sunarken, kozalak ağaçlarının henüz uyanmaya niyeti yoktu. Teeyum Galley, uykusuz gözlerle barakanın kapısını açtı. Ağaçların arasından sızan güneş ışığı gözüne vurduğunda koluyla elini siper edip kısık gözlerle etrafına bakındı. Barakanın ağır kokusundan sonra dışarıdaki mistik, çiy kokan yaprakların taze kokusunu içine çekti. Tardin Dorji sırt çantasını almış kapıda bekliyordu. Teeyum Galley, henüz daha aydınlanmamış ormanın içine adımını attı. "Araba bu tarafta." dedi Tardin Dorji. Teeyum Galley, çocuğa dönerek yüzünü buruşturdu. "Arabayla gidemeyiz." dedi. Tardin Dorji ellerini havaya kaldırıp "Neden?" diye sordu. "Ormandan dolaşacağız. Anayollar kapalı." dedi. Tardin Dorji, barikatları hatırlayınca kafasını salladı ve temkinli adımlarla yürüyen Teeyum Galley'in peşine takıldı. Altında çıtırdayan birkaç kurumuş kozalak dışında etrafta hiç bir ses yoktu. Teeyum Galley bu sessizliğin tadını çıkarmayı o kadar çok istiyordu ki; fakat içeride bir yerlerde bir ses ona gözlerini dört açmasını söylüyordu. Tardin Dorji ise bir an önce Timpu sınırlarına varmak için acele ediyordu fakat Teeyum Galley'in neden bu kadar yavaş olduğuna anlam veremiyordu. Arkasını döndüğünde Teeyum Galley'in geride kaldığını gördü. "HEY!" diye seslendi. Teeyum Galley kafasını panikle çevirip Tardin Dorji'nin gülen suratına bakarak yüzünü ekşitti. Bu çocuğa daha fazla katlanamıyordu. Timpu sınırlarından geçtikten sonra kendi yoluna devam edecek bir daha da hiç bir maceraya onunla atılmayacaktı. Tardin Dorji'ye eliyle sessiz olmasını işaret ettikten sonra temkinli adımlarla yürümeye devam etti. Tardin Dorji ise hızlı adımlarla yanına gelerek "Neyin var Teeyum Galley?" diye sordu. Teeyum Galley "Daha dikkatli olmalıyız." dedi sesindeki otoriter tavırla. Tardin Dorji elini sallayarak sırtını döndü ve yürümeye devam etti. Bir süre ilerledikten sonra ormanın bitimine yaklaşmışlardı. Teeyum Galley ileride bir kıpırtı fark ettiğinde güneş tepeye yükselmekteydi. Eline aldığı, diğerlerine göre daha sertçe olan bir kozalağı cebine koydu. İleride , gözünün tam seçemediği bir noktada, bir kıpırtı mı yoksa bir ışık oyunu mu olduğunu kestirememişti. Boynundaki kamerayı kavradı ve yavaşça yukarı kaldırarak üstünkörü bir fotoğraf çekti. Daha sonra görüntüyü yakınlaştırarak baktı. "Hey Tardin" diye seslendi kısık sesle. Tardin Dorji duymadı. Bir kez daha seslendi. Yine işe yaramamıştı. Cebinden çıkardığı kozalağı yavaşça atmak istedi fakat ayarını tutturamamış olacak ki - belki de bunu kasıtlı olarak yapmıştı- sert bir şekilde Tardin Dorji'nin kafasına geldi. Tardin acıyla beraber çığlık atarak elini kafasına götürdü. Hızlıca arkasını dönerek kıstığı gözlerle Teeyum Galley'e bakarken eliyle hızlı hızlı kafasını okşuyordu. Teeyum yapmacık bir gülümsemeyle özür dilercesine baktı. O sırada gözleri kocaman açıldı. Bir atlet edasıyla Tardin Dorji'ye doğru koşarak onu kavradı ve ikisi de birlikte yere yuvarlandılar. Yerden çıkan tozlar güneşle birlikte havada uçuşurken büyükçe bir asya mandası az önce Tardin Dorji'nin bulunduğu yeri ezip geçti. Tardin Dorji korku dolu bakışlarla Teeyum Galley'e bakarken manda yönünü değiştirerek üstlerine doğru koşmaya başladı. Emekleyerek yerden kalkıp hızla koşmaya başladılar. Arkalarında bıraktıkları toz ve havaya uçuşan yaprakların arasından koşarak hızla gelen mandaya yenileri eklenmişti. Teeyum Galley mekan algısını kaybetmişcesine yanından kayıp giden ağaç yapraklarını göz ucuyla görebiliyordu. Alnından akan ter daha burnuna değmeden silinip gidiyordu. Tardin Dorji ise Teeyum Galley'i arkada bırakmış ormanın çıkışına varmıştı bile. Teeyum Galley, kısık kısık nefeslerle her adımda yükselip karnına çarpan fotoğraf makinasına aldırmadan koşuyordu. Ormanın çıkışına geldiğinde onu karşılayan nehre kadar karnının ağrısını hissetmemişti bile. Nehrin kenarına geldiklerinde bir anlığına durup soluklandılarsa da sürü onları takip ediyordu. Tardin Dorji, korkusuzca nehre atladı ve karşıya doğru bata çıka yürümeye başladı. Teeyum Galley, fotoğraf makinasını çıkartıp kollarını havaya kaldırarak boynuna kadar gelen suda zorlukla yürüyordu. Mandalar, suyun kenarına kadar geldiler. Bir iki adımda suyun içine girdilerse de takip etmeyi bıraktılar ve kendilerini serin suyun akışına bıraktılar. Tardin Dorji boyunu geçen yerde kulaç atarak devam etti. Teeyum Galley ise fotoğraf makinasını ıslatmamak için hala tek eli havada makinayı tutarken diğer eliyle de çırpınıyordu. "Buna tutun" diye bağırdı Tardin Dorji, tuttuğu uzun sopa parçasını Teeyum Galley'e uzatıyordu. Teeyum Galley yan yan giderken yuttuğu sulardan nefesi kesilmiş, önüne uzatılan dal parçasını zorlukla görmüştü. Tutunduğunda ise Tardin Dorji onu kıyıya kadar çekti ve ikisi de ıslak bir şekilde kendilerini yere attı. Teeyum Galley tükükerek ve öksürerek ağzındaki suları dışarı atarken, Tardin Dorji nefesini düzene sokmaya çalışıyordu. Nehrin karşı tarafında ise mandalar sanki onlara gülercesine bakıyorlardı. Teeyum Galley'in kısa siyah saçlarının arasından akan çamurlu su dudaklarının kenarından süzülüp karnının üzerine düşerken, elinde tuttuğu fotoğraf makinasının hala çalıştığını görünce mutlulukla ayağa kalktı ve üzerinden damlayan sular toprağa karışırken yürümeye devam ettiler. Güneş tepeye vardığında, kıyafetleri hâlâ ıslaktı. Üstsüz bir şekilde vücutlarını güneşin sıcağına teslim ederlerken üzerlerine yapışan sinekleri elleriyle def ediyorlardı. Teeyum Galley'in kolları kaşımaktan kızarmıştı. Bir süre daha yürüdükten sonra ana caddeye vardılar. Tardin Dorji gülümsedi. Teeyum Galley'e dönerek "Ne tarafa?" diye sordu. Teeyum Galley sağa sola bakındı fakat tam olarak nerede olduklarını kestiremedi. Elini alnına siper ederek etrafa bakınırken ileride bir tabela gördü. Güneşin parlattığı tabeladaki yazıyı okuyabilmek için biraz daha yaklaştı. Gülümsedi. Tardin Dorji'ye dönerek "Bu taraftan!" diye bağırdı. Tardin bariyerlerin üzerine koyduğu t-shirtünü alarak hızlı adımlarla Teeyum Galley'in yanına geldi. Dağları kesen asfalt yolda bir saate yakın bir süre yürüdükten sonra ileride kurulan barikatları gördüler. Tardin Dorji "Barikatları nasıl aşacağız?" diye sordu. Teeyum Galley fotoğraf makinasını çıkardı ve barikatların fotoğrafını çekti. Ekrana tekrar bakıp Tardin Dorji'ye gösterek "Bu çok da zor olmayacak." dedi.
|
0% |