@verbart
|
14.08.2021 / Oslo, Norveç Frida, üst üste dizili kitapların olduğu köşedeki, yeşil eskimiş berjer koltuğa oturmuş, lambaderin aydınlattığı kısımda defterine bir şeyler karalıyordu. Magnus, terasa çıkan tahta merdivenin ikinci basamağında oturmuş elindeki kitapların ilk sayfalarına damga basıyordu. Eğilip yerden bir düzine daha kitap alıp kucağına yerleştirirken göz ucuyla Frida'ya baktı. "Ne yazıyorsun?" diye sordu. Frida , kaşlarını çatık yazdığı şeye odaklanmıştı. "Günlük" dedi. "Ne zamandan beri?" diye sordu Magnus. "Karantina başladığından beri." diye yanıtladı Frida. Ses tonlarındaki tek düzelik ve soğukluk, tanımayan birine onların kavgalı olduğu imajı bile verebilirdi. Magnus kucağındaki son kitabın kapağını kapattıktan sonra ayağa kalkıp üzerini silkeledi. Ağır adımlarla dumanı takip etti. İçeriyi dolduran amber özünün kaynağına geldi. Tütsünün kutusunu kapatarak yavaş yavaş sönmesini bekledi. İçeriye yoğun amber kokusuyla karışık eski kitap kokusu hakimdi. Frida öksürdü. Magnus, Frida'nın yanına gelerek, koltuğun kol kısmına oturup elini Frida'nın boynuna doladı. Frida, hiç pozisyonunu bozmadan yazmaya devam ediyordu. Magnus, gözlerini inci gibi yazılardan alıkoyamıyordu. Frida'nın mükemmel bir el yazısı vardı. Eğer bu defteri biri okuyacak olsaydı, bunun binyediyüzlü yıllarda yazıldığına ikna olabilirdi. İç içe geçen, özenli çizgiler eskitme defterin üzerinde dans ediyorlardı. "Bu harika bir fikir bence Frida." dedi Magnus, Frida, kafasını kaldırıp tepeden ona gülümseyen Magnus'a baktı. Magnus, Frida'nın okyanus mavisi gözleriyle buluşunca gülümsedi ve hafifçe eğilip alnından öptü. "Belki bundan çok güzel bir hikaye bile çıkabilir ilerde" dedi Frida. Magnus gülümsedi. "Kesinlikle çıkar. Yüzyıllarda bir olan bir durumu yaşıyoruz. Tüm detayları yaz belki ileride tarih kitapları senden bahseder" dedi gülerek. Frida, hafifçe dirseğiyle Magnus'a vurdu. "Norveç tarihi mitlere daha çok önem veriyor ama." dedi Frida. Magnus güldü. "Odin kadar konuşulmayacak olsan da, yine de Norveç tarihine adını yazdırabilirsin." dedi Magnus alaycı bir tavırla. "Zaten Norveç tarihinde adım yeterince geçiyor" dedi Frida. Magnus kafasını kaldırıp düşündü. "Ah pardon , Brising'lerin verdiği kolyeyi takmadığınız için tanıyamadım sizi efendi Freyja" dedi olayı dramatize ederek dizlerinin üzerine çöktü ve boynunu eğip bir elini Frida'ya uzattı. "Affediniz lütfen" Frida güldü. Defterin arasına kalemi bırakarak kapattı ve yanında duran sehpanın üzerine bıraktı. Uzatılan eli tutup oturduğu koltuktan kalktı. Magnus da ayağa kalktı. "Bira?" diye sordu. "Olur" dedi Frida. Magnus bira getirmek için içeri gittiğinde lambaderden yayılan ışık kısa süreliğine söndü ve tekrar yandı. Frida kafasını çevirip baktı. Gözlerini ovaladı. Magnus elinde biralarla geri geldiğinde ışıklar tamamen söndü. "Hay aksi!" diye söylendi Frida, dişlerinin arasından. "Hareket etme, mum bulacağım." diye ekledi. Magnus karanlıkta gözlerinin görebildiğince ,yavaş adımlarla dağınık odanın içinde yürümeye çalışıyordu. Elinde tuttuğu bira şişelerini havaya kaldırmış, bir yere çarpmamaya çalışıyordu. Bir patırtının ardından bir kaç kitap yere düştü, bir şeyler devrildi. "İyi misin?" diye sordu Magnus, "iyiyim, iyiyim" dedi Frida. Bir kaç saniye sonra cılız bir kibrit sürtünmesinin ardından, etraf biraz da olsa aydınlanmıştı. Frida, elindeki mumu ortadaki masanın üzerine bıraktı. Magnus, elini ıslatan biranın tekini Frida'ya uzattıktan sonra elini pantalonuna sildi. "Bu kesintide ne şimdi?" diye sordu Magnus kendini koltuğa bırakırken. "Bilmiyorum." diye söylendi Frida, ardından birasından büyük bir yudum aldı ve iç çekerek etrafa göz gezdirdi. Çok geçmemişti ki dışarıdan bir ses geldi. Birileri sanki kapalı olan kepengi yumrukluyordu. Magnus koltukta doğruldu ve Frida'yla göz göze geldiler. Magnus temkinli hareket ederek ayağa kalktı ve baş parmağını dudağına götürerek Frida'ya sessiz olması için işaret yaptı. Ses kesildi. Magnus , tezgahın arkasına doğru gidip el yordamıyla köşeye saklamış olduğu beyzbol sopasını eline aldı ve kapıya doğru yöneldi. Frida koltuğa iyice sinmiş Magnus'u izliyordu. "Magnus dikkatli ol." diye fısıldadı. Magnus içgüdüsel olarak eğilerek yavaş yavaş yürürken, eliyle sakin olması için işaret yaptı. Kapının kolunu tuttuğu anda büyük bir darbe kepenge inmiş olacaktı ki , kepenk esneyerek vitrine kadar çarptı ve odanın içini büyük bir gürültü kapladı. Magnus kendini geriye doğru fırlattı ve yerdeki kitap yığınlarının üzerine düştü. Frida koşarak Magnus'un yanına geldi. Magnus belini tutuyordu. "İyi misin?" diye sordu Frida korkuyla. Magnus dişlerini sıkıp göz kapaklarını birbirine bastırırken hafifçe kafasını salladı. "Hadi kalk hadi" dedi Frida. Elinden tutup hızlıca onu ayağa kaldırdı ve elini beline atarak hızlıca merdivenlere geldiler. Magnus önden çıktı, Frida ise onu takip etti. Magnus, tavandaki küçük paneli açıp terasa çıktı.. "Hassiktir!" dedi Magnus şaşkınlıkla. Yerde kapağı kapatmaya çalışan Frida kafasını çevirip Magnus'a baktığında gördükleri karşısında dehşete kapılmıştı. |
0% |