5. Bölüm

Başlangıç

Verb Art
verbart

Ertesi sabah doktor son kontrollerini yaptıktan sonra, bugün çıkabileceğimi söyleyip, yazdığı reçeteyi anneme uzattı. Annem bavulu topladıktan sonra, çıkış işlemleri için lobiye indi. Yatakta oturmuş annemin gelmesini beklerken, kapının önünden geçen adamı gördüm. Hızlıca yataktan kalktım fakat bu kalkışım göğsümde ağrıya neden olmuştu. O da farketmiş olacak ki, kafasını çevirip baktı. “İyi misin?” diye sordu kolumdan tutarken. Kafamı salladım. “O nasıl oldu?” diye sordum. “ Daha iyi” dedi gülümseyerek. “Bitti ha?” diye ekledi. “Evet sonunda!” dedim. Gülüştük.

 

Annem odaya gelip, bavulları aldı ve evimize doğru yola çıktık. Arabanın camından arkamızda uzaklaşıp, minicik olan hastaneye bakakalmıştım.

 

İlerleyen birkaç gün içinde sürekli aklımda o çocuk vardı. Öyle sessizce, hiçbir şey yapmadan nasıl da bu kadar etkilemişti beni? Düşünmeden duramıyordum. Geceleri gözlerimi kapadığımda, sürekli o vardı aklımda. Kahvaltının ardından, hastaneye gitmek için evden çıktım. Aslında evde kalmam konusunda annem oldukça sıkı bir uyarıda bulunmuştu ama içimdeki hisle daha fazla savaşamayacaktım.

 

Onu görmeliydim!

 

Koridorda ağır adımlarla ilerlerken, kalbimin atışını sanki diğerleri duyacakmış gibi montuma sıkı sıkı sarıldım. Kapıya geldiğimde uzaktan odaya baktım. Yastığını sırtına koymuş, önündeki kitabı okuyordu. Öylece izledim. Uzaktan. Hiçbir şey demeden. Büyünün bozulmasına izin vermeyerek. Sonsuzlukta izledim.

 

“Bak kimler gelmiş” dedi neşeyle arkamda duran abisi. İrkilip kendime geldim. Kapının ucunda elinde tuttuğu karton bardaktaki içecekle beraber öylece dikiliyordu. Bir an için öteki tarafa baktım ve gözgöze geldik. O an bilemedim kaderimin değişeceğini. Birlikte odaya girdik. Şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu. “Tanıştırmayı unuttum sanırım” dedi abisi.

 

Okuduğu kitabı dizlerinin üzerine yavaşça bıraktı. Kafası karışmış bir şekilde bana bakıyordu, daha sonra bakışlarını abisinin üzerine götürdü. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Öylece kalakalmıştım. Başım dönüyor, midem bulanıyordu. Önümde duran koltuğu zorlukta seçmiştim ve bir anda kendimi koltuğa bıraktım.

 

“İyi misin?” diye sordu. Elimle alnımı tutarken, sadece kafamı sallayabilmiştim. “Sen de burda olduğuna göre ben bir süre dışarı çıkabilirim” dedi ve oturduğu yerden kalkıp, odadan çıktı. Odada sadece ikimiz kalmıştık ve konuşulmamış sözcükler. Bir süre öylece sustuktan sonra. İlk konuşan ben oldum. “Beni tanımıyorsun, yani tanışmadık.” Saçmalamıştım! Yüzüme öylece bakıyordu. “Dört hafta önce bir kaza geçirdim, iki oda ileride yatıyordum daha sonra seni gördüm, merak ettim” Sus! Daha fazla saçmalama diyordu beynim. Konuş! Devam et , kaçma diyordu kalbim. Derin bir nefesin ardından devam ettim. “Merak ettim sadece seni, nasıl oldun diye?”. “ Adım Elissa bu arada” dedim, elimi uzatıp uzatmamak konusunda karar vermek iki saniyemi aldı ve uzattım. “Michael” dedi gülümseyerek. Gülümsemesi baharı getirmişti. Etrafta çiçekler açmıştı uzattığım elimi tutarken. Koca gün boyunca konuştuk. Kendinden bahsetti. Kazadan sonra , astım teşhisi de konmuştu ona.Sesi dünyadaki en güzel sesti. Havanın karardığının farkında bile değildim. Hiç bitmesin istiyordum. Aceleyle kalkmam gerektiğini hatırladım. Saatime baktım. Annemin dönmesine bir saatten az bir zaman vardı. Yatağın ucunda duran komidinin üzerindeki peçeteye çantamdan çıkardığım kalemle numaramı yazıp bıraktım. “Bir şey olursa ara beni lütfen.” Dedim. “Teşekkür ederim beni ziyaret ettiğin için.” dedi ve gülümsedi. Karanlığı, aydınlığa çevirdi. Konuşamadım. Kelimeler düğümlendi ve yutkundum. Hızlı adımlarla odadan çıktım ve sırtımı duvara dayayıp, kalbimin atmasına izin verdim.

Bölüm : 24.11.2024 08:43 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...