Yeni Üyelik
16.
Bölüm

bendeniz vesile

@vesileninruyasi

evet arkadaşalar bu bölümde kendimi tanıtacağım. üç dört gün önce yazdığım için o anın tarihi olabilir kendinizi ona göre ayarlaın.

VE İŞTE BENDENİZ YAZARINIZ BİNBAŞINIZ VESİLE

 

Hepinize merhaba dostlar. Nasılsınız iyi misiniz? Ben çok iyiyim. Bu bölüm aslında tam bir bölüm değil. Başlıktan anlaşılacağı kadarıyla bu bölümde sizlere kendimden bahsedeceğim. Biraz bu kitabı yazanı tanımanızı istiyorum.

Öncelikle yazar değilim ama çok fazla kitap okudum. Hatta birinci sınıfta bile yazdığım bir kitabım vardı. Bu benim deneyimlediğim üçüncü (birinci sınıftakini sayarsak dördüncü) kitap deneyimim. Daha önce ben bu kitabın ilk bölümünü yazdığımda yani bundan beş altı ay öncesinde hali hazırda iki kitap yazıyordum. Bir tanesi on bölüm diğeri ise zaten iki bölüm falandı. Bölümlerim bu kitabımda bile bana göre uzun değil. Gönül isterdiki sizlere on bin kelimelik bölümler yazayım ama vaktim maksimum beş bine yetiyor. Umarım karakterler ve konuyu bu kısa bölümlerle iyi aktarabiliyorumdur.

Karakterlerimin her biri yani bazıları daha doğrusu beni yansıtıyor. Öncelikle alt alta karakterlerimin hepsinin adını yazacağım ve sizden karakterler hakkında düşüncelerinizi isteyeceğim.

Timuçin.

Göksu.

Yavuz.

Suna.

Kartal.

Hulki.

Ergün.

Turgut.

Celal.

Cemre.

Adem.

Baran.

Ve diğer adı az geçen karakterler. Tabi birini unuturmuyum hayır.

Doruk.

Benim için hepsi ayrı ayrı kıymetli. Şimdi kendimden bahsedeyim. Dış görünüşümden ve yaşımdan bahsetmeyeceğim ama şunu bilin ki yaşım fazla büyük değil. Hatta spoiler vereyim. Okuyorum. Ve kitaplar benim en büyük yoldaşlarım. En kıymetli hazinelerim. Hayattan memnun muyum? Evet memnunum. Herkesin maddi manevi zorlukları vardır. Bu hepimizde var. Ama ben en ufak şeyle mutlu olabilmeyi becerebiliyorum ve size bunu öneriyorum. Bunu şu şekilde yapabilirsiniz.

Öncelikle sizi en mutlu hissettiren, kitaplar, diziler, filmler veya herhangi bir şey varsa bunu bu cümlenin yorumuna yazın size yardımcı olayım. Beni lütfen ‘a bak yorum almaya çalışıyor’ falan zannetmeyin. Çünkü her derdin çözümü farklıdır ve şunu belirtiyim öyle her derdi dökmeyelim buraya. Sadece dediğim gibi sizi yaparken en mutlu eden şeyi yazmanızı istiyorum. Bende psikolog değilim J

Kendimden yola çıkarsam, ben kitap okurken ve yazarken kendimi çok mutlu hissediyorum. Ve mutlu olma şeklim yolda, okulda, evde, arabada, arkadaş ile konuşurken bile ağızdan çıkan her söz veya gördüğümüz her kelime veya resim önemli. Mesala en sevdiğim kitabın karakteri ile ilgili bir şey gördüğüm zaman gülümsüyorum.çok zor değil sadece güleceğiz. Haydi bakalım kocaman gülümseyin şimdi.

Mesela benim bazı totemlerim vardı. Okuduğum kitabı okuyan birine bir kelime söylediğimde akla o karakterin geldiği kelime. Siz böyle anlamadınız şimdi.

Ben size ceviz desem aklınıza ne gelir. Baklava, kadayıf dolması, kuruyemiş falan heralde. Ama beni mutlu eden şey yazdığım kitabım olduğu için aklıma ilk Hulki geliyor.

Şimdi dün gece haber izliyoruz. Dün gece demişken Tunceli’nin Ovacık ilçesindeki zırhlı aracın kaza yapması sonucu şehit olan jandarma uzman çavuşlarımız Ömer EROĞLU, Orhan Burak BÜYÜKÇAYLI, Mehmet AYKANAT ve jandarma uzman onbaşı Doğan KIZILATEŞ’ e Allah’tan rahmet diliyorum. Bütün ülkemin başı sağ olsunL bunu çok sonra okuyacaklara söylemek için tarih 8 Eylül 2024.

Dün gece haberde bir profesör vardı. Adı Hulki CEVİZOĞLU’ydu. Burdan sayın profesöre saygılar.

Aklıma ilk bizim Hulki geldi diyebilirim. Neyse şehitler demişken. Bir video izlemiştim. Komutan askere “Şehit olduğun zaman resmini kim taşıyacak?” diye sordu sonra yeni bir soru yöneltti. “Kardeşin var mı?” bu arada videoyu hatırladığım kadarıyla yazıyorum. Eğer yanlış bi yer varsa izleyenlere söylüyorum affola. Asker var diyince komutan yaşını sordu. Asker otuz diyince komutan bağırdı. “Otuz yaşındaki adama resmini taşıtırsın ozaman.” Sonra heralde aynı videonun içindeydi yanlış hatırlamıyorsam. ( videoyu aç bak diyebilirsiniz ama evin yakınlarındaki yol çalışmasından dolayı internet yok.) “2 dakikalığına kahraman olursunuz. Ne ikisi 45 saniye 45. Çıkar süslü bir kadın üzüntülü bir sesle okur: uzman çavuş (ismi sallıyorum) Mehmet ………. (soyadı söylemedim eşref vaktine raslar aynı addaki askerimiz şehit olur falan gerek yok) şehit düştü. 45 saniyeliğine.”

Ben haberleri izlerken, tabi aynı anda her kanalı izleyemem ama o yukarıda adı geçen şehitlerimin adını hiçbir kanalda o an duymadım. İnsanlık hali unutulabilir bilemem ama onlar 45 saniyeliğine bile değil benim için bir ömür kahramanlar.

Şimdi “ buda ne abarttı diyebilirsiniz” ama ister inanın ister inanmayın size kalmış. Televizyonda gördüğüm her şehitin adını defterime yazıyorum. Defterde bir umut ışığının defteri J

Şehitlerden Orhan Burak BÜYÜKÇAYLI şehit olduğu gün baba oldu biliyor musunuz L

Aramızda asker çocuğu var mı?

Dün gece size sokakta yaşanan olayı kısaca anlatayım. Saat gece 1 buçuk suları. Tabi sabah çocuklar okula gidecek. Bizim sokaktada çocuk fazla var. Arkadaş sokağa bir kadınla erkek geldi binlardan birine bağırıyor. Ama nasıl bağırmak görmelisiniz. Bende uyandım. Gece sokağa dört tabi oan dört tane saydım daha fazla olabilir. Dört polis arabası geldi. Ve binadaki adam kadının arabasının üstüne çekiç fırltıp tavanı kırmış.

Şuan bunu neden anlattım bilmiyorum ama sizler benim dostllarımsınız J

Bu teknofest oldu. Bir ya da iki yıl önce hatırlamıyorum. Ben arkadaşlarımla gittim. Tabi benim ve arkadaşımında hoşlandığımız birileri varJ neyse arkadaş ben teknofestten önce bir rüya gördüm ve şakasız benim rüyalar gerçek oluyor. Rüyada o hayırsız yani o çocuk, ismini anmak bile istemiyorum.

Neyse o hayırsız bana küsüyordu teknofestte. Bende arkadaşıma söyledim ve biz teknofestte hem etrafı inceledik hem o iki malı takip ettik. Allah’ım bizdeki akla bak.

VE O TEKNOFESTE BORDO BERELİLER GELMİŞTİ.

Ama ben göremedimL

Bir videoda bir tane kız askerlerle fotoğraf çekildiği görünüyor. Kız askere teşekkür ediyor askerde başını sallayıp rica ederim gibi bir şey dedi. OF ÖLÜRÜM AGA

Ben olsaydım oan yaptığım tek şey bayılmak olurdu. Ciddiyim askeri kanlı canlı üniformanın içinde BİRDE BORDO BERE görseydim önce bayılırdım. E tabi tutan kim. Anladınnız siz. OF ALLAHIM NOLUR BİR DAHA GELSİNLER AMİN.

Neyse bayılsam tutacak olan asker. Yani umarım öyle olurdu. Ben kendime gelince karşımda bir daha görsem heralde Allah’a kavuşurdum.

Bana sokaktan birini çevirin çok rahat konuşurum. Ama polis, asker ve jandarmaysa İMKANSIZ. Anksiyetem o an tutar yani.

Biliyor musunuz ben asker olmak istiyorum. Binbaşı Vesile…

Arkadaşlarımla aramızda benim lakabım binbaşıydı. Ve onlara mesaj atarken genelde asker diye hitap ediyorum.

Dua edin olayımda o teröristlerin ……………..

Anladığınızı umuyor saygılarımı sunuyorum efenimJ

Neyse sadete gelirsek. Ben Vesile Berra ÖZÇELİK. Arkadaşlarımın demesiyle (asla ben zorlamadımJ) Binbaşı Vesile. Timuçin gibi her şeye gülen. Cemre ve Celal gibi kitap bağımlısı. Turgut gibi meraklı. Kartal gibi hem çok konuşan hem çok sessiz. Göksu gibi şehite ölü demeyen. Yavuz gibi çok çabuk sinirlenip ceza veren. Ergün gibi hisleri ve rüyaları tutan VESİLEEEEEEEE.

Evet bendeniz Vesile. Understand.

Evet bugünlük benden bu kadar. Bugün size iki bu yazdığımla beraber üç bölüm atacağım. Ve artık biraz araya gireceğiz. Çünkü bilgisayar benim değil babamın. Ve babam Kocaeliye gidecek. Bilgisyarı yanında götürürse maksimum (eğer haftasonu gelecekse) üç gün ayrıyız. Ama haftasonu gelmezse iki hafta. Neyse zaten baya bölümüm var bence. Bunlarla az idare edin. Zaten bir bölüm varki sizi bitireceğini düşünüyorum. Böyle eriyip eriyip buharlaşacağnız yanisi. Az biraz artılara kaçsakta bişe yok canııııııııııııııımmmmmmmmmmmmm. Söz izleyenler bilir.

Canım benim!

Neyse canım benimler, bol bir umut ışıklı haftalar, bol mercimek çorbalı, kar çiçekli, karamelli haftalar diliyore baysss.

Unutmayın bir umut ışığı her zaman vardır. Yeter ki onu bulmak isteyin… :)

Loading...
0%