@vindamiatrix
|
Meğer vazgeçmek, tek başına yapılan bir eylem değilmiş. Vazgeçmek, karşındakinin seni mecbur bıraktığıymış.
Bugün tekrardan uyandım. Berbat bir güne. Draconun benim varoluşumdan haberi olmadığı güne. Yine her zaman ki gibi erken uyanmıştım ve her zaman ki gibi düşünmeye başladım neden seviyordum onu?
Kibar mıydı? Hayır. Bana karşı nazik miydi? Kesinlikle hayır çünkü beni tanımıyordu bile. İnsanlara karşı öyle miydi ? Hiç sanmıyorum. Ama…
O sarı saçları, gökyüzünü kıskandıran gözleri, uzun boyu, yüzüklü elleri, o güzel kokusu… tekrar kendimi kandırarak sadece takıntılı mıyım diye düşündüm. Ama cevap yine hayır öyle olsaydı çoktan vazgeçerdim değil mi?
Sonra kendimi düşündüm beni sever miydi? Uzun açık kumral saçlarıma, soluk koyu yeşil gözlerime baktım, biraz kısaydım fiziğim mükemmel olmasa da güzeldi. Kimseye bir zararım olmazdı her zaman benden küçüklere yardım ederdim ve kimseyi de ezmezdim. İyi kalpliyim bence. Safkanım, slytherinim ama yüksek ihtimalle her binadan arkadaşım olduğu ve bas düşmanı harry potter la da samimi olduğum için büyük bir eksi yiyebilirdim.
Düşüncelerimden sıyrılıp ayağı kalktım ve hazırlandım. Bugün 5. Sınıfın ilk günüydü. Hemen kahvaltıya doğru yol aldım. kalbimi yerinden fırlarcasına çarpmasına sebep olacak kişiyi. Draco malfoyu hemen kafamı çevirip yemeğimi yemeye başladım. Draco ise benim hemen önümde, çaprazımda oturdu karşıma ise blase. Kızarmama engel olmaya çalışırken onların konuşmasını dinledim. "Ailem benim için uygun bir kız bulduklarını söylüyorlar" dedi Blaise. "sevindim." Dedi sadece Draco. "Senin ailen?" Diye sordu Blaise merakla. "Bilmiyorum herhangi bir mektup almadım. Bu kararı bana bırakırlar belki de." Merlin! Nası yani? Tamam sakinim elbette her soylu safkan ailesi çocukları belli bir yaşa gelince oma uygun başka bir safkan aileyle görüşürler ve onunla nişanlandırırlar -tabi çocukları ailelerinin kriterlerine uyan başka biri bulmadıysa- düşündüm, bende ailemden mektup almamıştım. Benim bir kanıbozuk olduğumu düşünüyorlardı. Başka birini bulurlarsa? Dracoyu bir daha göremezsem? Ya o başka birini bulursa? Gerçi zaten imkansızdık ama yine de bu ihtimalleri düşündükçe midem de bir acı hissi oluyordu kalbim atmayı durduruyordu sanki. hızlıca yemeğimi bitirip ayağa kalktım ve Merlin! Bir anlık dracoyla göz göze geldi- hayır kesinlikle ben yanlış anladım ama belki de doğru görmüşümdür. Hızla iksir dersine girdim. Yer ararken Harry'nin bana seslendiğini duydum. "Ella! Benim yanıma gelebilirsin." Onun bu sıcak tavrıyla yanına oturdum. Belki bu Draco için kötü bir hareket olabilirdi ama o beni hiç tanımıyordu sonuçta benim daha önce hiç görmemişti. farketmemişti. "Malfoy,binamızdan puan kesilmesini mi istiyorsun yoksa cezaya kalmayı mı? Slughorn buraya geliyor." Dedim sakin kalmaya çalışarak. Fakat işler hiç beklediğim gibi gitmedi. Draco önce garip bir şey görmüşçesine suratıma baktı daha sonra ise cüppem'deki slytherin armasına ve yüzünü buruşturdu. "Bir slytherinsin." Dedi ve harry'e bakarak devam etti "ve potterla sıra eşisin." Harry tam bir şey söyleyecekken slughorn geldi. "bayan siela ve bay potter...Merlinin sakalı! İksiriniz mükemmel olmuş. Koklayıp ne kokusu aldığınızı söyler misiniz?" önce harry kokladı. "Ben çikolatalı kurabiye ve şeftali kokusu alıyorum profesör." Dedi ve kızararak başını öne eğdi. Onun bu haline kıkırdayak baktım. Kafamı kaldırdığımda ise bir çift sinirli göz görmeyi beklemiyordum sinirli Draco Malfoy gözleri. İksire döndüm be kokladım. "Islanmış toprak kokusu, zambak ve ..." son aldığım kokuyu elbette söylemeyecektim. "Bu kadar profesör" diyerek bitirdim. "slytherin ve Gryffindora 20 puan!" Dağılabilirsiniz" slughornun sözüyle yavaşça dağılmaya başladık hemen çıkacaktım ki omzuma çarpan omuzlarla olduğum yerde kaldım. "demek bir siela ha?" Dedi Draco beni süzerken. Titrememek için zor tutuyordum kendimi. "Bir soylu safkansın ve bir slytherinsin üstelik potterla mı takılıyorsun?" Dedi tiksinerek. gözlerimin dolmasına engel olmaya çalışırken harry geldi. "Seni ilgilendirmez Malfoy!" "Hah! Elbette ilgilenir o bir slytherin!" Diyerek bana döndü. "Bir kanıbozuk olmayı tercih ediyorsun sanırım." Dedi. Hayır beni umursamıyor. Sadece zorbalamak için yeni insanlara ihtiyacı vardı ve buldu. harry tam dracoya doğru atılıp benim için başka bir şey söylemeye yeltenirken onun elinden tutup durdurdum. "harry... gerçekten gerek yok. Gel gidelim." Diyerek onu sürükleyecektim ki draconun sesiyle ona döndüm. "vay... isimle seslenme aşamasına da gelmişsiniz demek gerçekten bir kanıbozuk olmaya hak kazanmışsın siela." Sinirle ona doğru bir adım attım. "sanırım arkadaşlarımı kendim seçebilirim Malfoy ve seçimlerim seni ilgilendirmez." harry dediğim şeyle gülümseyip uzaklaştırdı oradan beni. draconun ise bu iş burada bitmedi dediğini duymuştum. Kırgınlığımla ordan ayrılıp diğer derse girdim. Ee nasılsa, mumu da eriten bağrına bastığı ip değil miydi? yeni kurgumla karşınızdayımmm umarım beğenirsiniz oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın. esenlikle kalın 🪄 |
0% |