@vo1llance
|
Dahyun'un Momoyla geçirdiği o harika geceden sonra yaklaşık 1 ay geçmişti. O gece çiçeklerin üstünde saatlerce konuşmuş, birbirlerini daha iyi tanımışlardı. Dahyun tüm geceyi Momo'nun kollarının arasında geçirmekten ne kadar memnun olsa bile bundan memnun olmayan insanlar vardı. Aşığıyla geçirdiği mükemmel saatlerden sonra sabahın köründe köye döndüğünde Chaeyoung tarafından bir güzel dayak yemiş, güzel bir sorguya çekilmişti. Eğer Chaeyoung o gece Dahyun'u idare etmiş olmasa büyük ihtimalle Dahyun'un öldürüldüğünü düşünüp tüm ormanda onu aramaya başlarlardı. O geceden sonra geçen bir ay Dahyun'un en mutlu otuz günüydü. Her gece gizlice Momo ile buluşup ruhunu ve bedenini tamamen ona teslim ediyor, kısaca alfanın bedenini kullanmasına izin veriyordu. Momo asla konuşmayı seven bir tip değildi. Hatta karşısındaki kişi Dahyun değilse konuşmazdı bile. Küçük peri Momo'nun sonradan öğrendiği bu özelliğini çok sevmişti. Ne kadar saf gibi görünse bile Dahyun gerçekten kıskanç bir periydi ve Momo'nun kimseyle konuşmadığını bilmek onun içini rahatlatıyordu. Momo konuşmaktan nefret eden bir tip olsa bile Dahyunla buna rağmen bazen uzun sohbetler yapıyordu -ne kadar kendisi kısa cevaplar verse bile Momo bundan zevk alıyordu.- Ne kadar aralarındaki şey iyi gitse bile perinin aklına takılan iki şey vardı. Neden ortada hiçbir şey yokken ilk görüşte birbirlerine bu kadar bağlanmışlardı? Bu soru Dahyun'un gerçekten uzun bir süredir aklında geziniyordu. Hatta birkaç defa alfasına bunu sormuş, ancak belirli bir cevap alamamıştı. Dahyun kurtların periler gibi ruh eşleri kavramı olduğunu biliyordu. Kurtlar ruh eşlerine ilk dokundukları andan itibaren birbirlerine bağlanırlar ve sonsuza dek ayrılmazlardı. Perilerin aksine kurtlar sadece diğer kurtlarla belirli bir bağ kurabilirdi. Momo bunu bilmesine rağmen Dahyun'u tatmin edeceğini düşünüp ruh eşi olabilecekleri fikrini ortaya atmıştı ancak Dahyun buna kanacak kadar salak değildi. Kendisi bir kurt değildi ve bu gerçek ne kadar Dahyunu kıskançlıktan çatlatsa bile Momo'nun bir ruh eşi vardı. İkinci soru ise.. Onlar tam olarak neydi? Dahyun sevgili olmadıklarını biliyordu. Momo ona bir herhangi teklif sunmamıştı ancak tahmin edileceği üzere Dahyun ve Momo'nun tek aktiviteleri masum ve romantik şeyler değildi. Dahyun'un aklının karışmasının en büyük nedeni bu özel aktivitelerdi. Çoğu gece alfanın ateş gibi yanan dudakları Dahyun'un pembelerinden başlayıp tüm vücudunu geziyor, küçük periye asla unutamayacağı hisler yaşatıyordu. Küçük peri yobaz değildi. Evlenmeden veya birlikte olmadan önce biriyle birlikte olmak onun için büyük bir sorun değildi. Ancak ne olursa olsun sürekli birlikte olmaları onun kafasını tamamen karıştırıyordu. Dahyun'un düşünceleri kabinden çıkıp üstüne koşan küçük kızla bölündü. "Dahyunn. Nasıl olmuşum??" Perilerin her yıl belirli tarihlerde festivalleri olurdu ve tüm periler buna büyük bir heyecanla katılırdı. Periler birbirleri ile köy dışında pek görüşmezdi. Dahyun ve Chaeyoung bu yüzden bu festivallere büyük bir heyecanla katılır, dünyanın çoğu noktasından gelen perilerle konuşur, bazılarıyla seneler boyu mektuplarla devam edecek arkadaşlıklar kurarlardı. Dahyun gözlerini Chaenin elbisesinde gezdirip gülümseyerek konuştu. "Harika görünüyorsun Chaeng." "Ay bunu alacağım sanırım. Yeni saç rengimle çok uyumlu oldu." "Mina ona söylemeden saçını boyamana kızmayacak mı?" Chaeyoung kısa süre düşünür gibi yapıp yeniden gülerek konuştu. "Ona güzel bir süpriz olacak. Hadi onu boşver Dahyun hadi senin elbiseni seçelim." Küçük kız Dahyun'u elinden tuttuğu elbiselerin olduğu kısma doğru sürüklemeye başlamıştı. Elbise almak için geldikleri çarşıda Chaeyoung ani bir kararla saçlarını pembe yapmış, bununla yetinmeyip üstüne kıvırcık yapmalarını istemişti. Dahyun arkasından yürürken kendi kendine pembe saçlarıyla kusursuz duran arkadaşını incelemişti. Kısa bir süre ne kadar tatlı göründüğünü düşünmüş, müsait olduklarında küçük kızın yanaklarını öpmeyi aklına not etmişti. //Kıyafetler alcohol free kombinleri tarzı. Saatlerce gezinin ardından Dahyun'a büyük zorluklarla bir kıyafet seçmişler ve hızlıca geç kalmamak için hızlıca eve gelmişlerdi. Köye geldikleri gibi kendilerini Dahyun'un evine atmışlar, daha üstlerini giyinmeden becenlerini koltuğa bırakmışlardı. Ne kadar çok yürümeseler bile çok yorulmuşlardı. Kısa bir dinlenme ve sohbetin ardından saatin geç olduğunu fark edince Chaeyoung ayaklandı. "Ben gidip hazırlanmaya başlayayım. Mina evde beni bekliyor." Dahyun Chaeyoung' u kapıya kadar geçirmiş, gitmeden önce küçük kızın yanaklarını sıkıp öpmüştü. "Geç kalma sakın yarım saat sonra kapından alacağız seni."
________________ Aradan geçen kısa bir sürenin ardından Dahyun yeniden kendisini aynanın karşısında buldu. Chaeyoung'un yüzlerce kıyafet arasından özenle seçtiği mavi elbiseyi üstüne giymiş, saçlarını örerek tokaları mavi ağırlıklı birkaç renk seçmişti. Kıyafetinin canlılığı ve tokalarının renkleri Dahyun'u canlı renkleriyle bilinen çiçek festivaline uygun hale getiriyordu. Bu köye ilk taşındığı günden beri küçük perinin en sevdiği etkinliklerden biri bu festival olurdu. Hatta Chaeyoung ile tanıştıktan sonra daha çok sevmiş, iki peri yıl boyunca bu festival için gün saymaya başlamıştı. Ancak Dahyun diğer yılların aksine kendini çok heyecanlı hissetmiyordu. Derin bir iç çekip arkasına yaslandı. Gözleri yatağının yanındaki camdan ormanın derinliklerini inceliyordu. "Olmak istediğim yer burası değil..." Takvimde özel olarak işaretleyip tüm yıl boyunca bu günü bekleyen küçük perinin neden heyecanlı olmadığı gayet ortadaydı. Onun tek heyecanı alfaydı. Dahyun'u artık tek mutlu edecek veya heyecanlandıracak şey alfasıydı. Dahyun gözlerini camdan çekip kapıya döndü. Dışarıdan gelen seslerden insanların çoktan geldiğini anlamıştı. Alnını yavaşça kapıya yasladı Momo etrafında olmadan hiçbir duygu hissedemediğini düşünmeye başlamıştı. "Acaba Momo kıyafetimi beğenir miydi?" Bu düşüncesi küçük kızı yeniden ayna karşısına geçirdi. Dahyun'un çoğu insanı kıskandıracak bir fiziği vardı. İnce beline uygun kalın bacakları ve şekilli göğüsleri onu her zaman öne çıkartıyordu. Kapının çalınmasıyla Dahyun bütün düşüncelerinden uzaklaşmış, kafasını silkeleyip kapıya doğru yürümüştü.
________ Gecenin ilerleyen saatlerine doğru Dahyun bedenini önüne gelen ilk koltuğa bıraktı. Festival beklediğinden eğlenceli geçmişti ve Dahyun uzun zaman sonra gerçekten köyünde mutlu anılar yaşamıştı. Ancak Küçük perinin içindeki boşluk hissi gittikçe büyüyor, adeta vücudu kendini zorla ormana götürmeye çalışıyordu. "Chaeyoung biraz konuşabilir miyiz?" Dahyun ne kadar gergin olsa bile arkadaşına döndü. Kendini daha çok kontrol edebileceğini düşünmüyordu. "Sorun ne?" Dahyun arkadaşının eline uzanıp ayağa kalktı. Mina'dan gözleriyle küçük bir izin aldıktan sonra festivalin olmadığı kısımlara doğru yürümeye başladı. Etrafında kimsenin olmadığına emin olmak için gözleriyle kısa süre her yeri gezmiş, kimsenin olmadığından emin olduktan sonra arkadaşına dönmüştü. "Gitmem lazım." "Eve mi? Beş dakika daha oturalım Minayla bırakırız seni. Bunu söylemek için neden buraya getirdin ki? Rahatsızlandın mı yoksa?" Dahyun son cümlesinden sonra elini omzuna atan arkadaşının elini çekip susması için işaret yapmıştı. Chaeyoung tanıştıklarından beri çok konuşan ve her şeyden yorumlar çıkartan bir tipti. Dahyun küçük kızın bu özelliğini ne kadar sevse bile bazı durumlarda zaman kaybına neden olabiliyordu. "Hayır Chaeyoung." Yavaşca kafasıyla ormanı işaret etti. "Dahyun sen kafayı mı yedin? Daha ormanda ne yaptığını bile bana söylemedin ve seni bu kıyafetle oraya göndermemi mi bekliyorsun? Festivalden dolayı gelen perilerin kokusunu alan canlılar ormanda seksek oynuyor mu sanıyorsun?" Küçük kızın telaşlı bir şekilde konuşmasıyla Dahyun iç çekti. Onun haklı olduğunu bütün kalbiyle kabul ediyordu ancak Dahyun kararının arkasında durmaya devam edecekti. "Kiminle buluşacaksın ormanda hem?" "Sevgilimle." "Ne yapacağını söylemeden seni göndermemi bek- Bir dakika ne?" Dahyun'un hızlı ve kesin cevabı Chaeyoung'u şaşırtmıştı. Bir saniye bile beklemeden cevap vermiş, hiç kullanmadığı sert bir ton kullanmıştı. "Ne sevgilisi? Dahyun ne diyorsun sen?" "Chaeyoung sence her gece ormana kaçıp ne yapıyor olabilirim? Sevgilimle buluşacağım." Chaeyoung bir şey demeden olduğu yerde kaldı. Eskiden Minayla buluşmalarında Dahyun sürekli ona yardım ettiği için kendini borçlu hissediyordu. "Bana bak eve geldiğin gibi bana her şeyi anlatacaksın." Dahyun bu sözden sonra izin aldığını anlamış, küçük perinin yanağını öpüp ormana doğru koşmaya başlamıştı. "Söz veriyorum anlatacağım. Görüşürüz!" _____
Ormanın derinliklerinde koşmaya devam ederken yakınında hissettiği hırlama sesleriyle gülümsedi. Normal bir durumda gece ormanda gezen herhangi bir canlı duyduğu bu sesle kafayı yer, kaçmak için yer arardı. Küçük peri için bu durumun öyle olduğu açıktı. Arkasından gelen sesler kendi kadınından başkasına ait değildi. "Her seferinde beni nasıl buluyorsun anlamıyorum." "Parladığını söylemiştim bebeğim. Saçtığın ışık kilometrelerce öteden gözümü kamaştırıyor." Dahyun adımlarını yavaşlattı. Çimlerin üzerinde durup alfasının sesinin geldiği yöne dönmüştü. O sırada ağaçların içinden çıkan Momo sessizce ona doğru yürüyor, bir yandan gözlerini perinin her bir noktasında gezdiriyordu. Momo basit bir kadındı. Belirli bir ideal tipi olmayan alfa genelde dış görünüşe önem vermezdi. Hatta bunu daha çok açarsak Momo kadınlarla ilgilenen bir tip bile değildi. Geniş olmayan çevresinden ve kadınlarla ilgilenmeyip onlara yüz vermeyen yapısından hayatı boyunca ilk beğendiği kadının Dahyun olduğu rahatça anlaşılabilirdi. Momo küçük periyle ilk gece Dahyun'un güzelliğinden büyülenmiş, onun gördüğü en güzel kadın olduğunu düşünmüştü. Ancak Momo yanıldığını önündeki görüntüden anlıyordu. Dahyun görüp görebileceği en eşsiz kadındı. "Benden başka birinin seni böyle görmesi ihtimali bile kafayı yememe sebep olurken gecenin bu saatinde ormanda koşturman mantıklı mı güzelliğim?" Küçük periye doğru küçük adımlarla ilerlemeye devam etti. "Bu gece ormanın dolu olacağını sana söylemiştim. Yanına yaklaşan kadına birkaç adım daha atmış, kollarını boynuna dolamıştı Dahyun. "Hiçbiri umrumda değil, senin için hazırlandım." "Enfes görünüyorsun birtanem." "Hem sen nasıl buldun beni?" Dahyun elini yumruk yapıp alfanın omzuna küçük bir yumruk attı. "Bugün seni korkutmak için farklı bir yoldan gelmiştim ama yine avlanan ben oldum sanırım." "Seni hissettiğimi söylerken yalan söylemiyordum." Bunu dedikten sonra kafasını hafifçe eğmiş, karşısındaki küçük kızın dudaklarına öpücüklerini sıralamaya başlamıştı. ___ Geçirdikleri kısa bir süre ardından Momo'nun dudaklarını boynunda hissetmesiyle Dahyun kendini geriye çekti. "Bu gece olmaz." Momo bu dediğinde bir neden arayacak veya onu zorlayacak bir tip değildi. Ne kadar zor duruma düşse veya kendini kontrol edemese bile Dahyun'a istemediği bir şeyi yapmamaya yemin etmişti. Anlayışlı bir şekilde kafasını sallayıp kucağındaki küçük bebeğini kendine daha çok çekti. "Çiçek festivali neden periler için özeldir biliyor musun Momo?" "Neden?" "Çiçek festivalinde periler ruh eşleriyle daha çok bağlanırlar." Dahyun alfasının kucağında hareketlendi. Parmaklarıyla küçük bir yol çizmişti. "Kırmızı bir ip parmaklarından asla çözülemeyecek bir şekilde bağlanır. O andan itibaren kalplerin kapatıldığına ve yüzyıllarca birbirlerinden başka kimseyle birlikte olmayacaklarına inanılır." "Bağlandıkları nasıl anlaşılacak?" "Birbirlerine dokunduklarında bedenlerinde bir çeşit değişim olduğu söyleniliyor. Daha önce hiç görmediğim için eskiden Chaeyoung ile insanlara çaktırmadan dokunup kırmızı bir ip var mı diye bakardık." "Kurtların ruh eşi mantığına benziyor." "Daha güçlü." Dahyun alfanın konuşmasına izin vermeden onu susturmuştu. Momo ağzını kapatıp yeniden onu dinlemeye başlamış, kafasını omzuna yerleştirmişti. "Sizin kurdunuzun ruh eşi var, onun sahip olduğu insanın değil." "Sizin için böyle değik mi?" "Bizim ruhlarımız bağlanır." Momonun gülümseyerek kafasını sallamasıyla Dahyun cebinden küçük bir defter çıkarttı. Alfanın elinin altında belinde şekillenen çiçek sembollerini bilmeden.
|
0% |