@walter.217
|
Göker İzgü "Dağdaki sisleri, insanın içindeki fırtınadır." Derdi dedem. O zamanlar anlamazdım ne demek istediğini. İçindeki vicdan azabı dağdaki çakaldan daha tehlikeli olduğu zaman aldığın her nefes ciğerine batar,yaşatmazmış insanı. Tabi yaşama tutunman için bir sebep yoksa. Benim her nefes alışım vatan saysinde, her gücüm vatan için. Üzerimdeki kamuflajın bir gün benim kefenim olacağını bilmeme rağmen her giydiğim ayrı hırs, güç ve gurur duyuyordum. Ailemde buna hastalık diyen de oldu, gururumu benimle birlikte yaşayanda. Kimsenin lafına aldırmadan ilerlediğim için şuan da bu dağda it avlıyordum ben. Benim hayatımı elimden alıp bana, benim vatanıma laf eden insanın ne kendisi ne de sözleri benim için etkisiz elemandır. "Barış yukardan siper al!" "Emredersiniz komutanım." Kendi komutamda olan Tim ile bir görevdeydik. Avlamamız gereken çakallar,kurtarmamız gereken bir vatan vardı. "Yüzbaşı Göker İzgü, destek lazım mı?" telsizimden gelen sesin bittiği saniye sağ kulağımın yanından geçen kurşundan sıyrılmam arasında sadece 1 saniye vardı. Kalabalıklardı,ama unuttukları bir şey vardı ki Türk askeri hiçbir şeyden korkmazdı. "Gerek yok Özgür Albayım. Kalabalıklar lakin başa çıkamayacağımız kadar güçlü değiller." Telsizden gelen cevabı beklerken kayalıkların arkasında gördüğüm kişiyi hazırda beklettiğim silahımla vurdum. Tam o sırada telsizden herkesden çok güvendiğim o adamın sesi duyuldu. "Tamam dikkatli olun." "Emriniz olur komutanım." Telsizi kapatıp ön cebime koydum ve benim talimatlarımla etrafa dağılmış olan Timime göz gezdirdim. Hepsi ellerinde silahla gözlerindeki eğlenceyle çakal avlıyordu. Kulaklığıma Ömer'in sesi geldi "Yusuf senin silah kullanmana gerek yok kardeşim, düşman senin saçını görse zaten arkasına bakmadan kaçar. Rahatta kal yani." Timdeki birkaç kişinin daha gülüş sesi geldi. "Çok komiksin bebeğim gülmekten altıma yaptım şuan." "Ne oğlum yapmadığın şey mi?" Kerem dediği şeyden sonra kahkaha atmaya başladı. Timde ki herkesde ona katıldığı sırada tek gülmeyen ben ve Yusuftuk. "Komutanım birşey demiyecek misiniz? Bildiğin burda benim bütün öz hayatım ortaya dökülüyor."Yusuf'un bana yalvarır gibi bakmasını görmezden gelerek omuz silktim. "Banane oğlum sıçmasaydın altına,30 yaşında adamsın daha tutmayı öğrenemedim." Durdum ardından aklıma gelen şeyle devam ettim. "Ayrıca bu yaşta altına yapmak ne amına koyayım? Operasyon bittiğinde hatırlat sana bi tur daha ceza vereceğim." Yusuf ağlamaklı bi ses çıkardığında Tim tekrar ona gülmeye başaldı. "Ya komutanım yanlış anlamayın emrinizin başımın üstünde yeri var ama bunun için daha kaç kere ceza vereceksiniz bana?" "Canım istediği kadar. Ayrıca sen benim emrime karşı mı çıkıyorsun hayırdır?" Kayalığın arkasından çıktım ve 3 adamı indirdikten sonra geri yere eğildim. "Haşa komutanım ne haddime? ben sadece bir soru yönelttim emredersiniz ne derseniz yaparım komutanım. Ayağımı yala derseniz yalarım öyle bi mercidesiniz benim için." "Lan kel Yusuf komutanım sana niye ayağımı yala desin beyinsiz." Muratın gülmemek için kendini tutarak söylediği şeye Yusuf sadece ona kötü kötü bakarak cevap vermişti. "Hakikatten Yusuf ben sana niye öyle bişey diyeyim? kendine gel lan" Yusuf bi anda tekrar suçlu durumuna düştüğü için şaşkınca Time baktı. "Emredersiniz komutanım siz ne derseniz o." bunu dedikten sonra ağzının içinde gevelemeye başladı,kısık sesle konuştuğunu zannediyordu salak."Her türlü nasıl suçlu olmayı başarıyorum amına koyayım. Dışlanıyorum lan ben bildiğin." Serkan bi anda Yusuf'a arkasından sarıldı ve kel kafasından öptü. "Ya Yusuf Yusuf'um seni sevmeyen ölsün bitane keltoşum benim." Yusuf duygulu duygulu arkasına döndü. "Ya Sercom gerçekten öyle mi düşünüyorsun?" "Tabiki de öyle düşünüyorum keloğlanım." Yusuf Serkan'a çapkın olduğunu düşündüğü bi bakış attı. "Gel akşam yatağıma." Dedi ve göz kırptı. Tam Serkan cevap verecekken araya girdim. "Tim gevezelik yapmayı kes! Barış durum bildir." Timdeki herkes tekrar yerlerine büyük bir ciddilikle geçerken Barış soruma cevap verdi. "Komutanım tahminen 10-15 tane orospu çocuğu kaldı. Ortalıkta şu an fare görünmüyor." Fare olmaması bir avantajdı geriye kalanları öldürdükten sonra amacımıza ,yani tek katlı şu eve girebilecektik. "Kapı tarafı boş mu?" "Şu an tamamen arka kapıya odaklandılar komutamın. Ön kapıya bomba koymuş olabilirler." "Tamam Ömer ön kapıya git bomba var mı bak,varsa durum bildir .Yusuf sende Ömeri kolla" İkisindende anlaşıldığıma dair ses geldikten sonra arka kapıya doğru eğilerek yürümeye başladım."Tim ben bişey demeden hareket etme, Emir benim yerime geç." Hepsi bir ağızdan "Emredersiniz komutanım." Dedikten sonra tekrar önüme döndüm. Time ne kadar belli etmesemde onlara çok bağlanmıştım. Hepsi birbirini aile yerine koyar beni de büyükleri, bir abi olarak görürlerdi. Sadece silah arkadaşı değil aynı zamanda tatil günlerinde bile bir arada olurlardı. Ben ne kadar gelmek istemesemde ısrarla beni yakınlarında görmek isterlerdi. "Komutanım ön kapıda herhangi bir bomba düzeneği yok." Ömerin sesiyle durdum. "Komutanım arka kapı da temizlendi ortalıkta kimse görünmüyor." Barış'da bana durum bildirdikten sonra konuştum. "Barış sen yerinde kal. Murat,Emir,Serkan,Hamza siz evin etrafını sarın. Ömer ve Yusuf siz de arka kapıya gidin orayı kontrol edin. Efe sen benimle geliyorsun." Hepsi yerlerine giderken Efe benim yanıma geldi. Ön kapıya doğru ilerlemeye başladık. Etraf temiz görünüyordu ama içerde birileri olabilirdi, veya bir düzenek bulunabilirdi. Demir kapının önüne geldiğimde içerde neyle karşılaşacağımı bilmediğim için silahımı tetikte tuttum ve sert bir tepmeyle kapıyı açtım. Hiç cam bulunmadığı için içerisi karanlıktı. İçimden bir ses boş olmadığını söylüyordu. Sert bir ses duyduğumda Ömerler"in arka kapıyı açtığını anladım. Ama bu benim emrim dışında gerçekleşen bir olaydı. Sinirle kafamı dışarı çıkardım ve gözümü evin etrafında gezdirdim. Ah kahretsin bütün askerlerim oraya gitmişti. "Lan oğlum napıyorsunuz!" Diye adeta gürledim. "Komutanım burda bir şey var" Serkan'ın sesiyle beraber büyük bir gürültü koptu. Arkamda duran Efe oraya doğru koşmaya başladığında bir patlama daha gerçekleşti. O tarafa doğru koştuğumda her yerin alev aldığını fark ettim. Bomba benim içimde mi yoksa kardeşim dediğim adamların yanında mı patladı tam olarak çözememiştim. kapının olduğu taraf... "Serkan!" Alev alıyordu. Her yer alev alıyordu. Bir tane daha bomba sesi duyudu o taraftan. Sonra bir tane daha, bir tane daha... "Efe! Emir! Duyuyor musunuz?" Hiç düşünmeden alevlerin ortasına atladım. Ses yoktu. Sadece kan kokusu. Kardeşlerimin kanı. Her taraf sis olduğu için önümü göremiyordum. Hemen telsizimi elime aldım. Elim titriyordu. O kadar insanın canını alırken elim titremezken kardeşlerimin bir daha sesini duymayacak olma ihtimali elimi titretiyordu. Göğsümdeki ağrının haddi hesabı yoktu. "Komutanım evdeki bomba patladı!" Öyle çok bağrıyordum ki boğazım yırtılacak gibi hissediyordum. "Komutanım kardeşlerim..." Ben bu acıyla nasıl yaşayacaktım?
|
0% |