@waterr
|
** Genç bir evin önüne geldi eve uzun uzun baktı sonunda kararını vermiş olacak ki kapıyı tık tıkladı. Kapıyı bir adam açtı. “ iyi akşamlar” dedi genç adam şaşkın bir şekilde “iyi akşamlar ama siz kimsiniz?” kapıyı açan adam bilmiyordu ki son akşamı, bilmiş olsa bu kadar sakin olmazdı. "İçeride konuşalım mı?” genç oldukça sakin, sanki alay edercesine konuşuyordu. Kapıyı açan adam sinirlenmeye başladı ve “öyle evime her geleni alsaydım harem kurmuştum" ah zavallıcık adam son sözlerini söylüyor ama haberi yok. “Demek beni içeriye davet etmiyorsun. Davete ihtiyacım yok zaten” Adamı omzundan ittirip genç içeriye girdi. “hey hey ne yapıyorsun sen HEMEN ÇIK EVİMDEN!” Adam sonralara doğru sesini yükseltmeye başladı. Genç kafasına koymuştu o ses tellerini kesecekti. “adın neydi senin?” genç bilmesine rağmen soruyordu sonuçta bir süre sıkıntısı yoktu. “Ali, Ali Parlak. Hıh daha adımı bilmiyorsun bana artistlik taslıyorsun. Hayırdır birader!” Ali parlak çok yanlış düşünüyordu. Genç neye güleceğini şaşırdı adamı ondan daha iyi tanımasına mı yoksa birazdan katili olacağı kişiye bu kadar atar gider yapmasına mı... “Hım senin ‘yazılımcıyım' ayaklarına kadınları satıp pazarlamanı, içlerinden beğendiğin kadınlara isteği dışında dokunduğunu, kadın diyorum ama hepsi ya 16 yaş var ya yok. Sonra bir bakmışız haberlerde kadın haklarını savunuyor. Hım biraz daha düşüneyim ha birde mutlu aile fotoğrafların vardı değil mi? O fotoğrafların arkası peki? Her gün o dört çocuğunu dövdüğünü. Evet ben seni hiç tanımıyorum Ali Parlak" Genç, adamın adını söylerken adeta tükürdü. Ali Parlak şaşkınla adama baktı sonradan aklına gelmiş olacak ki kaçma girişiminde bulunacakken boynunda ip gibi bir şey ile çekildiğini hisseti. Genç dediğini yapacaktı ses tellerini kesmek için misineyi boğazına doladı, yavaş yavaş kendisine çekti adamın boğazı kanamaya başladı ve bir yandan da bağırmaya, yardım istemeye çalışıyordu. Ama Ali Parlak’ ın unuttu bir şey vardı evde ses yalıtımını bizzat kendisinin özel olarak yapmış olması. Sırf dışarıda ailem dediği insanlara evde ki çığlıkları dışarıdaki insanların duymaması için yaptırdığı yalıtım. Genç en son adamın kulağına şunu fısıldadı “sana bir hediyem var kurtlu kırmızı bir elma öle öle ye" ve son hamleyi yaptı Ali Parlak artık Rahmetli Ali Parlak oldu... Genç koltuğa oturdu, siyah eldivenlerini çıkartı ve öldürdüğü adama yani Ali Parlak'a bakmaya başladı. Gülümsüyordu, öldürmeyi sevdiğini bir kez daha anladı... Genç daha fazla oturmaması gerektiğini fark etti ve eldivenlerini takıp kapıya doğru adımlarını atmaya başladı. Kapıdan son bir kez daha eserine baktı. Yüzünde memnun bir ifade ile kapıyı kapattı ve arabasına binip son gaz evine gitti. Eve vardığında kendisini hemen duşa attı kollarını bacaklarını ellerini her yerini özenerek temizlemeye çalıştı. Ama o da farkındaydı onun kiri bedeninde, vücudunda olmadığı ruhunda olduğunu en iyi kendisi biliyordu. Duştan çıktı ve ilk işi takılarını çıkarmak oldu kulağındaki küpeyi, boynundaki kolyeyi, ve en sonda bileğindeki saat ve bilekliği çıkartı. Günümüz... Ali Parlak cinayetini konuşurken telefonuma üst üste bildirim gelince dikkatler benim üstüme toplandı. “pardon!” deyip gelen mesaja baktım. Bilinmeyen bir numaradaydı. Bilinmeyen numara Esra Savcı... Genç, güzel, hırslı, kendine güvenen bu listeyi daha uzatabilirim sayın güzel savcım. Her neyse bilmecelerimi sevdiniz mi? Mesajı bir, üç, beş daha fazla okudum ve sadece aklıma aradığımız katilden başka biri gelmiyordu. Ahmet’in sesini duydum “Esra hanım bir şey mi oldu?” yüzüne baktığımda ise endişeli bir yüz ifadesi ile bana bakıyordu. “sanırım katil kendisini aradığımızdan haberdar” Birden masada ki herkes “Ne?” diye bir inilti koptu. Mesajı bu sefer yüksek sesle okumaya başladım. “Esra Savcı... Genç, güzel, hırslı, kendine güvenen bu listeyi daha uzatabilirim sayın güzel savcım. Her neyse bilmecelerimi sevdiniz mi?” Sinirle Elif konuşmaya başladı “Bu ne demek? Resmen bizimle oyun oynuyor. Poyraz komiserim ne yapacağız? Bu adamın bizimle oynamasına izin mi vereceğiz?” “Saçmalama” Defneye döndü “Defne sen bu numarayı bir sorgula. Bir şey çıkacağını düşünmüyorum ama yine de bir şansımızı deneyelim.” Önemli soru Katil aptal mı yoksa aptal gibi görünen zeki biri mi? “savcım size koruma çıkarmamız gerekiyor. Güvenliğiniz önemli” kafamı olumlu anlamda salladım. Mantıklı katil eğer beni hedef aldıysa başım belada demektir. Ahmet, “Esra Savcım saat geç oldu artık kalkalım mı?” Gözüm akıllı saatimin ekranına kaydığında 5 olduğunu gördüm. “arkadaşlar, yarın yeniden konuşulur. Biri bize oyun da oynuyor olabilir ciddiye alınmalı bir durum yok. Yani bu mesaj aradığımız katilden gelmemiş olabilir. O yüzden stres gerek yok. Yarın karakola uğrayacağım o zaman daha detaylı konuşuruz. Herkese iyi akşamlar.” Ahmet ile beraber kalktık, yavaş yavaş benim arabaya doğru yürürken başımı Ahmet’e çevirdim ve tekrardan onun yanında ne kadar küçük olduğumu hatırladım.“buraya taksiyle mi geldin? Aracını göremedim.” Başını sallayarak “evet savcım" kaşlarımı çatıp sahte bir kızgınlıkla “Ahmet" son harfleri uzatarak söyleyince gülmeye başladı. Durdu ve bana döndü “tamam yalnızken savcım yok.” Gülmeye davam edince bende gülmeye başladım. “bir şeyler yapabilirdik aslında ama yarın çok ama çok uzun bir gün olacak. Erkenden yatıp dinlenmek istiyorum.” “Hım bu güzel kadını daha fazla yormak istemem. Anahtarı bana ver de ben kullanayım.” Olumlu anlamda başımı salladım. Zaten yorgundum bu işime gelirdi. Anahtarı Ahmet'e verdim ve hemen arabaya bindik. Yaklaşık beş dakikadır susuyorduk. Bu sessizliği bozan Ahmet oldu. “ne düşünüyorsun Esra?” “Katili" kafamı camdan kaldırıp Ahmet’e baktım. “Bir insan nasıl bu kadar vicdansız olabiliyor? Bilekliği bulana kadar erkek olduğunu düşünüyordum ama şimdi kadın olma ihtimalide var. Kafam daha da karıştı.” Ahmet bir şey demedi, diyemedi ne diyebilirdi ki? Ahmet öne doğru eğilip radyoyu açtı. Radyoda bir şarkı. Aziz Piyade’nin bu şehri yakın çalıyordu. Sözleri o kadar güzel ki. Sen sakın endişelenme kadın, Kadın üşürse bu şehri yakın Bugün bir kadın daha öldü. Dizeler ise kadınlar için. Ne kadar ironik... araba durdu Ahmet'le vedalaştıktan sonra ben şoför koltuğuna geçtim. ☆☆☆ Gözlerimi yavaş yavaş araladım. Yatağımda doğruldum ve gözlerimi ovarken kendime gelmeye çalışıyordum. Odam gri eşyalarla doluydu, odama renk katan tek şey yorganım olabilir. Kırmızı yorganımı üstümden kenara doğru attım ve yataktan kalktım, balkonuma çıktım. Evim 13. Katta olduğu için balkona her çıktığımda üzgün, karamsar, telaş içinde olan İstanbul ayaklarımın altında gibiydi. İstanbul bir çok insanın yaşamak istediği yer. Ne kadar İstanbul'a baktım bilmiyorum ama artık üşümüştüm ellerimi omuzlarıma sürttüm biraz daha kalmak istiyordum, biraz daha İstanbul’a bakmak istiyordum. Fakat hasta olacağımı düşündüğüm için İçeri geçmem gerekti. Bugünkü planım adliyeye gitmek oradan da karakola geçmekti. Ellim gardolabın kulpuna gitti kapak gıcırdayarak aralandı, her zaman giyindiğim etek ve saten gömleği aldım. Geceliğimi bir çırpıda çıkardıktan sonra etek ve gömleği giydim, hemen aynanın karşısına geçtim hem gömleğimin düğmelerini ilikliyor hem de düşünüyordum; bana mesaj atan kişi katil mi yoksa kendince oyun oynayan biri mi? Eğer cevap oyun oynayan biri ise o kişinin başı dertte bir savcı ile uğraşması kendi ayağına sıkmaktan farkı yoktu. Ama cevap katil ise ‘Neden?' Sorusunu sorarım neden saklanması gizlenmesi gerekirken bana mesaj atıyor? Düğmelerimi iliklemem bitince ellim saçlarıma gitti. geceden ördüğüm için hazır olduğunu düşünerek mutfağa geçtim. Kendime pratik bir kahvaltıdan sonra topuklu sandaletlerimi de giydim ve aynada son kez kendime baktım. Asansörün gelmesini bekliyordum. Artık okula da sadece tezimi bırakmaya gidecektim. İçimde bunun sevinç ve heyecanıyla asansöre bindim. Aynada kendime bakmaya başladım. Aklıma bana atılan mesaj gözlerimin önünde canlandı; “Esra Savcı... Genç, güzel, hırslı, kendine güvenen bu listeyi daha uzatabilirim sayın güzel savcım. Her neyse bilmecelerimi sevdiniz mi?” Bana sıfatlar takabilmişse beni izlemiş ve hareketlerimi takip etmiş olmalı. Beni izlemeden bana hırslı olduğumu söyleyemez, benimle konuşmadan kendine güvenen biri olduğumu bilemez. Aklıma bir tek ekipten birileri geliyor... Beğendiyseniz yıldızlamayı unutmayınnn🎀 |
0% |