Bir okul yılının da sonuna gelmiştik, ama ben hala okul bitmiş gibi hissetmiyordum. Sanki okul arkadaşlarım her an bir yerlerden çıkarabilirdi.

Okulun kapanmasının ertesi gününde ailemle- annem ve babamla- kahvaltı ediyorduk ki babamın konuşması kahvaltı etmemizi bıraktırdı.

"Bu yaz tatile gitmeyi düşünüyorum, ne dersiniz?"

Tatil miiii!?!????

"Ay baba mükemmel olurr. Ancak hayret ediyorum, hiç tatile gitmezdik yazları, şimdi ne oldu?"

Babam sırıttı, annem ise ona bir bakış attı.

"Babanın tatil dediği yer babaannenler kızım, sözde tatil yani."

Neyyy?

"Ya baba cidden mi ya? Tatil mi bu şimdi? Ben de düşündüm yurtdışına çıkıyoruz diye... Sen bizi Antalya'ya babaannemin yanına mı süreceksin?? Off..."

Babam yeniden sırıtmaya başladığında benim yüzüm iyice düştü.

"Kızım insanlar Antalya'da tatilde olmak için neler yapıyorlar, sen şikayet ediyorsun. Hem babaannemin yazlık evinde kalacağız, hem de ev denize yakın, ohh ne rahat!"

Dudaklarımı büzdüm.

"Off, aynen ne rahat ama!"

Babam masadan kalktı ve annemle yatak odalarına doğru gitmeye başladı.

"Hadi hazırlanın, bu akşam çıkıyoruz! Yarın anca varırız."

Kafamı masanın boş tarafına gömdüm.

"Lanet olsun, şimdiden berbat bir tatil olacağını hissediyorum..."

~§§§§~​​​​

Ertesi gün: öğlen

"Hadi annecim, geldik! Büşraa!! Kızım uyansana artık! Kız Büşra!"

Annemin bağırmaları kulağımı sonunda delip geçerken ayılmış durumdaydım.

"Heh, sonunda kızım yani, yarım saattir seni uyandırmaya çalışıyorum. Hadi kap bagajdan çantaları da gel, babaannenler seni bekliyor."

Gözlerimi devirdim, şimdi bir daha uyuyamayacaktım. Ancak tavuklarla uyurdum artık!

"Tamamm, geliyorum birazdan."

Annemin gidişini seyrederken sonunda silkelenip bagaja doğru yürüdüm ve eşyaları alıp içeri geçtim.

Geçmez olaydım...

"Uyyy benim torunum gelmiş!!"

Babaannemin gelip bana sarılmasıyla kendimi ayı kapanına kapılmış halde buldum.

"Ba-Babaanne, biraz daha sıkarsan öleceğim, ayh!"

Babaannemin tabiri caizse götümü yoğurmasıyla sıçradım.

"Kız ne olmuş sana! Bir deri bir kemik kalmışsın. Geliin, yedirmiyor musun sen torunumuu??"

Annemin mutfaktan çıkmasıyla kafamı ona çevirdim.

" O ne demek anne? Evde fare eksikti fare oldu, daha ne olsun?!"

Anne!?!?????!?!

"Of anne ya, sen benim lokmalarımı mı sayıyorsun? Alt tarafı 57 kilocuğum yani!"

Annem güldü.

"Yok kızım ne cüret? Yemek kraliçemizi sorgulamak haddim değil... Kız valla terlik geliyor haa! Hadi çık yukarı odana yerleş, hadii!"

Annemin cırlamasıyla aniden sıçradım ve babaannemin kollarından çıkıp merdivenlerden odama geldim.

"Seni pek özlediğim söylenemez odacığım ama en çok manzaranı özledim!"

Odamın penceresi, denizin kayalıklarına bakıyordu ve güneş tam olarak karşımdan doğuyordu! Kısacası mükemmeldi!!

Görmediğim birkaç senede, etrafa yeni kafeler açılmış, yerleşmişlerdi.Bir uğramak gerekiyordu.

Eşyalarımı yerleştirip aşağıya indiğimde burnuma güzel kokular gelmeye başlamıştı.

"Anneee! Ne yapıyorsunuz?"

Annem mutfaktan seslendi.

"Çorba kızım! Heh geldiğin iyi oldu. Karşıdaki sahilde fırın varmış. Gidip ordan 3 ekmek alsana."

Annem,yanına geldiğinde masanın üzerindeki parayı işaret ediyordu. Gidip parayı aldım ve kapıya yürüdüm.

"Tamam annee! 10 dakikaya gelirim."

Annem cevap vermezken, burda giydiğim yırtık terlikleri ayağıma geçirdim ve yürüdüm.

Sahile geldiğimde önce sola baktım, sola dönük bir şekilde arkama yürüdüğümde bir anda terliğim bir şeyin baskısıyla yırtıldı ve ben yere yapıştım.

"Ayhhh!"

Götümü ovuşturken karşımdaki insana cırladım.

"Ya kardeşim önüne baksana ya! Yere yapıştım şurda, terliğimde yırtıldı! Off!"

Götümü ovuşturmayı bıraktığımda karşıma baktım ve bana cevap vermeyen piçe- ney?!

Yani bana cevap vermeyen yakışıklı mı yakışıklı, kaslı mı kaslı ve kaşları çatık mı çatık çocukla karşılaştım.

"Oha beyefendi, siz afet misiniz?!"

~§§§§~

selam! Elimden geldiğince bölüm atmaya çalışacağım.

Bu bölüme puanınız nedir?

10/?