Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1.Bölüm: Marisa

@westhaemus

Güneş yüzüme sıcacık öpücükler bırakırken yumuşacık yatağımdan kalkmak ve kalkmamak arasındaki savaşı veriyordum. Dün aldığım kendini savunma derslerinden sonra kendimi güne kazandırmakta çok zorluk çekiyordum.

 

Gıcırtılı büyük kapımın açılma sesiyle gözlerimi sonunda açabilmiştim. Odaya kimin girdiğini görmek için doğrulduğumda ise Mayda'nın elinde sargı bezi ve şifalı ot karışımlarının olduğu bir tepsi görmüştüm.

 

Savunma derslerim basit dersler değildi fazlasıyla fiziksel hasarlarla derslerimi tamamlıyordum. Bu süreçte dirayetli olmayı öğrendiğim için artık umursamamaya başlamıştım.

 

Maydayla dünyaya aynı anda kanlı ay gecesinde gelmiştik ki bu bizim krallığımız için çok ender ve büyüleyici bir şeydi. Bu yüzden bize Kan İkizleri diyorlardı. Krallığımızın bazı kuralları bizim için geçersiz oluyordu. Babamın tabiriyle sağ kolumdu ama benim için en yakınım her şeyim oydu.

 

"Günaydın küçük serçem " Mayda'nın güzel sesi kulaklarımı doldururken gülümseyerek ona baktım.

 

"Günaydın sevgili ikizim" dedim ve yatakta oturur pozisyona geçtim.

 

Mayda dikkatlice yatağa otururken sırtımı dönmem için işaret yaptı. Döndüğümde ise üzerimde ki beyaz tül elbisemi sıyırmaya başladı. Sırtımda ki morluklar onu normalde şaşırtmazdı ama bu sefer şaşırmış olacak ki " Marisa canına kastın mı var bu kadar ileri gitmesen olmaz mı" diye söylenmeye başladı.

 

Abimden sonra Katelia Krallığının varisi bendim ve aileme bir şeyler borçluydum. Bu yüzden benden ne isterlerse fazlasıyla yapıyordum. Ayrıca dövüşmek bana sanat gibi geliyordu. Yani belkide kendimi böyle adapte etmiştim.

 

"Benim değil ama başkalarının olabilir Mayda bu yüzden derslerime kendimi çok veriyorum" dedim ve Mayda suratıma imayla bakmaya başladı.

 

"Hadi ama Marisa bunu kendin için değil ailene yakışan biri olmak için yaptığını ikimizde biliyoruz" dedi.

 

Haklıydı çünkü savaşla ilgili bir çok şey iç dünyamda bir türlü yerini bulamıyordu. Benim için hayat daha çok küçük detayları görmek onları hayatıma kazandırmakla ilgiliydi. Sevgi dolu biriydim ve Sanata çok büyük ilgim vardı bende sevgimi sanata aktarmayı seçmiştim. En mutlu olduğum anlar bunlardan ibaretti.

 

Yüzüne bakıp yorum yapmadan kafamı balkonumun tarafına çevirdim ve tüm krallığı ayaklarımın altına seren manzaraya bakmaya başladım.

 

Mayda duraksamadan sırtıma elinde ki mor karışımı sürmeye başladı eminim sırtımdaki morluklarla uyum içerisindeydi şu an. Her dokunuşunu narince gerçekleştirmeye çalışsa da aslında kendime nasıl bir zarar verdiğimi canım acıdığında fark ettim.

 

Sargıyıda sardıktan sonra kalkmama yardımcı oldu. Ona karşı döndüm benden biraz kısaydı. Altın sarısı saçları vardı omuzlarında biten uzatmayı sevmezdi. Kılıç derslerinde onu engelliyormuş öyle söylerdi hep. Kahverengi ve deri vazgeçilmeziydi kıyafetlerinde ve yeşil gözlerinde hep büyük bir uyumla taşırdı.

 

Ona sımsıkı sarıldım. Bizim sevgi dilimiz buydu. " Sevgili ikizim sen olmasan bana kim bu kadar güzel bakardı bilmiyorum" dedim. Güldü ve omzuma vurdu. Suratımı biraz ekşitsemde canım acımamıştı nazım ona çok geçiyordu o yüzden onunla uğraşıp duruyordum.

 

"Benimle böyle konuşmayı tahminen ne zaman bırakırsın Marisa, kendimi artık annen gibi hissediyorum" dedi ve gülmeye devam etti. Gerçekten artık annem gibi olmuştu. Maydaya dışardan bakan hiç kimse kalbinin yumuşacık olduğunu düşünmezdi hep sert ve ciddi bir duruşu vardı.

 

"Benimle balkonda çörek yemeyi kabul edersen bırakmayı düşünebilirim" dedim ve kapıya doğru yöneldim. Yardımcılarımızdan birine gerekli her şeyi bir cümlede toparlayarak seslendim ve balkona çıkmak için yöneldim.

 

Mayda yanımda bana eşlik ederken aniden heyecanlı bir şekilde döndüm ve dedim ki. " Evet nar çiçeğim söyle bakalım önümüzdeki kanlı ay yaş günümüze denk geliyor, benden ne istersin"

 

Mayda bana döndü suratımı dikkatlice inceledi ve " gerçekten ne istersem kabul mü " onaylar bir şekilde başımı salladım "o zaman seni Bars ve Güneşin üstüne düelloya davet ediyorum sevgili ikizim. Bakalım derslerin işe yaramış mı " dedi

 

Gözlerimi kocaman açtım. Bars baştan aşşağı siyah alnında beyaz lekesi olan abimin bana artık canı ve hayatı sana emanet diye hediye ettiği attı. Gözümün önünden onunla geçirdiğim tüm güzel anılar geçti gitti. Çünkü biliyordum ki Mayda bu düelloyu kazanacaktı.

 

"Çok kötüsün Mayda. Bu aklıma hiç gelmemişti şimdi her sabah bana merhem sürmeye mecburen gelmek zorundasın çünkü derslerimi iki katına çıkarmak zorundayım" Mayda kahkaha atmaya başladı.

 

"Saçmalama Marisa Güneş i öylece önüne koyacak değilim bu bir şakaydı ama düello teklifim hala geçerli" dedi çok ciddi bakmaya çalışarak. İkimizde birbirimizi tutamadık ve gülmeye başladık krallık neredeyse her sene bizim için düello şenliği hazırlıyordu ve biz şimdiye kadar yaptığımız düellolarda başa baş gelmiştik. Bir sene o kazanıyordu bir sene ben.

 

"Anlaştık ama tek şartla bu sene bunu son kez yapalım ve kazanan artık belli olsun. Her seferinde canını acıtmak istememe ramen sana karşı bıçak sallamak zoruma gidiyor artık" kafasıyla onayladı. Benimle aynı duyguları paylaştığını biliyordum.

 

Kapıdan içeri yardımcılarımızdan daha önce hiç görmediğim biri girdi. Masaya tepsidekileri bırakırken elindeki siyah dövmeler dikkatimi çekti. Sanki daha önce bir yerlerde görmüştüm ama asla emin olamıyordum.

 

Elleri titriyordu ve bunu gizlemeye çalışıyordu. Aniden bileğinde sakladığı küçük bıçağa güneş ışığı değdi ve parlamasıyla bileğini tutmam bir oldu. Bir terslik vardı anlam veremiyordum.

 

🗡️

 

Loading...
0%