@wezrey
|
'Umut yoktu ama bir o kadar da var gibiydi. Sadece inanmak gerekiyordu.' İyi okumalar.. *** "Berdel..isterim Vural Ağam." Amcamın sözleri ortamda bomba etkisi yaratırken. Songül Cihan Ağabeyin yanından hızla kalkıp gitmişti bile. Ben orda öylece olanları izlerken adını Vural olduğunu öğrendiğim adam konuştu."Sizin gibi kansızlardan kız mız almam ben!" Diyip Gülbanu'nun elinden tuttuğu gibi götürecekken. Cihan Ağabey acı içinde ki sesi ile bağırdı."İmam nikahlı karımdır, O benim Vural Ağa!" Diye bağırdığında kardeşinin kolunu tutan eli bir yaprak misali düşmüştü aşağı. Amcam hemen konuşmaya başladı bu sefer. "Bitirelim artık aramızda ki bu kan davasını Vural Ağa." Dediğinde Vural bir kaç adım atıp Amcama yaklaştı. Bakışları ölümü çağırıyordu. "Andım olsun sana sizden kız mız almayacağım..Ve siz Bakırcıların soyunu bitirene kadar da durmayacağım." Amcam onun ne dediğin umursamadan tekrar konuşmaya başladı. "Aşiret Büyükleri de benim gibi berdele karar kılacaktır." Vural Amcama küçümseyici bir ifade ile bakıp sırıttı."Aşiret Büyükleri ne zamandır liderlerinin sözünü çiğner." Amcam öylece göt gibi kalırken, Vural Gülbanu'nun kolundan tuttuğu gibi çıkmıştı konaktan. Cihan Ağabey ayağı kalkmaya çalışırken yengem ve Yavuz Ağabeyin yardımı ile zorda olsa kalkmıştı ayağı. "Yıldız çabuk git doktoru ara hayde." Diyen yengemle yerimden kıpırdamadım bile. Yengem bunu fark etmiş gibi Bağırmaya başladı. "Kız ben kime diyorum." "Babasının çanağına git doktor çağır hayde." Diyip Cihan Ağabeyi yukarı götürmeye başladılar bu sefer. Bir Amcama bir dış kapıya bakıp duruyordum. Amcam olmasa şu an kaçıp gidebilirdim. Ama yine ve yine yakalanıp o kilere hapsedilirdim kesin. Hep öyle oluyordu. 1 hafta yemek vermeyip sadece su verirlerdi. Onlar yüzünden kaç kere ölümden dönmüştüm ben ama hiç pes de etmemiştim. Kurtulacaktım..Ne olursa olsun. Derin bir nefes alıp odama gittim bende. Yavaş yavaş merdivenlerden çıkarken Yavuz Ağabeyi merdivenlerin başında gördüm. "Yıldız biraz konuşalım mı?" Dediğinde kafamı sallamakla yetindim. Çıktığım merdivenleri teker teker inerken. Az önce burda duran Amcam şimdi hiç bir yerde yoktu. Tam mutfağa doğru geçecekken yengemin bağırtısı doldurdu konağı. "YILDIZ HALA DOKTOR ÇAĞIRMADIN MI KIZ." Derin Bir nefes alıp verdim ilk. Ben mi demiştim kızı kaçır sonra vurul. Arkamı döndüğümde Yavuz Ağabey öylece bana bakıyordu. Ona mahcup bir ifadeyle bakıp yukarı baktığımda bana tebessüm edip başını sorun yok gibisinden salladı. "Git sen sonra konuşuruz." Dediğinde yanından mahcup olmuş bir şekilde geçtim. Yavuz Ağabey iyidi. Bana bu zamana kadar kötülüğü dokunmamıştı. Beni kaç kere yengemin elinden kurtarmıştı onu bile bilmezdim. O yüzden ona bu mahcup oluşlarım. Çünkü beni kaç defa kurtarırken ona bir teşekkür bile etmemiştim hiç. Omuzlarım çökerken çıkmıştım merdiveni. Cihan Ağabeyin kaldığı odaya geldiğimde Yengem bir havlu ile Cihan Ağabeyin yarasına tampon yapıyordu. Kapıda duran bana bakıp tekrar Cihan Ağabeye dönüp konuştu. "Çağırdın mı doktor?" Kafamı iki yana salladığımda kaşlarını çatmıştı çoktan. "Niye aramadın." "Telefonum yok nasıl arayayım." Dediğimde durdu öylece kafasını aşağı yukarı sallayıp. Komidinin üstünde duran telefonu bana verdi. Niye ben arıyordum? Oğulları nerede? Yine her zaman ki gibi herşeyi ben yapmak zorundaydım. Telefonu elime alıp arama yerini tuşladım. Ezberimde olan doktorun numarasını girip aradım. Telefon açıldıktan sonra durumu anlatıp buraya gelmesini söyleyip kapatım. Kendisi Aile doktorumuzdu zamanında benim için eve sık sık gidip geldiği için sorun etmiyordu artık. Yengemler, beni o kilere hapsedip 1 hafta tutuktan sonra artık ezberlediğim doktorun numarasını kapıdaki adamların telefonundan arıyordum. Çünkü o kilerden çıktıktan sonra ölümle burun buruna gelmiş gibi oluyordum. Bazen hatta vücudumun beni taşıyamadığı günler de olurdu. Yengem bazen hıncını almak için beni o kilerde dövüp giderdi. Bende öylece yerde kanlar içinde kalırdım. Sorun şu ki ben ordan çıktıktan sonra hiç birşey olmamış gibi davranırdı. Bende yaralarım için Aile doktorumuzu arardım mecburen. Ben kendi yaralarımı bile saramıyordum ki. Derin bir iç çekerek elimde ki telefonu komidine bırakıp odadan çıktım. Kendi odama geldiğimde üstüme kapalı bir gecelik giyip yatağıma girdim. Bu sıcakta kapalı gecelik giymemin nedeni de yengem yüzünden vücudumda kalan izleri saklamak zorunda kalmamdı. Işığı kapatıp Derin bir uykuya dalmak isterken. Yine uyku tutmamıştı yarım saattir sağ sola dönüp duruyordum. Yatakta en sonunda dayanamayıp kalktığımda. Komidinin üstüne baktım. Bardağım her zaman ki gibi yine boştu. Yavaşca yataktan kalkıp elime bardağı aldığım gibi yatak odasından çıktım. Mutfağa ilerlerken Amcamın biriyle konuşma sesleri geliyordu. "Kazım bak yarın gel iste kızı." "Yav kimi olacak Songülü." "Nedenini sorma gel yarın o kadar." Dediğinde boğazımda bir ip beni boğuyormuş gibi nefesim daralmaya başladı. Yoksa amcam Songülü berdele kurban etmeyip beni mi edecekti? Hayır buna asla ve asla izin vermezdim. Elimde ki bardakla hızla geri gittim odama. Kapıyı kapatığım gibi yatağıma giderken. Elimde ki bardağı komidine çoktan koymuştum. Oda'nın içinde bir geri bir ileri yürürken. Ne yapacağımı düşünüyordum. Benim bu evden kaçmam şartı o kesin de nasıl kaçacaktım. Hep yakalanıp duruyordum. Aklıma gelen şeyle durdum. Yarın isteme günü akşamı herkes uyuduğunda kaçsam olur muydu ki. Zaten herkes yorgun olurdu isteme gününden sonra bende kimse uyanma korkusu olmadan arka kapıdan kaçar giderdim. Ama ya yakalanırsam korkusu da peşimi bırakmıyordu. Ama bu bedenimi esir alan korkudan çabuk kurtuldum. Küçükken annemin her banyo yaptıktan sonra benimle hep konuşma yapması geldi. |Flashback| "Anne saçlarımı örer misin?" Diyip dudak büzdüğümde annem gülüp elimde ki lastik tokayı almıştı. "Anne neden artık yanımda uyumuyorsun..ben geceleri korkuyorum." Annemin eli bir kaç dakika saçlarımda durduktan sonra örüp beni kendine çevirmişti. Yanaklarımın her iki tarafına öpücükler kondururken kıkırdadım. O da benimle gülüp yanaklarımı sıkıp konuştu. "Minik kızım şimdi korkarsan hayatta ki en büyük korkun olur bu karanlık. Sen korkma korku sal..çünkü biz bir gün bu dünyadan gittiğimizde tek başına kalacaksın.Yanında ben ya da baban olmayacak. O yüzden sakın ola korkma korkunla savaş." Dedikten sonra saçlarıma öpücük kondurmuştu. Tabi o sıralar onun ne dediğini anlamamıştım. Çünkü çocuktum. Ona "Siz hiç beni bırakmicaksınız ki" Demiştim annem ise sadece tebessüm etmekle yetinmişti o gün. ______ Şimdi anlıyordum aslında annemi. Ben korksaydım. İleri de beni çok ezerlerdi. Şu an sadece sabır ediyordum. Bunca zaman dayak yememin o kilere kapatılmamın nedeni onlara boyun eğmememdi. Şu aralar yengemin her dediğini yapmam da dikkat çekmemekti. Kaçmak için karda izimi bile belli etmemem gerekiyordu. Ben de onların her dediğini yaparak kendime kaçma planı hazırlıyordum. Ve bu kaçma planım da yarın devreye girecekti. Ayakta durmaktan yorulup yatağa doğru girip rahat bir pozisyon alıp kendimi uykunun kollarına bıraktım. Ve her zaman olduğu gibi babam yine girmişti rüyama bu sefer bana gülümseyip. 'İyi geceler minik yıldızım.' Değişi ve benim huzurla kendimi uykunun kollarına bırakmam bir olmuştu. . . . . . . Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayınız. 😊
Yıldız?
Vural?
Yengesi?
Amcası?
Yavuz?
|
0% |