@wezrey
|
'Tuhaf olan benim onu sevmem, o beni göremeyecek kadar bana kördü.' İyi okumalar.. *** Gözlerime vuran güneş ışığı ile mırıldanıp sağ tarafıma döndüm. Tekrar uyku moduna geçiş yapacaktım ki. Odamın kapısı gürültüyle açıldı. Gözlerim jet hızıyla açılırken yataktan kalkıp ayakta dikeldim hemencecik. Gözlerim hızlı kalktığımda dolayı bulanık görürken bir iki defa açıp kapattım. Ve karşımda yüzünde büyük bir gülümseme olan yengeme baktım. Yalancı gülümsememi yüzüme kondururken, o ise arkasından kapıyı kapatıp yanıma doğru adımlamaya başladı. Omuzlarım dikleşirken yüzümde ki gülümseme ile ona üsten üsten bakıyordum. Tam karşımda durdu, elinin birini kaldırıp saçıma uzattığında yapacağı şeyi anlayıp hemen bileğinden tutum. Aramızda kısa bir bakışma geçtiğinde bana gülerek bakmaya başladı. Delimidir nedir? "Korkma kız yemem seni, hem ne bu halin senin?" Dediğinde ellerim yumruk oldu. Ellerimi arkamda birleştirip konuştum o yüzümden düşmeyen gülümsemeyle. "Yenge sen öyle bir atak yapınca korktum işte, hem sen ne için gelmiştin?" Diyip ona baktım. Yüzüme dikkatlice baktığında gözlerinin en içine baktım bende. Bakışlarını bir süre daha Yüzümde tutup, çekti ve odadanın içinde tur attırdı. "İyi öyle olsun, hazırlan gel aşağı temizlik falan yapılacak." Diyip arkasını döndüğünde. Bir iki adım attıp durmuştu kafasını omzunun üstünden bana çevirmesiyle Yüzüme anlamaz bir ifade takıp ona bakmaya başladım. "Bu arada bir daha kolumu tutarsan sonunun neresi olduğunu biliyorsun değil mi?" Sırtımdan aşağı bir ürperti geçtiğinde öylece ona bakıyordum. O ise son sözlerini söyleyip gitmişti. Yatağa doğru kendimi sırt üstü bıraktığımda ise derin bir of çekmiştim. Az daha sabır etmem lazım şurda,birkaç saat sonra bu konaktan da bu şehirden de defolup gidecektim. Tekrardan oflayıp yataktan kalkıp hazırlandım. Üstüme kırmızı çiçekli uzun kollu elbisemi giyinip odadan çıktım. Yavaş yavaş merdivenlerden aşağı inerken bütün ailenin sofrada kahvaltı yaptığını gördüm. Lan bunlar dün bağırıp çağırıp ağlamıyorlarmıydı? Songüle baktığımda gülerek Yavuz Ağabey ile konuştuğunu gördüm bu sefer. Lan bu kız daha dün götünü başını yırtıyordu evlenmem diye. Bu aile gerçekten tuhaf. Onlara bakmayı kesip mutfağa gittim. Mutfağa girdiğimde tezgahın üzerinde yığınla bulaşık beni bekliyordu. Buna istisnaneden kahvaltı sofrası da vardı. Bugün kahvaltı sofrasını yengem kurmuş bu bir ilk yazın bir kenara. Saçlarımı arkamda topuz yapıp giriştim bulaşıklara. Dilimde dönen şarkı ve bir yandan yıkayıp bir yandan da duruladığım bulaşıklarla sağa sola gidişim. Kalçalarımı hafif kıvırtarak mırıldandığım şarkıyla döndüm arkamı. Dönmemle dudaklarımı birbirine bastırmam bir olmuştu. Yavuz Ağabey elinde çay bardağı ile kapının ağzında dikilmiş bana bakıyordu. Onu görmem ile kendime çeki düzen verip konuştum. "Buyur Ağabey bir şey falan mı istiyorsun?" Yavuz Ağabey kafasını iki yana sallayıp elinde ki çay bardağını tezgahın üstüne bırakıp gitti. Giderken de hafif söylenmelerini ne yazık ki duymuştum. "Delirtir adamı bu kız." Kafamı iki yana sallayıp Onu boş verdim ve tekrardan işime döndüm. Ben öyle böyle temizlik ve birkaç şeyi de yapmış akşam olduğunda da odama çekilmiştim. Karnım da açtı ama yapacak bir şey yok işlerden dolayı yemeğe vakit bile olmamıştı ki. Odamda hazırladığım çanta ile dudak büzmüş oturuyordum. Ellerim karnımı bulurken. Kendi kendime konuşmaya başlamıştım bile. "Açsın biliyorum. Bende açım ama sorun yok. Burdan gittiğimizde bol bol yemek yiyeceğiz kız merak etme aç bırakmıcam seni." Şu an böyle konuşurken beni biri duysa bana deli derdi kesin. Ama neyse şu songülün aşağıda olan nişanı bitince defolup gidecektim zaten. Bende gideceğim gideceğim diyorum, ya gidecekken yakalanırsam. Bu düşünceyle içime bir kurt düştü tırnaklarımı avuç içime bastırırken ayağa kalktım. Odamda ki pencereden etrafa baktığımda kimse yoktu. Songülün isteme şeyi biteli 2 saat olmuştu. Bende o sırada odama çekilmiştim. Ve o zamandan bu zamana herkesin yatmasını bekliyordum. Etrafta tek bir ışık dahi yok büyük ihtimalle herkes yattı. Pencereden çekilip yatağın üstünde duran çantayı alıp odadan sessiz bir şekilde çıktım. Hızlı ve sessiz adımlarla merdivenlerden inip arka kapıya gelmemle kapıyı yavaşca açar açmaz bedenimi dışarıya attım. Ardından kapıyı yavaş ve sessizce çekip. Yolun sonuna doğru koşmaya başladım. Arkama bakarsam önümü göremem. Koşarken hızlı nefes alışverişlerim boş sokakta bir uğultu gibi çıkıyordu. Verin arkadan gerilim müziğini. Tam sola doğru dönmüştüm ki önüme çıkan bedenle durmak zorunda kaldım. "Senin burda ne işin var?" Dediğinde öylece durdum. Gözlerim dolarken elimde ki çantayı sıkı sıkıya kavramıştım çoktan. . . . . . . Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayınız. 😊
|
0% |