@wezrey
|
"Uzun Bir yoldaydım, yaşamın ve ölümün yoluydu bu yol.." İyi okumalar.. *** "İyi." Diyip önüme döndüğümde bir daha hiç konuşmamıştık işin tuhaf olanı ise tanımadığım adamın adını hala bilmiyor oluşumdu. Öylece akıp giden yolu izlerken. Bundan sonra ne yapacağımı düşünüyordum. Çantam orda kalmasına rağmen paramı çantama falan koymamıştım. Yanımdaydı da otogara falan gitsem beni yine yakalarlardı. Off tam bir çıkmazın içindeydim. Yanımda ki adama baktığımda yola bakıyordu. Ben bunun arabasına bindim de bu nereye gidiyor ki? "Hey.. sen nereye gidiyorsun?" Diyip sorduğumda bana yandan bir bakış atıp tekrar yola çevirdi bakışlarını. "Adın ne? diye sormanı beklemiştim açıkçası." Derin bir nefes alıp verdiğimde sordum. "Adın ne kardeş senin?" "Kardeş? Neyse Aras Kandemir benim adım senin adın ne ?" Diye alaylı bir şekilde konuştuğunda ona boş boş bakmala yetindim. "Yıldız..adım yıldız." Kafasını onaylar anlamda sallayıp başka bir yola saptı. "Bu arada yıldız ben İstanbula gidiyorum. Seni otogara falan bırakmamı istermisin?" Sustum. İstanbula gitsem beni orada da bulurlar mı? Belki bulamazlar ya birazda iyi yönden de bakmak lazım. Ama ya bulup beni o Vural denen adamla evlendirirlerse? Zaten adamın adı da bir tuhaf vur-al kimi vurup alıyorsun kardeşim? Off fazla düşünmek bana yaramıyor en iyisi Allah ne verdiyse diyip gitmek. "Sen git gide bildiğin yere kadar." Diyip ona baktığımda kafasını onaylar anlamda salladığını görmemle önüme döndüm. kafamı cama yaslayıp daha fazla düşünmemek için gözlerimi kapattığımda ise beni acı kabusların beklediğinden habersizdim. |Flasback | "Nerdesin sen bu saatte kadar?" Yengem sinirli bir şekilde bana doğru geliyordu. Yutkunup konuştum. "Kapının önünde songüle oyun oynuyorduk." Dediğimde ise dediklerimi Hiç umursamamıştı. Arkadan dış kapıyı kapatıp beni kolumdan tuttuğu gibi bir yere götürdü. "Yenge canımı yakıyorsun lütfen bırakırmısın?" Diye konuştuğumda onun öfkeli sesi doldurdu boş konağı. "Kes sesini!" Diye bağırdığında korkuyla irkildim. Yengem bir yerin kapısını açıp beni oraya doğru itelediĝinde korkuyla yengeme döndüm. "Yenge korkuyorum lütfen çıkalım burdan?" Diyip ağlamaya başladığımda Yengem hiç umursamadan yüzüme sert bir tokat indirdi. Bedenim yerle buluştuğunda Yengem yanıma eğilip saçımdan tutup yüzüme bir kaç tokat daha attı. Anne diye ağlamaya başladığımda Yengem sinirle derin bir nefes alıp verip konuştu. "Artık annen olacak o oruspu yok! Bizden aldıklarınızı geri vermezsen sana da huzur yok yıldız hanım." "Yenge ben sana ne yaptım ki?" Diye konuştuğumda ayağa kalktı bana üsten üsten bakarken konuştu. "Sen değil ama annen olacak kadın-" Diyemeden songülün sesi duyuldu. Bana son bir kez bakıp gitti. Tabi kapıyı da kilitlemeyi unutmadı. Ben ilk dayağımı 10 yaşında yemiştim. Küçük bedenimle o soğuk betonda yatarken de çok düşünmüştüm. Annem ve babam beni gelip alırlarmıydı diye ama onlar hiç bir zaman gelmediler. bende hiç bir zaman gelirler diye ümit etmedim artık. Biliyordum çünkü giden bir daha geri gelmezdi ki. Nefes nefese uyandığımda üstünü kapatığım yaraların tekrardan o acıyı yaşıyormuş gibi acımasıyla ağlamaya başlamıştım bile. Kapının açılıp kapanmasıyla o tarafa döndüğümde aras elinde bir su şişesini bana doğru uzatıyordu. Arabanın durduğunu bile anlamamıştım? Camdan dışarıya baktığımda ise otogarda olduğumuzu görmemle bedenimi bir panik dalgası aldı. Hızla kapıyı açıp dışarı çıktığımda karşımda duran kişiyle bedenim adeta buz kesti. . . . . . . Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayınız. 😊 |
0% |