Bazı İkilemler

Bugün Aslıhan Yiğit'in hapise atılacağı gün. Böyle bir durumda sanığın tutuklanmasını asla görmeye gitmezdim fakat bu sefer gidecektim. Çünkü avukatta orada olacaktı. Onu görmeye gideceğimde diyebiliriz aslında. Bazı şeyleri öğrenmem gerekiyor çünkü. Hazırlandıktan sonra odalara bakmaya başladım. Babam evde yoktu. Buda demek oluyor ki göreve gitmişti. Benim babam orgeneral ve genel anlamda işleri çok yoğun olur. Ondan dolayı uzun bir süre eve gelemez. Buda o haftalardan birisi. Çantamı aldıktan sonra topuklu ayakkabılarımı giydim. Bir sürü sonra karakola gelmiştim. Suçlunun birkaç bilgilerini alıp öyle götüreceklerdi. Daha sonrasında suçluyu polis arabasına bindirerek götürdüler. Ama avukatı gitmemişti. Bende bu sebepten kaynaklı burada kalacaktım. Ağır adımlarla yanına doğru ilermeye başladım.

"Merhaba Ayaz bey"

"Merhabalar Almila hanım"

"Sizinle birkaç birşey konuşmak istiyorum izninizle "

"Tabiki sizi dinliyorum "daha sonrasında yanında olan korumalara baktım. Bi an niye geldiklerini düşündüm fakat çok umursamadım ve konuşmaya devam ettim.

" Yalnız olursa daha sevinirim "diye devam ettim.Korumalarını gitmeleri adına bi kafa hareketi yaptı ve hepsi teker teker yanımızdan ayrıldı. Daha sonrasında banka oturduk . Allah kahretmesin ben ne söyleyeceğim bu adama. Kızım birşeyi de hesaba kat be. Boğazımı temizleyerek söze başladım.

"Ayaz bey biz tanışıyor olabilir miyiz? "Yüzünde tarif edemediğim bir ifade oluştu. Artık onun beni gerçekten tanıdığını anladım.

" Nasıl yani"diye tekrar cevap verdi.

"Ayaz bey sizinle şuan savcı olarak değil bir birey olarak konuşuyorum. Sizi bir yerden tanıyor gibi hissediyorum ve bu his beni gerçekten çok rahatsız ediyor. Ve siz de beni tanıyorsunuz bunun da farkındayım. Beni nereden tanıyorsunuz? "Yüzünde hoşuma gitmeyen bir tebessüm belirdi.

" Sandığımdan daha zekiymişsiniz. Beni mimiklerinden anlayan kimse yoktur. Daha doğrusu yoktu. Sence seni nereden tanıyor olabilirim? "

Bu durum şuan ürkütücü bir hal almaya başladı.Ama asla belli etmedim yüzümden bir mimik bile oynamadı.

"Bende size bunu soruyorum. Ama algılamada sıkıntı yaşıyorsunuz sanırım . "

Bu sefer bir kahkaha attı. Hiç hoş olmayan bir kahkaha . Bu durum beni gerçekten korkutmaya başlamıştı. Ve ben bu sefer mimiklerimi saklayamamıştım. Ruh hastası adam konuşmaya devam etti.

"Şuan yüzündeki ifade aynı o geceki ifadeye benziyor biliyor musun? Sahi o geceden biraz bahsetmek ister misin? "

Bedenim buz kesmişti şuan beynimden vurulmuşa gibi hissediyordum. Ankaranın soğuğunu şuan buram buram kalbimi söküyor. Adeta bir buz parçası yapıp hissizleştirmek istiyordu. Ne diyeceğimi bilemiyordum. En sonunda ağzımı aralayacak konuşmayı başarabildim.

"Sen o musun? Nasıl olur ben öldürdüm o adamı hem o çok yaşlıydı. Sen o olamazsın hayır hayır. "

Başım dönmeye başlamıştı bankın kenarına tutunup destek aldım. O ise gözlerimin içine bakarak sözlerini sürdürdü.

"O değilim ama onun olmasına dua etmek isteyeceğin biriyim"

Bu adam kim ve neydi.

"Beni tehdit etmekle çok büyük hata yapıyorsun senin canını yakarım bilmiş ol. " Diye kükredim.

"Sakın ol savcı hanım. Hem sen söylemedin mi şuan birbirimizle bir avukat ve savcı olarak değil birey olarak konuşuyoruz. "

Ağzımı kımıldatamıyordum bile. Daha sonrasında ayağa kalktı ve benim kulağama eğildi. Eğilmesi ile birlikte bir parfüm kokusu etrafımı sardı. Daha sonrasında adeta bu Ankara soğuna meydan okuyan sıcacık nefesini ensemde hissettim. Ama bu bana huzur vermiyordu beni daha çok tedirgin hissettiriyordu.

"Benimle uğraşmakla büyük bi hataya bulaştın. Özelliklede ablamı o parmaklıkların arasına koyup Yiğit Holding'i nin adını kara çıkartarak. "

Duyduklarımın şokunu atlatamıyordum adeta. Daha sonrasında tekrar yüzüme baktı.Son kez büyük bir dehşet ile ona bakan kehribarlarıma baktı. Daha sonrasında yutkunup arkasını döndü. Nedense beni bu şekilde huzursuz etmek istemiyormuş gibiydi. Ama neden böyle bir şey istesin ki. Duygusal anlamda beni manipüle etmeye çalışıyor. Konuşmamızın tamamında yaptığı gibi . Daha sonrasında arkasını döndü ve ilerlemeye başladı ben ise içimde büyük bir korku ile gidişini seyrettim . Tek başıma. Aynı o gün gibi yapayalnız ve savunmasız bir şekilde.