Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@wpynehir

Bölümü okumaya başlamadan önce lütfen oy vermeyi ve bölümle alakalı düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın. İyi okumalar!!
-----------------☆-----------------
Annemin vefatından yaklaşık bir ay sonra evime dönmeye karar verdim. Bu bir ay boyunca hep kuzenimin evinde kalmıştım. Bana bu süreçte en çok destek çıkan kişi oydu. Cenazeden bir süre sonra kimse beni arayıp sormamıştı. Çokta önemli değildi zaten sonuçta onların üzüldüğü şey annemin vefatıydı ben değildim.

En sonunda yine en çok kaçmak istediğim o yere gelmiştim. Ben daha altı yaşımdayken annem ve babam boşanmışlar ben ise annemle kalmıştım. On yaşıma gelene kadar babam arada bir bana mektup yollar ancak hiç yanıma gelmezdi. Babamı bulmak için On bir yaşımda evden kaçmıştım, on dört yaşımda annemle kavga ettiğimiz için, on altı yaşımda ise başka bir şehri gezmek için kaçmıştım.

Anahtarı kapıya takıp iki kere çevirdikten sonra kapı açıldı. Yavaş adımlarla salona girip ışığı yaktım ve bir süre boş gözlerle salona baktıktan sonra koltuğa oturdum. Başım sanki çatlayacak gibi ağrıyordu. Genelde başım ağrıyordu evet ama hiç bu kadarı olmazdı. Gözüm, televizyon ünitesinin üstünde duran annemin resmine ilişti.

Dolu gözler ve buruk bir gülümseyemeyle annemin resmini elime aldım. Resime bir süre baktıktan sonra ufak bir öpücük kondurdum ve dikkatlice resmi yerine bıraktım. Yarattığım bu atmosfere daha fazla dayanamayıp üst katta olan odama çıkmaya karar verdim. Salonun ışığını kapatıp hızla merdivenleri çıktım.

Salondan uzaklaşmak istiyordum. Odama gelince ışığı yaktım. Odam çok fena dağılmıştı. Annemin vefat ettiğini öğrendiğimde elime geçen her şeyi duvara fırlatıp odamı dağıtmıştım. Bunca dağınıklığın içinde gözüme bir kitap ilişti. Sanki fark etmem için bilerek en göze çarpan yere, hayır benim en çok baktığım yere konulmuştu.

Kitap, tek kırmadığım ya da fırlatmadığım şey olan babamın fotoğrafının hemen yanında duruyordu. Kitabı elime aldım ve kapağını açtım. Gördüğüm şeyle gözümden bir damla yaş akıp sayfanın üstünü ıslattı. Beni ağlatan şey bir resim değildi yalnızca üç kelimeydi; benim biricik kızıma~ Kitabın ilk sayfasında aynen böyle yazıyordu. O an kendi kendime mırıldandım "Keşke bu dünyadan yok olsam!" Dedim.

Bu kitabı annem vefat etmeden hemen hemen bir hafta önce bana vermişti. Annemin dediğine göre bu kitabı babam bana almış ve zamanı gelince bana vermesini istemiş. Annem bu kitabı bana kargoyla yollamak zorunda kalmıştı çünkü bana vermek istediği zaman şehir dışındaydım. Zaten geldiğim zaman evde ne annem vardı ne de bu kitabı düşünecek zamanım.

Sanki hafızamdan silinen bir şeyi hatırlamış gibi bir anı geldi aklıma. Annem telefonda bana bir şey konuşmak isteğini söylemişti. Ne konuşmak istediğini hiç öğrenemeyeceğim galiba. Kitabı aldığım yere; babamın resminin durduğu komidinin üstüne bıraktım.

Dışarıda yağmur çişeliyordu. Eve geldiğimde hava hala aydınlıktı oysa şimdi gökyüzünde yıldızlar parlıyordu. İlk önce pencerimi açtım ve yağmurdan ıslanan toprağın ferah kokusunu içime çektim, perdeyi camın çok az bir kısmı açıkta kalacak şekilde çektim ve yatağıma uzun bir bakış attım.

Uzun süredir bulunduğum ruh halimden dolayı sürekli uyuma isteği doğuyordu içimde ancak uyuyamıyordum. Belki rüyama annem girer diye yarım saat bile zor uyuyordum. Yine de ayakta duracak gücüm kalmadığından yorganımın içine girdim ve yorganıma sıkı sıkıya sarıldım.

Hani küçükken canavarların yorganın içine giremeyeceği hissinden ötürü korktuğumuz zaman yorganın içinde büzüşürdük. Sanki şuan aynen o hissi yaşıyordum. Ne kadar uyumak istemesemde yorganın sıcaklığı ve ruh halimin getirdiği uykuya karşı koyamadım ve gözlerimi kapattım.

"Uyumayı denemelisin." Dedim kendi kendime. Birilerinden bunu duymak istiyordum ama kimseyle konuşmak içimden gelmiyordu. Her şey anneme benziyor ama sanki annem hiç bir şeye benzemiyordu. İşte en zor olan şeyde buydu; kimseyle kısa süreliğine bile olsa, vakit geçirip konuştuğum zaman annemin yokluğunu unutamıyordum. Düşüncelerimi dağıtmak için kafamı iki yana salladım ve uykunun kollarına kendimi teslim ettim.

Ter kan içinde soluk soluk uyandım. Şaşkın gözlerle etrafıma baktım. Deli gibi susamıştım yorganımın içinden çıktım ve yalın ayaklarım yumuşak halıya temas etmeden hemen önce alt kattan bir ses duydum. Olduğum yerde dona kalmıştım. Sanki nefes dahi alamayacak kadar heyecanlanmıştım. Üzerimdeki uyku sersemliği yavaş yavaş geçince mantıklı düşünmeye çalıştım.

Gözüm hemen cebime gitti. Anahtar cebimdeydi ve kapıyı kapatmıştım. Salonun penceresi açık değildi, mutfak penceresi ise normal boyutlarda bir insanın sığmayacağı şekildeydi yani açık olsa bile ondan kimse giremezdi, banyodan girmeli mümkün değildi, evimin küçük bir balkonu vardı ancak evim apartman dairesiydi ve daire üçüncü kattaydı.

Aşağı kattaki sesler gittikçe netleşiyor ve adım seslerine dönüşmeye başlıyordu. Evimde olan kişi her kimse merdivenleri çıkıyordu. Neyse ki odamın ışığı ve kapısı kapalıydı. Telefonumu almak için elim cebime gitti ama hatırladığım şeyle vücudum buz kesti. Telefonumu, apartmanın önüne park ettiğim arabamın içinde bırakıp eve gelmiştim. Sakinliğimi korumaya çalışarak sessiz adımlarla gardırabımın yanına gittim.

Derin ama sessiz bir nefes alıp gardorabın içine girdim. Belki ecelimin belki de basit bir hırsızın beni bulmasını bekledim. Adım sesleri gittikçe netleşmişti. Şuan benim odamın olduğu katta ve koridorda yürüyordu.

"Asena?" Diye bağırdı evin içinde. Sesi çok hoş bir erkek sesiydi hatta normalde duysam etkilenebileceğim tonda ama şuan evime gizlice girmiş bu sesin sahibi bana pek çekici gelmiyordu. Elimi ağzıma bastırdım. Lütfen git! Lütfen git! "Burda olduğunu biliyorum! Niye saklanıyorsun Asena?"

Adımı öyle güzel bir tınıda söylüyordu ki çıkıp burdayım diyesim geliyordu. Adım sesleri odama çok yakındı ve o çok korktuğum şey oldu. Odamın kapısı yavaşça açıldı. Yavaş adımlarla odama girip yatağıma oturdu "Kitabı görmüşsün." Biliyordum! O kitabın, benim görüp merak etmem için oraya bilerek konulduğunu biliyordum!

"Umarım iyi dinlenmişsindir Asena." Adım sesleri içinde olduğum gardıroba yaklaştı. Dibime kadar geldi ve "Çünkü yolculuğumuz biraz yorucu olacak!" Dedi ve gardırobın kapağını açtı. Resmen put kesilmiştim. Ne hareket edebiliyor ne de konuşabiliyordum. Şimdi ne yapacaktım? En önemlisi o bana ne yapacaktı?

-----------------☆-----------------

Eveettt ilk bölümümüzün sonuna geldikk. Eğer noktalama işaretlerinde veya kelimelerde hatam varsa afedersinizz, ilk kez yaziyorumm.

°Sizce eve giren kim çıkacak?

°Asena'ya ne yapacak?

°Peki o kitabın sırrı ne?

°Kitapta başka neler okumak istersiniz?

Hepsini yorumlarda bekliyoruuumm lütfen oy vermeyi unutmayinn. Göz Yaşı lanetinin sonraki bölümünde gorusmek uzereee opuldunuuzzz

 

Loading...
0%