@wq_f3eyzamm
|
Ev üç katlıydı ve beni 3. Kata geldiğimizde indirmişti. Çatı katına girmemizi sağlayan tavana vidalanmış açılabilen merdiven vardı. İlk önce beni omzundan sonra merdiveni indirdi.
"İlk önce sen geç."
"Kafamı bir yere vurmam, değil mi?"
"Hafif eğilerek gitsen fayda var."
Merdivenin ilk dört basamağından sonra içime bir ürperti düştü, düşeceğime dair fakat hiç de öyle olmadı.
Araz'ın dediği gibi hafif eğilerek bulduğum bir köşeye çömdüm.
Araz hemen arkamdan çıktı ve telefonun ışığı ile lambayı bulup açtı.
Etraf aydınlanınca gözlerime inanamadım. Her yerde benim fotoğraflarım, koli kutularında benden dair kalan şeyler vardı.
Ağzım açık kalmıştı, bu kadarı çok fazlaydı. Hatta sapıklık bile denilebilirdi.
Araz'a neler olduğunu, ona burayı ne için kullandığını ve neden yaptığını sormadan açıklama geldi.
"Sakin ol, herşeyi açıklayacağım."
Sol üstten bir defter aldı ve bir sayfasını açıp banav verdi.
"Bu senin için tuttuğum, sana olan duygularımı açıkladığım günden güne olan ajanda. Bana beni ilk gördüğün de beni neden unuttun, beni neden sevmedin gibisinden şeyler demiştin. Fakat ben seni hiçbir zaman unutmadım. Seni senin için bıraktım. Hiçbiryere tek başına gitmedin, her zaman seni izliyordum. 27 Haziran 2919 ne olduğunu hatırlıyor musun? Hayır çünkü sarhoştun, o gün senie uzun zaman sonra ilk defa yan yana geldik. Zaten seni kendim takiplemesem bile sürekli görevliydi. Şirketimizden birisi sizin eve geldiğinde seni ilk defa orada bulmuş olabileceğimizi düşünebilirsin fakat biz seni her zaman koruduk. Sen sadece o gün seni koruduğumuzu öğrenmeyi kabul ettin. Bunun sapıklık olduğunu düşünebilirsin haklısın, hatta seni bu kadar kısa zamanda neden bu kadar fazla gerçek ile yüzleştirdiğimide düşünebilirsin, ama benimle evlenmeyi kabul ettin. Ben beni tamamen kabul etmeyen, veya ona karşı yanlış yaptığım birşey olduğunu düşündüğüm kişiler, bu durumda bu sen oluyorsun, istersen "sen nasıl böyle birşey yaparsın edepsiz" de dava aç, istersen yüzük parmağına pırlanta, eline diploman ile şirkette yerin olsun inci güzelim, karar senin."
Beynim durmuştu, nasıl olabiliyordu, ne yapıyordu, ben ne yapıyordum? Bu dedikleri doğru muydu? Ya da bana sunduğu şartlar eşit miydi?
Tek sorun, gerçi birçok sorun var ama bunlardan bir tanesi onun benim bir resim odamı oluşturup, bu odada ağlarken... Ben onun tek bir resmine bakıp her gün ağlıyordum. Bu sapıklık olamazdı bence, çünkü Benim yaptığım da, onun yaptığı da, yaklaşık olarak aynı şeylerdi.
"Araz ne diyeceğimi bilemiyorum ve yaptığın şeyi sapıklık olarak yorumlanıyorum. Burada bu şeylerin olması sende bir sıkıntı olduğunu göstermiyor. Ve lütfen bunu daha sonra konuşalım çünkü uykudan başım dönüyor."
Elimde ki ajandaya son bir kez göz gezdirip, son hissettiğim şey tahtanın soğukluğuydu. |
0% |