@wq_f3eyzamm
|
İpek Hanım ile kısa bir süre konuştuktan sonra yukarı çıktım. Benim odam koridorun sonundaydı, merdivenlerden çıkınca sola baktığımda balkonda Axel ile Belfü'yü gördüm. Kaynaşmaları iyi birşeydi, baktığımda Belfü'nün gözlerinin içi gülüyordu, yaşadıklarını biraz olsun unuttuğunu hissediyordum. Araz hala gelmemişti. Aklım onda kalmıştı. Telefonumu alıp saate baktım 20.20'yi gösteriyordu. Ve hala gelmemişti. Telfonuma bildirim gelmişti. Fenerbahçe ilk onbiri Fenerbahçe ilk yarı başladı. Araz gelene kadar biraz kafamı dağıtmak en iyisiydi. Odama geçtim ve telefonun flaşından, görüntüyü duvara yansıttım. Totem için Fenerbahçe takımı çıkardım ve son dikkat maçı izlemeye başladım yaklaşık 2 saat boyunca sayısız küfür, sayısız hakem şikesine rağmen maçı almıştık. Sonunda derin bir oh çekip yatağa uzandım. Kapının dan diye açılması sonucu, Araz'ı gördüm. Sinirli olduğu belliydi. "Araz," her ne kadar sinirli olursa olsun, arkadaşımdı. Aynen Asel yıllardır plotonik olduğun bir arkadaş. Sus, Allah'ın cezası. Sus! Ayağa kalkıp, koşar adımlarla sarıldım. Kafamı boynuna gömdüm. Bir eli ile belimi, bir eli ile saçımı okşuyordu. "Noldu, çok sinirlisin?" Konuşurken bile ateş fışkırıyordu. "Sinirim sana değil, sana yakın olan herkesten. Miran denen piç gerçekten kardeşinmiş." Şaşırmamıştım, çünkü ben ilk seferde bile anlamıştım. Araz için bu çok sevindirici değildi. "Sen niye bundan bu kadar rahatsız oldun?" "Sana benden daha yakın olan herkesten nefret ediyorum ay incisi," "Peki, şu son olayı ne yaptın? Belfü'nün annesi ile babası..." "Annemi aradım, şirkette yerleri büyük. Katlanın dedi. Birde bu çıktı başımıza!" Öfleyerek, yere oturdu. "Hem sen niye burdasın?" "Odam değil mi?" "Senin benim odamda olman lazım." "Allah, Allah sebep?" "Evliyiz." "Değiliz." "Ne demek değiliz?" "Bildiğin değiliz Araz, ben ne bir evlilik teklifi aldım, ne de nikah masasına oturdum. Niye aynı yatakta yatalım?" "Allah'ım sabır ver yarabbim." Diyerek feryat etti. Anlaşılan ona tek iyi gelen bendim, benden de mahrum kalmıştı. "Araz," "Efendim." "Sence." "Olmaz." "Sormadım ki." "Olmaz işte." "Ya öf, iniyorum ben aşağı." Triple soracağım soruyu bile unutmuştum, bugün reglimin bitme ihtimali vardı fakat ağrılar ile beraber devam ediyordu. Aşağı indiğimde Şafak Bey ve kız kardeşi satranç oynuyordu. Mutfağa gidip kendime bir Türk kahvesi yaptım. O sırada Belfü yanıma gelmişti. Uzun süre sonra yataktan çıkabilmesi beni mutlu etmişti. "Asel, ben dışarı çıkıyorum." "Tek başına mı, nereye?" "Axel ile, kahve içeceğiz." "Ooo, tamam idare ederim ben seni. Dikkat et tamam mı? Çünkü her an her şey olabilir." Kafasını salladı ve sarıldı. Kısa bir süre sonra tuvalete çıkacağını söyledi ve yukarı doğru merdivenlere adımladı. O çıkarken Axel aşağı indi ve su içmeye bulunduğum yerden bardak almaya geldi. Kaynattığım kahvenin altını kapattım ve Axel'in karşısına dikildim. Son dikkat, bana baktı ve dinledi "Axel, Araz anlattı mı bilmiyorum ama bugün mezarlıkta Belfü'nün anne ve babası geldi, ölmemişler ve üstüne üstlük Çelik şirkete ortak olmuşlar. Belfü'yü yanına almak isteyince ben izin vermedim ve neticede Belfü bizimle geldi. Her an herşey olabilir, o kızı almak için anlaşmayı bozup saldırı yapabilirler. Axel, Belfü benim öz kardeşim, lütfen dikkatli ol." "Yenge ciddi misin?" "Çok ciddiyim." Axel, tedirgin olmuştu. Benim kadar o da ona zarar gelmemesini istiyordu. "Tamam ben halledeceğim, kocan kadar bizimde bir ağırlığımız var." Göz kırptı, ve suyunu içip dışarı çıktı. Ona güvenim tamdı, gözlerinde dürüstlük vardı. Alt kattaki balkonda Araz her akşamki gibi kitap okuyordu. Yanına ilerledim ve geçen sefer ki okuduğu kitabı bitirdiğini gördüm. "Araz," İsmini söylemem ile kitabı masaya fırlatıp odağını son dikkat bana verdi. "Efendim, inci güzelim." "Taktın inciye ya." "Asel cidden, senin o inci kolyen nerde?" Neredeydi, satsam beni milyarder yapabilecek kolye neredeydi. Eşyalarımı yerleştirirken nereye koymuşlardı? Edna Hanım almış olabilir miydi?" "Araz," korku ile cevap verdim, o ise güldü. "Sakin, benim odamda Kasada, en kısa sürede daha da güvenli olacak." Derin bir oh çektim, "korktum." "Eğer benim odamda kalsaydın orada olduğunu bilirdin." Trip loading Trip atan erkek mi olurmuş ya? Buna karşılık yüzük parmağımı gösterdim. "Bak, iyice bak yüzük yok ne işim olur benim senin odanda? "Sana öyle bir evlenme teklifi edeceğim ki, boşanıp benle tekrar evlenmek isteyeceksin. Gör sen!" "Fazla mı Söz izledin sen?" Cevap vermeden odasına çıkıyordu ki arkasından koluna yapıştım. "Gitme ya, ne güzel konuşuyorduk." Derin bir of çekti ve eğilip bacağımdan beni sırtına aldı. "Araz." Dedim, bağırarak. "Fazla sesin çıkıyor." "Kes sesini ben senle ciddi şeyler konuşaca ktım." "Bende seni ciddi bir yere götürüyorum zaten." "Allah Allah nereye?" Sustu nereye gidiyorduk sallana sallana, üstelik bulunduğum konum hiç rahat değildi.
|
0% |