@writerladyy
|
Zira etrafımda ki insanlar benim aklımı yitirdiğimi düşünüyor olmalıydı. Beni bir dakika bile yalnız bırakmıyorlardı. Hâlbuki ben yalnız kalmak istiyordum. Biri giderse diğeri geliyordu. Göz hapsinde olmak canımı sıkmaya başlamıştı artık. Ve canıma tak etmişti bu durum. Şimdi de 60 lı yaşlara merdiven dayamış albayı vermişlerdi yanıma. Yaş olarak benden büyük biri olduğundan ses etmemiştim. Neyse ki sigara içmeme bir şey dememişti. Hâlden anlayan birinin olması sevindirici. Bu duruma şaşırsam da konuşmamıştım. Aynı şekilde o da konuşmayıp sessizce köşesinde oturmuştu. Gece boyunca sessizliğimizi korumuştuk.
“ Sormadın albayım, neden bu hâlde olduğumu? ” diye sormuştum sessizliği bozup da. Başını okuduğu kitabından kaldırıp da gözlüklerini gözünden çıkartmıştı ve “ sormama gerek yok ki evlât, yeterince anlaşılıyor durum zaten ” demişti. Bakışlarımı dışarıya çevirmiştim ve başlamıştım içimden geçenleri dilimden dökmeye gecenin bir vaktinde..
“ Kıyamadım be albayım, Ona dokunmaya hatta sevmeye kıyamadım. O ise beni bir başıma bırakmaya kıydı. Bana, bize kıydı albayım. Giderken de bana "sorumsuz" biri olduğumu söyledi. Öyle miyim albayım. Siz söyleyin. Dediği gibi sorumsuz biri miyim? Sürekli onu düşünüp de altan aldığım için mi, onu sevdiğimi söyleyip sürprizler yaptığım için mi? ”
“ ….. ”
“ Bir düşünsünler albayım, neden diye düşünsünler. Yargılamadan infaz niye? Hep ben yargılandım, infaz edilen de ben. Neden hiç kendileri yargılanmadı bu aşk mahkemesinde. Neden son kararı yine onlar verdi? Çünkü sorumsuzum ya ben albayım, geçimsiz huysuz adamın tekiyim. Yüzüne bakmaya kıyamadım, elini tutmaya utandım. Gittiler albayım. Sorumsuzdum çünkü.. ”
“ ….. ”
“ O elleri tutamadım ya albayım, işte onca yıl başka el de tutamadım. Ama olur mu sorumsuzdum ben, öyle sorumsuzdum ki hayatımda o varken başkasının yüzüne bakamadım. Güvenmediler albayım, sorumsuzdum ben. Evet, sorumsuzum kabul ediyorum. Her şeyi sildim, her defasında affettim. Biraz olsun sorumlu olsaydım affetmezdim ki albayım. "Biz" olmayı beceremedik albayım. Ben yalnızlığı seçtim o da başkalarını seçti. O sorumluydu ben sorumsuz adamın teki. ”
“ ….. ”
“ İyi ki haksızım, iyi ki de sorumsuzum. İnkar etmiyorum ki albayım, bu sorumsuz adam o sorumlu insanı seviyor. Ve hâlâ onu çok seviyorum, albayım inkâr etmiyorum. Gönül bu laf dinlemez ki burnunun dikine gidiyor işte. Ne yaparsın? Hak ediyor yaralanmayı. Ama bizden geçti be albayım, ne dersin? Olur mu? ”
“ …. ”
“ Olmaz albayım, olmaz. Ben yaparım da o yapamaz. Aşk tek taraflıydı ya hani, işte o tarafıyım ben albayım. Dönse, döndü dersin birkaç dakika güldürür yüzünü, mutlu sanarsın kendini.. Ama tekrar gider albayım. Ve birkaç dakika gülen yüzün birkaç yıl asık kalır. Ne anlamı kaldı sevmenin? ”
“ ….. ”
“ Olur mu öyle bu da aşktandır albayım. Belki de sorumsuz biriyimdir severken. Lâkin sorunlu sevgilerden iyi değil midir bu? Sorumsuzum ama, sevdiğimin bilincindeyim adımlarımı ona göre atarım. Sorumsuzum geç cevap veririm, belki de vermem de.. ”
“ ….. ”
“ Umut vardı albayım, bizi bir arada tutan. Şimdilerde onu da göremiyorum, seviyorum albayım ama umudum yok. Hâlâ arıyorum umudu, bakmadığım yer kalmadı.. Gözlerine bakıyorum albayım, orda da yok. Gönlüne bakıyorum, en ufak bir iz bile kalmamış, kimler gelmiş kimler geçmiş be albayım. Zoruma gidiyor işte, ağlıyorum albayım. Öylece sessizce ağlıyorum. ”
“ …… ”
“ Yalnız kalıyorum albayım onu sevdiğim için, sevmek istemiyorum ama olmuyor işte kahrolsun böyle gecenin körüne. Kahrolsun albayım, bu adam kahroluyor işte. Yanağımdan süzülen özlem mi nefret mi bilmiyorum. Ama sol elimle siliyorum yanağımdan. Yapmayacağım diyorum, yapıyorum albayım, lanet olsun yine yapıyorum. Yapmaya da devam edeceğim gibi. Sol kaburgalarımın altında bıraktı bütün cam kırıklarını, çıkartamıyorum albayım. İçim parçalanıyor.. ”
“ ….. ”
“ Salak diyeceksin niye seviyorsun? Sorumsuzum ben albayım, bu kadar da sorumsuzum işte.. ”
“ Biliyorum şimdi bir başkasıyla. Biliyorum da ne oluyor albayım bu kalbim sevmeye devam ediyor. Dedim ya albayım, bu kadar da sorumsuzum işte ” diyerek paketten bir sigara çıkartıp da dudaklarımın arasına almıştım. Ateşleyip de sessizliğime geri dönmüştüm. Sessizce yerinden kalkıp da beni yalnız bırakmıştı. Sonrasında da geri dönmemişti odaya da başka kimse gelmemişti. Camın kenarına kurulup da bakışlarımı dışarıya çevirmiştim. Uzaklara bakmaya başlamıştım, çok uzaklara.
Telefonumu elime alıp da her gece olduğu gibi mesaj atmıştım. Cevap gelir umuduyla.. Gelmişti de birkaç dakika sonra led ışığım yanıp sönmeye başlamıştı. Elime alıp da mesajına baktığımda “hiç, sen?” demişti sadece. Yine “ne yapıyorsun?” diye soruma karşılık öyle demişti. Üstesinde durmayarak onun aksine ne yaptığımı yazmıştım. Her zaman olduğu gibi! Sigaramdan olabildiğince duman çekerken “🚬 sigara” demiştim kısa ve öz. Elimden bırakır bırakmaz yanıp sönmeye başlamıştı. Hemen cevap gelmesine şaşırmış olmakla beraber yazdığı mesaja da şaşırmıştım. Öyle ki birkaç kere içimden okumuştum.
“ Sigarayı bırakmadın mı hâlâ? ” “ Evet. ” ✔️✔️ “ Havalı göründüğünü düşünecek kadar ahmak olduğun için mi yoksa derdini azaltacağını düşünecek kadar aptal olduğun için mi? ” “ İkisi de değil. Ölmek isteyecek kadar çaresiz fakat intihar edemeyecek kadar korkak olduğum için. ” ✔️✔️
Diyerek sigaramdan olabildiğince nefes çekip de dumanı havaya solumuştum.
Ölmek isteyecek kadar çaresiz bir türlü ölmeyi başaramayacak kadar ahmak olduğum için.
YN: Güzel Kadın / Raviş 🎵
|
0% |