@writerladyy
|
“ Seni seviyorum ” ( 00: 00 ) ✔️✔️ “ Sevme ” ( 00: 00 )
Seni seviyorum, diyorum aldığım cevaba bak. “Sevme” ne lan. Kalbe söz geçmiyor ki bende diyorum sevme onu diye ama söz dinlemiyor ki meret. İlla seveceğim diyor. Paramparça olsa da seviyor da. Nasıl olduğumu sorarsan şayet bir puzell gibiyim. Paramparça bedenim ama birleştirildiğinde bir bütün oluyorum. Tek bir eksik parçam var tamamlayamadığım..
“ Sevmek yan yana değil ” ( 01: 14 ) ✅✅ “ Yana yanadır ” ( 01: 14 ) ✅✅
Seviyordum, yan yana değildik belki ama ben onu yana yana seviyorum. Sevmeye de devam edeceğim gibi görünüyor. Yanacak yerimiz kalmadı be, kalmadı. Ama seviyoruz işte. Buna da cevap gelmemişti ki gelmesine şaşırırdım. Meşgul olmalı kendisi. Olmasa da verir miydi tartışılır. Benimkisi kendimi kandırmaktı.
Gecenin bir saati aklıma esip de telefonu elime alıp da numarasına tıklamıştım ve açana kadar kapatmayıp beklemiştim. Ta ki karşıdan kapanana kadar. Açan da olmamıştı. Ben aramaya devam etmiştim, gece gece inadım tutmuştu. Belki de inat değildi bu benimkisi özlemdi. Sesini duymayı özlemiştim.
Gün ışığının yüzüme vurmasıyla gözlerim kamaşıp da sırtım boynum tutulu bir şekilde uyanmıştım uykumdan. Nasıl uyudum, bilmiyorum. Hatırlayamamıştım, uyumayalı o kadar uzun zaman olmuştu. Uyanır uyanmaz telefonu elime alıp baktığımda hiçbir şey yoktu. Kenara fırlatıp da banyoya atmıştım kendimi. Aynadaki yansımama baktığımda darmadağınık bir hâldeydim. Bitik bir hâlde..
Günün geri kalanını odamda camın kenarına kurulmuş uzakları seyrederken geçirmiştim. Hiçbir yere kıpırdamadan öylece durmuştum. Sessizce, çıt çıkarmadan.. Paketten bir sigara daha yakmıştım ve telefonumu elime alıp baktığımda mesajı fark etmiştim. Kıpırdayacak hâlim kalmamıştı, zar zor mesajı açmıştım ve “sen beni mi aradın” diye sormuştu kaç saat sonra. Nerde ise gün bitiyordu. Kısa ve net “evet” diye cevaplamıştım. Cevap gecikmeyip de “niye?” diye sormuştu bana ve bende doğruyu söyledim. Saklamanın bir anlamı yok nasılsa.
“ Sen beni mi aradın? ” ( 16: 11 ) “ Evet. ” ( 16: 11 ) ✔️✔️ “ Niye? ” ( 16: 11 ) “ Sesini özledim. ” ( 16: 11 ) ✔️✔️
Niye? diye soruyor bir de. Aradığıma göre bir şey olmalı. Sesini duymak istedim, sesini özledim. Evet, sesini özledim. Ses özlenir mi demeyin. Özlenir, uzun zamandır duymuyorsanız bir de öyle bir özlersiniz ki anlatamam.
“ Sen beni hiç sevmeyeceksin dimi? ” ( 18: 33 ) ✅✅
Diye sormuştum onca geçen zamandan sonra. İlk zamanlarda kendimi kandırmıştım sevdiğine dair. Ama sonrasında gelmediği her gün bir kere daha anlamıştım. Benim kadar onun da beni sevmediğini. Belki de hiç sevmemişti beni. Soruma cevap vermek yerine “ Yeter artık, unut beni ” yazmıştı. Ben sanki unutmak istemiyorum. Olmuyor işte, her ne yaparsam yapayım unutamıyordum.
Her gece olduğu gibi Ali vardı yanımda. Benim kahrımı çeken, kardeşim dediğim. Bu sefer dört duvar arasında duramayarak dışarı atmıştık kendimizi. Sahil kenarına gidip de kumların üzerine kurulmuştuk. Yaktık sigaraları gelmeyişlerine tüttürüyorduk.
–“ Konuşmak istese yazar, özlese yazar. Niye yazmıyor özlemiyor çünkü. Neden özlemiyor peki? ”
–“ …. ”
–“ Başkasını özlemekle meşgulde ondan kardeşim. Sesimi duymak istese arar. Aramıyor çünkü bana ihtiyacı yok. Yokluğum ona koymuyor. Çünkü yokluğumu aratmayan birileri var. Çünkü başkası var, beni unutturan. Onu ise bana unutturan kimse yok. İşte durum bu. Ben bir başkasını onun yerine koyamadım o ise benim yerime kim bilir kimleri koydu. ”
Bir sigara daha yakmıştım sigaraları arka arkaya yakıyordum. Kim bilir bugün kaçıncı paketimdi. Azaltacağıma günden güne artırmıştım paketleri bir iki üç derken gittikçe gidiyordu. Ömrüm bitiyordu o adı batasıca dönmüyordu.
YN: Ona söyle / Tan Taşçı 🎵
|
0% |