@writerladyy
|
Buluşma yerimize ilk gelen ben olmuştum. Ki her buluşmamızda da öyle olurdu, bekleyen taraf hep benimdir. Garson çocuğun gösterdiği masaya geçip oturmuştum. Elim ayağım titremeye başlamıştı ve dakika da bir kolumda ki saatte bakıyordum. Görende ilk buluşmamız sanır hâlbuki öyle değil. Ama bendeki bu heyecan ilk günkü gibi aynı içimdeki aşk gibi. Sanki zaman hiç geçmiyordu ya da geçiyordu da bana öyle geliyordu, bilmiyorum.
Bilmem kaç saat sonra gelmişti. Karşılamak için oturduğum yerden gülümseyerek kalkmıştım ve elimi uzattığım da “ hoş geldin ” dökülmüştü dudaklarımdan. Bir şey demeyip de karşımda ki sandalyeye geçip oturmuştu, elim hava da kalmıştı benim de. Üzerinde durmayıp da yerime geçip oturmuştum. Karşısında yerimde duramıyordum. Kalp ritmimin artışları nefes almamı zorluyordu. Küçük damlacıklar alnımdan süzülmeye başlamıştı. Boğazım düğümlenip de konuşamıyordum. O kadar da provasını yapmıştım hâlbuki, bu kadar heyecan yapacak ne varsa. Bakışlarımı ellerime verip de nasıl söze başlasam diye düşünüyordum.
Çaktırmadan baktığımda benim aksime rahat ve soğuk bir şekilde karşımda oturuyordu. Boğazımı temizleyip de zorlukla
“ duyduğuma göre başkası varmış, doğru değil dimi? ” diye sormuştum yüzüne bakmaya cesaret edemeyerek. Gece boyunca aklımı kemiren tüm dengemi altüst eden o soruyu sormuştum bir cevap alabilmek umuduyla. Ağzını açıp tek bir laf etmemişti, sessiz kalmayı seçmişti. Ben cevabımı almıştım, konuşmasa da. Başımı iki yana sallayarak yalandan gülümsemiştim ve sözlerime devam etmiştim.
–“ Nasıl seversiniz birbirinizi?
Mesela oturtup karşısına seni, dikkatlice izledi mi?
Karşılıklı içilmiş bir kaç sigara, sen derinden bir nefes alırken üstelik gözlerinin içine baka baka, sigarasını üfledi mi? Hiç attı mı sigarasını, sen geliyorsun ve ancak sen geliyorsun diye kapattı mı kapısını insanlığa?
Dizlerine yattı mı? Yattı mı he?
Yatmadı de bana. Yatmadı!
Yattıysa gözlerine dikip yüzüne âşık âşık baktı mı? Bakmadı de. Bana bakmadı. ”
–“ Öktem! ”
–“ Yakarım lan bu şehri, bu şehir içinde sen varsan şehir, bu kalbim içinde sen varsın diye şehir, yoksa çöl! ” diye bağırmadı mı sokağın boşluğunda? Yapmadı de. Yapmadı.
Kimse sen gibi olmadı de. Olamadı! ”
–“ Öktem! Yeter. ”
–“ Siz nasıl sevdiniz birbirinizi?
Sevmedik de. Sevemedik, sevemedim de bana. Sevemedim onu de bana. ”
–“ Yeter sus! ”
–“ O kadar çok bekledim ki seni, o kadar zordu ki kıçının dibinde olup da sana dokunamamak. Duyguların böyle içinden taşacak, sel olup gözlerinden akacak; hiçbir şey söyleyemiyorsun dilsizsin.
Diyorlar ki “kızın sevgilisi var” sende diyorsun ki kendine “oğlum yapma kızın sevgilisi var, başkasına üzülüyor, başkasını kokluyor, başkasını özlüyor, başkasını öpüyor. ”
–“ Saçmalama Öktem! ”
–“ Saçmalamaya başlıyorum ondan sonra,
Senmişsin gibi başkalarına sarılıyorum, dokunamıyorum sana kirlendiğim için ve kirleniyorum dokunamadığım seni aldattığım için. ”
–“ Öktem! Yeter sus! ”
–“ Sabretmeyi öğrendim bende seninle.
Gidenler bilmez aşk kalanların harcı. Dediler ki zaman yalnızlığın ilacı Bizde inandık söyleyin dostlar hanginiz yalancısınız? Ha hanginiz? Gülüşü güzel kadın, gül şimdi üşür güneşte Keşke.. Benimle olsan. ”
–“ Yeter sus artık sus! Sus. ”
–“ Ah keşke.. keşke Benim olsan. Keşkeler dolandı dilime yine. Böyle bir şey olmayacak değil mi? Bir başkasının olacaksın. Bir başkasıyla olacaksın. Kusuruma bakmayasın sevdiğim benimkisi kendimi avutmak işte.. ”
–“ Ben gidiyorum ”
–“ Gitme! Az daha kal. O gül yüzünü iyice hafızama kazıyayım. Sanki hiç gitmemişsin gibi hayal edeyim ondan sonra seni.
Hep benimlemişsin gibi. Hep bendeymişsin gibi. Eski günlerimizde ki gibi gözlerimin içine bakarak “seni seviyorum” der misin? Gülüşünü bana sunup da yüzümü ellerinin arasına alarak “seni seviyorum” der misin? ”
–“ Delirmişsin sen, artık arama beni. Ben yokum artık yok! ”
–“ Peki.. Tamam. Deme.. ama sana sarılmama izin ver.. kokunu içime çekeyim son kez.. Olmaz mı? Yalvarırım sarıl bana ona sarıldığın gibi.. ”
Sarılmama izin vermişti. Ya da ben onu kollarımın arasına hapsetmiştim. Öyle bir çekmiştim ki kendime onu sarıp sarmalamıştım kollarımın arasına. Kokusunu içime doyasıya çekerek sıkıca sarılmıştım. Bu sevdiğim kadına son sarılışım olduğunu bilmeyerek.. kulağına doğru fısıldayarak
“ çok özledim seni ” demiştim. Geriye doğru iterek “ gitmem gerek artık, hoşça kal ” deyip de yüzüme bakmadan çantasını kenardan almıştı ve arkasını dönüp gitmişti. Bir daha dönmemek üzere..
Geçip yerime oturmuştum ve önümde duran çay bardağına uzanıp da elime almıştım. Soğumuştu. Çayım ben içene kadar.. Sevdiğim kadın benden soğumuştu çayım soğumuş çok mu?
–“ Yenisini getireyim abi ben o çay soğumuştur. ”
Garson çocuk, önümde duran soğuk çay bardağını alıp da yanımdan uzaklaşmıştı. Sonrasında çayın yenisi gelmişti gelmesine de ben onu da soğutmuştum. Öyle böyle bir bardak çay içemeden günü tamamlamıştım. Havanın kararmasıyla etrafta da kimse kalmamıştı. Cebimden sigara paketini çıkartıp içinden bir tane alarak dudaklarımın arasına koymuştum. Ateşleyip gözlerimi uzaklara dikmiştim. Aklımda hayaliyle dumanı dışarı üflemiştim. Biz ne ara bu hâle geldik be gül güzeli..
–“ Abi, kapatıyoruz artık. ”
Kafamı çevirip baktığımda önümde hesap duruyordu. Açıp kaç para tuttuğuna bakmadan cebimden 50 lirayı çıkartıp da içine koymuştum. Kenarda duran ceketimi elime alıp da arkama bile bakmadan uzaklaşmıştım oradan.
–“ Abi, dur bu çok fazla. ”
Arkamdan garson çocuğun seslenmesine aldırış etmeden karanlık sokakta sigaramı içerek gözden kaybolmuştum..
–“ Bu acı da bana fazla ”
Ciğerime dolan gökyüzü değil sigara dumanıdır. Ağzımdan çıkmasın diye yuttuğum dumandır, bedenimi zehirleyen..
Sonra yaktım sigaramın son dalını ve dedim ki; Sen gitmeyeceksin, O gelecek! Sonrası malum hikaye işte… Ne gelen var, Ne giden… Gülümse demişti çekerken fotoğrafımı; Ağlama dediği gibi giderken. Gülüşünden öptügüm…
YN: Git diyemem / Yeis Sensura 🎵
Öktem İsminin Anlamı: Öktem, Türkçe kökenli bir isim olup, "güçlü, kuvvetli, mert" gibi anlamlara gelir. Diğer Anlamları: Yazan, çizen, gösterişli
|
0% |