Yeni Üyelik
4.
Bölüm

•••• Bölüm 3 🍷🚬

@writerladyy

Bir pazar sabahı.. onsuz geçen bir sabah daha eklenmişti hayatıma. Elimde sigaram gelişine tüttürüyordum. Beni benden alan gülüşünün hayali gözümün önüne geldiğinde iyice sarılıyordum elimde ki sigaraya. Ve sanki dumanı onun yüzüne üflemiş gibi üflüyordum dışarı. Arka arkaya yakmıştım sigaraları yine.. benimkisi onsuzluğun tesellisiydi. Tesellesine sıçtığımın..

 

–“ İçme be oğlum şu zıkkımı zararlı ”

 

–“ Onu sevmem de zararlı ama sevmeye devam ediyorum. ”

 

–“ Sevme sende çıkart aklından onu ve sigarayı ”

–“ Söylemesi kolay sen unuttun mu bahar gözlünü çıkarttın mı aklından? Bıraktın mı alkolü? Ona şiirler yazmayı bıraktın mı? Görmeye gidip de uzaktan bakmıyor musun artık? Yok mu artık senin için? ”

–“ Tamam, be ne hâlin varsa gör. ”

–“ Görüyorum zaten kardeşim, sanıyorsun ki yaşıyorum ben çoktan ölüyüm. O hançerini saplayıp gittiği gün benim ölüm günümdü. Bu yaktığım sigaralar var ya bana hiçbir tesir etmiyor tasalanma sen. ”

 

Sigaramdan son bir nefes çekip de dışarıya vermiştim. Öyle bir havayı dışarı veriyordum ki o içimde ki dumanla beraber o da çıksın içimden istiyordum. Ama olmuyordu. Sigaramın dumanı çıkıyordu onun aşkı ilk günkü gibi duruyordu içimde..

 

“ Hiç sevmedin mi, bana karşı içinde en ufak bir şey olmadı mı ” (17: 02)

 

“ Sevmedim, olmadı ” (17: 03)

 

Evet, uzun zamandan sonra bu soruyu ona sormuştum. Kafamda ki soru işaretlerinden birini daha gidermek istemiştim. Böyle bir cevap beklemiyordum en azından “sevmiştim” veya “sevdim” olmasını beklerdim. Aldığım cevap canımı yakmadı değil. Sevmemiş miydi yani hiç mi bir şey hissetmemişti? Peki ya o yaşadıklarımız bana söyledikleri hepsi yalandan ibaret miydi? Yoo yalan söylüyordu.

 

Mesajımın üzerinden kaç saat sonra telefonum ilk defa titremişti ve led ışığım yanıp sönüyordu. Bir mesaj gelmişti. Elime alıp isteksizce kilidini açıp ekranda yazan ismi okumamla kalmıştım. “Nefesim” yazıyordu ekranda. Nefesimden bir mesaj vardı. Evet, ayrılmamıza rağmen onun ismini değiştirmemiştim. Ayrı olmamıza rağmen o benim nefesimdi çünkü. Nefesimdi. Ve hepte öyle kalacaktı. Yazdığı mesaj “ iyi misin sen? ” Di. Hemen cevap yazmayıp yazdığı mesajı algılamaya çalışmıştım. Birkaç kez uzun bir mesajmış gibi okumuştum.

 

“ İyi misin sen? ” ( 20: 52 )

 

“ Değilim. ” (20: 58 )

 

“ İyi olmaktan çok uzağım. ” (20: 59 )

 

Düşünme sürecinden sonra gerçeği yazıp göndermiştim. Ki yalan söylemenin de bir manası yoktu. Ben ona hiç yalan söylememiştim ki şimdi söyleyeyim. İyi değildim. İyi misin diye sormuştu bana. Onsuz iyi olabileceğimi nasıl düşünebilirdi ki anlayamıyordum. Nasıl iyi olabilirdim? Nasıl? Her zaman ki gibi görüldü yapıp bırakmıştı. Eskiden konuşmaya doyamayan iki kelam edemiyordu. Bekle bekle mesaj gelmemişti. Beklemek yerine ben atmıştım bir daha.

 

“ Sana bir şey desem? ( 21: 52 )

 

“ İyi değilim. Gel. ” ( 21: 52 )

 

“ Sadece bu ” ( 21: 52 )

“ Anladın mı? ” ( 21: 52 )

 

Ne mesajlarım görülmüştü ne de cevap gelmişti. Saatlerce başında beklemiştim gelecek cevabı. Ama .. o mesaj gelmemişti. Belki de geliyordu diye düşünmüştüm cevap yazmak yerine. Bir umut. Mesajı okur okumaz bildirimlerden yola çıkmıştır. Evet, evet. Hazırlanıp geliyor olmalı, ondandı mesaj gelmemiş olması. Ondandı cevapsız bırakması.

 

Zilin sesiyle yüzümde gülümseme oluşmuştu. Gelmişti işte. Gelmişti. Oturduğum yerden hızlıca kalkıp kapıya bakmaya gitmiştim. Bekletmek olmazdı. Açmadan evvel aynada kendime bakıp da çeki düzen vermiştim saçlarıma kılık kıyafetime. Dağınık bir vaziyette çıkmak istememiştim. Kapının tokmağına vurulmasıyla gülümseyip kolu tutup açmıştım. Ve yüzümde ki gülümseme sönüvermişti bir anda. Hâlbuki çok olmamıştı yüzüme gelmesi.

 

–“ Pardon yanlış gelmişim kusura bakmayın ”

 

Kapıyı kapatıp da yerime oturmuştum. Gelmemişti. Telefonu elime alıp baktığımda mesaj da atmamıştı. Telefonu fırlatıp da bir sigara yakmıştım. Gelmeyişine..

 

“ Seni tamamen kaybettim dimi? ” ( 22: 59 )

 

“ Öyle olması gerekiyordu ” ( 22: 59 )

 

“ Tek bir şey sorcam sana hiç mi sevmedin? ( 23: 00 )

“ Olmadı işte uzatma ” ( 23: 00 )

“ Olmadı mı olsun mu istemedin? ” ( 23: 00 )

“ Numaranı siliyorum sevgilim kızıyor kendine iyi bak ” ( 23: 00 )

 

Beynimden vurulmuştum. Yazıyla da olsa “sevgilim kızıyor” demişti ya beni öldürmüştü. Bir başkası vardı demek. Bir başkasına gitmişti, bir başkasına gülüyordu. Bir başkası gerçekten vardı demek.

 

“ En çok neye pişmanım biliyor musun? ” ( 23: 35 )

 

“ Neye? ” ( 23: 36 )

 

“ Seni son görüşüm olduğunu bilseydim sımsıkı sarılır ve asla bırakmazdım ” ( 23: 36 )

 

“Anladım” demişti mesajıma. Sadece onu demişti o kadar yazdığım cümleye karşılık. Neyi anladın diye soramadım veya ne anladın diye. “Peki” demekle yetindim. Ve o da mesajımı görüp bırakmıştı her zaman ki gibi. Ve yine ben sigarama sarılmıştım. Başka sarılacak kimim kalmıştı ki.

 

Gecenin ilerleyen saatlerinde de tek başına oturmuş öylece duruyordum. Mesaj atmaya elim gitmiyordu, yazıp yazıp siliyordum. Ki göndersem de bir şey ifade etmiyordu ki. Değişmeyecek yani. Unutmak zaman alır diyorlar onca geçen zamana rağmen neden unutamamıştım peki?

 

YN: Leyla ile Mecnun duygusal fon müziği 🎵

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%