Çirkin ördek yavrusunun hikayesini bilir misin? Muhtemelen biliyorsundur. Çirkin olan neydi? Gerçekten kendisi çirkin miydi? Diğerlerinden farklı olduğu için çirkin dediler. Belki de diğerlerinden daha güzeldi. Onu tanımlayamadıkları için çirkin dediler. Çünkü onların gözlerinin görebildiklerinin çok ötesindeydi. Uyumsuzluğundan, olduğu yere ait olmadığından, özel olduğundan; çirkin oldu yavru ördek.

Kara kedi? Ona ne demeli? “Aaa, kara kedi!” - ya, evet, kara kedi. Nasıl da uzaklaştı insanlar görünce, gördün mü? Neden? Diğer kedilerden farklı bir şey mi yaptı? Hayır, kedi işte, yalnızca kedi. Bembeyaz bir kediyi garipsemezken, kara kedi garip geldi insancıklara.

Bu dünya üzerinde bir çirkin ördek yavrusu yahut bir kara kedi olabilirim. Öyleyim belki de. Özelim, güzelim demiyorum. Yalnızca sanki dikkat çekip yahut farkındalık yaratıp, uzaklaşmaları, kaçışları yaşıyorum. Görüyorum da. Belki de hakikat bu. Belki de kaçılması, uzak olunması gereken biriyim. Ben nasıl biriyim bilmiyorum, neyim bilmiyorum. Biri’miyim artık onu da bilmiyorum. Bu yazının sonu nereye gidecek, bilmiyorum. Bir sonu var mı onu da bilmiyorum. Kısaca işin özeti ben hiçbir şey bilmiyorum..

Peki ya sen? Sen biliyor musun? Bilmiyorsun değil mi? Belki de biliyorsun? Bilip de bilmemezlikten gelenlerdensin belki de. Belki de cidden bilmiyorsundur. Belki de bilip bilmediğini de bilmiyorsun. Bilinmez.