@writerladyy
|
Hani bir başlasan sayfalarca yazacaksın, biliyorsun. Bir açsan ağzını, belki hiç susmayacaksın, biliyorum. Sonra bir an geliyor, duruyor, bakıyor ve görüyorsun ki… Bir şey var, adını koyamadığım. Kırılmaktan öte, parçalanmak gibi. Toplamaya çalıştıkça dağılıyor. Dağılıyorum. bir şey var, halledemiyorum. Bir şey var lakin ne olduğunu bilmiyorum. Varlığını netleştirip, sonuca ulaşamamak da ihtimaller arasında. Yolda olmayı sevmek fakat yine de nereye gidiyor olduğunu bilmek istemek. Gece iyi, karanlık eyvallah ama şu gözüne çarpan ışık kaynağı var ya, o başka bir şey. Olduğunu bildiğim, ulaşamadığım. Ne kadar yakın, o kadar uzak. Bilmiyorum, bilemiyorum.
“…sessizlerin, anlatmayı bilmeyenlerin, kendini dinletemeyenlerin, önemli gözükmeyenlerin, dilsizlerin, o iyi cevabı hep olaydan sonra evde düşünenlerin, insanların hikayelerini merak etmediği o kişilerin yüzleri diğerlerinden daha anlamlı, daha dolu değil mi? Sanki anlatamadıkları hikayelerin harfleriyle kaynaşıyor bu yüzler, sanki sessizliğin, ezikliğin, hatta yenilginin işaretleri var onlarda…”
Gözlerim yanıyor lakin bekliyorum. Neyi, kimi beklediğimi bilmeden. Ayakta duramayacak kadar yorgun olduğun halde beklediğin çok güzel bir şeyin olması gibi. Bekliyorum da biliyorum, saçmalıyorum. Ne isen, her kimsen. / Galata, böyle her şeyden daha güzelsin. (at Serdar-ı Ekrem Sokak)
|
0% |