Yeni Üyelik
48.
Bölüm

•••Bölüm sonu

@writerladyy

 

Kitaplarda çok aşinayız sonlara, bazı kitapların son sayfasını okuyup, kapağını kapattığınızda ne gibi hisler siner üzerinize?

 

İyi bir kitapsa eğer, son sayfasını okumak etkileyebilir insanı…

 

Kitabı okurken yaşadığın zevk ve mutluluğun, kitabın bitmesiyle getirdiği burukluğa dönüşmesiyle başa çıkmak var sırada…

 

-

 

-

 

-

 

-

 

 

İnsanları gözümde büyütmekte üstüme tanımam. Kendi kendimi korkutmakta bir numarayım hatta. Taa ki onlarla bir araya gelinceye kadar.

 

Kararlıyım en azından…

 

Halbuki şuan lisedeki arkadaşlarıma beni nasıl hatırladıklarını sorsalar, “ sulugözün tekiydi ” diyeceklerdir. Ya da “ dilsizdi ” . Pek fazla konuşmadığım için bu lakabı takmışlardı bana.

 

Ama üniversitede bu ilk izlenimi tersine çevirmek için elimden geleni yaptım. Ve başardım.

 

Herkesin artık bende hatırladıkları tek şey güler yüzlülüğüm…

 

Bazen içim kan ağlarken nasıl gülebildiğime ben bile şaşırırım.

 

Hayatımız boyunca daha iyiye gidebilmek için yaptığımız bütün yolculuklar aslında yine huzur bulabildiğin başka bir bahçeye açılmıyor mu?

 

Ama daha şimdiden; halen bu yerdeyken, huzurun başka yerde de olabileceğine inanmak zor.

 

Bir şeyleri geride bırakmak, hele de verilen o muazzam değeri bulamamak korkusuyla geride bırakmak…

 

-

 

-

 

-

 

Gitmeden, geri dönmek arzusu taşıyorum…

 

Başkalarının gözünden onu görmeye çalışıyorum…

 

Aklımda hep taşırken hayalini, hiç öyle biri yokmuş gibi davranıyorum…

 

Özetle ; O'nun da dediği gibi , Her şeyi içimde fazla yaşıyorum… Fazlasıyla hem de..

 

-

 

-

 

-

 

Özetlenebilir mi tek kelimeyle, sınırları son derece ince bir çizgiyle ayrılmış iki hayatın zamanda dokunuşu?

 

Gözlerimle fotoğraflar çekiyorum artık…

 

Ve çektiğim her kare, donmuş bir şekilde hafızama kazınacak…

 

 

Loading...
0%