Yeni Üyelik
56.
Bölüm

•••Hayatımın golüne ofsayt!

@writerladyy

 

Derler ki; 7 kere düştüysen, 8 kere kalk. Fakat sormazlar, “ kalkmaya mecalin var mı? ” diye. “ Ver elini, gel, düştüysek de beraber kalkalım ” demezler. Hayatın, insanlarla ne çok benzer yanı var. Dönüp bakmaz arkasına, aklı kalmaz, merak etmez; öyle bir gider ki elinden, sen daha vaziyeti kavrayamadan o çoktan yola düşmüştür. Ne hayat ne de insanlar, her zaman Sezen’in şarkıları gibi yaşanmaz; ‘git, git… gitme dur ne olursun…’u işitmez kulakların. Git, der; gitme, demez. İstisnalar yok mudur? Vardır, onlar da bize denk gelmez.

 

Kendime çekiliyorum artık. Hissetmek için yalvardığım geceler de affetsin beni ama hissizliğin kapılarını aralıyorum şimdilerde. Benim bile aşamayacağım duvarlar inşa ediyorum kendime, belki de. Zıtlıklardan, yıkıcı, olumsuz duygulardan usanarak, kendimi ifade etmekten yorulmuş bir şekilde artık içimdekileri kusmayı reddediyorum. Gerçek benliğimin buna başkaldıracağını bilsem de, yürüyeceğim bu yolu. Bu yolda yaşayacağım değişimi, nereye gideceğimi yahut ne halt edeceğimi merak etmiyor değilim lakin bilemem. Kimse bilemez.

 

Sevin ki her şey olur. Sevin ki her şey olur. Olmuyor, biliyorum. Her şey bir insanı sevmekle başlıyor fakat bu hikayede her şey, bir insanı sevmekle bitiyor. “ Bence abartıyorsun, büyütüyorsun ” diyorsan eğer, deme, çünkü bilmiyorsun. “ Neden, nasıl? ” diye sorarsan şayet… Elektrikler gittikten sonra mum ararsın ya, hani o küçücük ateş, zifiri karanlıktan kurtarır ya seni, ben o mumu, bulup bulup yitirmekten yoruldum. Mum biliyor muydu ki, kendisi çok küçük olsa dahi, olması yetiyordu, biliyor muydu bunu? Adımlarım daha hızlı artık. Gidecek bir yerim, bekleyenim olduğundan değil, hiçbir yere varmayayım diye. Çünkü durursam hatırlarım. Bir çıkış noktasına ihtiyacım var. Fakat öyle bir kapıdayım ki, sanki çıkarsam, bırak o’na dönmeyi, kendime bile dönemem gibi geliyor. O beklemiyordur beni ama ben, beni bekliyor muyumdur? Bilmiyorum. Ne kadar çok bilmiyorum var. Onca zaman kaçtığım belirsizliğe, boşluğa, bilmemeye dönüyorum belki de. Hani “ derindeyim, karanlık burası, tutun beni ” desem? Neyse. Kasım’dan kalma çiçeklerden özür diliyorum. Belki de hayatımın tek golüne, kendi hükmümle ofsayt veriyorum. Eyvallah.

 

 

Loading...
0%