Yeni Üyelik
52.
Bölüm

••••Mutsuzluk

@writerladyy

 

Peki ya mutsuzluk? Mutsuzluk, dediğimizde bile yüzü düşen insanlar vardır; genellikle “ aman ağzımızın tadı bozulmasın! ” düşüncesindedirler. Kimse de çıkıp demez ki;

“ yahu arkadaşım, korkma! Öldürmez. ”

 

Pek çok insan ciddiliği, ifadesiz durmayı, konuşmamayı mutsuzluğa yorar. Eğer bunlardan herhangi birini yaşıyorsanız o an, onlar için, siz mutsuzsunuzdur… Yok yok, açıklamaya çalışmayın, anlamazlar. Bilmezler çünkü; değer vermeyi, düşünmeyi, kafa yormayı ve susmayı.

 

Şimdi derseniz ki; “ ya, ne alakası var değer vermekle, düşünmeyi bilmemekle? ”. Var, çok alakası var. Mutsuz olma durumunu, bunlardan ibaret zanneden o güzel insanlar, düşünmeyi de bilmezler. Hüznü, kederi, acıyı, mutsuzluğu yaşamak herkesin harcı değil. Mutluluğu yaşamak? Gülüyoruz, eğleniyoruz, biraz sevinç gözyaşları, kahkahalar, sarılmalar, öpücükler…

 

Yaşaması daha kolay sanki. Lakin bir kırılma anı var. Bir futbol maçında, topun kale direğinden döndükten sonra maçın bütün seyrinin değişmesi gibi… Bir kırılma anı var. Paramparça olduğumuz, yıkıldığımız, düştüğümüz ve kalkamadığımız. Hayatımız boyunca bizimle beraber gelecek olan kırılma anımız, anlarımız var. Yeri geldiğinde elimizden tutup bizi ileriye taşıyan, yeri geldiğinde yerin dibine sokan kırılma anlarımız.

 

Derler ya; gidenler bizden hep bir parça götürürler, o parçanın yerinde de derin izler kalır. Bu izlerle yaşamaya alışırsın, zaman da düzeltemez, yalnızca üzerini örter. Geçti zannedersin, geçmez. Biri gelir ansızın dokunuverir o herkesten saklamaya çalıştığın yara izine, bir kez daha kırılırsın, defalarca kez kırıldığın yerden. Herkesin bir yara izi vardır, baktıkça nefes alabiliyor olmanın değerini anlamanı sağlayan. Eğer o yara izin yoksa, yoksa bir kere kırılmışlığın; bilemezsin mutsuzluğun ve mutluluğun gerçekten ne olduğunu. Ancak bir gün, “ah!” dersin. O vakit anlarsın yaşadığın anın değerini, o vakit keşkelerin, pişmanlıkların alır götürür seni.

 

Fakat belki; günün birinde, bir sabah gün doğarken baktığında dışarıya, yaşamayı yeniden sevebilirsin. Bir gün, belki biri, yara izlerinle de sevebilir seni. İşte o an, acın da biraz olsun hafiflemeye başlar; yara izlerin, kırılmışlıkların gülümser sana. Öyle işte. Hadi eyvallah.

 

Loading...
0%