Yeni Üyelik
11.
Bölüm

Bölüm 10

@writerladyy

 

 

 

 

••••••••

 

 

Bölüm 10

 

Karanlığında bir sonu olmalı. Gözleri uyuşmuştu açsa mıydı artık gözlerini acaba? Ses seda da yoktu. Boşuna mı kapatmıştı gözünü.

 

“ Niye kapattım ki gözümü. Neyse canım 3 den geri sayıp açayım artık. Ne olacaksa olsun. Yok 5 olsun 5 beş iyi. ”

 

5..

 

4..

 

3..

 

2..

 

1..

 

Açma vakti.. Yavaşça gözlerini açmıştı ve ilkten bir bulanıklaşma olmuştu. Yavaş yavaş görüntüler netleşmişti. Uzaktan ona doğru gelen bir gölge görmüştü. Kolonlarda çalan müziğin sesiyle bir başka ses şiir okuyordu. Şiiri içten okuduğu besbelliydi. Bu kadar güzel okuyan kimdi? Kimin sesiydi bu? Sonrasında şiirin sözlerine odaklanmıştı.

 

 

 

–“ Bazen adını anlatırım kendime, buram buram sen kokar her yer. Aklıma getirdiklerimi dile getiremem seni görünce.Ne fikrimde düşünce bırakırım ne bende ben kalırım seni görünce. Bende sende tutuklu kalırım. Dilim bile kıskanır seni gözlerimle kaldığım yerden devam ederim seni anlatmaya. Gözlerim bile kıskanır seni.. Sen sen şarkıları söylersin ben kirpiklerine bile şiirler yazarım. Yürüdüğün yollara güller dökmem. Çünkü çünkü sen, papatyaları seversin. Çaya şeker atmayacak kadar tatlısın. Beni ne kadar veya nasıl seviyorsun? Sorularını hep farklı cevaplarım. Mesela şu an, ekmeği tuza banar gibi seviyorum seni belki biraz sonra memleketine hasret kalmış gurbet işçisi gibi, yağmur damlalarının camını tıklatması gibi seviyorum seni. Yeni okula başlayıp çıkışta annelerini arayan çocuklar gibi seviyorum , ramazan ayının ilk orucunu tutar gibi seviyorum seni, yetim bir çocuğun başını okşar gibi asker yolu bekleyen anneler gibi semaya kalkan avuçların hayır dualarında seviyorum seni bıkmadan söylüyorum seviyorum lan işte seni, seviyorum seni, seviyorum be kızım, kalbime engel olamadan seviyorum aç susuz kalırcasına tüm deliliklere sebep olurcasına. Ben sende tutuklu kaldımmm kendi hayatımdan çaldımm. Yedi cihan dolandım bana mısın demiyor. ”

 

Tam karşısında siyahlar içinde biri vardı. Sadece gözleri gözüküyordu. Gözlerini gözlerine dikmiş ona bakıyordu. Elinde tuttuğu mikrofonu yere indirdiğinde müziğin sesi yükselmişti. Şarkının nakaratı duyulmuştu o dakikada. Bayılmamak için zor tutuyordu kendini. Gözleri dolu dolu yaşlar düşmemesi için sıkıyordu dişlerini.

 

“ Bu nasıl bir ses tonu böyle, bu nasıl bir şiir.. ”

 

 

–“ E ama hani görecektim seni? Oldu mu bu şimdi yine mi siyahlar içindesin? ”

 

–“ Hazır mısın? ”

 

–“ Neye? Seni görmeye mi? Hazırım artık göster kendini. ”

 

–“ Cevabını düşündün mü peki? ”

 

–“ Şey ben.. Yani bilmiyorum hemen söylemesem olur mu? Biraz daha düşünmem lazım. ”

 

–“ Pekâlâ, iyisin değil mi? ”

 

–“ İyiyim iyi bir sorun yok. Sen kendini gösterdiğin de daha iyi olacağım. Az buçuk heyecan var o kadar. Yani o da olsun o kadar. Ne diyorum ben ya çenem açıldı yine ”

 

 

Susup da gözlerini ona dikmiş bekliyordu. Bir süre konuşmadan gözlerine bakmıştı. Sonrasında ise başında ki maskeyi yavaşça çıkartmıştı. Ve.. Sonunda yüzünü göstermişti ona. Görebilmişti. Maskesiz gerçek yüzünü.

 

Yüzünün en ince ayrıntısına kadar incelemişti. Her nedense yüzü çok tanıdık geliyordu. Sanki gözü bir yerden ısırıyordu ama nerden? Bir türlü çıkartamamıştı. Ve kafasına dank etmesiyle gözleri yuvalarından çıkacak gibi olmuştu.

 

–“ Sen?! ”

 

Demesiyle gözlerinin kararması bir olmuştu. Etraf gerçekten de karanlık olmuştu bu sefer. Gözlerini açıp kendine geldiğinde başka bir yerdeydi. Odada ondan başka kimse yoktu.

 

“ Noldu bana ya. ”

 

Elini alnına koyup da hatırlamaya çalışmıştı.

 

“ En son bay maskeyle karşı karşıyaydım. Bana kendini göstermişti. Sonrası yok. Rüya mı gördüm acaba? ”

 

Üzerine baktığında beyaz bir elbise vardı, evde de değildi. Yok, rüya görmemişti, gördükleri gerçekti. Gerçeğin ta kendisiydi. Bulunduğu odanın kapısı açılıp da içeri biri adım atmıştı. Kafasını çevirip baktığında O gelmişti. Oydu.. Bu kadar benzerlik olamazdı bir şey söylemeden yatağının yanına doğru geliyordu. Yatağın kenarına oturup da gözlerinin içine bakmıştı.

 

–“ Nasıl hissediyorsun kendini? ”

 

–“ İyi, noldu bana? ”

 

–“ Bayıldın açlıktan sanırım tansiyonun düştü ”

 

–“ Sanırım.. ”

 

–“ Ben yalnız bırakayım dinlen ”

 

Yavaşça yataktan kalkarak arkasını dönmüş gidiyorken seslenmişti.

 

–“ Ya şey.. Ben seni tanıyor muyum? Yani tanışıyor muyuz? ”

 

–“ Dinlen şimdi sonra konuşacağız hepsini ”

 

–“ Peki.. ”

 

Odadan çıkıp kapıyı kapatmasının ardından yatağa uzanmıştı. Dinlense iyi olacaktı. Elini çenesinin altına koyarak gözleri açık vaziyette düşünmeye başlamıştı. Düşünceler beyninin içini kemiriyordu. Olanlara aklı el vermiyordu. Ortada belirsiz bir şey vardı, yani tam net oturmuyordu. Gözlerini kapatıp uyumaya çalışmıştı ama nafile bir gram uyku yoktu gözünde. Çözmeden de olmayacak bu gidişle. Gidişinin ardından birkaç dakika geçmesinden sonra kapı yavaşça açılmıştı. Yavaş adımlarla içeri biri girmişti. Giren her kimse ses yapmamaya çalışıyor olacaktı. Doğrulup kafasını çevirip gelen kim diye bakmıştı.

 

 

–“ Uyumadın mı sen? ”

 

–“ Yok, uyku tutmadı. ”

 

–“ Bende yemek için bir şeyler getirmiştim. ”

 

Elinde tuttuğu tepsiyi dizinin üzerine bırakmıştı. Yedirmek için uzandığı sırada müdahale etmişti hemen.

 

–“ Ben kendim yiyebilirim sağol. ”

 

–“ Tamam, o zaman afiyet olsun. ”

 

–“ Teşekkür ederim. ”

 

Sessizce önünde ki tepsidekileri yemeye başlamıştı. Ayvaz da yanında durmuş onu izliyordu. Kafasını kaldırıp bakmasa da bunu anlayabiliyordu.

 

–“ Beni izlemeyi bırakır mısın lütfen? ”

 

–“ E şey ben.. Dalmışım pardon kusura bakma. ”

 

–“ Önemli değil ne zaman çıkacağım hep burda mı kalıcam? ”

 

–“ Yok, kendini iyi hissettiğin zaman gidebiliriz ”

 

–“ Tamam, o zaman hemen gidelim. ”

 

–“ Noldu yatmaktan mı sıkıldın yoksa? ”

 

–“ Evet, duvarlar üzerime üzerime geliyor sanki sıkıntı bastı beni. ”

 

–“ Bilirim çok fazla bir yerde duramazsın hele hele kapalı bir yerde asla. Özgür ruhlu bir kişiliğin var. Bir yere hapsolmak sana göre değil. ”

 

–“ Aynen öyle.. Bir dakika sen nerden biliyorsun bunları şu ana kadar kimse bilmiyor ”

 

–“ Daha fazla sıkılmadan hadi gidelim. ”

 

Şaşkınlığını üzerinden atamamıştı. Üzerinde ki örtüyü alarak yataktan kalkmasına yardımcı olmuştu. Berfu ise hâlâ olayın şokunu atlatamamıştı. Ki ayakkabılarını bile giydirmişti. Koluna girerek onu yönlendirmişti.

 

“ Nereye gidiyorduk şimdi? Sadece ismini bildiğim bu adama neden teslim olmuştum ki? ”

 

Loading...
0%