Yeni Üyelik
12.
Bölüm

Bölüm 11

@writerladyy

 

 

••••••••

 

 

Bölüm 11

 

–“ Eve mi gidiyoruz? ” diye sormuştu nereye gittiklerini merak ederken.

 

–“ Yok ” demişti düz bir şekilde.

 

–“ Nereye gidiyoruz peki? ” diye sormuştu meraklı küçük bir kız çocuğu edasıyla gözlerini dikmiş.

 

–“ Gidince görürsün. ” demişti sadece konuyu kapatmak istercesine. Çok açıklayıcı olmuştu gerçekten söylediği.

 

–“ Ama ben.. ” diye itiraz edip de söze başlamışken lafımı yarıda keserek ağzına tıkamıştı ve

 

–“ Biliyorum meraklı birisin öğrenmezsen çatlarsın. ” diye konuşmuştu onu bir kere daha şaşırtırken. Onu nasıl bu kadar iyi tanıyabiliyordu, bilmiyordu.

 

–“ Aynen ağzımdan aldın öyleyim evet. ” demişti söylediğinin karşılığında ve ona

 

–“ Sabretmeyi öğreneceksin ” demişti sadece, söylememekte inat etmeye devam ederek.

 

–“ İlla çatlatacaksın insanı yani bildiğin halde bekle diyorsun ” diye konuşmuştu şımarık bir kız çocuğu gibi.

 

–“ Sabret diyorum beklediğine değecek ” demişti onun aksine merak dolu konuşarak. Karşısında bir kapalı kutu vardı.

 

–“ Diyorsun? ” diye konuşmuştu bunun üzerine onay bekler gibi. Ya da ağzından laf alırım diye ümit ederken lakin ne mümkün.

 

–“ Dedim bile çok fazla konuşmaktansa yürüsen mi acaba yoksa gideceğimiz yeri merak etmiyor musun? ” demişti küçük bir tehditvari konuşarak.

 

“ İşini biliyor yalnız, nasıl da lafı ağzıma tıkayı verdi. ”

 

–“ Yok, ediyorum etmez miyim hiç tamam, sustum. ” demişti o da merak içersinde el mahkum konuşmayı sonlandırmıştı.

 

 

Onları bekleyen arabaya binmişlerdi. Bu sefer şoför falan yoktu arabayı kendisi kullanıyordu. Berfu da yan koltuğa oturmuştu.

 

“ Daha yeni tanıdığım bir insanla iyi muhabbet kurmuştum. Yani çekinmeden konuşabiliyordum ve buna kendim bile şaşırıyordum. Ben ki yabancılara karşı kapalı kutu olan ona karşı kutunun ağzını sonuna kadar açmıştım nedeni bilinmez. Yakın hissediyordum kendime. Yeni tanışmış gibi değildik. Sanki önceden tanıyormuşum gibi geliyor. ”

 

Bir an gözü sağ elin bileğinde ki dövmeye takılmıştı. Dikkatlice baktığında 🌀 dövmesini yapmıştı bileğine. Bu dövmeyi bir yerde daha görmüştü ama nerde olduğunu çıkartamıyordu. Baktığını anlamaması için bakışlarını dışarıya yöneltmişti.

 

“ Anlamı neydi acaba? Ve ben neden bu kadar tanıdıkmış gibi hissediyorum .. ”

 

Yolculuk boyunca ne Berfu ne de o konuşmuştu. Aklından kim olduğu çıkmazmış gibi bir de dövmesi takılmıştı. Ani bir frenle durmasıyla öne doğru düşmüştü. Nefes alış verişleri hızlanmıştı. Kendine gelmesinin birkaç saniye sonrasında kafasını çevirip baktığında o da aynı onun gibiydi. Gözleri fal taşı açılmış direksiyonun üzerine yatmıştı resmen. Korkmuş ve öfkeli gibi de bir hâli vardı. O yüzden derin bir nefes alıp bağırmak yerine sakin ses tonuyla elini omzuna dokunup konuşmuştu.

 

–“ İyi misin, Ayvaz? Bana bir ses verir misin? Kafanı falan vurmadın değil mi? ”

 

Durmadan konuşarak bir yerini vurup vurmadığını kontrol etmişti. Eliyle kafasını çevirip baktığı sırada kendine gelmişti.

 

–“ Sen iyi misin? Bir yerine bir şey oldu mu? ” diye sormuştu korku dolu gözlerle onu incelerken.

 

–“ Ben iyiyim sakin ol bir şeyim yok. Asıl sen iyi misin? ” demişti bir kez daha sorusunu yineleyerek.

 

–“ İyiyim. ” demişti düz bir şekilde.

 

–“ Noldu az önce? ” diye sormuştu ne olduğu hakkında en ufak bir fikri olmayarak öğrenmeye çalışırken. Keşke sormaz olaydı o soruyu..

 

–“ Hayvanın teki az kalsın fren yapmasam kaza yapmamıza sebep olacaktı. ” diye açıklama yapmıştı sorusuna.

 

–“ Çok şükür iyiyiz bir şey olmadı naparsın var işte böyleleri insanın başını belaya sokan. ” demişti sakinleştirmeye çalışırken.

 

–“ İyi bir şey yaptıklarını sanıyorlar. Elbet belasını bulurlar onlarda. ” demişti sinirleri üzerinde iken. Ses tonundan da belli oluyordu sakinleşemediği.

 

–“ Sen bir şey yapmayacaksın değil mi? ” diye sormuştu bir şey yapmasından korkarken. Bir cevap vermemişti sorusuna. Böyle konuşması da o izlenimi çıkartmıştı aklına.

 

 

–“ Ayvaz! Bana bir şey yapmayacağına söz verir misin? ” diye sormuştu bu sefer de felaket senaryoları canlanmadan evvel.

 

–“ Bakarız sen kafanı takma. ” demişti söz vermek yerine lafı geçiştirmeye çalışarak.

 

–“ Ayvaz.! ” diye ismini telaffuz ederek anlamasını sağlamıştı. Bir nevi ikazdı.

 

–“ Tamam tamam sırf senin için gidip onları bulup bir şey yapmayacağım. ” demişti uzun bir konuşma yaparak. İnandırıcı mı bu konuşması? Hayır!

 

–“ Bunun için başını belaya sokmanı istemiyorum. Allahtan bulsunlar belalarını. Beni kandırmıyorsun dimi? ” demişti her nedense inanası gelmiyordu söylediğine.

 

–“ Hayır, için rahat olsun. ”

 

Desede içi hiç rahat değildi. Yani içinden bir ses Ayvaz’ın rahat durmayacağını söylüyordu. Her ne kadar çok iyi tanımasa da ona da öyle geliyordu.

 

“ Umarım yanılırım. Hoş bu zamana kadar nadir yanılmış olsam da yanılmayı isterdim. ”

 

Ufak aksiliklerden sonra yolculuklarına devam etmişlerdi. Seyir halinde giderken olan olmuştu ve o bela yine onları bulmuştu. Ne de olsa bela geliyorum demez. Tam herşey güzel gidiyor derken olanlara bak. Onlara o anı yaşatan araba park halinde kenardaydı. O olduğunu Ayvaz’ın yüz ifafesinden anlamıştı. Resmen onu görür görmez gülümsemişti. Bu gülümseme hayra alamet değildi.

 

–“ Ayvaz! Hadi yolumuzda gidelim. ” demişti bir şey yapmaması için içinden dualar ederken.

 

–“ Yolumuzda gidiyoruz zaten ” demişti deminki hâline nazaran daha sakin bir şekilde.

 

–“ Bana bir şey yapmayacağına söz vermiştin Ayvaz, unutma. ” demişti hatırlatma yaparak.

 

–“ Unutmadım. ” demişti düz bir şekilde yüzünde sinsi bir gülümsemeyle.

 

Demesine rağmen arabanın hızını yavaşlatmıştı. Aralarında belli bir mesafe bıraktıktan sonra tam arka hizasında durdurtmuştu.

 

–“ Ayvaz! Neden durduk aklından neler geçiyor senin? ”

 

–“ Dinlenmek için uzun zamandır araba kullanmıyorum. ”

 

–“ Onunla bir ilgisi yok yani ”

 

–“ Yok ya sözümün arkasındayım. ”

 

–“ E nereye gidiyorsun? ”

 

–“ Hava almaya sende arkada dinlen biraz istersen yolumuz uzun. ” demişti bir çırpıda.

 

Konuşmasına fırsat vermeden arabadan çıkmıştı. İlk birkaç saniye her şey normaldi. Sonrasında da öyleydi bir şey yapmayıp hava alıyordu dediği gibi. Boşu boşuna kuruntu yapmıştı. Olduğu yerde koltuğu az yatırıp gözlerini kapatmıştı. Kapatmasıyla tekrar açıp baktığında aynı yerindeydi bir milim bile kıpırdamamıştı.

 

“ Uyumana bak kızım yok işte bir şey. ”

 

Tekrardan gözlerini kapatmıştı hiç açmamasına..

 

Loading...
0%