
••••••••
Bölüm 43
Genç kız kapıyı kapatıp Ayvaz'a döndü. Onun kalmasını istiyordu ama bugün yaşananlardan sonra bunu dile döküp dökmeme konusunda kararsızdı. Ancak önce Ayvaz söze girdi.
–“ Berfu, gitmemi istiyor musun? ”
–“ Git dersem gidecek misin? ”
–“ Evet… ”
–“ Nereye kadar gideceksin? 50 metre uzağa mı? ”
–“ Nasıl yani? ”
–“ Telefon ettiğimde neredeydin Ayvaz? ”
Genç adamın dudaklarına buruk bir gülümseme yerleşti.
–“ Arabadaydım. ”
–“ Geceyi arabada mı geçirdin? Sabaha kadar arabada mı bekleyecektin? ”
–“ Sana en yakın olabileceğim yer 50 metre uzaktaki arabam ise orada beklerim. ”
Genç kız birkaç saniye sevdiği adamın gözlerine baktı. Sonra son zamanlarda hep yaptığı gibi kalbinin sesini dinleyerek birkaç adımda onun yanına ulaşıp sarıldı. Başını adamın omzuna koyup derin bir nefes aldı.
–“ Ayvaz, o kıyafetleri sadece sen beğenesin diye giymiştim. Başkasının dikkatini çekmek istemedim inan. ”
Adam sevdiği kızın bedenini sıkıca sarıp koklamaya asla doyamayacağı kokusunu içine çekerken duyduğu cümle canının yanmasına neden oldu. Berfu kendisini suçluyordu. Yaptığı aptalca kıskançlık nedeniyle söylediği sözler genç kızın kendisini suçlamasına neden olmuştu.
–“ Şşşşşşşşş. Sakın kendini suçlama meleğim. Benim aptallığım yüzünden kendini suçlama. ”
–“ O tuniği çıkarmasaydım sen kızmayacaktın. ”
Genç kızı kendisinden biraz uzaklaştırıp yüzünü avuçları arasına aldı. Alnına sıcacık bir öpücük kondurdu. Ardından da elinden tutup salondaki kanepelerden birine oturturken, kendisi de pufa, Berfu'nun tam karşısına oturdu. Dizleri birbirine değerken sevgilisinin ellerini avuçlarının arasına aldı. Önce o ellere birer öpücük kondurdu.
–“ Meleğim, benim yüzümden, aptalca kıskançlığım yüzünden kendini suçlama. ”
–“ Kıskançlık mı? Beni mi kıskandın? ”
–“ Hem de nasıl… ”
–“ Ama neden, kimden? ”
–“ Bak ben çocukluğumdan beri kıskanma hissini unutmuştum. Çocukluğumuzda ağabeyimi falan kıskanmışımdır ama hiçbir zaman bir kadını kıskanmadım. Ancak seni tanıdığımdan beri bu hissin insana neler yapabildiğini çok iyi anladım. ”
–“ Tanıştığımızdan beri mi? ”
–“ Eveet… İlk defa seni mahalle de Özgür ile görüp sevgilin zannedince kıskandım. Sonra Emre Bey’den kıskandım. ”
–“ Ne? ”
–“ Şaşırma lütfen. O bile fark etti kıskandığımı, güldü bana ama anlayışlı davrandı. Yalnız uyardı beni. Bu duyguyu tamamen içine atarsan bir gün bir patlama yaşarsın dedi. Haklıymış, bugün bir patlama yaşadım. ”
–“ Bugün kimden kıskandın ki? Yanımda kimse yoktu. ”
Adam başını önüne eğdi.
–“ Aslında uzun zamandır Serkan’dan kıskanıyorum. ”
–“ Ne? ”
–“ Şaşırma dedim sana. Bu kıskançlık hissi insana aptalca şeyler düşündürüyor. ”
–“ Ben senin kıskanmana sebep olacak bir şey yapmadım ki. ”
–“ Sebep senin davranışların değil ki zaten. ”
–“ Serkan Bey’in davranışlarında da herhangi bir problem görmedim ben. Gayet saygılı bir insan… ”
Ayvaz derin bir nefes alıp kafasını kaldırdı. Genç kızın çattığı kaşları ile sertleşen bakışlarıyla karşılaştı.
–“ Meleğim beni anlamıyorsun. Serkan’ın yanlış bir şey yapıp yapmaması da önemli değil. Senin yanında durması kıskanmam için yeterli bir sebep. Şimdi sen onun hakkında olumlu cümleler kullandığın için bile kıskançlık kurdu beynimde kıvranmaya başlıyor. ”
–“ Ben… ben sadece onun bana karşı gayet resmi olduğunu söylemeye çalışıyordum. ”
–“ Biliyorum meleğim ama kurt fırsatını buldukça beynimi kemiriyor işte. ”
Ayvaz puftan kalkıp genç kızın yanına oturdu ve onu kendine doğru döndürüp sıkıca sarıldı.
–“ Seni öyle çok seviyorum ki… Kaybetmekten ölesiye korkuyorum. ”
–“ Ben de seni seviyorum. Seni bu kadar severken beni nasıl kaybedebilirsin ki… ”
–“ Meleğim sen daha önce hiç kimse ile flört etmedin çünkü bir çeşit depresyondaydın. Şimdi o depresyondan çıktın ve karşında ilk beni gördün. ”
Genç kız uzaklaştığı sevgilisinin gözlerine bakıp kurduğu cümleleri anlamaya çalıştı.
–“ Sen ne demek istiyorsun? ”
–“ Sen… korkularından kurtulduğun dönemde benimle karşılaştın. Ya ben değil de başkası olsaydı… ”
Berfu birden ayağa kalkınca Ayvaz cümlesini tamamlayamadı. O da ayağa kalktı.
–“ Benim sevgimden şüphe ediyorsun. ”
–“ Beni sevdiğini biliyorum. Beni görünce gözlerine yerleşen mutluluğu heyecanı görebiliyorum. Ama… ”
–“ Ama… ”
–“ Daha 24 yaşındasın. Ya ilerde beni sevmekten vazgeçersen… En büyük korkum bu işte. ”
Genç kız hiçbir şey söylemeden bir süre onun gözlerine baktı.
–“ Peki senin beni sevmekten vazgeçmeyeceğinin garantisini verebilir misin bana? ”
–“ Veririm. ”
–“ Neye dayanarak ”
–“ Kalbime… Kalbimin söylediklerine. ”
–“ Kendi kalbinin söylediklerine kulak veriyorsun, ona inanıyorsun da benim kalbime neden inanmıyorsun. ”
Ayvaz bir an ne diyeceğini şaşırdı. Sonra sevgilisinin kelime oyununa gülerek sordu.
–“ Senin kalbin ne diyor? ”
–“ Ayvaz Karahanlı’yı çok seviyorum. Ömrümün sonuna kadar bütün zamanımı onunla geçirsem yine sıkılmam ondan. Çünkü onun yanında dünyanın en mutlu insanı oluyorum diyor. ”
–“ Berfu ”
Sevdiği adama sıkıca sarılıp konuşmasına devam etti.
–“ Seni seviyorum. Depresyondan çıktığım için sana âşık olmadım ben. Sana âşık olduğum için iyileştim. Senin sayende, sevgin sayesinde iyileştim. Benim sevgimi sorgulama. Sevgimden eminim ben. ”
–“ Affettin mi beni? ”
–“ Benim sevgimi bir daha sorgulamayacağına söz verirsen affederim. ”
–“ Sevgini sorgulamayacağıma söz veririm ama kıskanmayacağıma söz veremem. Ondan daha iyi bir koruma bulsam Serkan’ı etrafından uzaklaştırırdım. ”
–“ Ayvaz ”
–“ Kıskançlık kurdunu kafamdan çıkartamıyorum ne yapayım. ”
–“ En azından Serkan’ı kıskanma. Adam başkasına âşık. ”
–“ Sen nereden biliyorsun. ”
–“ Cüzdanında sakladığı bir resim var. Sık sık ona bakar. Bir defasında merak edip sordum. Sevgilim dedi. ”
–“ Eğer gerçekten âşıksa onu kıskanmama gerek yok o zaman ”
–“ Aferin sana ”
O gece Ayvaz orada kaldı. Neredeyse sabaha kadar konuştular.
***
Gün ağarırken Berfu, Ayvaz'ın dizlerinde, saçlarını okşayan elin verdiği huzurla uykuya daldı. Birkaç saat sonra uyandığında her zaman salonda televizyon seyrederken kullandığı battaniyeyi üzerinde buldu. Ayvaz'ı merak edip kafasını kaldırdığında diğer kanepede üstüne bir şey almadan uyuduğunu fark etti. Hemen kalktı ve battaniyeyi ona örttü. Biraz uzaklaşıp onu seyretti. Kalbinden geçeni yapıp yapmama konusunda yine bir kararsızlığa düştü. Son zamanlarda kalbine göre yaşayarak ne kadar doğru bir şey yaptığının bilincinde yine kalbinin sözünü dinledi ve battaniyeyi hafif kaldırıp, genç adamı uyandırmamaya çalışarak onun yanına uzandı. Hastanedeki gibi başını sevdiğinin göğsüne koyup gözlerini kapattı ve bir süre sonra da hissettiği sıcaklığa kapılıp uykuya daldı.
Ayvaz, daha battaniye üstüne örtülürken uyanmış ama ses çıkarmamıştı. Genç kız yanına uzanınca da büyük bir şaşkınlık yaşadı. Uykuya dalmasını bekleyerek nefesi düzenli hâle gelince kolları arasına aldı ve kendine biraz daha çekip sıkıca sarıldı. Ciğerlerinin sevgilisinin kokusu ile dolmasına izin verdi. Arkalarında bir katil olmasına rağmen kendini çok mutlu hissetti. Berfu ile neredeyse bütün sorunları konuşarak çözebiliyorlardı. Kafasında konuşulmayan tek sorun olarak cinsellik kalmıştı. İstese de bu konuyu açamıyordu. Eninde sonunda konunun açılacağını bilerek Berfu'ya biraz daha zaman vermeye karar verdi. Daha sonra bu düşüncelerle uykuya daldı.
Ayvaz telefon sesi ile uyandı. Berfu'nun hâlâ kolları arasında olduğunu fark edince mutlulukla gülümsedi. Susmak bilmeyen telefon sesinden genç kız da kıpırdanmaya başladı. Gözlerini daha sıkı kapatıp isteksizce mırıldandı.
–“ O ses de ne? ”
–“ Telefon meleğim, uyu sen. ”
Berfu duyduğu sesle birden gözlerini açtı. Sevgilisinin gülen gözleri ile karşılaşınca nerede ve ne durumda olduğunu fark etti. Hemen kalkmak için hareketlendi.
–“ Ben… Ben uyuya kalmışım. Seni rahatsız etmek istememiştim. Sadece birkaç dakika uzanacaktım yanında. Daracık kanepede… ”
–“ Rahatsız etmek mi? Hayatımın en güzel uykusunu uyudum ben. Hayatımın en güzel günlerinden birine uyandım. ”
Ayağa kalkan genç kız hâlâ kanepede yatan adama baktı. Onu uyandırmadan kısa bir süre onun sıcaklığını hissedebilmek için uzanmıştı yanına. Saatlerce bu şekilde uyuduklarına inanamıyordu. Ama adam haklıydı. Kendisi de hayatının en güzel uykusunu uyumuştu bu daracık kanepede. Ayvaz'ın kendisine uzanan elini tuttu. Hiçbir şey düşünmeden yeniden yanına uzandı. Başını kendisine güven veren göğse yasladı ve derin bir nefes aldı.
–“ Sıcaklığın bana güven veriyor. Bizimkiler duymasın ama hayatım boyunca kendimi hiç bu kadar güvende hissetmemiştim. ”
–“ Meleğim ”
Genç kız yüzünü kaldırınca dudaklarına bakan gözlerle karşılaştı. Sevgilisi kendisine yaklaşırken gözlerini kapattı ve dudaklarına değen dudakları hissetti. Sıcacık, insana güven veren bir öpücüktü. Ayvaz aslında her zamanki gibi kısacık, küçücük bir öpücük almak istemişti. Ama sevgilisi böyle kolları arasında yatarken, bütün sıcaklığını hissederken içindeki arzuya da dur diyemiyordu. Hele genç kızın verdiği küçücük karşılık, daha fazlasını istemesine sebep oldu. İçgüdülerine karşı koyamayarak sevgilisini kendine biraz daha çekti. Öpüşmenin boyutunu değiştirecekken telefon yeniden çalmaya başladı. Son bir gayretle dudaklarını çekti ve yanakları kızaran genç kıza baktı. Hâlâ çalmaya devam eden telefona lanet mi etse teşekkür mü etse bilemedi.
***
Ayvaz, kendi bakışlarından dolayı bile utanan genç kızın yüzünü inceledi. Ne yapmaya çalıştığını gayet iyi anlıyordu. Bu elbiseyi giyemeyeceğini biliyordu. Ama sırf kendisine inat etmek için giyebileceğini ima ediyordu.
“ Hayır, giyemezsin ” dese, sevgilisinin kalbini kıracak, “ sen bilirsin ” dese ona yalan söylemiş olacaktı. Bunu da kendine yediremiyordu. Yavaşça genç kıza yaklaştı. Utançtan önüne eğdiği başını çenesinden tutup kaldırdı. Önce kızaran yanaklarına ardından da burnuna küçük öpücükler bıraktı. Daha sonra dudaklarına yöneldi. Bir taraftan öperken bir taraftan da genç kızın bedenini kendi bedenine yasladı. Ellerini sırtına doğru kaydırınca genç kızın tenine dokundu. Bu temas Ayvaz'ın zincirlerini kırdı. Sevgilisini biraz daha kendisine çekip tenini okşamaya başladı. İlk defa sevgilisinin çıplak tenine dokunuyor, bu onun arzusunu biraz daha körüklüyordu. Genç kız aylardır süren ilişkilerinde ilk defa böyle bir öpüşme yaşıyordu. Bir süre sonra Ayvaz kendisini zorla çekti. Gözleri kapalı, nefes aldıkça göğüsleri kalkıp inen kıza baktı. Eli elbisenin yakasına gitti, genç kızın tenine hiç dokunmadan yaka boyunca gezindi. Ancak Berfu o elin sıcaklığını gayet net hissedebiliyordu. Nefes alışı daha da sıklaştı. Bu heyecana daha fazla dayanamayacağına karar verdi. Ancak ağzından sadece sevgilisinin ismi döküldü.
–“ Ayvaz! ”
–“ Meleğim… hissedebiliyor musun? Sana olan arzumun büyüklüğünü hissedebiliyor musun? ”
Hâlâ gözleri kapalı olan genç kız sadece başını sallayabildi.
–“ Bu arzumun sebebinin yüzde doksan dokuzu sana olan sevgim ve senin güzelliğin. Ama yüzde biri bu elbise… Bu elbiseyi senin üzerinde görecek bir başka erkeğin sana karşı benim hissettiğim arzunun yüzde birini bile hissedeceğini düşünmek beni delirtir. Bu nedenle lütfen bu elbiseyi sadece benim olduğum yerlerde giy. Nişanımızın hayatımın en tedirgin günü olmasını istemiyorsan bu elbiseyi o gün giyme. ”
Yavaşça gözlerini açan genç kız sesinin en kısık hâliyle konuştu.
–“ Ben… zaten giyemem bu elbiseyi ”
Ayvaz sevgilisini yeniden kendisine çekti. Alnına sıcak bir buse kondurdu.
–“ Giyebilirsin hatta giymeni çok isterim. Ama sadece ben görmeliyim. Aksi taktirde sana bakan her erkeğin gözünü çıkartmam gerekebilir. ”
Genç kız bir an önce oradan ayrılmak, en azında üzerindeki elbiseyi değiştirmek istiyordu. Yavaşça adamdan uzaklaştı.
–“ Ben üzerimi değiştireyim. ”
Ayvaz, tedirgince genç kızın yüzüne baktı. Hâlâ gözlerini kaldırmamıştı. Kaçar gibi bir hâli vardı. Kendisinden uzaklaşırken elinden tuttu ve kendine bakmasını bekledi.
–“ Meleğim seni korkuttum mu yoksa? ”
–“ Ben… bilmiyorum. ”
Genç kızın gözlerinde gördüğü korku yüreğinin acımasına neden oldu. Onu kendisine çekip bir kez daha sarıldı. Ama bu sefer hissedilen sadece şefkatti.
–“ Özür dilerim canım, özür dilerim. Yalan söyleyemem. Seni istiyorum. Hem de çok istiyorum. Ama asla senin istemediğin bir şey yapmam. Benden korktuğunu görmek beni mahveder. ”
–“ Ben ne hissettiğimi bilmiyorum. Özür dilerim. Baştan beri bundan korkuyordum işte. Nasıl bir eş olurum ben. ”
–“ Harika bir eş olacaksın. ”
–“ Ama baksana… ”
–“ Meleğim bu konuyu ne zamandır seninle konuşmak istiyordum. ”
Elinden tutup, yatağın üzerine oturttu ve kendi de yanına oturdu. Hiç bırakmadığı ellerine birer öpücük kondurdu.
–“ Sen, yıllar süren bir buhran atlattın. Her şeyin bir anda düzelmesini bekleyemezsin. ”
–“ Ben şimdiye kadar senin dokunuşlarından hiç korkmadım. Ama bu farklıydı. Sanırım daha… gerçekti. ”
–“ Biraz cinsel içerikliydi değil mi? ”
Genç kız hemen kafasını eğdi.
–“ Meleğim en azından bunu konuşmaktan çekinmesen. ”
–“ Ben daha önce hiç kimse ile böyle şeyler konuşmadım. ”
–“ Ben hiç kimse değilim. Senin kocan olacağım. Benimle konuşabilirsin. ”
–“ Peki konuşabilsem bile ya yaşayamazsam… ”
–“ Yaşayabileceğin zamana kadar bekleriz o zaman. ”
–“ Evlendikten sonra da bekler misin? ”
–“ Beklerim meleğim. Seni kollarımın arasına alıp kokunla uykuya dalmak da yeter bana. Sen ne zaman hazır olursan o zaman yaşarız. ”
–“ Eminim hayal ettiğin evlilik ve eş böyle değildir. ”
–“ Sen benim hayal ettiğim tek şeysin. Yıllarca hayallerimi süsleyensin sen. Seni seviyorum meleğim. Sen de beni sevdiğin sürece her şeyin üstesinden gelebiliriz. ”
Berfu, bakışlarından bile aşkın okunduğu sevgilisine baktı. Ne yapıp da böyle bir sevgiyi hak ettiğini, hak etmek için bundan sonra ne yapabileceğini düşündü. Her şeyi yapabilirim diye geçirdi içinden. Bu sorunun da üstünden gelebilirim dedi.
–“ Seni seviyorum Ayvaz. Bu sorunun üstesinden gelmek için her şeyi yaparım. ”
****
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 8.1k Okunma |
508 Oy |
0 Takip |
64 Bölümlü Kitap |