
••••••••
Bölüm 59
Berfu, gözlerini ovalayarak açarken yavaş hareketlerle yatağında doğruldu. Güzel gözleri odayı hızla tararken kocasının nerede olduğunu düşünmeye başlamış olacak ki çatılı kaşlarıyla birlikte ağzından huysuz bir mırıltı duyuldu, en son banyoya girdiğini sonra da Ayvaz'la birlikte uyuduğunu hatırlıyordu ki, bıraksalar kesinlikle uyumaya devam ederdi bugün epey yorulmuştu sonuçta fakat kocasının yataktaki boşluğunu da göz ardı edemiyordu bedeni işte.
Yataktan ayaklarını sarkıtıp yavaşça yere basarken dışarının karanlığını aydınlatan kara bakıp iç çekmeden edemedi. O kadar güzel görünüyordu ki İstanbul bu hâlde özellikle bugün… Çıplak ayaklarıyla hâlâ kendine gelememiş bedenini banyoya doğru yönlendirdi fakat kapıyı açtığında Ayvaz'ı orada da bulamamış olacak ki yüzünün asıklığı daha da arttı. Neredeydi bu adam?
Uyku mağrurluğunun esir aldığı saçlarına çeki düzen verip bu sefer odanın kapısından çıktı. Tam merdivenlere yönelecekken duymak isteyeceği en son ses bile olmayan sesin kulaklarına dolmasıyla birden bire az önceki uykulu hâlinden eser kalmadı.
Sesi takip ederken ayakları onu Ayvaz'ın çalışma odasına götürünce dişlerini birbirine bastırdı ve derin bir nefes alıp odanın koluna uzandığı gibi kapıyı çalmadan içeri girmişti. Eflin’in ve çok sevgili kocasının gözleri anında kendine çevrilirken içinde patlamaya hazır bir volkan ilk uyarılarını vermeye başlamıştı bile ki kadının kesik kesik ve hızla aldığı nefesler bunun bir işareti gibiydi.
Kadın resmen kocasının koltuğunun başında ağzına düşecekmişçesine masaya doğru eğilmişti! “ Uyandın mı güzelim? ” Diyen kocasının ilgili sesiyle bakışlarını Eflin’den çekip ona doğrulttu.
–“ Uyanmak zorunda kaldım! ”
–“ Neden? ”
Ayvaz’ın yüz hatları karısının sinirlendiğini belli eden mimiklerini görünce yumuşamıştı ve bir elini uzatıp onu yanına çağırdı ayağa kalkarken. Berfu, ne kadar ona bu odaya Eflin’le birlikte kapandığı için kızmak istese de yapamıyordu işte. Onun dile getirmeden kendini çağırdığını anlaması zamanını dahi almamıştı. Hızla kocasına doğru ilerlerken önce kendisine uzatılan elini tuttu ardından başını göğsüne yaslamıştı Eflin’i tekrardan göz hapsine alırken.
–“ Çünkü yanımda yoktun… ”
“ Halletmem gereken bir mesele vardı Berfu’m. ” diyip saçına bir öpücük kondurdu karısının.
“ Eflin’le mi? ” Dedi hızla ondan ayrılırken.
Eflin’se yine dudaklarına boca ettiği o kırmızı rujuyla karşıdaki koltuğa geçip bacak bacak üstüne attı.
–“ Evet tatlım benimle. ”
Gözlerini kısıp dudağını kemirirken içinden onun söylediklerini taklit etmişti. Üzerindeki kısacık eteği onun oturduğu pozisyonda daha kısalmış bacaklarını ortaya çıkarmıştı Eflin’in.
Başı hızla kocasına döndüğünde onun kendisine sevgiyle baktığını gördüğünde rahat bir nefes verdi. Ardından tek eliyle sağ yanağını okşayıp sessizce mırıldanmıştı.
–“ O güzel gözlerini benden ayırma tamam mı kocacığım? ”
Ayvaz, sesli bir şekilde gülüp başını salladı.
–“ Peki karıcığım. ”
“ Aferin. ” dedi, kocasının ona doğru eğilmiş yüzüne doğru kahküllerini tatlılıkla sallarken ardından yeniden Eflin’e döndüğünde onun yüzündeki sinir olmuş ifade Berfu'yu çok daha iyi hissettirdi.
–“ Rahat mısın Eflinciğim? ”
“ Çok rahatım canım. ” derken koltuğa daha da yaslandı. Rahatın batsın!
“ Belli. ” diye sinirden bir gülümsemeyle kaplandı dudakları. “ Aaa ama gerçekten kırılıyorum Eflin, tamam kocamın arkadaşısın baba olacağı için onu tebrik etmişsindir ama bende anne olacağım beni de tebrik etmen gerekmez mi? Çok alındım doğrusu… ”
Eflin’in saniye saniye değişen yüz hatlarıyla o kadar eğleniyordu ki gözü kocasına kaydığında onunda karşısındaki kadına baktığını görüp tek eliyle başını kendisine çevirdi.
“ Bakma diyorum sanaa! ” diye çıkıştı ardından Eflin’in şaşkınlık dolu sesi duyuldu.
–“ A-anne m-miii? ”
–“ Ay yoksa haberin yok muydu? Bak boşuna darıldım sana beni tebrik etmedin diye görüyor musun? ”
“ B-ben… Hamile misin yani sen! ” dedi yerinden hızla fırlarken.
–“ E Ayvaz'ın baba benim de anne olmam için hamile olmam gerekiyor Eflin’ciğim… Bu işler böyle yürüyor. ”
Neşeyle şakıyordu genç kadın adeta ve Eflin’le dalga geçtiği de ortadaydı. Eflin, işaret parmağını ona doğru salladı.
–“ S-sen - - ”
“ Ayvaaaz, gördün mü çok sevgili arkadaşın nasılda sevindi bu duruma. Sevinçten konuşamıyor bile. Neysee… ” Diyip masanın üstünde kapalı duran dosyaya baktı.
–“ İşiniz bitmiş galiba, çok uykum var gerçekten bize müsaade. İyi akşamlar canım benim. ”
Kocasını kolundan tutup odanın dışına sürüklerken Eflin’i de içeride sinirden kudurur hâlde bıraktığından adı gibi emindi.
Kapıyı hızla kapattıktan sonra Ayvaz'dan sinirle uzaklaşıp odasına doğru adım atmaya başladığında kocası onu kolundan tutup durdurdu.
–“ Nereye böyle güzelim? ”
“ Odama! ” dedi ona bakmayarak.
“ Odamıza demek istedin herhalde hayatım! ” derken ses tonu ciddi bir yanlışı düzeltiyor gibiydi.
“ Sizin odanız orda Ayvaz Bey. ” Arkada duran çalışma odasını işaret etti.
–“ Giymiş minicik bir etek, gelmiş buraya çalışma odasında kocamla dosya bakıyor. ”
“ Berfu’m… ” Gülümsemesini bastırmaya çalışıyordu ki başarılı da oluyordu adam. Yoksa karısını gerçekten daha fazla sinirlendirebilirdi.
“ Ayvaz'ım. ” dedi alayla.
–“ Sen o kadına bakmazsın ama o kadın baktırmak için elinden gelen her şeyi yapıyor ve bu beni… Bu beni deli ediyor tamam mı? Her neyse gerçekten çok yorgunum ve uyumaya ihtiyacım var sana iyi çalışmalar aah size iyi çalışmalar… ”
Tekrar adım atmaya başladığında kendisini kocasının kucağında bulmuştu.
–“ Şuncacık boyda birinden o sinir nasıl çıkıyor gerçekten hayret ediyorum. ”
–“ Boyumu hafife alma Ayvaz, bak her türlü iki kolun arasına sığabiliyorum. ”
“ İşte en çokta bunu seviyorum. ” dedi odalarına girerken.
“ O kadın gerçekten dikkatini çekmiyor değil mi Ayvaz? ” sesi titremişti bu cümleyi kurarken Berfu'nun.
–“ Şu hayatta dikkatimi çeken tek kadın şu anda kollarımın arasında duruyor. ”
Onu pencereyi görecek şekilde yatağa yatırıp kendisi de arkasında dirseğinin üstünde uzanır hâlde durdu. Karısının koklamaya doyamadığı saçlarını severken
–“ Hadi kapat gözlerini ve uyu. Söz veriyorum bu defa uyandığında burada olacağım. ”
Berfu bu sözlerle gülümsedi ve kocası saçlarını okşarken huzurlu bir uykuya daha kapılıp gitti…
***
–“ Ayvaz Karahanlı, senden nefret ediyorum!! Nefret!! ”
–“ Tamam.. üstelik haklısın ... ama ne olur sakin ol güzelim ”
–“ Ne sakin olması oğlum. Kız doğuruyor ” diye araya girdi Fatma Hanım
–“ Ben ne dediğimi biliyor muyum !!!!.. Hayatım sadece birkaç dakika dayan.. ”
Berfu artık sandalyede oturamıyordu. Bacaklarını karnına çekmeye çalışıp kıvranıyordu. Onu bu hâlde görmek Ayvaz'ın içini parçalıyordu. O anda Ayvaz Berfu'yu kucağına alıp arabanın yolunu tuttu.. Etraftakiler Ayvaz takılmasın diye yolu üstündeki sandalyeleri çekerek yardımcı oldular. Özgür eşyaları toplarken birbiri ardına takılmış kalabalık grubun arkalarından sesleniyordu.
–“ Biz size yetişiriz!!! ”
Bir tomar parayı bırakıp Elif'le birlikte yetişmek için koşarak kalabalığın peşine takıldılar. Zavallı kızın belki de en önemli gecesi doğumhane koridorlarında sonlanacaktı. Garson hesabın içinden bahşişini ayırırken masada kendisi dışında bir Allah’ın kulu bile kalmamıştı.
Berfu kucağında çığlık atarak restorandan çıkınca etraftakilerin dikkatini çekmişti, bazıları kameralarına sarıldılar sanki film çekiyorlarmış gibi.
Kızın durmadan bağırması ve her kafadan bir ses çıkması paniğini artırsa da yol boyunca Berfu'nun elini tutarak sakinleştirmeye çalıştı.
–“ Derin derin nefes al sevgilim… ”
–“ Bana nefes al deme!!! .. Sevgilim de deme!!!.. Bana bir şey deme!! ” diye koluna vurdu Ayvaz'ın. Sonra sık nefesler almaya başladı... “ uf uf uf… ”
–“ Birazdan hastanede olacağız. Seni hemen doğuma alırlar. Sancını azaltacak ilaç verirler. Dayan biraz… ”
–“ Kolaysa sen dayan!!! … Limon kadar bir delikten karpuz kadar bir şey çıkaracak olan sen değilsin tabii!!!.. Hepsi senin yüzünden… Senden nefret ettiğimi söylemiş miydim?… Ayyyyyyy!!!…. ”
–“ Evet söylemiştin… derin derin… nefes al, nefes ver… ”
Bağrışmalar eşliğinde nihayet hastaneye ulaştılar. Beklenmedik bir doğum olduğu için Ayvaz'ın planladığı hastaneye gidememişlerdi. Genç adam en iyi kadın doğum doktoru ve “ kadın doğum doktoru ” araştırmıştı ancak şu an o hastaneye ulaşmaya çalışmak genç kadının acısını artırmaktan başka bir şeye yaramayacaktı. Acil bölümünden hemen doğum bölümüne alındı Berfu. Sedyenin üzerinde Ayvaz'ın eline yapışmıştı. Öyle korkuyordu ki korkusuna ortak bulmaya çalışıyordu. Koşarak gelen doktor bir erkekti ve maskesini takmaya çabalıyordu.
–“ Doğuma siz mi gireceksiniz? ” dedi Ayvaz doktoru görür görmez..
–“ Evet Ayvaz bey ”
Şu acil durumda “kadın” kadın doğum doktoru olup olmadığını sormak fazla lüks kaçacaktı ve genç adamın sormaya cesareti yoktu.
–“ Hımm.. hanımefendinin suyu boşalmış.. Fazla beklemeyelim. Ayvaz bey sizde doğuma girebilirsiniz. İsterseniz arkadaşlar sizi hazırlasın. ”
–“ Hayır hayır ben burada bekleyeceğim. ” dedi Ayvaz iki elini olmaz diye sallarken...
Bu manzarayı kaldıramayacağını düşünüyordu. Berfu derin derin nefes alıp verirken genç adamın elini bırakıp koluna yapıştı.
–“ Ne demek olmaz… Tabii ki doğuma gireceksin!! ”
–“ İstemiyorum Berfu… kaldıramam, bakamam ben ”
–“ Bakacaksın ve bana ne yaptığını göreceksin, senden niye nefret ettiğimi anlarsın böylece!!! ”
–“ Güzelim seni öyle görmemi istemezsin. Hem herkes sevdiğim kadının bir yerlerini görecek, ben de orada durup seyredeceğim öyle mi? Kusura bakma o kadar modern değilim hâlâ ”
–“ Ayvaz Bey ayıp oluyor, biz doktoruz… Kaç tane doğuma giriyoruz ”
Ayvaz, Berfu ve doktor arasındaki fuzuli tartışma Fatma hanımı sinirlendirdi.
–“ Yahu bırakın bunları, kızımı doğuma alsanıza!! ”
–“ O doğuma girmezse ben bu bebeği doğurmam, tutarım içimde!!!... Aaaaaay!!….. ”
****
Kızının debelenmesine aldırmadan yan tarafta yatan Berfu'ya uzandı Ayvaz. “ Nasıl oldun güzelim? ” diye sordu dudaklarına küçük bir öpücük bırakırken.
“ Daha iyiyim. ” dedi burnu tıkanık olduğu için boğuk çıkan bir sesle. Gözleri hastalığın ağırlığıyla kapanıyor olsa da aslında kocasının ve kızının didişmesini izlemek istiyordu. Ayvaz dudaklarını alnına değdirirken kendine izin vererek bir süre kapattı gözlerini. “ Ateşin düştü. ” dedi adam endişeli gözlerle.
–“ İyiyim ben. Endişelenmeye gerek yok. ”
Teselli etmek istercesine elini üstüne doğru eğilmiş adamın yanağına yerleştirdi ve gülümsedi.
–“ Berru, babanın canını acıtıyorsun. ”
Son çare olarak babasının saçlarına tutunarak tırmanmaya çalışan kız adamın canını acıttığının farkında olarak ama umursamayarak kıkırdadı.
Ayvaz karısına yaramaz bir gülümseme hediye ederek “ Bir şey olmaz. ” dedi.
–“ Onunla başa çıkabilirim. Ondan bir tane daha ile bile başa çıkabilirim. ”
Berfu gözlerini devirerek güldü adamın imasına. “ Sen önce Berru'ya sahip çık. ”
Ayvaz doğrularak oturur pozisyona geçti, yorulan Berru kendini babasının kucağına bırakınca adam ona doğru ciddi bir ifadeyle bakarak “ Kardeş ister misin Berru? ” dedi.
Küçük kız önce dudaklarını büzüştürdü, sonra eliyle yüzüne düşen bir bukleyi arkaya attı. “ Evet. ” dedi en sonunda babası gibi ciddi bir ifadeyle. Küçük cadı, babasının elleri arasından sıyrılarak annesine yaklaştı ve ince bacaklarını açarak Berfu'nun karnına oturdu.
–“ Anne, kardeş alamaz mıyız? ”
Bu sırada Ayvaz, Berfu'nun yanına, aynı yastığa, yatmış, dudaklarını birbirine bastırıp başını olumsuz anlamda iki yana sallıyordu.
–“ Alamayız. O kadar paramız yok, ancak evde kendimiz yapabiliriz. ”
“ Ayvaz!! ” Azarlayan bir sesle kocasına bakmasına rağmen kendi kıkırdamasına da engel olamamıştı. Kendini ciddi bir ifade takınmaya zorlayarak bir süre durdu, sonra kızının bileklerinden tutarak küçük ellerinin içini öptü.
–“ Neden olmasın, bir tanem. ”
“ Yaşasın. ” dedi Berru ve annesini ezdiğine aldırmadan babasının üstüne geçti. Sanki aralarında görünmeyen iplerden bağlar vardı da kız annesinin kucağından babasının sırtına, babasının omuzlarından annesinin kucağına tekrar geçerken ne zorluk çekiyordu ne de bir garipseme duyuyordu. Berfu böyle hissetmekten o kadar memnundu ki aileden herhangi biri yanında olmayınca kendini eksik hissediyordu.
Berru babasının göğsüne iyice yerleşip başını omzuna gömdü. Ayvaz onun uyumaya hazırlandığını biliyordu. Annesinin kucağından daha çok tercih ettiği yer, Ayvaz’ın göğsüydü. Adam da kızın küçük nefeslerine, hissettiği incecik kaburgalarına o kadar alışmıştı ki o olmadan uyuyamayacağını düşünüyordu bazen.
Berfu kocasına doğru dönerek omzunu öptü. Gözlerini kapatmış, onlara iyice sokulmuştu. Ayvaz’ın tanıdık kokusu ve Berru'nun bebek şampuanının kokusu ciğerlerine doluyordu. Her şey o kadar tanıdık ve huzurluydu ki Berfu'nun uykuya dalması işten bile değildi.
Sessizlikle geçen bir on dakika sonunda Berru'nun kısık sesini duydu Ayvaz.
–“ Baba? ”
–“ Hmm? ”
–“ Aslan Kral’ı izleyelim mi? ”
Küçük ellerini babasının omuzlarına koyarak yüzünü babasınınkini görebileceği kadar kaldırmıştı. Kahverengi gözleri annesininki kadar güzel ve heves doluydu. Berfu da bir şey istediğinde Ayvaz’a böyle bakıyordu.
–“ Gündüz izlesek olmaz mı? ”
Berru'nun saat kavramına bir uzaylı kadar yabancı olduğunu biliyordu adam. Gecenin bir yarısı kendisiyle böyle koşturup hiç yorulmadan devamında film seyretmek isteyebiliyordu. Ayvaz ise onun uyuyacağını sanarak büyük bir hataya düşmüştü, küçük kızın tek istediği annesinin uyumasıydı. Berfu bu saatte film izlemesine izin vermeyebilirdi.
–“ Aslan yavruları istediği zaman istediğini yapabilir. ” diyerek küçük dişlerini göstererek hırladı Berru. Ayvaz ona bir aslan yavrusu olduğunu niye söylediğini sorguluyordu o an.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 8.1k Okunma |
508 Oy |
0 Takip |
64 Bölümlü Kitap |