Yeni Üyelik
7.
Bölüm

Bölüm 6

@writerladyy

 

 

••••••••

 

 

Bölüm 6

 

Aşağı indiğinde bu adamında yüzü gözükmüyordu. Eliyle gideceği yönü göstermişti. Anlaşılan konuşmak yasaklanmıştı. O önden giderken adamda arkadan bavulunu getiriyordu. Etrafı ağaçlarla çevrili dağ eviydi. Dış dünyadan tamamen kopuk bir yer. Kimsenin bulamayacağı. Evin içine adım atabilmişti sonunda. Onunla birlikte gelen adam bavulunu üst kata götürmüştü. Arkasından bakmayı bırakıp da şöminenin yanına gidip oturmuştu. Ki başka da yapacak bir şeyi yoktu. Adam birkaç dakika sonra bir şey söylemeden geçip gitmişti. “ E evde yalnız başına mı kaldım ben şimdi? ” Oturduğu yerden kalkarak yavaş adımlarla yürümeye başlamıştı.

 

–“ Kimse yok mu? Sesimi duyan biri var mı acaba? ”

 

Evin içinde ondan başka bir ses yoktu.

 

“ Ormanın içinde dağ evinde yalnızım desene. Adam ormana bırakıp gitti. Tek başına burda naparım ben ya. ”

 

Tahtalar ses çıkartıyordu her yürüdüğün de.

 

–“ Bay maske! Sende mi yoksun? Bir Allahın kulu da yok mu ya. ”

 

Başladığı yere geri dönmüştü. Beklemekten başka çare yok gibiydi. Elbet biri gelecekti yani. Onu buraya getiren bunu da düşünmüştür diye düşünüyordu umarım öyledir. Koltuğa iyice yerleşmişti. Sıcağın vermiş olduğu etkiyle esnemeye başlamıştı. Göz kapakları kapandı kapanacak. Daha fazla dayanamamıştı ve uykuya yenik düşmüştü..

 

 

 

Gözlerini açtığında kendini uçurumun kenarında ki o yerde bulmuştu. Her zaman ki gibi uzaklara bakıyordu. Kim bilir yine ne düşünüyordu. Siyah adam maskeli yanına gelmişti. Konuşmuyordu öylece onun baktığı yöne bakıyordu. Ve o yine elini tutup onunla oradan uzaklaşıyordu. Sol eliyle yüzüne dokunmuştu. Dokunuşuyla içinde kıpırdanmalar oluşmuştu. Adeta dokunması gerçek gibiydi. Başına öpücük kondurmuştu. Bunu da hissetmişti sanki gerçekmiş gibi. Oysa ki rüyaydı. Uykudaydı ve elbet bir zaman sonra uyanacaktı o uykudan..

 

İrkilme ile uyanmıştı uykudan. Bir anda içi ürpermişti. Aynı yerde olduğunu fark etmişti. Demek ki gelen olmamıştı.

 

“ Yatarken üstüme pikeyi örtmüş müydüm ben ya. Örtmüşüm herhalde ki kim gelip örtecek başka. ”

 

Kafayı çevirmesiyle donup kalmıştı. Muazzam bir yemek masası karşıdaydı. Dudaklarından dökülen tek isim bay maske! Olmuştu ki başkası olamazdı.

 

Hemen koltuktan kalkıp masanın yanına gitmişti. Masada yok yoktu yine. Kurt gibi de acıkmıştı. Hiç düşünmeden sandalyeye kurulup yemeklerden tatmaya başlamıştı. Neyi yiyeceğini şaşırmıştı. Hepsini bitiremese de karnını iyice doyurmuştu. Karnını güzelce doyurduktan sonra evin içinde gezintiye çıkmıştı. İki katlı bir evdi. İlk alt kattan başlamıştı. Mutfak ve büyük bir salon vardı. Eşyalar çok şatafatlı durmuyordu sadelikten yanaydı daha çok. Merdivenleri yavaşça çıkıp da üst kata bakmıştı. İlk girdiği yer yatak odasıydı. İki kişilik bir yatak ve dolap vardı sadece. Başka ne bekliyorsa tam karşısında ki kapı banyoydu. Küçük bir banyoydu ama yeterliydi. Son olarak bakmadığı bir kapı kalmıştı. Kapının kolunu tutup da açmaya çalışmıştı, açılmıyordu.

 

“ Bu kapı neden kilitli ki? Ne var ki içerde acaba? ”

 

Kilitli kapıyı açmak için birkaç kere denemişti. Açabildi mi, hayır. Denemeyi bırakıp da aşağı kata inmişti. De aklına takılmadı değil. İçerde ne olduğunu bilmeden içi rahat etmezdi. Öyle ki yerinde duramıyordu hop oturup hop kalkıyordu. Boş boş dolanmaya başlamıştı. Dağ başında bir başına kalmıştı resmen.

 

“ Kurt falan var mıdır burada acaba? Salak mısın kızım ya. Ormandayız sonuçta kurtta olur ayı da. Ayı! Kurt! ”

 

Bir hışımla pencerenin perdesini kapatıp da yerine geri oturmuştu. İstemsizce bacakları titriyordu. Korku kaplamıştı içini. Olduğu yerde durmuş manyak gibi etrafına bakınıyordu.

 

“ Sakin ol kızım, korkmuyorsun. At aklından o fikirleri de. Anca filmlerde olur öyle şeyler. ”

 

Odanın lambası yanıp sönmeye başlamıştı. Dışardan da korkutucu sesler de duyulmaya. Koltuğa iyice yerleşip de ayaklarını toplamıştı yerden. Şimdi de şıp şıp musluktan su damlıyordu. İnadına mı oluyordu bütün olanlar. Rüzgarla birlikte balkon kapısının açılmasıyla çığlığı basmıştı. Perdeler yerinden oynamaya başlamıştı. Korka korka gidip balkon kapısını geri kapatıp yerine oturmuştu.

 

“ Buraya gelmekle kötü mü ettim ne. Bir başıma dağ başında kalakaldım. ”

 

Yanında duran telefonuna sarılıp da bay maskeyi aramıştı. “Aradığınız numaraya ulaşılamıyor lütfen daha sonra tekrar deneyin” sesiyle karşı karşıya kalmıştı yine. Kapatıp tekrardan aramıştı. Yine aynı ses.

 

“ Aç şu lanet olasıca telefonu. Aç!! ”

 

Aynı sesi duyar duymaz telefonu kapatmıştı. Ondan başka kimi arayabilirdi ki. Kimsesi yoktu. Yine bir başınaydı. Telefonunu da yanına alıp üst kata çıkmıştı. En azından burada sesler az duyuluyordu. Perdeyi çekip de toplu bir halde yatağa oturmuştu. Işık açık öylece oturuyordu. Aramasımın ardından 10 dakika geçmişti ne arama ne mesaj hiçbir şey yoktu. Tekrar aramıştı, yine o ses duyulmuştu. Telefonu kenara fırlatmıştı.

 

“ Ya nerdeysen gel. Beni duyuyorsan, görüyorsan çık gel nolur ya. Korkuyorum.. ”

 

Rüzgarın uğultusu cama vurmaya başlamıştı. Lamba da gidip geliyordu. Kulaklarını elleriyle kapatıp da duymamak için şarkı söylemeye başlamıştı. Avazı çıktığı kadar bağırıyordu ama yine de duyuluyordu o sesler. Gidip gelen ışık gitmişti tamamen. Etraf kararmıştı. Hemen telefonuna sarılmıştı. Az da olsa ışığını yakıp da odayı aydınlatmıştı. Karanlık da daha bir içini korku kaplıyordu. Aksilik aksilik üstüneydi bu akşam. Şarjı %20 ydi.

 

“ Bitmemesi gerekiyor bitemezdi. Telefona ihtiyacı vardı. Her zaman kontrol ederdim ama bu sefer neden bakmadıysam. ”

 

Aşağı kattan sesler duyulmaya başlamıştı. Ayak sesleri vardı. Evde biri vardı. Yabancı biri.

 

“ Şimdi ne yapacaktım? Bir şey bulmalıydım. ”

 

Kendini koruma amaçlı etrafta bir şey aramıştım. Hiç bir şey yoktu. Gittikçe yaklaşmıştı. Karşılaşmalarına az bir zaman kalmıştı.

 

“ Düşün düşün.. ”

 

Telefon ışığını söndürüp de yatağın altına saklanmıştı. Gözlerini kapatıp bir yandan da dualar ediyordu.

 

“ Sanki bulamayacak beni.”

 

Odada dolap ve yataktan başka bir şey yoktu ki. Dolapta yoksa yataktadır. Kendince düşünceler içerisindeyken kapının kilit sesi duyulmuştu ve karanlıklar içersinde adım adım içeri biri girmişti. Gözlerini yarı açık baktığında ayaklarını görebiliyordu. Yüremeyip olduğu yerde duruyordu. Sanırım gözleriyle etrafı tarıyordu.

 

“ Yakalanmam an meselesi. Bay maske nolur gel. Kurtar beni. Sana ihtiyacım var. Nolur.. ”

 


Sevgiyle kalın diğer bölümde görüşmek dileğiyle nacizane fikirlerinizi de paylaşmayı unutmayın ✋✨

Loading...
0%