****

Boynum sırtım her yerim tutulmuş bir hâlde uyanmıştım. Masanın başında uyuyakalmıştım. İlk defa böyle bir şey başıma geliyordu. Ki ne zaman uyuduğumu da bilmiyordum ya. Sabaha karşı olmalı. Gözlerimi ovuşturarak saatin kaç olduğuna baktığımda sandalyeden fırlamıştım hemen. Bu sefer geç kalmıştım izlemek için. Perdeyi araladığımda kupa bardağını ağzına götürmek üzereydi bakışları önünde ki kağıtlarda. Ne vardı bu kadar önemli o kağıtlarda. Bu adamın her şeyi merak etkili. Omuzuma dokunulmasıyla çığlığı basmam bir olmuştu. Hâliyle korkmuştum. Ve dikkatim de dağılmıştı.

–“ Nereye baktığını sorabilir miyim? ”

–“ Hiç. ”

“ Öyle bakınıyordum ya ” diyerek perdeyi kapamıştım alelacele. Öyle olsun, diyerek yanımdan ayrılmıştı. Perdeyi aralayıp bakacakken vazgeçmiştim beni kenardan izleyebilirdi. Bakınmayı bir kenara bırakıp da bende arkasından gitmiştim. Kafamın içinde o gizemli adamla..

Ve sen adam…

Bir şeyler var seni bana çeken. Sebebini bilmediğim istemsizce seni izlemekten kendimi alamadığım bir şeyler var.