Yeni Üyelik
3.
Bölüm

İşsizlik ve Umutsuzluk

@wuennz

 

3. İşsizlik ve Umutsuzluk

 

Ali, günün ilk ışıklarıyla birlikte uyanmıştı. Penceresinden dışarı bakarken, sokaktaki sessizlik dikkatini çekti. Sıkıntı ve umutsuzluk dolu düşünceler kafasında dönüp duruyordu. Geçen hafta birkaç iş görüşmesine gitmişti ama hepsinden olumsuz geri dönüş almıştı. Ekonomik kriz, onun gibi birçok insanı etkisi altına almıştı. Ali, ailesinin geçimini sağlamak için her kapıyı çalmış ama hiçbirine yanıt alamamıştı.

 

Kahvaltıda ailesinin yüzündeki endişeyi görmek onu daha da içe kapanık hale getiriyordu. Babası, işten çıkarıldığından beri evde oturuyordu ve bu durum evin atmosferini gerginleştiriyordu. Ali, bu yükün altından kalkmak için elinden geleni yapmaya kararlıydı ama içindeki korku giderek büyüyordu.

 

Okula gittiğinde, Melek ile karşılaştı. Melek, Ali’nin sıkıntılı halini hemen fark etti. “Ali, iyi misin?” diye sordu. Ali, omuzlarını silkerek geçiştirmeye çalıştı ama Melek’in gözlerindeki kaygıyı görmemek mümkün değildi. “Sadece biraz yorgunum,” dedi. İçindeki çaresizliği ifade etmek istemiyordu.

 

Ders sırasında, öğretmen iş bulma yöntemleri üzerine bir konuşma yapıyordu. Ali, dikkatle dinleyerek aklındaki tüm notları almaya çalıştı. Öğretmen, “Her zaman bir çıkış yolu vardır, pes etmeyin,” dediğinde, Ali’nin içinde bir umut ışığı belirdi. Ancak bu ışık, Ali’nin üzerinde taşıdığı ağır yükle kolayca sönüyordu.

 

Okuldan sonra, Melek ve Ali birlikte yürüyüş yapmaya karar verdiler. Melek, Ali’ye burs fırsatından bahsetti ve onun için heyecanla yeni fikirler sundu. “Burs başvurusunu yapmayı düşünüyorum. Belki sen de iş bulmak için başka bir yol bulabilirsin,” dedi. Ali, bu sözlere biraz gülümsedi ama içindeki umutsuzluk onu bırakmıyordu. “Bilmiyorum, Melek. Her şey o kadar zor ki…,” diye yanıtladı.

 

Akşam eve döndüğünde, yine iş ilanlarına baktı ama gözleri yorgunluktan yanıyordu. Hemen hemen her gün aynı ilanlara göz atmanın onu nasıl yıprattığını hissetti. Anne ve babasının yüzündeki kaygıyı düşününce, içindeki umut tamamen söndü. “Neden kimse beni istemiyor?” diye düşündü. Bu düşünce, onu derin bir karamsarlığa sürüklüyordu.

 

Bir gün, Ali’nin mahalledeki bir arkadaşından haber aldı. Arkadaşı, yeni açılan bir restoranın garson aradığını söyledi. “Hemen başvur, Ali! Belki bu sefer tutar,” dedi. Ali, bir an heyecanlandı ama hemen ardından gelen düşünceler onu durdurdu. “Yine başarısız olursam?” diye düşündü. İçindeki korkuyu yenmek zorundaydı.

 

Ertesi gün, restoranın önüne gittiğinde kalbi küt küt atıyordu. İçeri girdi ve yetkili kişiyle görüşmeye başladı. Görüşme sırasında, içindeki kaygıları yenmek için elinden geleni yaptı ama sesi titriyordu. Bu durum, onu daha da tedirgin ediyordu. “Neden bu kadar heyecanlıyım?” diye sordu kendine.

 

Görüşme sonunda, yetkili kişi “Sizi bir deneme dönemine alacağız,” dediğinde, Ali’nin içinde bir umut ışığı parladı. O an, geçmişteki tüm hayal kırıklıklarını bir kenara bırakıp yeni bir başlangıç yapabileceğine inandı. Eve dönerken kalbindeki yük biraz hafiflemişti. Artık umudu yeniden yeşermişti.

 

Eve geldiğinde, annesinin yüzündeki endişeyi görünce gülümsedi. “Anne, bir iş buldum! Deneme süresine alındım!” dedi. Annesi, heyecanla sarıldı. “Kızım, bu harika bir haber! Artık biraz rahatlayabiliriz,” dedi. Ali, bu anın mutluluğunu derinden hissetti. Hayallerinin peşinden koşma kararlılığı artmıştı.

Loading...
0%