@wuennz
|
5. Sınavlar ve Kararlar Melek, burs başvurusunun sonuçlarını beklerken hayatının en stresli dönemlerinden birini yaşıyordu. Okulda her gün derslerin yanı sıra arkadaşlarıyla olan ilişkileri ve ailesinin maddi zorlukları arasında denge kurmaya çalışıyordu. İçinde biriken belirsizlik, ona sürekli bir kaygı veriyordu. Günler geçtikçe, Ali’nin işteki deneme süresi de zorlu bir hal almaya başladı. Ali, yavaş yavaş çalıştığı restoranda kendine güvenmeye başlamıştı. Ancak, işin getirdiği baskı ve sürekli müşteri memnuniyetini sağlama kaygısı, onun için büyük bir stres kaynağıydı. Bir gün, yoğun bir akşam servisinde büyük bir hata yaptı; siparişleri karıştırdı ve birkaç müşteri şikayette bulundu. Yüzü düşmüş, yorgun bir şekilde evine dönerken içindeki kaygılar tekrar alevlendi. “Bu işi kaybedersem ne olacak?” diye düşündü. Melek, Ali’nin zorluklarını bildiği için ona destek olmaya çalıştı. “Ali, herkes hata yapar. Kendine güvenmelisin. Bu senin şansın, bunu kaybetme!” dedi. Ali, Melek’in sözlerinden cesaret bulmuştu ama içindeki korkuyu tam olarak yenememişti. Bir gün okulda, burs başvurusunun sonuçları açıklandı. Melek, okulun bahçesinde kalabalığın içinde heyecanla bekliyordu. Arkadaşlarıyla birlikte listeyi incelediğinde, kalbi hızla çarpmaya başladı. “Olmazsa?” düşüncesi aklını meşgul ediyordu. Sonunda ismi duyduğunda gözlerine inanamadı. “Başardım!” diye bağırdı. Arkadaşları etrafını sardı, sevgiyle kutladılar. Melek, eve dönerken içindeki mutluluk ve heyecan, kaygıları geride bırakmasına neden oldu. Ancak evde annesi yine kaygılı görünüyordu. “Anne, bursu kazandım!” dediğinde, Zehra’nın ifadesi değişmedi. “Harika ama bunun sorumluluğunu da üstlenmelisin, hayallerini gerçekleştirmek zor. Ailenin durumu zor, bunu unutmamalısın,” diye yanıtladı. Melek, annesinin endişelerini anlıyor ama kendi hayallerinin peşinden koşma kararlılığını korumak istiyordu. Gece, Melek günlüğüne yazdı: “Hayallerim artık bir adım daha yakın. Ama bunun getireceği sorumluluklarla nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum.” Düşünceleri arasında kaybolmuştu. Okul, burs, ailesinin ihtiyaçları derken, kendi isteklerini nasıl gerçekleştirecekti? Ali, Melek’in burs kazanmasını duyduğunda içindeki kıskançlık ve mutluluğu bir arada hissetti. Melek’in başarıları onu motive etse de, kendi iş hayatındaki zorluklar içindeki kaygılarını artırıyordu. Bir akşam, restorandan dönerken, kafasında birçok soru vardı. “Burs kazanmak önemli ama benim bu işte başarılı olup olamayacağım konusunda hâlâ endişelerim var,” diye düşündü. Bir sonraki gün, Ali, işteki stresini azaltmak için bir adım atmaya karar verdi. İş yerindeki sorumlu kişiye gidip, daha fazla eğitim talep etti. “Bu işin üstesinden gelmek için yardıma ihtiyacım var,” dedi. Sorumlu kişi, Ali’nin isteğini takdir ederek, ona gerekli eğitimleri vereceklerini söyledi. Ali’nin içinde bir umut doğdu. “Belki de her şey daha iyi olacak,” diye düşündü. Melek, bursun getirdiği sorumlulukları düşünürken Ali’ye daha fazla destek olma kararlılığındaydı. “Birlikte başarabiliriz,” diyerek ona moral vermeye devam etti. Hayallerinin peşinden koşarken, Ali’nin de kendi mücadelelerini nasıl sürdüreceği konusunda daha fazla konuşmaya başladılar. Bu süreçte, ikisi de birbirlerine olan desteklerini artırarak, kendi hayallerinin yanı sıra birlikte mücadele etmenin önemini kavradılar. Artık yalnızca kendi hayalleri değil, birbirlerinin hayalleri için de savaşıyorlardı. Melek, bursu kazanmış olmanın getirdiği sorumluluğu hafifletmek için daha çok çalışmaya karar verdi. Bu mücadele, ikisinin de yaşamlarına yeni bir anlam katmıştı. |
0% |