Yeni Üyelik
4.
Bölüm

Umutların Ağırlığı

@wuennz

 

4. Umutların Ağırlığı

 

Melek, burs başvurusunu tamamlamak için hazırlıklarına hız kesmeden devam ediyordu. Belgelerini düzenlerken içindeki heyecanla karışık bir kaygı, her an peşini bırakmıyordu. Hayallerinin gerçeğe dönüşmesi için bir adım atmak, onu bir yandan mutlu ederken diğer yandan da korkutuyordu. Annesinin kaygıları, onun bu yolda nasıl ilerleyeceğine dair belirsizlikler yaratıyordu.

 

Okulda, Melek öğretmeninin yanına gitti ve burs başvurusu hakkında daha fazla bilgi almak istedi. “Melek, senin gibi bir öğrencinin bu fırsatı değerlendirmesi gerekir,” dedi öğretmeni. “Ama dikkatli olmalısın. Bu süreçte sıkı çalışman ve odaklanman çok önemli.” Bu sözler, Melek’in içindeki kararlılığı biraz daha pekiştirdi. Hayallerinin peşinden koşmanın bir bedeli olduğunu biliyordu.

 

Melek, başvuru belgelerini toparlayarak eve döndüğünde, annesinin yine kaygılı bir ifade içinde olduğunu fark etti. “Anne, burs için her şeyi hazırladım,” dedi. Zehra, biraz çekingen bir şekilde, “Gerçekten bu kadar önemli mi, Melek? Zamanını iyi harcamalısın. Ailemiz için de düşünmelisin,” diye yanıtladı. Bu sözler, Melek’in içindeki kararsızlığı daha da artırdı.

 

Gece, düşünceler içinde boğulurken günlüğüne yazmaya karar verdi. “Hayallerim benim için çok önemli ama annemin endişelerini de anlıyorum. İkisi arasında kalmak zorundayım. Bursu kazanmak, aileme yardımcı olabilmek demek. Ama ya kazanamazsam?” diye yazdı. Bu içsel çatışma, onu daha da derin düşüncelere sürüklüyordu.

 

Ertesi gün, Melek arkadaşlarıyla buluştuğunda onları da burs hakkında bilgilendirdi. Elif, heyecanla “Bunu kesinlikle yapmalısın! Senin gibi birine bu fırsat çok yakışır,” dedi. Diğer arkadaşları da desteklemesi gerektiğini dile getirdi. Melek, arkadaşlarının enerjisinden biraz güç buldu ama içindeki endişe hâlâ devam ediyordu.

 

Ali, iş görüşmesinden döndüğünde Melek’e hissettiklerini anlattı. “Deneme süresi başladı, ama içimde hâlâ bir korku var. Başaramazsam?” dedi. Melek, Ali’nin endişelerini anladı ve ona cesaret vermek istedi. “Birlikte bu süreçte destek olacağız. Hayallerimiz için savaşmalıyız!” dedi. Ali’nin gözlerinde beliren umut, Melek’i daha da motive etti.

 

Günler geçtikçe, Melek ve Ali birbirlerine destek olmaya devam ettiler. Melek, burs için son hazırlıklarını yaparken, Ali işteki görevini en iyi şekilde yerine getirmek için çabalıyordu. Bu süreç, onların hem dostluklarını hem de kişisel gelişimlerini daha da güçlendirdi.

 

Melek, burs başvurusunun son tarihine yaklaşırken heyecanı doruk noktasına ulaştı. Sonunda belgeleri tamamlayıp başvuruyu gönderdi. O an, sanki tüm yüklerinden kurtulmuş gibi hissetti. Ama hemen ardından gelen düşünceler, “Acaba yeterli mi?” diye sormaya başladı. Yine bir belirsizlik içindeydi.

 

Ali, işteki zorluklarla başa çıkarken Melek’in burs başvurusunu kazanma umudunu taşıyordu. “Her şeyin yoluna gireceğine inanmalıyız. Birlikte bu zorlukların üstesinden gelebiliriz,” diyerek Melek’e moral veriyordu. Arkadaşlarının desteği ve içindeki umut, Melek’in kararlılığını artırıyordu.

 

Ancak eve döndüğünde annesinin endişeli bakışlarıyla karşılaşınca, içindeki kaygılar yeniden yüzeye çıktı. “Anne, burs başvurumu yaptım,” dediğinde, Zehra’nın yüzündeki endişeyi görmemek imkânsızdı. “Umarım her şey yolunda gider, ama bunu kazanamazsan ne olacak?” dedi Zehra. Bu sözler, Melek’in kalbinde bir dert oluşturdu. Annesinin kaygılarını anlıyordu ama kendi hayalleri için savaşmak zorundaydı.

 

Gecenin ilerleyen saatlerinde, Melek yine günlüğüne yazmaya oturdu. “Hayallerim için savaşıyorum ama belirsizlik beni korkutuyor. Bursu kazanmak, ailemizin geleceği için çok önemli ama kazanamazsam?” Bu düşünceler arasında kaybolmuştu. Ama içinde hala bir umut ışığı yanıyordu; hayallerini gerçekleştirmek için mücadele etmekten vazgeçmeyecekti.

Loading...
0%