@wuennz
|
Bölüm 15: Savaşın Eşiğinde Hazırlıklar tamamlandığında, Özgecan ve ekibi düşmanlarının saldırısına karşı koymak için sabırsızlanıyordu. Düşmanların ne zaman harekete geçeceği belirsizdi ama herkesin içinde bir gerginlik ve heyecan vardı. Özgecan, bu savaşı kazanmanın sadece bir hayal değil, aynı zamanda geçmişte yaşadığı acılara bir son verme fırsatı olduğunu biliyordu. Toplantı akşamı geldiğinde, ekibin yüzlerindeki ifadeler her şeyin ciddiyetini yansıtıyordu. “Bu gece, ya zafer ya da kayıp. Kimse geri dönmeyecek,” dedi Özgecan, liderlik ruhuyla. Ekibi onu dikkatle dinliyordu. “Gözünüzü dört açın ve her an tetikte olun. Onlar, bizi hazırlıksız yakalamak isteyecekler,” diye ekledi. Her bir ekip üyesi, görevine odaklanmıştı. Özgecan, düşmanların toplanma yerini ve olası saldırı yollarını bildiklerinden emin olmak için son bir kez stratejilerini gözden geçirdi. Ekibin her bir üyesine görevlerini hatırlattı; hangi bölgeleri koruyacakları ve hangi işaretlerle haberleşecekleri net bir şekilde belirlendi. Gece çökmeye başladığında, şehirdeki hava gerginleşti. Özgecan, içindeki korkuyu bastırarak, planlanan alanı gözlemlemek üzere yola çıktı. Kalbi hızla atarken, yaşadığı anıların yeniden canlanmasıyla içsel bir savaş veriyordu. “Bu gece her şey sona erebilir,” diye düşündü. İlk olarak, düşmanlarının saklandığı binanın etrafında dolaştı. Her şey sessizdi, ancak kalbinin sesi sanki etrafında yankılanıyordu. Gözlerini dört açarak, düşmanların bir hareketini beklemeye koyuldu. Birkaç dakika sonra, düşman çetesi liderlerinin dışarı çıktığını gördü. “Şimdi zamanı,” diye fısıldadı kendine. Özgecan, ekibini haberdar etmek için hemen telsizini çıkardı. “Harekete geçiyoruz! Düşman liderleri dışarıda,” dedi. Ekibin diğer üyeleri, anında yerlerini alarak harekete geçtiler. Herkes, düşmanlarına karşı beklenmedik bir saldırı planına dahil olmak için heyecanla doluydu. Bir anda, savaş başladı. Düşman liderleri, Özgecan ve ekibini beklemediği bir anda saldırıya geçti. Patlayan silah sesleri ve haykırışlar arasında, Özgecan her şeyi bir an için durdurmak istedi ama savaşa karşı koymak zorundaydı. İçindeki cesaret, onu durdurmaya çalışan korkularının üstesinden gelmesine yardımcı oluyordu. Ekibiyle birlikte, düşmanlarına karşı güçlü bir direniş gösterdiler. Her biri, düşmanın zayıf noktalarını hedef alarak savaşmaya başladı. Özgecan, geçmişte yaşadığı acılara son vermek için tüm gücünü ortaya koyuyordu. “Bu savaş, sadece benim için değil, hepimiz için,” diye düşündü. Aniden, bir arkadaşının tehlikede olduğunu fark etti. “Hayır!” diye bağırdı ve hemen o yöne koştu. Düşmanların bir grup adamı, ekip arkadaşına saldırıyordu. Özgecan, içinde bir cesaretle saldırıya geçti. Kendi korkularını bir kenara bırakıp, arkadaşını kurtarmak için elinden geleni yaptı. Savaşın ortasında, gözleri dönerken, bir an için duraksadı. Arkadaşına yardım ederken, geçmişindeki karanlık anılar yeniden zihninde belirmeye başladı. Ancak bu sefer, geçmişe karşı güçlüydü. “Bu, benim savaşım,” diyerek kendini toparladı. Zaman ilerledikçe, savaşın şiddeti arttı. Ekibi, düşmanlarını geri püskürtmek için son bir direniş gösterdi. Özgecan, herkesin arkasında durarak onlara moral vermeye çalıştı. “Birlikte savaşmalıyız! Birlikte kazanacağız!” diyerek haykırdı. Savaşın ortasında yaşanan kaos ve gürültü arasında, Özgecan bir an için durup derin bir nefes aldı. İçindeki korku, kararlılığıyla birleşerek onu daha da güçlendirdi. “Bu gece her şey değişecek,” diye düşündü. Ama bir şeyin farkındaydı; bu savaş, yalnızca düşmanlarına karşı değil, aynı zamanda kendi içindeki karanlıklarla da bir yüzleşme olacaktı. |
0% |