Yeni Üyelik
17.
Bölüm

Bölüm 16: Zamanın Kıyısında

@wuennz

Bölüm 16: Zamanın Kıyısında

Savaşın ortasında, Özgecan'ın zihni karmaşık düşüncelerle doluydu. Her an her şeyin değişebileceği bir atmosferde, hem kendisi hem de ekibi için her şey tehlikeye girmişti. Kalabalık bir çatışmanın içindeydi ve seslerin, patlamaların ve çığlıkların arasında, kendi kararlılığını korumak zorundaydı.

Düşman liderlerinden biri, savaşı kazanmak için her türlü acımasızlığı göze almıştı. Özgecan, bir an için liderlerin hırsının ne kadar tehlikeli olabileceğini düşündü. “Bunlar, beni durdurmak için her şeyi yapmaya hazırlar,” diye düşündü. Ama bu düşünce onu korkutmaktan çok daha fazla motive ediyordu.

Bir an, Özgecan’ın gözleri bir arkadaşına takıldı. Arkadaşı, yaralanmış halde yerde yatıyordu. “Hayır!” diye fısıldadı. Düşmanlardan birinin ona yaklaşmakta olduğunu gördü. İyileşmeyi bekleyemezdi; hemen harekete geçmesi gerekiyordu. Özgecan, içinde bir cesaret buldu ve düşmanın üzerine doğru koştu. O an, zaman sanki yavaşladı. Her şeyin ötesinde, içindeki acıyı ve kararlılığı hissedebiliyordu.

Düşmanı etkisiz hale getirdiğinde, arkadaşına doğru koştu. “Nasılsın?” diye sordu, sesinde korku vardı. Arkadaşı, gözlerini zorlukla açarak, “Ben iyiyim, ama hemen buradan çıkmalıyız,” dedi. Özgecan, arkadaşını kaldırarak güvenli bir yere götürmeye çalıştı.

Savaş devam ediyordu. Ekibi, düşman çeteye karşı direnişini sürdürüyordu. Ancak Özgecan, sadece kendi arkadaşını kurtarmakla kalmayacak, aynı zamanda düşmanın zaferini engellemeye de kararlıydı. “Bu savaşı kazanmalıyız,” diyerek kendine hatırlatıyordu.

Düşman çete lideri, kalabalığın içinden görünmeye başladı. Özgecan, ona yaklaşmayı başardı ve ne yapması gerektiğini düşündü. “Eğer bu lideri etkisiz hale getirebilirsem, savaşın gidişatını değiştirebilirim,” diye düşündü.

Gözleriyle düşman liderini izlerken, zihninde stratejiler belirlemeye çalıştı. Bir an için, liderin arkasında bir boşluk gördü. Hızla bu boşluktan yararlanarak, düşmanı şaşırtmaya karar verdi. Özgecan, tam zamanında harekete geçti ve düşmanı yakaladı. Çatışma sırasında yaşadığı korkular, yerini kararlılığa bırakıyordu.

Lider, “Beni durduramazsın! Ben bu şehirdeki gücüm!” diye bağırdı. Özgecan, içindeki öfkeyi hissederek, “Beni daha önce durduramadın, şimdi de durduramayacaksın!” diye karşılık verdi. İkisi arasında yaşanan bu çatışma, savaşın kaderini belirleyecek bir an gibi hissediliyordu.

Savaşın gidişatı, Özgecan’ın cesaretiyle birlikte hızla değişmeye başladı. Ekibi, düşmanlarına karşı daha cesur ve kararlı bir şekilde savaşıyordu. Düşmanın lideriyle yüzleşen Özgecan, tüm gücünü ortaya koyarak onu etkisiz hale getirmeyi başardı. Bu, ekibine büyük bir moral kaynağı oldu.

Savaş sona erdiğinde, Özgecan’ın kalbi hızla çarpıyordu. Etrafta yaralılar ve kayıplar vardı, ancak ekibiyle birlikte kazanmanın verdiği bir gurur da hissediyordu. “Bu sadece bir başlangıç. İntikamımı alacak ve bu şehri özgürleştireceğim,” diye düşündü.

Birbirlerine sarılarak, zaferin tadını çıkardılar. Ama içlerinde bir huzursuzluk da vardı; kayıplar ve savaşın acımasız yüzü onları her an hatırlatıyordu. Özgecan, bu savaşın sadece düşmanlarıyla değil, aynı zamanda kendi içindeki karanlıklarla da bir yüzleşme olduğunu biliyordu. “Bunu başarmak zorundayım,” diye tekrar etti.

Loading...
0%