Yeni Üyelik
9.
Bölüm

Beklenmedik Karşılaşma

@wuennz

Beklenmedik Karşılaşma

Elif, Zeynep’in anısını yaşatmak için yoğun bir tempoda çalışmaya devam ediyordu. Burs fonunun ilk etkinliğini organize etmekle meşguldü ve her şeyin mükemmel olmasını istiyordu. Ama bu süreçte, kendisine de zaman ayırmayı unuttuğunu fark etti. Bir akşam, stres ve yorgunluktan bunalmışken, kendisini kasabanın en sevdiği kafelerinden birine attı. Bir fincan kahve eşliğinde birkaç dakika dinlenmek istedi.

Kafenin sıcak atmosferi, ona bir nebze huzur verdi. Fakat oturduğu köşe, Zeynep ile birlikte sıkça geldikleri bir yerdi ve bu durum, içindeki hüzünle karışık anıları yeniden canlandırdı. Bir süre sonra gözleri, kafede oturan birine takıldı. Tanıdık bir yüz… Zeynep’in eski sevgilisi, Baran.

Baran, hâlâ Zeynep’in hatırası ile dolu görünüyordu. Elif, onun yanına gidip selam vermek istese de, içindeki kararsızlık onu durdurdu. Zeynep’in anısı hâlâ taze olduğu için bu karşılaşma, Elif’in duygularını alt üst edebilirdi. Baran, kafedeki kitap rafının önünde duruyor, Zeynep’in en sevdiği kitaplardan birini inceliyordu. Elif’in içindeki karmaşa büyüyordu.

Bir an, göz göze geldiler. Baran’ın gözlerinde, Elif’in Zeynep’le paylaştığı anılara dair bir hüzün vardı. Elif, derin bir nefes alarak yanına yaklaştı. “Merhaba Baran,” dedi, sesi titriyordu. Baran, Elif’i görünce bir anlığına şaşırmış görünse de, hemen gülümsedi. “Merhaba Elif, seni görmek güzel,” dedi.

Kısa bir sessizlikten sonra Elif, “Zeynep’i özlüyorum,” diyerek içini döktü. Baran’ın da gözlerinde aynı acıyı gördü. “Bunu söylemek zor ama Zeynep’in hatırasını yaşatmak için bir şeyler yapmak zorundayım,” dedi Elif. Baran, başını sallayarak, “Ben de,” diye yanıtladı. “Zeynep’in sanat sevgisi, ona en yakın olan herkesi etkiledi. Onun anısını yaşatmak için ne yapabileceğimizi bulmalıyız.”

Bu karşılaşma, Elif’in içinde hem bir tazelenme hem de karmaşa yarattı. Baran ile birlikte Zeynep’in anısını yaşatma konusundaki fikirlerini paylaşmaya başladılar. Zeynep’in sevdiği yerleri gezmek, onun anısına sergi açmak ve sanat atölyeleri düzenlemek gibi planlar yaptılar. Baran’ın tutkulu konuşmaları, Elif’in içindeki cesareti alevlendirdi.

Bir süre sonra, Elif ve Baran, Zeynep’in en sevdiği göl kenarına gitmeye karar verdiler. Göl, Zeynep’in çocukluğundan beri en çok sevdiği yerdi. Burada, Zeynep’in hayalleri ve umutları üzerine konuşmak, her ikisine de iyi geldi. “Zeynep’in burada olduğunu hissediyorum,” dedi Elif. Baran, “Ben de… O bizimle her zaman olacak,” diye ekledi.

Gölün kıyısında otururken, Elif’in aklına bir fikir geldi. “Belki Zeynep’in anısına bir sanat festivali düzenleyebiliriz. Genç yetenekleri buraya davet edip, Zeynep’in hayallerini yaşatabiliriz,” dedi. Baran’ın gözleri parladı. “Harika bir fikir! Zeynep’in anısına bir etkinlik yapmak, onu onurlandırmanın en güzel yolu olur,” dedi.

Bu beklenmedik karşılaşma, Elif için yeni bir başlangıçtı. Baran ile birlikte çalışmak, Zeynep’in anısını daha güçlü bir şekilde yaşatmalarına olanak tanıyordu. İçindeki kararsızlık yavaşça kaybolurken, Zeynep’in ruhunun onları yönlendirdiğini hissediyordu.

Elif, Baran ile kurduğu bu yeni bağı, Zeynep’in hatırasının bir parçası olarak görüyordu. İkisi, Zeynep’in hayallerini gerçekleştirmek için bir araya gelmişti. Ve bu, Elif’in içindeki boşluğu doldurmaya başlamıştı. Gelecek, belirsizliklerle doluydu ama birlikte yürüyerek Zeynep’in anısını yaşatma yolunda yeni bir yolculuğa çıkmaya karar verdiler.

Loading...
0%