Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Dönüş

@wuennz

Dönüş

Elif, kasabaya girdiğinde içindeki duyguların karmaşası, kalabalık bir şehirden uzak, bu sessiz yerin dinginliğinde daha da belirginleşiyordu. Yıllar önce, hayatı buradan çok uzaktayken, hayalleri ve kaygılarıyla dolup taşarken, kasabanın her köşesi aklında yer etmişti. Gölün etrafındaki ormanın kokusu, annesinin yaptığı yemeğin tadı, akşamüstü yapılan yürüyüşlerin huzuru… Hepsi zihninde birer parça olarak kalmıştı. Ancak şimdi, bu parçalar bir araya geldiğinde, kasabanın ruhu Elif’e bir şekilde sesleniyordu.

Elif, çocukken oyun oynadığı alanı hatırladı; orası artık terkedilmiş bir yerdi. Evinin önündeki bahçeye doğru yürürken, zayıf ve solgun çiçeklerin arasında kaybolmuş anıları canlandı. Kendi hayallerinin peşinden koşarken, bu bahçede mutlulukla koşturduğu günler gözünün önünden geçiyordu. Bahçe, annesi tarafından bir zamanlar sevgiyle bakılmıştı; şimdi ise sadece geçmişin izleriyle doluydu.

Eski evin kapısını açtığında, içerideki hava, yılların yüküyle doluydu. Evin içinde, tozların örtüsü altında kalmış eşyalar, bir zamanlar yaşanmış olan hayatların izlerini taşıyordu. Elif, çocukluğunda yaptığı gibi, evin her köşesini incelemeye başladı. Oda odanın ardından geçerken, elindeki hatıraların ağırlığı daha da hissedilir hale geldi. Yatağının olduğu odaya girdiğinde, yastığına yaslandığını hatırladı; o günlerin mutluluğu, şimdi bir hüzünle birleşmişti.

Annesinin sesi, aniden aklında belirdi. “Her şey zamanla değişir, Elif,” derdi annesi. “Ama kalbinde taşıdıkların asla kaybolmaz.” Elif, annesinin bu sözlerini düşündü; belki de işte bu yüzden buradaydı, kalbinde geçmişe dair birçok şey taşıdığı için. Evin içindeki eşyalar ona, geçmişle yüzleşmek ve kaybolmuş olanı yeniden keşfetmek için bir fırsat sunuyordu.

Kafeye gittiğinde, kasabanın tek mekanında oturan insanların gözlerinde tanıdık bir ifade buldu. Hepsi, zamanın ne kadar değiştirici olduğunu biliyor gibiydi. Ahmet, Elif’in karşısında otururken gözleri parlıyordu. “Nasılsın, Elif?” diye sordu. Elif, Ahmet’in yüzündeki gülümsemenin sıcaklığını hissetti. “İyiyim, Ahmet. Yalnızca biraz kaybolmuş hissediyorum,” dedi. Ahmet, onu dikkatle dinlerken, Elif’in içindeki karmaşayı anladığını hissetti.

Ahmet, kasabanın tarihine dair bilgiler paylaşmaya başladı. Elif, her kelimeyle, kasabanın ruhunu daha fazla hissedebiliyordu. Ahmet’in anlattıkları, kasabanın geçmişiyle bağlantısını güçlendiriyordu. Ancak, Elif’in kafasında başka bir düşünce vardı; Ahmet’in gözlerinde beliren bir çekim hissediyordu. İçinde gizli bir kıvılcım yanmaya başladı. Onun yanında kendisini güvende hissediyordu, ama aynı zamanda geçmişin yükü de üzerine çökmüştü.

Kafede geçirdiği saatler, zamanın nasıl geçip gittiğini unutturdu. Elif, kasabanın içindeki kaybolmuş ruhları, unutulmuş hikayeleri yeniden keşfetmek için sabırsızlanıyordu. Ahmet, onun merakını beslemek için çeşitli yerleri gezdirmeye karar verdi. Elif, Ahmet’in rehberliğinde, kasabanın etrafında dolaşmaya başladı.

İlk durak, kasabanın eski okulu oldu. Okul, yıllardır kapalıydı; fakat dış cephesi bile geçmişin izlerini taşıyordu. Ahmet, Elif’e buradaki öğrencilerin hayallerini ve umutlarını anlattı. “Burası, birçok çocuğun öğrenim gördüğü, hayallerini inşa ettiği yerdi,” dedi. Elif, sınıfın kapısını açtığında, eski tahtanın tozlu yüzeyine dokundu. Bir zamanlar burada öğrenilen dersler, hayalleri ve dostlukları hatırlattı.

Sonraki durakları, eski köy evleri oldu. Terkedilmiş evlerin arasında yürürken, Elif’in kalbi bir başka duyguyla doldu. Her ev, bir başka hayatı, başka anıları barındırıyordu. Ahmet, “Burada bir zamanlar hayat vardı. Şimdi ise sessizlik, hayalet gibi dolaşıyor,” dedi. Elif, gözleriyle evleri tararken, içinde bir boşluk hissetti. Bu boşluk, geçmişin acılarını ve kayıplarını anımsatıyordu. Ancak bu sırada Ahmet’in yanındaki varlığı, ona sıcak bir his veriyordu.

Göl kenarına vardıklarında, Elif’in kalbi hızla çarpmaya başladı. Ahmet, ona daha yakın durarak, “Biliyor musun, burası en sevdiğim yerlerden biri. Gözlerimin önünde geçmişin bütün hikayeleri canlanıyor,” dedi. Elif, Ahmet’in bu samimi sözleri karşısında bir an için donakaldı. Gözlerinin içine bakarken, içinde bir çekim hissetti. Ahmet’in yanında durmak, ona huzur veriyordu ama aynı zamanda bir kararsızlık da doğuruyordu.

O an, Ahmet’in elini tutmayı düşündü. İçindeki şehvet duygusu, geçmişin acılarıyla karışarak onu sarhoş etti. Fakat geçmişte yaşadığı kayıplar ve belirsizlikler, onun bu duygularla yüzleşmesine engel oluyordu. Ahmet, Elif’in yüzündeki kararsızlığı fark etti. “Seninle birlikte olmak istiyorum, Elif. Ama geçmişinle yüzleşmeden bunu yapamazsın,” dedi.

Elif, Ahmet’in samimiyetine hayran kalmıştı. Onunla bir ilişki kurmak, geçmişin yaralarını sarmak anlamına geliyordu. Ancak, içindeki korkularla başa çıkmak zorundaydı. “Bilmiyorum, Ahmet. Geçmişim beni çok etkiliyor,” dedi. Ahmet, ona yaklaşarak, “Geçmiş seni tanımlar ama sen de geçmişini değiştirebilirsin. Hayat, her an yeni bir başlangıç yapma fırsatıdır,” diye yanıtladı.

Gece olunca, Elif yatak odasında eski bir sandığın üzerinde oturdu. Sandığın içinde, çocukken sakladığı eşyaları buldu. Birbirinden farklı hatıralarla doluydu; eski oyuncaklar, günlükler ve fotoğraflar. Elif, her birini tek tek inceledi. Bunlar, onun kim olduğunu ve neler yaşadığını anlatan parçalardı. Geçmişiyle yüzleşmek, içindeki boşluğu doldurmaya başlayacaktı. Fakat aklında Ahmet’in sıcak bakışları ve sözleri dönüp duruyordu.

Ertesi sabah, Elif, kasabanın gölüne gitmeye karar verdi. Göl, eski günlerde çocukken en çok sevdiği yerlerden biriydi. Su kenarında otururken, yüzeydeki dalgaların yansımasında geçmişi izlemeye başladı. Her dalga, onun çocukluk hayallerini ve kaybettiklerini hatırlatıyordu. Elif, gözyaşlarını tutamadı; suya yansıyan yüzü, içindeki duygusal karmaşayı açığa çıkarıyordu.

O anda, Ahmet gölün kenarına geldi. Elif’in gözyaşlarını görünce, hemen yanına oturdu. “Neden ağlıyorsun, Elif?” diye sordu. Elif, derin bir nefes alarak, “Geçmişim… Onunla yüzleşmek zorundayım. Ama bunu yaparken seninle olan duygularım beni korkutuyor,” dedi. Ahmet, onun elini nazikçe tuttu. “Geçmişle yüzleşmek, seni güçlü kılacak. Ben buradayım, senin yanındayım.”

İçindeki sıcaklık, Elif’in kararsızlıklarını yavaş yavaş eritmeye başladı. Ahmet, onun gözlerinin içine bakarken, Elif’in kalbindeki duygular açığa çıkmaya başladı. “Belki de seninle bu yolda ilerlemeliyim,” dedi Elif, cesaretle. Ahmet’in yüzündeki gülümseme, Elif’in içinde bir şeylerin değiştiğini hissettiriyordu.

Elif, gözlerini kapatıp başını Ahmet’in omzuna yasladı. O an, geçmişin yükü hafiflerken, geleceğe dair umut doğmaya başladı. Her ikisi de, birlikte geçmişin acılarını ve kayıplarını aşabileceklerine inanıyordu. Elif, bu kasabada yalnızca geçmişini değil, yeni bir aşkı da keşfetmenin eşiğindeydi. Ahmet’in yanında, yeniden doğuşun ilk adımlarını atıyordu.

Loading...
0%