@wuennz
|
Sınavlar ve Kararlar Yaz kampı sona ermişti, ama Elif’in içindeki huzursuzluk ve belirsizlik hâlâ devam ediyordu. Çocukların mutluluğu, ona kısa bir süreliğine de olsa sıcaklık vermişti; ancak Zeynep’in anısını yaşatmanın getirdiği sorumluluk, kalbinde ağır bir yük olarak duruyordu. “Ne kadar doğru bir şey yaptım?” sorusu sürekli aklında yankılanıyordu. Kamp boyunca, Zeynep’in hayalini yaşatma çabası ile kendi hayatını yeniden inşa etme isteği arasında gidip geliyordu. Günlerden bir gün, Elif sınıf arkadaşlarıyla bir araya geldi. Her biri heyecanla üniversite planlarından bahsediyordu. “Ben mühendis olacağım,” diyen bir arkadaşının ardından, diğeri “Tıp fakültesine gireceğim,” diye ekledi. Elif, o sırada düşüncelerinin çok uzakta olduğunu fark etti. “Benim hayalim ne?” diye sordu içinden. Arkadaşlarının söyledikleri ona Zeynep’i hatırlatıyor, ama aynı zamanda kendi yolunu kaybettiğini düşündürüyordu. “Zeynep’in anısını yaşatmak mı, yoksa kendi hayallerimi gerçekleştirmek mi?” Gece, yalnız başına odasında otururken, eski günlerini düşündü. Zeynep ile birlikte yaptıkları hayalleri hatırladı; doğanın içinde koşmak, yeni yerler keşfetmek, hayallerinin peşinden koşmak. “Zeynep, benimle birlikteyken bu hayalleri gerçekleştirmem için beni cesaretlendiriyordu,” diye düşündü. Ama şimdi, Zeynep’in yokluğu onun ruhunda büyük bir boşluk yaratmıştı. “Eğer Zeynep burada olsaydı, ne yapardı?” sorusu kafasında sürekli dönüyordu. Bir akşam, Ahmet ile göl kenarında otururken, Elif ona içini dökmeye karar verdi. “Ahmet, ben ne yapmalıyım? Zeynep’in anısını yaşatmak için kendi hayatımdan vazgeçmek zorunda mıyım?” dedi. Ahmet, Elif’in gözlerindeki çaresizliği görünce, “Hayır, Elif. Zeynep, senin güçlü ve cesur bir birey olmanı isterdi. Hayallerin için savaşmalısın,” yanıtını verdi. Bu sözler Elif’e cesaret verse de, içindeki belirsizlik geçmedi. “Ama ben Zeynep’i nasıl unuturum? Onun hatırasını taşırken kendi kimliğimi kaybetmekten korkuyorum,” diye fısıldadı. Elif, sınav dönemine yaklaşırken Zeynep’in anısını taşımakla birlikte kendi hayalleriyle yüzleşmek zorundaydı. Bu süreçte ders çalışmak, sorularla dolu kafasını düzene koymak zorlaşıyordu. Sınav tarihleri yaklaştıkça içindeki kaygılar artıyordu. Arkadaşları sınav kaygılarıyla boğuşurken, Elif’in aklındaki sorular daha karmaşık hale geliyordu. “Zeynep’in hatırası benim için çok değerli ama kendi hayallerimi gerçekleştirmeden bunu nasıl yapabilirim?” Bir gün, okuldaki kütüphanede oturmuş ders çalışırken, Elif’in gözü kapıdan giren bir gruba takıldı. O grubun içinde Zeynep’in sevdiği bir arkadaş vardı. Zeynep’in anısını yaşatan etkinlikler düzenleyen bu grup, Elif’in içindeki bir kıvılcımı ateşledi. “Zeynep’in hayalleri benimle devam ediyor,” dedi içinden. Ama bu kıvılcım, Elif’in içinde daha fazla soru doğurdu: “Peki, ben bu grubun parçası olmayı istiyor muyum? Yoksa kendi hayallerimi gerçekleştirmek için farklı bir yolda mı ilerlemeliyim?” Sınav dönemi geldiğinde, Elif kendini bir karmaşanın içinde buldu. Sınav salonuna girdiğinde, kalbindeki kaygılar daha da yoğunlaştı. “Eğer başarısız olursam, Zeynep’in anısını nasıl yaşatırım?” düşüncesi kafasında dönüp duruyordu. Ancak bir anda içindeki ses, “Zeynep seni izliyor. Cesur ol!” diye fısıldadı. Bu düşünce, Elif’in içine biraz cesaret yerleştirdi. Sınavdan çıkarken, Elif’in içindeki kaygıları bir nebze olsun geride bırakmayı başardı. “Belki de bu benim için bir sınavdan fazlasıdır. Hem Zeynep’in anısını yaşatmanın hem de kendi yolumu bulmanın sınavı,” diye düşündü. Elif, artık neyi seçeceğine dair daha net bir karar vermek zorundaydı; belki de Zeynep’i onurlandırmanın yolu, kendi hayallerinin peşinden koşmaktı. Sonrasında, Elif’in aklında birçok soru vardı. “Zeynep’in anısını yaşatmak, benim kim olduğumu unutturmamalı,” diye düşündü. Okuldan dönerken, aklında bir karar almak gerektiği hissi ağır basıyordu. Zeynep’in hatırasını taşırken kendi kimliğini nasıl bulabilecekti? Bunun yanıtını bulmak için önce kendine dönmesi gerektiğini anladı. “Belki de kendi hayallerime sahip çıkarsam, Zeynep’in anısını daha anlamlı bir şekilde yaşatabilirim.” Kendi içsel yolculuğuna çıkarak, Elif yeni bir karar vermek zorunda olduğunu hissetti. Zeynep’in anısını yaşatmanın yalnızca onu anmakla değil, aynı zamanda kendi hayallerine sahip çıkmakla mümkün olduğunu fark etti. Belki de, Zeynep’in cesaretiyle, kendi hayalleri için savaşmayı öğrenmeliydi. |
0% |