@wuennz
|
Yeniden Yüzleşme Elif, yaz kampının ardından geçen aylarda kendi içsel çatışmalarıyla başa çıkmaya çalışıyordu. Sınav sonuçları açıklandığında, beklediği başarıyı elde edememişti. “Zeynep’in hatırasını yeterince onurlandıramadım,” düşüncesi, zihninde dönerken, yetersizlik hissi kalbini sarmalamıştı. Arkadaşları, başarılarından bahsederken, Elif içe kapanıyordu. Zeynep’in anısını yaşatma yükü altında eziliyordu. Bir gün, Elif, kasabanın kenarındaki gölün yanına gitti. Orada, Zeynep ile geçirdikleri güzel günleri düşündü. Gölün suyu, Zeynep’in gülümsemesini hatırlatıyordu ama içindeki boşluk, onu daha da derin bir karamsarlığa sürüklüyordu. “Zeynep, ben seni nasıl unutabilirim?” diye haykırmak istedi ama kelimeler boğazında düğümlenmişti. Kendi içindeki boşluğu hissetmek, ona korku veriyordu. Akşam olduğunda, Elif, eski defterini açtı. Zeynep ile birlikte yazdıkları hayalleri okudu. Zeynep’in “Bir gün büyük sanatçı olacağım” yazdığını görünce gözleri doldu. “Benim hayalim ne?” diye düşündü. İçinde bir ses, Zeynep’in hayallerini yaşatmanın tek yolunun kendi hayallerini bulmak olduğunu fısıldıyordu ama Elif, neyi seçeceği konusunda hâlâ kararsızdı. “Eğer Zeynep’in hayalleri benimle devam etmiyorsa, ben kimim?” sorusu zihnini kemiriyordu. Zaman geçtikçe, Zeynep’in ailesiyle iletişim kurmaya karar verdi. Onların yanında olmak, Elif’e bir nebze olsun huzur verse de, içindeki suçluluk hissi hala onu takip ediyordu. Zeynep’in annesi, Elif’i görünce gözleri parladı. “Senin onun hayatında ne kadar önemli olduğunu biliyoruz,” dedi. Elif, “Ama ben onu koruyamadım,” diyerek içindeki kaygıları dışa vurdu. Zeynep’in annesi, “Kendini suçlama, Zeynep’in ruhu seninle her zaman olacak,” dedi. Bu sözler, Elif’in içinde bir ışık yaktı ama derin bir yarayı kapatacak kadar güçlü değildi. Bir hafta sonu, Zeynep’in ailesiyle birlikte bir anma etkinliği düzenlemeye karar verdiler. Elif, organizasyona katıldığında, hem umut hem de kaygı taşıyordu. “Ya bu etkinlik Zeynep’i yeterince onurlandırmazsa?” endişesi, kafasında dönüp duruyordu. Ama bir şeylerin değişmesi gerektiğini biliyordu; bu, hem Zeynep için hem de kendisi için önemliydi. Etkinlik günü geldiğinde, göl kenarındaki park dolup taşıyordu. Zeynep’in anısına yazılan mektuplar suya bırakılmak üzere hazırlandı. Elif, kalabalığın içinde kendini kaybolmuş hissediyordu. “Zeynep, ben seni unutmadım ama seni nasıl onurlandıracağımı bilmiyorum,” diye fısıldadı. Mektuplar suya bırakılmaya başlandığında, Elif’in içindeki duygular patlak verdi. Her bir mektup, Zeynep’in anısını ve onun hayallerini yaşatmanın bir parçasıydı. “Zeynep, senin için buradayım,” dedi gözyaşları içinde. Etkinliğin sona ermesiyle Elif, gölün kenarına oturdu. Kendini hâlâ suçlu hissediyordu. “Neden Zeynep’in anısını yaşatmak bu kadar zor?” diye düşündü. Arkadaşlarının yanı sıra herkes, onunla birlikte Zeynep’i onurlandırmaya çalışırken, Elif’in içinde bir boşluk vardı. Kendi hayallerinin peşinden koşmanın yanı sıra, Zeynep’in hayallerini de yaşatmak zorunda olduğunu düşünüyordu. “Ama ben kimin hayallerini yaşıyorum?” sorusu zihninde yankılanıyordu. O sırada, Zeynep’in annesi Elif’in yanına geldi. “Zeynep hep seni sevgiyle anardı. Onun hayalleri seninle devam edecek, bunu unutma,” dedi. Ama Elif’in içinde hâlâ bir çatışma vardı. “Ben ne yapmalıyım? Zeynep’in hayallerine sahip çıkmak için kendi hayatımdan vazgeçmek zorunda mıyım?” diye sordu. Zeynep’in annesi gözlerini kısarak, “Hayır, Elif. Zeynep, senin güçlü ve cesur bir birey olmanı isterdi. Hayallerin için savaşmalısın,” dedi. Bu sözler, Elif’in kafasında bir kıvılcım yaktı ama içindeki kararsızlık geçmedi. Göl kenarında otururken, Elif’in aklına bir fikir geldi. “Belki de Zeynep’in hayallerini gerçekleştirmek için önce kendi hayallerimi bulmalıyım,” diye düşündü. Ama bu düşünce, Elif’in kafasında yeni bir çatışma doğurdu. “Ya kendi hayallerim Zeynep’in hayalleriyle örtüşmezse?” korkusu içini kemiriyordu. Zeynep’in hatırasını yaşatmanın tek yolunun kendi hayallerine sahip çıkmak olduğunun farkındaydı, ama bu süreçte Zeynep’i nasıl onurlandıracağını bilmiyordu. Etkinlik sona erdiğinde, Elif’in içinde bir şeylerin değiştiğini hissetti. Zeynep’in anısını yaşatmak için doğru yolda olduğunu düşündü ama kafasında hâlâ birçok soru vardı. “Zeynep’in hayallerini gerçekleştirirken, kendi hayallerimi nasıl bulabilirim?” Kendi içsel çatışmalarını ve kaygılarını aşmak için bir yolculuğa çıkmaya karar verdi. Elif, artık geçmişle barışmak ve geleceğe umutla bakmak zorundaydı. Yeniden yüzleşmek, onun için bir dönüm noktasıydı. Kendi hayalleriyle Zeynep’in anısını birleştirmek için gereken cesareti bulmuştu ama bu yolculuk zorlayıcı olacaktı. “Belki de Zeynep’in hayalleri benim için bir rehber olabilir,” diye düşündü. İçsel huzuru bulmak ve Zeynep’in hatırasını yaşatmak için elinden geleni yapmaya kararlıydı. |
0% |