Bölüm 3: Sürgün ve Gerçekler

Suçluların Yolu

Uzayda, Koloni-12’de işler giderek karışıyordu. Yönetici olan Komutan Viktor Halden, kolonide düzeni sağlamak için sert önlemler alıyordu. Kolonide işlenen en ufak suç bile affedilmiyor, suçlular Dünya’ya gönderilerek cezalandırılıyordu. Dünya, artık bir tür sürgün yeri olarak kullanılıyordu, çünkü orada neyle karşılaşacaklarını kimse bilmiyordu.

Viktor, kolonideki otoritesini sağlamlaştırmak için sert tedbirler alırken, halk arasında bir huzursuzluk baş göstermişti. Ancak Viktor, uzayda kalmanın zorluklarını bilen biri olarak, disiplinin her şeyin üstünde olduğunu düşünüyordu. "Dünya’ya gönderilenler, orada kendileri için savaşsınlar. Burada uyumsuzluğa yer yok," diyordu sürekli.

Bu sırada, Tariq adında bir adam Viktor'un karşısında duruyordu. İşlediği suç, kolonideki erzakların dağıtımını sabote etmeye çalışmak olmuştu. Viktor, soğukkanlı bir şekilde adamı süzdü ve gülümsedi. “Dünya’da yeni bir hayat seni bekliyor,” dedi alaycı bir tavırla. “Eğer hayatta kalırsan, belki bir gün tekrar görüşürüz.”

Tariq, derin bir nefes alarak dünyaya gönderilmeyi bekliyordu. O ve diğer suçlular, eski dünyaya geri dönmek zorunda kalmışlardı, fakat onların da bilmediği şey, dünyada onları bekleyen tehlikelerin boyutuydu.

Dünya’ya Gelen Yeni Grup

Lara, Arda ve Dr. Aylin, ormanın derinliklerinde hayatta kalmaya çalışırken, üstlerine gelen bir başka iniş aracının sesini duydu. Bu, Özgürlük gemisinden çok daha eski model bir araçtı ve oldukça sert bir iniş yaptı. Araç Dünya’nın toprağına çarptığında, çevreye toz bulutu yayıldı.

Arda, hızlıca harekete geçerek durumu analiz etti. “Bu, bizimle aynı görevde olan bir gemi değil. Başka bir koloni aracı gibi görünüyor,” dedi endişeyle. Lara da araca bakarken, “Daha fazla insan mı?” diye düşündü. Ancak içindeki bir huzursuzluk, bu insanların niyetleri konusunda ona bir uyarı veriyordu.

Gemiden çıkan kişiler, mahkum kıyafetleri giymiş birkaç insan grubuydu. Tariq, gemiden çıkan ilk kişiydi ve etrafına hızla göz gezdirdi. “Burası Dünya mı?” diye mırıldandı. Diğerleri de aynı şaşkınlık içindeydi. Ancak, bu insanların yüzlerinde umut değil, karanlık bir çaresizlik vardı.

Lara, Dr. Aylin ve Arda durumu izlerken, Dr. Aylin hızlıca bir plan yapmaya başladı. “Onlarla temasa geçmeliyiz, ama dikkatli olmalıyız. Bu insanlar buraya sürgün edilmiş olabilir,” dedi. Lara ve Arda da aynı fikirdeydiler; bu insanların niyetlerinin ne olduğunu anlamadan onlarla doğrudan bir karşılaşmaya girmemeliydiler.

İlk Karşılaşma

Ekip, sessizce ormanın içinden süzülerek yeni gelen gruba yaklaştı. Tariq ve diğerleri, araçtan inmiş, etrafa bakıyorlardı. Aniden, Lara'nın ayağı bir dal parçasına takıldı ve çıtırtı sesi duyuldu. Tariq, sesin geldiği yöne hızla döndü ve elindeki metal bir parça ile kendini savunmaya hazırlandı.

“Kim var orada?” diye bağırdı. Diğerleri de hızla silahlarını çektiler ve çevreyi kolaçan etmeye başladılar. Lara, bir adım geri atarak Arda’ya baktı. Arda, sessizce başını sallayarak beklemesini işaret etti.

Lara derin bir nefes alarak öne çıktı. “Biz de Dünya’dan gelen insanlarız,” dedi. “Size zarar vermek istemiyoruz.”

Tariq ve diğerleri şaşkınlıkla Lara’ya baktılar. “Dünya’dan mı? Siz nasıl hayatta kaldınız?” diye sordu Tariq. Gözlerindeki şaşkınlık yerini yavaşça meraka ve korkuya bırakıyordu.

Arda ve Dr. Aylin de yavaşça ortaya çıktılar. Arda, sakin bir sesle, “Biz de hayatta kalmaya çalışıyoruz. Burada neler olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Siz neden buradasınız?” diye sordu.

Tariq, yutkunarak, “Biz buraya sürgün edildik. Uzayda bir koloni vardı, fakat orada kurallar çok sertti. Burada olmamızın nedeni, o kurallara uymamış olmamız,” dedi. Lara, içinden onların ne tür suçlar işlediğini düşünmeye başladı.

Sürgünlerin Tehlikesi

Dr. Aylin, sessizce grup içindeki dinamikleri izliyordu. Bu insanlar güvensiz görünüyordu. Lara’nın dikkatini çeken bir diğer detay ise onların fiziksel olarak oldukça yıpranmış olmalarıydı. Açlık ve zor yaşam koşulları yüzlerinden okunuyordu.

Bir süre konuşmadan sonra, Arda, gruptakilerle ilgili bir şeylerin doğru olmadığını hissetti. Tariq, uzayda yaşamı nasıl bozduğundan ve Koloni-12’nin ne kadar baskıcı olduğundan bahsederken, ekibin geri kalanı sessiz kalıyordu. Tariq’in anlattıklarında bir tutarsızlık vardı, ama Arda şimdilik bunu seslendirmek istemedi.

“Bir süre birlikte çalışabiliriz,” dedi Lara temkinli bir şekilde. “Ancak dikkatli olmalıyız. Dünya’da hala bilmediğimiz çok şey var. Burada hayatta kalmak zor olacak.”

Tariq, kabul eder gibi başını salladı. Ancak, yüzünde bir anlık bir karanlık ifade belirdi. “Evet,” dedi. “Ama burada kimseye güven olmaz.”

Liderin Planı

Bu sırada, uzayda, Komutan Viktor Halden ekibinin Dünya’da ne durumda olduğunu izliyordu. Gemilerdeki her hareketi gözlemleyebiliyor, onları uzaktan kontrol ediyordu. Ancak, Viktor'un amacı sadece kolonide düzeni sağlamak değil, aynı zamanda Dünya’daki tehlikelerden kurtulup tekrar burayı kolonileştirmekti.

Viktor, Dünya’ya gönderdiği mahkumların oradaki keşifler sırasında ona hizmet edeceklerini biliyordu. Her adımını planlıyordu. “Onlar hayatta kalmak için savaşacak, ben de buradan izleyip, hangi yolların güvenli olduğunu öğreneceğim,” diye düşündü. "Dünya, bizden kaçamayacak."

Tariq ve diğer sürgünlerin dünyaya gelişi, sadece bir başlangıçtı. Lara, Arda ve Dr. Aylin, bu tehlikeli yeni düzenin farkında değillerdi. Dünya, onların hayal ettiğinden çok daha büyük bir savaşın başlangıç noktasıydı.