Yeni Üyelik
11.
Bölüm

Son mutluluk

@wwtuanaw

Tekrar tezgahın oraya geçtiğimde gelenin samet amca olduğunu gördüm

samet amca ateşede banada gülerek bakıyordu

ben utançtan kafamı etfiğimde samet amca sakince sırtama dokundu

samet: aşkınızı yaşayın kızım utanmaNa gerek yok

yanaklarım dahada kızardığında ateşle samet amcanın güldüğüne şahit oldum

samet amca tekrar dedemin yanına döndüğünde

yemek hazırlamaya geri koyulduk

yemek hazırlamak bittiğinde hep birlikte sofraya oturduk neredeyse uzun zamandır böyle huzurlu bir sofraya oturmamıştım

bu gözlerimin dolmasına sebep olurken gözlerimi hızlıca sildim kimse görsün istemezdim ama ateş çoktan görmüştü gözleriyle bana ne oldu der gibi baktığında kafamı iyiyim anlamında salladım ateş pek tatmin olmasada önüne dönmüştü

 

-yemekler toplanır mutfak temizlenir ve herkes içeri geçer-

hepimiz bir koltukta oturmuştuk ama dedemle samet amca kalkıp konuştular

dedem: biz istanbul boğazında yürüteceğiz biraz çocuklar

samet: biraz dedenle anılarımızı hayırlayalım

 

ateş: tamam görüşürüz

nehir: görüşürüz

Samet amca ve dedem evden çıktığı anda ateş bir çocuk gibi yanıma oturdu

ve kafasını dizime koydu

Gülerek konuştum

nehir: ne yapıyosun

ateş: yatıyorum

nehir: onu bende görebiliyorum benim dizimde ne yapıyorsun

ateş suratıma öyle bir bakıyorduki

o bakarken bile ürpermiştim çünkü bana yiyecekmiş gibi bakıyordu

ellerimle gözlerini kapattığımda

konuştum

nehir: bakmasana şöyle

ellerimi gözlerinden çektiğimde suratında daha üzgün bir ifade vardı

ateş derin bir nefes aldığında sanki konuşmaya casaret bulamıyordu

ateş: o piç sana birşey yapmadı değilmi

bende derin bir nefes aldım

nehir: hayır yapmadı

ateş: o zaman neden yemekte üzgün duruyordun

bu sorusunu gülerek yanıtlamıştım

nehir :sen ona takıldınmı , sadece mutlu bir aile tablosu gibi geldi suratıma bu hoşuma gitti

ateş: mutlu aile tablosu, benimde uzak olduğum bir kavram

 

ortam kasvetli bir hal almıştı bu yüzden hızlıca yerimden kalkıp

neşeli bir tonda konuştum

nehir: ikimize kahve yapmamı istermisin

ateş: yap bakalım

ben arkama dönüp giderken ateş arkamdan konuştu

ateş: tuzda katacakmısın?

kahkahama engel olamamıştım ateşte içeriden gülerken mutfağa geçip

kahve yapmaya başladım

ikimizede büyük boy kupada yapmıştım bu yüzden tepsi yerine elimde götürüyordum

tam mutfaktan çıkacağım sırada önümdeki ateşi görmeyip hızlıca çıktığımda elimdeki kahveler ateşin üstüne dökülmüştü

ateş acı içinde haykırdığında ne yapacağımı bilemeden ateşin tişörtünü çıkardım

ateş yanmasına rağmen fazla neşeliydi

ben bunu yaparken kahkahalara boğulmuştu

ateş: bu kadar hızlı çıktığını düşünmemiştim ama hoşuma gitti

ben konuşmadan ateş beni belimden tutup kendine çektiğinde

göğsüm ateşin çıplak göğsüne değmişti

nehir: tüh galiba bu deferde özür dilemem gerekecek

ateş güldüğünde alnını alnıma yasladı

dışarıdan biri görse çok yanlış anlaşılırdı ateş neredeyse yarı çıplak duruyordu kafası alnımdaydı aramızdaki mesafe bir nefes mesafesinden azdı ikimizde böyle durarken bizi bölen şey bahçedeki sesti ikimizde kafamızı çevirdiğimizde ateş yavaşça bahçeye açılan kapıya ilerledi

Bende arkasından gitmiştim biz kapıyı açıp dışarı çıktığımızda

çalının arkasındaki minik kediyi gördük

ilk başta biri zannettiğimiz şey minik bir kediydi

ateş kediyi yavaşça kucağına aldı

simyah mavi gözlü bir kediydi

nehir: acıkmış olmalı ona biraz süt verelim

Ateş benimle birlikte içeri girdiğinde kediyi koltuğa bıraktı

bense mutfaktan bir kap alıp içine süt koydum

içeri adımlarken kapının köşesinden ateş baktım

 

kediyi kucağına almış seviyordu suratında öyle bir gülümseme vardiki küçük bir çocuk gibiydi

kapı yere koydum

nehir: hadi bakalım gel iç

kedi koşarak kaba gelip içmeye başladı

bu kedi ölen kedime benziyordu

nehir:bu kedi benim ölen kedimle neredeyse aynı

ateş: senin bir kedinmi vardı

nehir: aslında evde beslemiyordum ama onu sokakta gördüğümde ve yemek verdiğimde benim peşimi bırakmamıştı her gün iner o kediye mama verirdim birkez eve almak istediğimde annem fena kızmıştı benim ailem pek hayvan sevmez

 

ateş bakışlarını benden ayırıp kedi yönelttiğimde gözleri parladı

ateş: eğer istersen bu kediyi evde besleyebiliriz bizim kedimiz olabilir

dıdaklarımda bir tebessüm oluştuğunda oturduğum koltuktan kalkıp ateşin yanına oturdum ateşse bir kolunu omzuma atıp beni kendi omzuna yasladı

ateş: bende küçükken bir kedi yüzünden fena düşmüştüm bu yüzden küçükken kedileri pek sevmezdim

Suratımdaki tebessüm büyüdüğünde gözlerimi ateşe çevirdim

ateş bana bakıyordu onun bakışı bile kalbimi yerinden oynatıyordu

nehir: küçüklüğünü anlatsana merak ettim , bence sen çok yaramaz bir çocuktun sende öyle bir tip var böyle sürekli koşan hoplayan çocuklar gibi

ateş kafasını bana dahada yakınlaştırdı

ateş: bende başka ne tipi var

biraz düşünür gibi yaptım ardından konuştum

nehir: yakışıklılıkta var biraz sanki ama yaramaz bir çocuk olmakta var

 

ateş gülüp koltuğa sırtını dayadı

ateş: doğru tahmin, küçükken balıklarımız vardı ve onlara dondurma yedirmeye çalışmışım e sonra ölmüşler tabi

 

kahkahama engel olamamıştım

nehir: ben küçüklüğümü tam olarak bilmiyorum sadece dedemin anlattığı kadarıyla

 

ateş: dedene bir ara soracağım senin küçüklüğünü

 

gülerken suratımı kapatacağım sırada ateş bileğimi tutduğumda bir anda gülmeyi kesip ateşe baktım

nehir: ne oldu

ateş: kapatma suratını kapatmaki o güzel gülüşünü göreyim , şu iki günde oek göremedim

 

nehir: bende pek gülmedim zaten

biz böyle otururken kedi bir anda zıplayıp araya girmişti biz ikimizde güldüğümüzde kediyi kucağıma yatırdım be başını okşamaya başladım

kedinin uykusu var gibiydi direkt bacağıma yatmıştı

bende kafamı ateşin omzuna yasladığımda ateşte kafasını koltuğun kenarına yasladığımde üçümüzde uyuya kalmıştık

tabi bunun son mutlu günümüz olduğunu bilmeden...

 

umarım güzeldir

şu birkaç gün içinde bölüm atamayacağım ama birkaç gün sonra tekrar atarım

eğer beğendiyseniz yorum ve oy bırakırsanız çok sevinirim🧡

 

Loading...
0%