@wwtuanaw
|
Tekrar tezgahın oraya geçtiğimde gelenin samet amca olduğunu gördüm samet amca ateşede banada gülerek bakıyordu ben utançtan kafamı etfiğimde samet amca sakince sırtama dokundu samet: aşkınızı yaşayın kızım utanmaNa gerek yok yanaklarım dahada kızardığında ateşle samet amcanın güldüğüne şahit oldum samet amca tekrar dedemin yanına döndüğünde yemek hazırlamaya geri koyulduk yemek hazırlamak bittiğinde hep birlikte sofraya oturduk neredeyse uzun zamandır böyle huzurlu bir sofraya oturmamıştım bu gözlerimin dolmasına sebep olurken gözlerimi hızlıca sildim kimse görsün istemezdim ama ateş çoktan görmüştü gözleriyle bana ne oldu der gibi baktığında kafamı iyiyim anlamında salladım ateş pek tatmin olmasada önüne dönmüştü
-yemekler toplanır mutfak temizlenir ve herkes içeri geçer- hepimiz bir koltukta oturmuştuk ama dedemle samet amca kalkıp konuştular dedem: biz istanbul boğazında yürüteceğiz biraz çocuklar samet: biraz dedenle anılarımızı hayırlayalım
ateş: tamam görüşürüz nehir: görüşürüz Samet amca ve dedem evden çıktığı anda ateş bir çocuk gibi yanıma oturdu ve kafasını dizime koydu Gülerek konuştum nehir: ne yapıyosun ateş: yatıyorum nehir: onu bende görebiliyorum benim dizimde ne yapıyorsun ateş suratıma öyle bir bakıyorduki o bakarken bile ürpermiştim çünkü bana yiyecekmiş gibi bakıyordu ellerimle gözlerini kapattığımda konuştum nehir: bakmasana şöyle ellerimi gözlerinden çektiğimde suratında daha üzgün bir ifade vardı ateş derin bir nefes aldığında sanki konuşmaya casaret bulamıyordu ateş: o piç sana birşey yapmadı değilmi bende derin bir nefes aldım nehir: hayır yapmadı ateş: o zaman neden yemekte üzgün duruyordun bu sorusunu gülerek yanıtlamıştım nehir :sen ona takıldınmı , sadece mutlu bir aile tablosu gibi geldi suratıma bu hoşuma gitti ateş: mutlu aile tablosu, benimde uzak olduğum bir kavram
ortam kasvetli bir hal almıştı bu yüzden hızlıca yerimden kalkıp neşeli bir tonda konuştum nehir: ikimize kahve yapmamı istermisin ateş: yap bakalım ben arkama dönüp giderken ateş arkamdan konuştu ateş: tuzda katacakmısın? kahkahama engel olamamıştım ateşte içeriden gülerken mutfağa geçip kahve yapmaya başladım ikimizede büyük boy kupada yapmıştım bu yüzden tepsi yerine elimde götürüyordum tam mutfaktan çıkacağım sırada önümdeki ateşi görmeyip hızlıca çıktığımda elimdeki kahveler ateşin üstüne dökülmüştü ateş acı içinde haykırdığında ne yapacağımı bilemeden ateşin tişörtünü çıkardım ateş yanmasına rağmen fazla neşeliydi ben bunu yaparken kahkahalara boğulmuştu ateş: bu kadar hızlı çıktığını düşünmemiştim ama hoşuma gitti ben konuşmadan ateş beni belimden tutup kendine çektiğinde göğsüm ateşin çıplak göğsüne değmişti nehir: tüh galiba bu deferde özür dilemem gerekecek ateş güldüğünde alnını alnıma yasladı dışarıdan biri görse çok yanlış anlaşılırdı ateş neredeyse yarı çıplak duruyordu kafası alnımdaydı aramızdaki mesafe bir nefes mesafesinden azdı ikimizde böyle durarken bizi bölen şey bahçedeki sesti ikimizde kafamızı çevirdiğimizde ateş yavaşça bahçeye açılan kapıya ilerledi Bende arkasından gitmiştim biz kapıyı açıp dışarı çıktığımızda çalının arkasındaki minik kediyi gördük ilk başta biri zannettiğimiz şey minik bir kediydi ateş kediyi yavaşça kucağına aldı simyah mavi gözlü bir kediydi nehir: acıkmış olmalı ona biraz süt verelim Ateş benimle birlikte içeri girdiğinde kediyi koltuğa bıraktı bense mutfaktan bir kap alıp içine süt koydum içeri adımlarken kapının köşesinden ateş baktım
kediyi kucağına almış seviyordu suratında öyle bir gülümseme vardiki küçük bir çocuk gibiydi kapı yere koydum nehir: hadi bakalım gel iç kedi koşarak kaba gelip içmeye başladı bu kedi ölen kedime benziyordu nehir:bu kedi benim ölen kedimle neredeyse aynı ateş: senin bir kedinmi vardı nehir: aslında evde beslemiyordum ama onu sokakta gördüğümde ve yemek verdiğimde benim peşimi bırakmamıştı her gün iner o kediye mama verirdim birkez eve almak istediğimde annem fena kızmıştı benim ailem pek hayvan sevmez
ateş bakışlarını benden ayırıp kedi yönelttiğimde gözleri parladı ateş: eğer istersen bu kediyi evde besleyebiliriz bizim kedimiz olabilir dıdaklarımda bir tebessüm oluştuğunda oturduğum koltuktan kalkıp ateşin yanına oturdum ateşse bir kolunu omzuma atıp beni kendi omzuna yasladı ateş: bende küçükken bir kedi yüzünden fena düşmüştüm bu yüzden küçükken kedileri pek sevmezdim Suratımdaki tebessüm büyüdüğünde gözlerimi ateşe çevirdim ateş bana bakıyordu onun bakışı bile kalbimi yerinden oynatıyordu nehir: küçüklüğünü anlatsana merak ettim , bence sen çok yaramaz bir çocuktun sende öyle bir tip var böyle sürekli koşan hoplayan çocuklar gibi ateş kafasını bana dahada yakınlaştırdı ateş: bende başka ne tipi var biraz düşünür gibi yaptım ardından konuştum nehir: yakışıklılıkta var biraz sanki ama yaramaz bir çocuk olmakta var
ateş gülüp koltuğa sırtını dayadı ateş: doğru tahmin, küçükken balıklarımız vardı ve onlara dondurma yedirmeye çalışmışım e sonra ölmüşler tabi
kahkahama engel olamamıştım nehir: ben küçüklüğümü tam olarak bilmiyorum sadece dedemin anlattığı kadarıyla
ateş: dedene bir ara soracağım senin küçüklüğünü
gülerken suratımı kapatacağım sırada ateş bileğimi tutduğumda bir anda gülmeyi kesip ateşe baktım nehir: ne oldu ateş: kapatma suratını kapatmaki o güzel gülüşünü göreyim , şu iki günde oek göremedim
nehir: bende pek gülmedim zaten biz böyle otururken kedi bir anda zıplayıp araya girmişti biz ikimizde güldüğümüzde kediyi kucağıma yatırdım be başını okşamaya başladım kedinin uykusu var gibiydi direkt bacağıma yatmıştı bende kafamı ateşin omzuna yasladığımda ateşte kafasını koltuğun kenarına yasladığımde üçümüzde uyuya kalmıştık tabi bunun son mutlu günümüz olduğunu bilmeden...
umarım güzeldir şu birkaç gün içinde bölüm atamayacağım ama birkaç gün sonra tekrar atarım eğer beğendiyseniz yorum ve oy bırakırsanız çok sevinirim🧡
|
0% |