Yeni Üyelik
12.
Bölüm

12 : Tuzak

@x1hayat1w

Dün geçe olanlar gerçek miydi?

Alihan abim gerçekten geldi mi?

Bilmiyorum ama umarım gelmiştir umarım gerçekleri bulmuştur

Benim yapmam gereken piçin dikkatini dağıtmaktı

Oyunun içindeyiz ama bu oyunu kazanacaktık ne olursa olsun

Ben dikkat dağıtırken Alihan abimde o piçi bulacaktı.

Tehlike kapıdaydı bende kapıyı açmış girmesini istiyordum

Tehlike usulca içeriye girdi. Bilmiyordu ben onun isteğini yaptırdığı bir kulla değildim ben öyle sanmasını istiyordum

Tehlike bana doğru gelirken arkasında olan Aslanı görmemişti. Bir oyunu kurallarına göre oynamak gerektir

Hile yapanlara kuralları yedire yedire öğretirdik

Fırat bugün Hüsnü Şenlendirici'yi bir yemeğe davet edilecekti. Ama bu yemekte kaçıracak şu an benim bulunduğum bu depoya getirecekti

Bende özel misafirime özel işkence aletlerini hazırlıyordum

Okuldan sonra direk buraya gelmiştim. Çınar ve grubu da evde olanları öğrenmişti çıkışta gelip benim böyle bir yapacağıma inanmadıklarını söylemişti

Bu davranışları sevmiştim. Alp gelmemişti hala bana karşı öfkeyliydi eminim

Alp'e ne kadar tipsiz filan desemde Alpaslan kadar vardı sadece onu sinir etmek hoşuma gidiyordu.

Bora ise benimle gelmek istemişti ama ben istemedim

Çünkü bir tuzağa bile bile atlalayacaktım

Onu da o tuzağa çekmezdim

Zaman akıp gidiyordu. Akşam olmuştu bile depoyu aydınlatan tavandan sarkan ışık vardı

Sessizlik

Ölüm sessizliği dedikleri bu mu?

Ceylan ailesini kurtara bilmek için bilerek tuzağa yakalanıyor avcıların dikkati ona çekiliyor ailesi kurtuluyor

Peki ya ceylana noluyor?

Ölecek mi? Bilmiyorum

Bile bile gideceğim tuzakta bana ne olacağını bilmiyorum

Tek bildiğim dikkatleri üzerime çekmekti

Dışarıdan gelen araba sesi depoda yankılandı. Tüm sessizliği tuzla buz etti

Arabaların durmasının ardından bir kaç saniye sonra deponun kapısı açıldı

Fırat içeriye girdi. Ardından korumalar Hüsnü Şenlendirici'yi getirdi

Ortadaki sandalyeye bağladılar hala baygındı adam

Fırat " Nasılsın cüce?"

Nasıl mıyım? Bilmiyorum

Ne hisetmem gerek belki de o tuzakta öleceğim bilemiyorum beni ne bekliyor bilmiyorum

Daha anne ve babama, anne baba demedim

Eğer benim ölmem onları güvende tutacaksa ölmeye razıydım

" İyiyim. Sağol bu kadar yeterli gerisini ben yaparım"

Fırat kaşlarını çatarak bakmaya başladı

Fırat " Saçmalama yanında olacağım"

" Lütfen git biraz eğleneceğim hadi "

Fırat oflayıp kafasını salladı

Fırat " 2 koruma kalıyor"

" Tamam "

Fırat gittikten sonra hala baygın olan adama buzlu suyu kafasından aşağıya dökerek uyandırdım

Etrafına şaşkınca baktı. Korku yoktu gözlerinde sadece sevinç vardı ama gizliyordu

Hüsnü " Noluyor sende kimsin benden ne istiyorsun?" Dedi telaşlı ve korkuyla

Ne yalan söyleyeyim inandırıcı bir rol oynuyordu.

Ben sürekli sessizce insanları gözlemyen birisiydim. İnsanların nasıl birisi olduğunu çözmem zor değildi

Hele Ilım iken beni kandırmazlardı. Beni anca ben kandıra bilirdim

" Işıl Ilım bu isim tanıdık geldi mi? İstersen konuşmaya başla yoksa ben eğlenmeye başlayacağım"

Hüsnü " bir velete göre fazla iddialısın "

" Bir piçe göre fazla çirkinsin "

Hüsnü" Ne yapacaksın velet? " dedi alayla

" Bilmem ne yapıyım?" Diye sordum usulca

Hüsnü" Hmm aklımda olanları bilmek istemezsin güzellik " demesiyle yüzüne sert bir yumruk indirdim

" Aklında olanları silmesini bilirim ama önce bana emirleri aldığın piçi söyleyeceksin!" Diye bağırdım gülmeye başladı

Hüsnü" Ah şu Abini öldüren kişiyi mi? Ne o intikam peşine mi düştün?"

" Kim lan o piç!?" Diye bağırdım

Filme filan mı girsem çok güzel rol yapıyorum? İyi de para kazanırız

Cidden mi şu anda mı bunu mu düşünüyorsun?

Sana ne Fitnat isteğimi düşünürüm!

Lan mal madem para diyorsun Fırat'ın asistanı ol daha çok alırsın

Doğru neyse görüşürüz daha çok işim var

Deli !

Bende seni seviyorum bebeğim

Pislik sapık gidiyorum ben

Görüşürüz

Hep sen beni deli edecen birazda ben ediyim

Hüsnü " Bilmem kim adı neydi ahh unuttum" demesi ile bir yumruk daha attım

Burnu kanamıştı elime gelen kanları ona gösterip konuştum

" Kırmızı yakıştı " diyip elimi üzerindeki kıyafetlere sildim

" Ben sana zevkle hatırlatırım merak etme" dedikten sonra işkence aletlerin olduğu masaya geldim

Benim işkence yöntemlerim çok farklıydı

Bir uçlu kalemi alıp geri adamın önüne gelip kalemi elimde döndürdüm

Hüsnü" Kalem mi? Daha yaratıcı işkenceler bekliyordum " dedi alayla sözleri bitmesi ile kalemi hızla kasıklarına batırıp çıkarmam saniyeler sürdü

Yüzü kıpkırmızı olmuştu depoda yankılanan çığlığı bana zevk veriyordu.

Korumalar bile bu durumdan rahatsız olup bir adım geriye gitmişlerdi

Kalemi yere atıp geri işkence aletlerine döndüm

MP3 kulaklığı alıp kulağına taktım. Kulaklıkta seks sesleri açıktı. Hala acıyla buruşmuş olan yüzü şokla bana baktı

Hüsnü " Siktir"

Ger işkence aletlerinin arasından sanal gözlüğü alıp taktım ona

Seks videosu görecekti.

Erkeklerin en zayıf yerinden vurması ayrı bir zevk

Sadece iki dakika sonra isteğime ulaşmıştım. Sanal gözlüğü ve kulaklığı çıkarıp geri yerlerine koydum

Hüsnü " Sen delinin tekisin!"

" Öyleyim insanların zayıf noktasını bulduğum an can yakıyorum"

Hüsnü hem acıyla hemde kendine dokunma isteğiyle kıvranıyordu

" Ne zaman konuşursan o zaman işkence bitecek yada yok ben ne zaman istersem o zaman bitsin öylesi daha eğlenceli"

Elime aldığım bileklik ile küçük kumandayı alıp yanına gittim.

Pantolonun üzerinden kasıklarına sıkıştırdım bilekliği

Kumandaya basıp azar azar elektrik verdim. Acıyla çığlıklar atarak yalvarıyordu ebn ise takmıyordum sadece zevkle izliyordum

Korumalar rahatsız oldular yada korktular bilmiyorum ikisinde kapıyı açıp dışarıya çıkıp beklemeye başladı

En sonunda kumandaya geri basıp durdum nefes nefese kalmıştı

Hüsnü " Sen piçin tekisin!" Diye bağırdı öfkeyle

" Ahh noldu canın mı yandı? Uy kıyam sana hadi konuş ve yalvar durmam için "

Hüsnü " Oruspu çocukları hepinizi öldüreceğim!"

" Bak bu olmadı şimdi anneme oruspu dedin ilk hatan bir oldu iki hepinizi öldüreceğim dedin affedilir değil yani eğlenceye devam sabaha kadar burada oluruz böyle devam ederse sabaha çıka bilecek misin?" Diyip güldüm

İşkence masasından küçük yeşil tenis topunu dolu olan kutuyu aldım. Karşına geçip oturdum

Hüsnü " Top mu? Onla napacaksın?"

" Bu topla oynayacağım"diyip kafasına sıktım top sekip depoda ilerledi

Hüsnü" Delinin tekisin! Mal bu nasıl işkence!" Demesi ile kasıklarına attım top ile inledi. Art arda bir çok topu ona attım. Bir çoğunu özel bölgesine attım

" Ama niye çığlık atıyorsun bu işkence bile değil sen söyledin"deyip sinsice güldüm

Topların hepsini ona sıkmam ile kutuyu atıp masaya doğru yürüdüm

Hüsnü" Hayatımda böyle işkence görmedim. Abisi kılıklı piç "

" Alihan abim keşke hayatta olsa herkes çok benzetiyor bizi eminim iyi ikili olurduk "dedim gülümserek

Hüsnü" Bir aileye iki deli fazla ölmesi iyi olmuş " demesi ile oyuncak orta boy boy büyüklükte olan kızı aldım

Oyuncak kız çalıştınca otururken sürtünüyordu ve bu ceza makbuldür

Kızı kucağına koydum gerçek bir kız gibiydi sadece oyuncaktı. Oyuncak kızı çalıştırdım

Oyuncak kız onun boynuna sarılıp sürtünmeye başladı ben ise sadece adamın kendisini sıkmasını izliyordum

Hüsnü " İşkencene sıçsınlar ne istiyorsun be ! " Diye dayanamayıp isyan etti

" İsteğim şeyi gayet iyi biliyorsun"

Hüsnü" Yeter tamam anlatacağım al şunu ahh yeter "

" Yok ya öyle kurtulmak yok "dedim alayla güldüm

Nefesleri düzensiz oluyordu dayanamamıyordu bu kadar yeterdi oyuncağı durup yere attım

" Anlat "

Hüsnü " Adres vereceğim orada yaşıyor gündüzleri hizmetçiler her şeyi yapıyor gece ev boş oluyor. Gündüzleri evin altındaki mekânda herşeyi işletiyor*****sokağı no 24 "

" Afferin" diyip ayağa kalktım. İşkence masanına geçip bıçağı alıp ona doğru yürüdüm

" Aklından geçirdiklerini silmede sıra" diyip kasıkları ile karının arasına sapladım

Bıçağı çekmedim. Ban şokla baktı sonra çığlık atmaya başladı artık çocuğu olmazdı

Depodan çıktım kapıda bekleyen korumalar bana döndü

" şu piçi hastaneye götürün" dememle ikisi de içeriye girdi

Bende hızla koşarak orman yolundsn kestirmeden şehre geldim. Bir taksiyle binip gideceğim adresi verdim

Tuzağa diyordum bile bile

Telefonu çıkarıp Murat'ı aradım

Tüm abilerin numarasını Alpaslan bana önceden vermişti

Murat " Alo Işıl her şey yolunda mı?"

" Neredesin?"

Murat " Hastanede neden ki?"

" Sana birazdan bir adres atacağım polisleri ve ambulansı yönlendir"

Murat " Işıl Noluyor!?"

" Bir şey sorma sadece dediğimi yap "

Murat " Tamam. Kendine dikkat et"

" Ederim görüşürüz abi" Abi kelimesini kısık söylemiştim telefonu kapattıp cebime koydum

Taksiciye parayı ödeyip taksiden indim

Murat abime konumu atıp telefonu sessize alıp otların arasına attım. Eve doğru yürüdüm

Kapısı kapalıydı eminim kitlidir. İki katlıydı ve balkon vardı. Kapının yanındaki pencerinin korkuluklarıdan tırmanıp balkona ulaşıp kendimi yukarıya çektim

Balkonun kapısını kitli degildi sessizce eve girdim

Tuzağa geldi tüm dikkatini bende olduğuna eminim beni izliyordu

Umarım Alihan abim o piçi bulur!

Evin içi karanlıktı. Yavaş ve temkinli adımlarla ilerlemeye başladım

Merdivenlerden indim salonda ve diğer hiç bir yerde hiç kimse yoktu

Tuzak neydi o zaman. Birden tüm ışıklar yandı kulak tırmalayan bir ses yankılandı. Sonra her taraf kapandı ev teknolojikti uzaktan kontrol ediliyordu

Salonda hapis kalmıştım içeriye bir duman geliyordu uykum geliyordu. Uyku gazı olmalı tek hatırladığım odadaki şöminenin yanması ve yerde bir çizgi halinde ilerleyen ateşin perdeleri tutuşturmasıydı

Ölecek mi? Bilmiyorum

Gözlerim kapanmıştı yere düşmüştüm. Bilincim de yakında gideceğine eminim

Bilincim kapanmadan önce tek duyduğum polis sirenleriydi sonrası karanlıktı

 

° Murat Kara °

Işıl'ın son söylediği fısıldadığı abi kelimesini duymuştum. Ona bir şey olacaktı emindim bir süre sonra konum gelmişti

Hemen Bulut'a konumu gönderip acilen ekip gönder demiştim. Sonra hastaneden de ekip yolladım bende hemen çıkıp hızla gelen konuma doğru geldim

Geldiğim yerde evden dumanlar çıkıyordu ama yangın gözükmüyordu polisler kapıları ne kadar zorlasa bile açılmıyordu

Işıl diye düşündüm içeri de hapis mi kaldı? Olamaz nefesim kesiliyordu arabaya tutunup dik durmaya çalıştım

Fırat aradı telefonu zarar zor açtım

Fırat " Lan puş naber dün Işıl'a konuştun mu ne dedi? "

" Fırat şu an sırası değil" dedim zar zor

Fırat " Sorun ne sessin kötü geliyor?"

" Işıl" dedim gerisini getiremedim

Fırat " Işıl mı? Lan noldu Işıl'a benimle dalga geçme Işıl bizim adamların yanında" dedi sinirle tam konuşacağım an kapı sesi geldi serçe açılmıştı

-" Abi Işıl gitmiş hala bulamıyorlar. Adamları atlatıp kaçmış Hüsnü de yaralı "

Fırat" Ne ! Lan nasıl olur bana bulun o cüceyi tek başına bir işler açmasın!" Diye bağırdı

Ne yani o da mı bu işte?

Fırat" Murat Işıl'a noldu iyi mi? Lan bir şey söyle aklımı kaçıracağım "

" Işıl bana bir konum attı şu an oradayım iki taklı bir ev dumanlar çıkıyordu ama ev kilitli açılmıyor! "Diye bağırdım

Fırat" Ne! Hemen geliyorum konum at "diyip katapmıştı

Fırat'a konumu atıp beklemeye başladım ama hala polisler açmıyordu!

 

° Alihan Kara °

Uzun uğraşlar sonucunda Ayhan denen piçin yerini bulmuştuk.

Garip olan şu ki onu bulmamıza engel olacak bir şey çıkmadı sanki şu an bizle ilgilenmiyordu

Işıl diye geçirdim içimden demek bu yüzden dikkat dağıtacak bende bulacağım

Ona bir şey olmasına izin vermeyeceğim. Eminim kendisini tehlikeye atıyordur

Bu kızın bana çekmesine şu an memnun değildim

Kulağımdaki kulaklıktan Kaan'ın sesi geldi

Kaan " Komutanım her tarafı sardık hazırız"

" Tamam herkes dikkatli olsun hadi aslanlarım şu piçi alalım"

Hepsi aynı anda " Emredersiniz komutanım" demişti.

Dışardaki korumaları tek tek indiriyorduk. Susturucu takılıdı silahlarımız da

Eve girmiştik dikkatlice ilerleyip önümüze çıkanları öldürüyorduk. Bir her odaya bakıyorduk hala bulamadık üst kata çıkmıştık

Koridorda son bir oda kalmıştı. Hepimiz burada idik kapı kilitliydi hızla tekmeleyip kırdım içeride bir çok bilgisayar vardı ve koltukta kafasına sıkmış olan Ayhan

Piç adam ona yapacaklarımdan korkup kendisini öldürüktü!

Ölüm kurtuluşu olmuştu ama ondan daha önemli bir şey vardı büyük ekranda yerde yatan Işıl ve oda yanıyordu

Her taraf kitliydi polisler kapıları açmaya çalıştığı bir başka kayıt vardı

" Kaan hemen kilidi aç !"

Kaan bilgisayarın başına geçip uğraşmaya başladı

Odadaki yangın hızla ilerliyordu

Kaan " Abi açamıyorum ama yangını duracağım" diyip bir şeyler yaptı evin her yerinde yangın alarmı çaldı sonra tavandaki yangın söndürücüler çalıştı sular akmaya başladı. Yangın sönmüştü ama duman ve başka bir şey daha vardı

Uyku gazı!

Kaan " Abi merak etme az kaldı onu kurtaracağız"

Beş dakika geçmişti ama hala açılmamıştı

Dakiklarla yarışırız Işıl dayan lütfen dayan !

Korkuyu iliklerime kadar hissediyorum. Onu sarılıp uyuduğuma 24 saat olmuştu şu an ise ölümle burun buruna idi

Dayan küçüğüm dayan !

Yerimde sakince durmaya çalışmak delilikti

Kaan " Oldu" demesi ile kapılar açıldı. Polisler itfaiye ekipleri sağlıkçılar içeriye girdim

Murat'a oradaydı Işıl'a baktı hızla sedyeye alınıp götürüldü

" Serpil durumunu hemen öğren haber bekliyorum"

Serpil " Peki " diyip gitmişti

" Toplanın çıkıyoruz "

Bu tuzaktı. Işıl bunu biliyordu dikkat dağıtmak için bilerek kendisini feda etti

Beni bu kadar erken bırakmasın daha ekibe alacağım seni almam için beni zorlayacağına eminim

Zorla ekibe girecksin benimle beraber vakit geçireceksin sevgilin olacak seni hepimiz deli gibi kıskanacağız

Daha seninle kitaplar okuyacağız seni götürmek isteğim çok yer var Işıl pes etme

Abi kardeş olacağız. Diğerleri de seni üzgünce hepsine dünyayı beraber dar edeceğiz

İnsanları üzmeyi sevmiyorsun o zaman bizleri üzme sen gidersen herkes çok üzülecek

Hepimiz toplanmış. Geri Birime dönmüştük

Ne kadar gitme deseler bile siyah ceket giyip şapka filan takıp çıkmıştım

Hastaneye gelince ameliyat hanenin olduğu koridorun sonunda Murat'a baktım kardeşi olduğu için girmemişti

Fırat dingili de buradaydı Bulut'a

Eminim yakında burası kalabalık olacaktı.

Bekledim 15 dakika sonra ailem Bora ve Çınar ile grubu da gelmişti

Çınar'ın nasıl haberi oldu? Alp!

Işıl'ın bu çocuğa aşık olduğunu bildiğinden beri kıl oluyordum

Alpaslan sakin duruyordu ama kendisini suçladığı belliydi hepsi yanımdan geçip gitmişti

O kadar korkmuşlardı ki beni bile fark etmediler

Bora sakin değildi sürekli bir sağ bir sola gidiyordu bir şeyler fısıldıyordu

Herkes seni bekliyor Işıl lütfen gel

 

 

Bölüm Sonu

 

 

 

 

Loading...
0%